Bölüm 76: Kanlı Ayın Hükmü

avatar
426 6

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 76: Kanlı Ayın Hükmü


Paulo Briache gözlerini şokla sonuna kadar açtı. Daha önce hayatını binlerce defa kurtarmış parmak ucu hissi (önsezi) çığlık atıyordu.  Çabucak kılıcını kaldırdı ve tedirgin bir şekilde kafasını kaldırdı.

 

Sarı saçlı bir adam ifadesizce aşağıya doğru süzülüyordu.

 

Kan kırmızısı gözleri Paulo’nunkinden farklı olarak eşsiz bir tona sahipti. Paulo’nunki siyahla kirlenmiş olmasına rağmen sarı saçlı adamın gözleri cam gibiydi.

 

Sarı saçlı adam Paulo’nun birkaç metre ötesine yavaşça indi.

 

“Ruhunun kirlendiğini görüyorum. Karman en az benimki kadar kirli. Sen de kimsin? Kötülük yapmandaki motivasyon nedir?”

 

Sarı saçlı adam bu soruları sorarken son derece rahat ve kayıtsızdı.  

 

“Sen de kimsin? Muhterem İblisle olan bağlantın ne?”

 

Paulo da benzer bir soruyla cevap verdi. Genç adamın vücudundan yayılan uhrevi aurayı hissetse de pek kafasına takmamaya karar verdi. Sonuçta hayatı boyunca kendinden güçlü çok sayıda kişiyle savaşmıştı.

 

“Muhterem İblis demek. Yıllar önce Alperen’i oluşturması için görevlendirdiğim bir organizasyon vardı.”

 

“Bu kadar muhabbet yeter.”

 

Paulo vücudunu eğdi ve ayaklarını yere sağlamca yapıştırdı, topukları hafifçe yerden kalktıktan sonra kara bir ışık sarı saçlı adamın göğsüne indi.

 

Bu ışık Paulo’nun kendisiydi. O kadar hızlıydı ki bir ışık gibi gözüküyordu.

 

Tok!

 

Kılıç sarı saçlı adamın göğsünden bir santim ötede görünmez bir tarafından durdurulmuş gibi havada asılı kaldı. Paulo şaşırmış olsa da tepkisi anlıktı, gölgesinden fırlayan dikenler sarı saçlı adamı zor durumda bırakmak için yükseltti. Kısıtlandıktan sonra kılıç saldırıları bu herifi öldürmeye yeterli olacaktı.

 

“Büyünün kaynağı olarak hâlâ manayı kullanıyorsun. Bu seni büyük ölçüde kısıtlıyor, Paulo.”

 

Sarı saçlı adam ismiyle seslendiği anda Paulo’nun vücudu durdu. Damarlarında deveran eden mana ansızın akmayı kesti. Gölgesinden yükselen dikenler sarı saçlı adama ulaşamadan çözündü.

 

Saniyenin yüzde biri süresinde bunlar olmuştu. Paulo garip şeylerin olduğunu fark ettiği için manasını zorla akıtmaya başladı.

 

Boom, boom!

 

Damarları zorla tekrardan açıldıktan sonra Paulo’nun gücü astronomik miktarlara çıktı. Onları uzaktan izleyen Muhterem Hayalet, güç seviyesinin üst seviye Seçkin aşamasına ulaştığını hissedebiliyordu.

 

“Kalp, os hyoideum, caput claviculare, solar plexus, Bulut Kapısı Merdiyeni…”

 

Sarı saçlı adam bu sözleri söylediğinde Muhterem İblis üyeleri şaşırdı ve olanlara anlam veremedi. Ama bir an sonra yüzlerce kılıç saldırısı beş farklı bölgeyi hedef aldı. O kadar hızlılardı ki gözün takip etmesi mümkün değildi.

 

“Hâlâ çok yavaşsın.”

 

Sarı saçlı adam eliyle yüzlerce kılıç saldırısı arasına gizlenmiş ölümcül saldırıları saptırdı ve saldırıların ortasından yumruğunu savurdu. Paulo kılıcıyla yumruğu saptırdı ve sağ elinden çıkardığı gölge kırbacı ile karşılık verdi.

 

İkisi saniyeler içerisinde onlarca kez çarpıştı ve çevrelerinde ne varsa yıktılar. Sarı saçlı adamın garip yöntemleri Paulo’yu zor durumda bıraksa da aralarındaki güç farkı çok fazla değildi.

 

Paulo galip gelebileceğini düşünüyordu.

 

Şüphelerini ve korkularını bir kenara bırakarak Bulut Kapısı Meridyeni’ne saldırısını sürdürdü. Kılıç saldırıları garip açılardan sarı saçlı adamı hedef aldı ve adeta nefes alacak zaman vermeden devam etti.

 

Bu esnada buz, yıldırım ve gölge elementlerinden oluşmuş kırbaçlar farklı yönlerden sarı saçlı adamın bacaklarını hedef aldı. Sarı saçlı adam birkaç adım geri çekilerek bundan kaçınmış olsa da odağı bozulmuştu, Paulo fırsat bilip kılıcını adamın göğsüne sapladı.

 

Kılıç adamın göğsünü delip geçti ama sarı saçlı adamın hareketlerinde bir değişiklik olmadı – Hatta bunu fırsat bilip Paulo’nun göğsüne bir yumruk geçirdi.

 

BOOM!

 

Sağır edici bir patlama sesi Paulo’nun göğsünden geldi.

 

Sadece bir dokunuşla hemen hemen tüm organları çöktü ve mana kalbiyle birlikte mana kalbi de patladı.

 

Beş duyusundan oluk oluk kan akmaya başladı.

 

Pat!

 

Paulo olduğu yerde diz çöktü.

 

“Nasıl?”

 

İçinde organ parçalarının da bulunduğu bir avuç kan topağı kustu.

 

Kalbi, akciğerleri, Mana Kalbi, atar-toplar damarları ve nerede kritik bir yapı varsa hepsi karşıt bir güç tarafından parçalanmaya zorlanmıştı. Üst seviye bir Seçkin olmanın getirdiği canlılık olmasaydı Paulo anında ölmüş olurdu.

 

Paulo sönmekte olan güçlü bir yıldız gibi enerjiyle doluydu. Sonuçta patlayan Mana Kalbi ve mana damarlarında bulunan enerji bir yere boşaltılmalıydı, değil mi? Normalde vücudu terk eden enerji bir buçuk kilometre yarıçapı yok edecek bir patlama oluştururdu.

 

Ancak Paulo bunu yapamamıştı.

 

Patlamayı dengeleyen bir basınç hem ölmesini hem de açığa çıkan enerjinin vücudunu terk etmesine izin vermiyordu.

 

Önünde kayıtsızca duran yakışıklı adama baktı. Kalbini delen bir kılıç olmasına rağmen hiçbir şey olmamış gibi duruyordu.

 

“Kalbini delmiş olmama rağmen nasıl ayakta durabiliyorsun?”

 

“Bunu cevaplamak zorunda değilim.”

 

Sarı saçlı adam kılıcı kalbinden çıkardı ve bir kenara attı. Ardından elini Paulo’nun rengini kaybetmiş terli alnına yerleştirdi.

 

“Oldukça güçlüsün ve ruhunda aynı şekilde özgün.”

 

“Kuaaah!”

 

Paulo soğuk ve kayıtsız görünümünden bağımsız kederli bir çığlık attı. Zihnine ve vücuduna zorla yerleştirilen mühür, önce patlamış mana damarlarını yeniledi ve hemen ardından organlarını düzeltti. Bu güç öyle garipti ki evrenin kendisiyle yüzleşiyormuş gibi çaresiz hissediyordu.

 

Paulo karşılık veremeden tüm vücudu yeniden yapılandırıldı. Bu son derece acılı bir süreçti. Sonuçta herhangi bir uyuşturucu kullanılmadan vücudu oyuluyordu. Kemiklerin kaynaşması, organların yeniden birleşmesi işkenceden farksızdı.

 

Paulo bir süre sonra acıya alıştı ve dişlerini sıkarak adama hırladı.

 

 “Ne yapmaya çalışıyorsun?”

 

“Yakında öğrenirsin.”

 

Sarı saçlı adam parmaklarını Paulo’nu alnına birkaç kez tıklattıktan sonra söyledi.

 

“Kanlı Ayın Hükmü…”

 

Kanlı Ayın Hükmü, Lucas’ın anılarındaki en güçlü mühürdü. İrade, ruh, zihin, beden ve duyguları tamamen mühürlüyor ve hedefi sahibinin en sadık kölesi haline getiriyordu.

 

Özünde bir kölelik mührü olsa da başka tekniklerle birleştirildiğinde tamamen farklı bir güce kavuşuyordu. Örneğin buz tipi bir zihin mührü ile birleştirince bir işkence tekniğine dönüşebilirdi. Aynı zamanda zihin hapsi ile birleştirildiğinde hedefi aptala dönüştürebilirdi.

 

Kanlı Ayın Hükmü, Simya Tanrısı’nı Lucas’ın kölesi haline getirebilen yegane güçtü. Gücü Tanrı seviyesine ulaşmış Simya Tanrısı’nı mühürlenmesinden anlaşılabilirdi. Simya Tanrısı’na kıyasla Paulo sadece bir Seçkin’di.

 

Haliyle sadece saniyeler içerisinde iradesi ve düşünme kabiliyeti yok oldu.

 

Kırmızı bir hilal Paulo’nun alnına kazındı.

 

“Kanlı Ay yükseldiğinde Tanrıların Alacakaranlığı başlar. Paulo, işlenmemiş bir cevhersin ve büyük silahlardan birine dönüşme potansiyeline sahipsin. Ayrıca Briache Ailen işimize yarayabilir.”

 

Sarı saçlı adam daha fazla bir şey söylemedi ve Paulo’ya ilk emrini verdi.

 

Paulo ayağa kalktı ve vücudunu hareket ettirmeye başladı. Sarı saçlı adam birkaç komut daha verdi ve çeşitli küçük deneyler yaparak Kanlı Ayın Hükmü üzerinde anlayış kazandı.

 

 “Kanlı Ayın Hükmü’nü öğrenmek çok zor değil. Tıpkı vücudumu kontrol ediyormuşum gibi… Acaba hâlâ Akasha’ya erişebiliyor muyum?”

 

[Karakter Penceresi]

 

[Kayra Kırmızıgül (Lucas)]

 

Güç: 4,400

Çeviklik: 6,300

Dayanıklılık: ***

Kontrol: 75,000

Büyü Gücü: ***

Şans: ***

 

Sınıf: İlah Katili (Gökkubbe’nin Düşmanı)

 

Otorite: Zıtlıkların Birliği, İç Kemirici Karanlık, Emsalsiz İrade

 

Sponsor: İç Kemiren Karanlık, Kanlı Ay (Fahri)

 

Kişilik: Kayıtsız (Öfkeli)

 

Yetenekler: [Kanlı Ayın Hükmü (%78)], [Karanlığın Dokunuşu (%0)], [Kanlı Ayın Gecesi (%0)], [Sonsuz Acı Sanrısı (%0)], [Ruh Rezonansı (%12)], [Bin Gölgeli Lotus (%0)], [Zıtlıkların Birliği: Beyaz Delik (%1)], [Zıtlıkların Birliği: Kara Delik (%1)], [Zıtlıkların Nihai Dönüşümü: Solucan Deliği (%1)], [Vaat Edilen Zafer Kılıcı (%0)], [Emsalsiz Kılıç (%1)], …

 

Kayra…

 

Lucas ile birleştikten sonra artık önceki ile alakası olmayan biçimde değişmiş ve güçlenmişti. Lucas’ı yediği için onun yeteneklerinin bir kısmını ve benliğini miras almıştı. Artık o sadece ne Kayra ne de Lucas’tı. O ikisinin birleşiminden oluşan yeni bir varlıktı.

 

Duyguları onu amaçlarına götüren bir araçtan ibaretti.

 

Amacı ise tüm diyarı duygulardan ayırıp gök kubbeyi yere çalmaktı.

 

 

 ---


İnternetime tecavüz ediyorlar. 

Çok az internet yiyen epiknovel bile saatler sonrasından geliyor. Neyse, bölümü beğenip yorum yapmayı unutmayın.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44532 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr