Bölüm 82: Kişi, En İyi Şekilde, Erdemleri İçin Cezalandırılır (2)

avatar
442 5

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 82: Kişi, En İyi Şekilde, Erdemleri İçin Cezalandırılır (2)



Şehir lorduna ait malikane de…

 

Yeraltı Şeytanı avluda toplanan özel misafirleri balkondan izliyordu. Düğünün başlamasına çok az kalmıştı. Her ne kadar binlerce formasyon tarafından korunsalar da hiçbir şeyi şansa bırakmamak için on iki takımdan üçü devriye geziyordu.

 

Bunlardan biri de Şeytan Takımı idi.

 

Geçen yıllarda Şeytan Takımı, Ejder Kral ve Mızrak Kral’ın Tanrı Ordusu’nu tek başına karşılayabilecek seviyeye ulaşmıştı. Bizzat efsanevi Erlik’in vasisi olan Yeraltı Şeytanı tek başına Ejder Kral’ı alt edebilecek güce erişmişti.

 

Bunda Rona’nın katkısı olduğu gibi kendisinin yeteneğinin ve azminin etkisi de çok büyüktü.

 

Yeraltı Şeytanı’nın balkonda misafirleri izlemesinin sebebi çok basitti. Kardeşi ve Gece ile evlendikten sonra Rona, Kardelen ile de evleneceği için şehrin koruması ile ilgilenecek zamanı yoktu. Özellikle onlara en yakın yer olarak avlu çok tehlikeliydi.

 

Öncesinde duyduğu haberler her ne kadar gelin ve arkadaşlarından gizli tutulsa da Rona’nın sağ kolu olan Yeraltı Şeytanı’nın bilgisi vardı. Bluviel Krallığı’nın merkezine bölgelerinde en az 100,000 insan canavarlar tarafından katledilmişti.

 

Bu rakamın korkunçluğu Yeraltı Şeytanı’nın titremesine neden olmuştu.

 

Yüz bin insan cesedi dağ oluşturmak için gayet yeterliydi.

 

“Hiçbir sorun olmamalı. Rona ve Kardelen mutlu olmalı.”

 

Aydın Rüya ve Kara Çiçek’te pek tabii devriye gezmekteydi ama onlar misafirler arasına sızarak olası tehlikeleri araştırıyorlardı. Şüpheli gördükleri birini anında uzaklaştırıyorlardı. Şu ana kadar herhangi bir sorun çıkmasa da dikkati elden bırakmamışlardı.

 

Her biri bir Seçkin kadar güçlüydü. Yıllardır çok sayıda savaşa girerek geliştirmişlerdi kendilerini. Aynı nesilden onlara karşı koyabilecek kimse yoktu.

 

[Bölge-A, Rapor veriyorum. Şüpheli yok, Bluviel Krallığı’ndan gelen heyeti kontrol ediyoruz. Kral, kraliçe ve veliaht prens teşrif etti. Geçmesine izin verildi.]

 

[Bölge-C, Rapor veriyorum. Şüpheli yok, Framesworth Hanedanı’ndan dört orta seviye Seçkin geldi. Silahlarını bıraktılar ve Bölge-D’ye geçiyorlar. Tehlike yok.]

 

[Bölge-D, Rapor veriyorum. Şüpheli yok, masa 1 ve masa 2 de kavga çıkma ihtimali var. Saha ekibini yönlendiriyorum.]

 

Yakasındaki iletişim taşları yanıp sönerken takım arkadaşlarından raporlar akmaya devam etti. Yüzlerce kişinin bulunduğu bu düğün törenini takip etmek için aynı büyüklükte ekipler oluşturulmalıydı.

 

Şu anda ondan fazla saha ekibi, yirmiden fazla kontrol ekibi ve binlerce formasyonla birkaç saatliğine diyarın en güvenli yeri burasıydı.

 

“Anlaşıldı, devam edin.”

 

Yeraltı Şeytanı ifadesizce avluyu izlemeye devam ederken birden arkasını döndü ve badem gözlü güzel Koreli kadına baktı.

 

“Majesteleri sana gerçekten güveniyor. Böyle önemli bir günde dahi her şeyi sana emanet ediyor.”

 

Kara Büyücü, Kardelen’in altındaki en yetkin insanların başında geliyordu. Büyük çaplı savaşlarda Katliam ve Yıldırım Tanrısı ile birlikte her zaman ön saflarda olur ve savaşın bir numaralı figürü olurdu. Lanet ve destek büyüleri o kadar iyiydi ki savaşın seyrini tamamen değiştirebiliyordu.

 

“En başından beri Rona’nın yanında savaşıyorum. Benden başka kime güvenebilir ki?”

 

“Bilmiyorum.”

 

Kara Büyücü cilveli bir şekilde balkonun ucuna geldi ve kollarını mermer korkuluklara dayadı. Sıkılmış bir şekilde aşağıdaki insan kalabalığına bakındı.

 

“Daha başlamasına saatler var ama herkes arı gibi çalışıyor. Çoktan diyarın en güçlüsü olduk. Bu kadar gerginliğe gerek var mı ki?”

 

Kara Büyücü’nün kara gözlerinde erik çiçeğine benzer semboller görünmeye başladı. Bunu gören Yeraltı Şeytanı birden kıpkırmızı kesildi.

 

“Burada olmaz, görev başındayım.”

 

“O kadar uzun sürmez zaten! Hmph, her işin peşinde koşmaktan kendine vakit ayıramıyorsun. Hep onları düşünüyorsun ama sıra bize gelince sus pus oluyorsun. İlişkimizi ne zaman açıklayacağız?”

 

Yeraltı Şeytanı pembeleşen yanaklarına rağmen ciddiyetini korumayı sürdürdü.

 

“Sana daha önce de söyledim Kara Büyücü. Her şeyin bir zamanı var. Söz veriyorum, bizim düğünümüz de en az bu kadar şanlı olacak.”

 

Kara Büyücü’nün gözlerindeki erik çiçekleri daha da koyulaştı. Badem şekilli ıslak gözleri onu korunmaya muhtaç gösteriyordu. Bu da Yeraltı Şeytanı’nda garip duyguları harekete geçiriyordu.

 

“Söz veriyorsun ama… değil mi?”

 

Kara Büyücü, Yeraltı Şeytanı’nın kaslı koluna bir kedi gibi sırnaştı.

 

İkili uzun zamandır çıkıyorlardı.

 

---

 

O sırada arka sokaklarda gezen bambu şapkalı bir adam yere bir adet bagua rozeti bıraktı ve bir an bile duraklamadan ilerlemesini sürdürdü. Sanki hiçbir şey olmamış gibi her şey normaldi.

 

Ta ki çöplerin arasından fırlayan kırmızı gözlü bir fare rozeti kapıp kanalizasyona fırlayan kadar. Fare nereye gideceğini bilircesine borular arasında hareket etti ve bulunduğu konumdan yüzlerce metre ötede kırık taştan yapılma bir odanın tuvalet deliğinden dışarı fırladı.

 

Cvik, cvik!

 

Fare birkaç kez ciyakladıktan sonra burnuyla etrafı kokladıktan sonra bagua rozetini tek hamlede midesine gönderdi. Ardından tuvaletten çıktı ve tozlu koridorda metrelerce ilerledi.

 

Devasa bir ahşap kapıya yaklaştığında ise iki çift göz tam üzerine kilitlendi. Yayılan aura öyle kuvvetliydi ki küçük fare olduğu yere kilitlendi.

 

“Kim var orada?!”

 

Koridordaki üst seviye Seçkin nöbetçiler tedirginlikle kılıçlarını doğrultmuştu. İkisi de Seçkin aşamasının sonlarına yaklaşan güçlü figürlerdi. Bu yüzden böyle önemli bir yeri korumak için görevlendirilmişlerdi.

 

Emirler de hiçbir insanın bu odaya yaklaşmayacağı üzerineydi.

 

Kim olursa olsun öldürme yetkileri vardı.

 

“Gerçekten bir fareden mi korktun?”  

 

Sesin sahibinin şişman bir fare olduğunu gören muhafızlardan nispeten uzun olanı kahkahalara boğulmak üzereydi. Çok gergin olduklarından bu olay içlerindeki gerginliği dışa vurmalarına neden olmuştu.

 

Diğer muhafız utançla kafasını eğdi ve kılıcını kınına soktu. Diyar da çok az dengi olan güçlü bir figür olsa da bir fareden korkmuştu. O kadar utanmıştı ki yerin dibine girmek istiyordu.

 

“Boşluğuma geldi, tamam mı?”

 

“Pfft! Tamam, tamam.”

 

Kısa muhafız alnını eliyle kapattı ve kılıcını kınına yerleştirdi.

 

Bu sürede şişman fare çoktan tüymüştü.


Muhafız bunu görünce hayal kırıklığıyla iç çekti.

 

“O fareyi öldürmek istiyordum.”

 

“Neyse bir dahaki sefere artık. Hahaha!”

 

“Kapa çeneni!”

 

“Hahahaha!”

 

Muhafızlar birbirleri ile eğlenirken şişman fare karanlık koridorun en köşesinde hareketsizce yatıyordu.

 

Fare ölmüştü.

 

Ancak bununla kalmıyordu.

 

Farenin ölü bedeninden çıkan garip sıvı ve enerji tutamı duvarı yavaşça aşındırmaya başlamıştı.

 

---

 

Benzer olaylar şehrin sekiz farklı bölgesinde de gerçekleşmişti.

 

Şehir meydanına bir rozet gömen yaşlı dilenci,

 

Kilise avlusuna başka bir rozet gömen rahip,

 

Nehirde yavaşça süzülen tekneden atlayan bir balıkçı,

 

Şehir duvarlarına rozet gömen bir muhafız,

 

Ve daha niceleri…

 

Dövüş sanatları ustasından şehir yetkilisine kadar çeşitli kılıklardaki insanlar şehrin belli noktalarına bagua rozetinden bırakmıştı.

 

Hepsi rastgele yerlere gömülmüştü.

 

En azından bilgisiz birinin söyleyeceği bu olurdu.

 

Ancak kuş bakışı ile yukarıdan bakıldığında rozetlerin kusursuz bir trigram çizdiğini ve bunun tam ortasındaysa şehir lordu malikanesinin olduğu görülebilirdi.

 

Ara sokaklarda ilerleyen bambu şapkalı adamlardan birisi yakasına gizlenmiş iletişim taşına söylendi.

 

“İkinci aşama başarılı. Geri çekiliyoruz.”

 

[Anlaşıldı. İkinci bir emre kadar ortalıkta gözükmeyin.]

 

İletişim taşından güçlü ve bilgecan bir ses çıktı.

 

Bu Alperen’in sesiydi.

 


---


Sınavlar bitti ve geri döndüm. Son zamanlada yaşadıklarımdan dolayı pek bir motivasyonum yoktu ama şimdi kendimi toparladım sayılır. Ayrıca sınavlar bittiği için zamanımda var. Tam olarak emin olamasam da günlük bir bölümle devam edeceğiz. 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44513 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr