Bölüm 69: İnsanlığın Ötesinde

avatar
424 6

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 69: İnsanlığın Ötesinde


 

‘Kahramanın etrafında her şey trajedi olur, yarı-tanrının etrafındaki her şey satir oyunu olur; tanrının etrafındaki her şey – nasıl? Belki de ‘kainat’ olur.’

 

Kayra yaşlı adama pek bir şey sormadan kendini ona yönlendirdi. Acı ona yaklaştığı her santim de giderek arttı. Eğer gözleri çoktan yok olmuş olmasaydı göz yaşlarına boğulabilirdi.

 

Sonunda zorlukla da olsa yaşlı adamın dibine yaklaştı ve ondan yayılan çürümüş kan kokusunu ruhunun en derinliklerinde hissetti. Yaşlı adama ilk defa bu kadar yakın oluyordu. Varlığı ile yokluğu bir gibiydi.

 

Oradaydı ama sanki yok gibiydi.

 

“Seni yönlendirmeme gerek var mı?”

 

“Ne yapacağımı biliyorum.”

 

“Güzel, sana zahmet vereceğim.”

 

“Lafı olmaz.”

 

Kayra ruhunu sakinleştirip irade gücünü devreye soktu. İrade gücü vücudundan sızılıp evren yasalarını dürttü. İşte o anda uzun süredir görmediği tanıdık bir manzara gözlerini önüne geldi.

 

[Akasha Bağlantısı devreye girdi.]

 

[Otorite: İç Kemirici Karanlık kullanılıyor!]

 

İrade gücü sayesinde şeklini koruyabilen sağ eli yavaşça yükseldi ve yaşlı adamın kurumuş alnına temas etti. Yaşlı adamın siyah gözleri tam da o anda sonuna kadar açıldı. Ancak burada korku yoktu, bu saf sevinçti.

 

Kayra’nın elinden yayılan karanlık saliseler içerisinde yaşlı adamı yuttu. Devasa bir gölge yaşlı adamı kaplamış gibi görünüyordu dışarıdan. Ancak olayın içerisinde hem Kayra hem de yaşlı adam evrenden bağımsız farklı bir bölgeye gelmişlerdi.

 

Kayra gözlerini açtı ve karşısındaki mahlukata baktı.

 

Evet, gözlerini açmıştı. Derisi de dahil olmak üzere kaybettiği tüm uzuvları yenilenmişti. Bengütaş’ın yanına düşmeden önceki haline döndüğünü söylemek mümkündü.

 

Karşısında ise yamuk yüzlü, tüm canlılığını kaybetmiş yaralarla kaplı yaşlı bir adam duruyordu. Vücudunu saran bandajlar yoktu, bu yüzden her şeyi tüm çıplaklığı ile görüyordu. Yaşlı adamın vücudunda çeşitli garip yaralar, izler ve deformasyonlar vardı.

 

Cinsel organını kaplaması gereken hassas deri tabakası bile soyulmuştu.

 

Onun bu halini gören herhangi bir çocuk anında ağlamaya başlar, gece kabuslar görürdü.

 

Ama Kayra nedense yaşlı adamı iğrenç bulmadı. Hatta onu kendine yakın buldu. Onun acılarını tam olarak anlayamasa da empati kurabilecek seviyede olduğunu hissediyordu.

 

“Bu sürede beni öldürüp, yok etmelisin.”

 

Daha yeni gelişme fırsatı elde etmişti. İrade gücünü kavrayalı sadece dakikalar olmuş ve onun hakkında bilgi edinecek zamanı olmamıştı. Ancak yaşlı adamın artık bekleyemeyecek kadar sabırsızlandığını hissedebiliyordu.

 

Bu yüzden güçsüzlüğüne rağmen işi düzgünce halletmeliydi.

 

Elini açtı ve irade gücünü parmak uçlarında topladı. Bu esnada yaşlı adam çoktan gözlerini kapatmış tüm gardını Kayra’ya karşı indirmişti.

 

Splash!

 

Kayra’nın eli anında yaşlı adamın kalbini deldi ve irade gücü ruhu ile vücudunu zorla birbirinden ayırdı. Bengütaş ile bağlantısı bu boyuta girdikten sonra bittiği için bu esnada ruhu yok edilebilirdi. Böylece Bengütaş’ın mührü işe yaramaz hale gelecekti.

 

Ölmek için sadece bir şansı vardı.

 

Kayra’nın gözeneklerinden kan akmaya başladı. Sol elinden yükselen başka bir İç Kemirici Karanlık yaşlı adamın yükselmeye başlamış ruhunu yakaladı.

 

“Bunun için üzgünüm.”

 

Kayra on yedi yıldır ilk defa merhamet belirtisi gösteriyordu. Yaşlı adamla karanlık odada geçirdiği on yedi yılın ardından ona biraz da olsa bağlanmıştı. Onu böyle sevinçli görmek kalbini cız ettiriyordu. Belki de o olmasa şu anda ölümü en az onun kadar arzuluyor olacaktı.

 

“Asıl ben bunu sana yaptıracağım için üzgünüm.”

 

Yaşlı adam karanlık tarafından yutulmadan önce Kayra’nın alnına temas etti. Kayra ne olduğunu fark etmemişti. Yaşlı adamın ruhunu yuttuktan sonra artık bir et bütününden farksız olan vücudu yere yığıldı.

 

Kayra bunu sakin gözlerle izledi.

 

Yaşlı adamı kıskanmadığını söylemesi yanlış olurdu.

 

Gelecekte yaşayacağı tüm sıkıntılardan kurtulmuştu.

 

Oysa Kayra’nın devam etmesi gerekiyordu.

 

“Yeteneğin süresi birazdan bitecek olsa gerek.”

 

Kayra otoritesini iptal etmeyi düşünürken kalbinde garip duygular yankılandı. Zihni, başka bir varlığın istilasına uğramış gibi seslerle dolmaya başladı.

 

“Ne oluyor!?”

 

Tepki verme fırsatı olmadı.

 

Kalbini ve ruhunu yakan öfke, acı ve keder gözlerini kan kırmızına çevirdi. Bundan öncekiler ile kıyaslanamayacak derece de olan acı anında kendini kaybetmesine neden oldu. O anda zihninde ayartıcı sesler ortaya çıktı.

 

Yamyamlık hissi hiçbir şeyi düşünmeden yaşlı adamın cesedine atılmasına neden oldu.

 

Hem Kayra hem de yaşlı adam diğerlerinden farklı olarak çok acımasızdı. Başkalarına ve kendilerine karşı acıma duygusu bulundurmayan insanlardı. Bu yüzden işlerini diğerlerine kıyasla çok daha kesin ve hızlı hallediyorlardı.

 

Kayra’nın Akasha Bağlantısı’nı devreye sokmak adına Evren yasalarına dokunarak tabuları kırması, daha önce hiç otorite kullanmamış olmasına rağmen deneyimli bir havari gibi anında kullanması da korkusuzluğundan kaynaklanıyordu.

 

Ölüm artık onun için bir sorun olmaktan çıkmıştı.

Acı ve ölüm korkusu insanın potansiyelini sınırlardı. Özellikle savaş sırasında alınan yaralar gücün büyük kısmını kullanılamaz yapıyordu.

 

Tabii Kayra’nın artık böyle bir sorunu yoktu.

 

Ölüm ve acı…

 

Artık onun için hiçbir şeydi.

 

---

 

Bu sırada bunlar olurken Yıldız Diyarı’nın başka bir yerinde bir kadın ve iki muhafız büyükçe bir gölün etrafında oturmuş, kadın manzaraya bakarken etrafındaki muhafızlar onu koruyordu.

 

Briache Ailesi, Evelyn Briache.

 

Daha önceden pek çok olayda adı geçmiş Evelyn, babasına karşı çıkması ile birlikte ailedeki gücü azalmış, hatta neredeyse atılma noktasına gelmişti.

 

Bunun en büyük sebebi babasının klandaki destekçileri arasında sadık yardımcısı Baş Kahya da olmasıydı. Evelyn, baş kahyayı yanına çekmek için küçüklüğünden beri uğraşıyordu. Ama onun için en önemli gün sayılabilecek bir zamanda Baş Kahya ortaya çıkıp her şeyi mahvetmişti.

 

Evelyn öfkeli ve çaresizdi. Bir portreyi andıran yüzünde bir üzüntü emaresi yakalamak mümkündü. Sonuçta yıllardır çabaladığı girişimleri babası tarafından boşa çıkartılmıştı.

 

Şimdiyse aile de hâlâ çok güçlü olsa da ana kaynaklara erişimi kapanmış, gizli dosyalara uzanma hakkı kalmamıştı.

 

Yapabileceği tek şey kimsenin olmadığı bir yerde gizli gizli ağlamaktı.  


Ne yapacağını tam olarak bilmiyordu. Babası onu indirmeye karar verdikten sonra yapabileceği en mantıklı şey kendi kafasını ona teslim etmekti. 


'Ölsem bile o adamla evlenmem.' 


Babası ona başka bir şart koşmuştu. Briache Ailesi'nin krallıktaki yerini sağlamlaştırmak adına Yıldız Diyarı'nın yükselen yıldızı Stella Şehri'nin şehir lordu ile evlenirse hayatı bağışlanacak, hatta çocuğu gelecekteki Briache lideri olacaktı. 


Stella Şehir Lordu yakışıklı ve dürüst bir adam olarak kıtanın önde gelen adamıydı ama Evelyn ondan nefret ederdi. 


'Onun gibi insanlar en büyük yalancı olurlar.' 


Ayrıca söylentilere göre üçten fazla kadını vardı. Yıldız Diyarı'ndaki evrensel ahlak kuralları hem erkek hem de kadın için çok eşliliğe izin veriyordu. Bunun bir sınırı yoktu. Taraflar kendi rızası ile evlendikten sonra bir adamın kaç karısının, bir kadının kaç kocasının olduğunun bir önemi yoktu. 


Ancak buna rağmen çoğu insan bilerek tek bir 'eş' alırken diğerlerini 'cariye' ya da 'metres' olarak alırdı. 


Stella Şehir Lordu ise hepsini eşi olarak almıştı. Bu sayı şimdilik iki iken yakında Kader Kraliçesi ile evlenip üçe çıkacaktı. 


Evelyn o adamın oyuncağı olmak istemiyordu. 


Herhangi başka bir adamın da oyuncağı olmak istemiyordu. 


Bunun yerine ölmeyi tercih ederdi. 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44510 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr