Bölüm 58: Final¿ (2)

avatar
485 4

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 58: Final¿ (2)


 

---

 

Genç, Kardelen’in omzunu delen mana ışınını ateşledikten sonra gülerek Kardelen’e yaklaştı. Zaten kaçamayacağını bildiğinden oldukça rahattı.

 

Sadece birkaç dakika sürmüş savaş şu anda son saniyelerindeydi. Aradaki fark cennet ile dünya gibiydi.

 

Tap, tap, tap.

 

Adımları yeri sarsıyordu.

 

Kardelen buğulanmış gözlerle gelen adama baktı.

 

Arada fark olduğun bilse de bu kadar fazla olacağını hiç düşünmüyordu.

 

“Kayra’yı öldürmediğimiz sürece hayatta kalacak ve çok fazla kişiye zarar verecek.”

 

“İyi olabilir! Zekasını ve becerilerini insanlık için kullanabilir.”

 

Kardelen tüm acılarına rağmen ona karşı çıktı. Omzunda bir yumruk büyüklüğünde delik vardı, beyaz kemikleri belli oluyordu. O kadar acıyordu ki dudaklarını ısırmakta parçalamıştı.

 

“İyi olabilir, iyi olabilir. Sırf birisi iyi olabilir ve gerçeği görebilir diye onu hayatta bırakmak neyin nesi? O iyi olana kadar daha kaç masum insan onun istekleri uğruna ölecek? Kardelen, sen de biliyorsun ki Kayra’nın içinde iyilik niyetine hiçbir şey yok.”

 

“Siktir git.”

 

Savaş ve kan okyanusun tam ortasında narin bir nilüfer gibi duran Kardelen’den çıkan bu sözler insanın yüreğini burkuyordu. Çünkü sesindeki çaresizlik ve tereddüt onu kötü göstermek yerine insanlarda koruma içgüdüsü oluşmasına neden oluyordu.

 

“İyilik adı altında insanları manipüle eden ve kendi çıkarları için masumları öldürmekten çekinmeyecek birisinden bahsediyoruz. Sen belki onu iyi tarafa çekebilirsin. Ancak Kayra kötü olmak için kötü olan biri. Çıkarlar denilen saçma kisve altında yaptıkları kötülük, empatiden yoksun zihniyeti ile birleşince tam bir psikopat ortaya çıkarıyor.”

 

“%99’umuz için iğrenç ve kabul edilemez olanlar onun için güzel ve kabul edilebilir. Onun ne kadar tehlikeli, acımasız ve korkutucu olabileceğini kendi gözlerinle gördün. Tüm sürece şahitlik ettin. 1,000,000 insanı sırf bir İblis çağırmak için feda ederken ona engel olmaya çalıştık.”

 

“Sen, ben ve daha niceleri. Çok kez onu aramıza katmaya çalıştı. Ancak sonucunda o hepimize inat daha kötü oldu.”

 

Gencin attığı her adım, söylediği her kelime Kardelen’in zihnine yıldırımların düşmesine neden oluyordu.

 

“Onu öldürerek milyarları kurtarabiliriz. Yılanın başını küçükken ezersek trajedileri engelleyebiliriz.”

 

Genç durakladı ve Kardelen’e baktı. Onun düşüncelerine, ideallerine saygı gösteriyordu. Sonuçta karşısındaki onun en büyük rakiplerinden biriydi. Tüm diyar tehlikeye düştüğünde tereddüt etmeden yardıma koşan biriydi.

 

Kayra’nın aksine kötü olmak için doğmuş biri değildi.

 

Kayra tarafından kötü olmaya zorlanmış biriydi.

 

O iyi birisi olabilirdi ama aynısı Kayra da  geçerli değildi. O bir iblisti. Şu anda kendini belli etmiyordu ama büyüdüğünde tüm diyarı kana bulayacaktı.

 

Ayrıca yeteneklerini takdir ediyordu.

 

Ölürse yeteneklerine yazık olacaktı.

 

“Ne diyorsun? Cevabına göre yaşayıp yaşamayacağın-“

 

Genç cümlesini tam bitirecekti ki boğuk bir kadın sesi duydu. Hemen gözlerini çevirdi ve ondan yüz metre uzakta, bir tavuk gibi boğazlanmış Gece’yi gördü.

 

Kan beynine sıçramıştı o anda.

 

Tarif edilemez bir öfke sardı bedenini.

 

Onu boğazlayan kişiyi gördüğündeyse kendini kaybetmişti.

 

Kayra gözünden yaşlar akarken Gece’yi boğazından tutup havaya kaldırmıştı. Bir tavuk gibi tutuyordu onu, özensiz ve kıymetsiz bir şekilde. Göğsünde Gece’nin sapladığı siyah hançer duruyordu. Yerinden çıkarmamış orada bırakmıştı.

 

“Neden böyle yaptın? Seninle beraber olmak istiyordum. Hayatımda ilk defa bir kızla beraber olmak istedim. Sana bir kötülük yapmadım, senin hayatını kurtardım ancak sen bana böyle mi karşılık veriyorsun?!”

 

Gece tırnaklarıyla Kayra’nın yüzünü tırmalıyor ve kurtulmaya çalışıyordu ama nafileydi. Kayra’nın yüzünde çok sayıda tırnak yarası olsa da gözünü bir an bile kırpmadı. Duygularını kaybetmiş gibi Gece’ye bakıyordu.

 

Gece, Kayra’nın Yüce Kral’ı öldürmek istemesinin bir nedenin de ilişkilerini engelleyecek her şeyden kurtulma isteği olduğunu nereden bilecekti ki?

 

“Benim olmayacaksan var olmanın da bir anlamı yok. Ölebilirsin.”

 

Kayra manasını koluna aktardı ve Gece’nin boğazını kırmak için son bir hamle yaptı.

 

Fiyuvv!

 

Fışş!

 

Uzaklardan gelen bir kılıç hamlesi Kayra’nın kolunu dirseğinden ikiye böldü. Öyle temiz bir kesikti ki Kayra kolunun kesildiğini hissetmedi.

 

“Öhhö öhhö öhhö!”

 

Gece tüm gücünü kaybetmiş gibi yere yığıldı ve ağlamaya başladı. Korku filminden çıkma bir sahneye şahit oluyordu.

 

Kayra’nın kopan kolundan çıkan kanlar üzerini ıslatıyordu.

 

Irghh!

 

Kayra ancak o zaman kolunun koptuğunu fark etti. Dehşet içerisinde inleyerek geri çekildi ve ona doğru koşan gence Laplace’ın Şeytanı ile baktı. Bu anda bile mantığını kaybetmemişti.

 

“NE OLUYOR LAN?”

 

Genç o kadar hızlıydı ki dinamik görüş bakımından insanüstü bir seviyeye ulaşmış Kayra bile hareketlerini takip edemiyordu. Düşünce Hızlandırma’nın ve Laplace’ın Şeytanı’nın sağladığı avantaj dahi artık bir işe yaramıyordu. 

 

Gencin geleceğini göstermesi gereken silüet gencin arkasından takip ediyordu.

 

Sadece milisaniyeler içerisinde genç Kayra’nın dibinde bitti. O tepki dahi veremeden boğazından yakaladı ve gökyüzüne doğru tekmeledi.

 

Kayra gökyüzüne fırladıktan sonra genç üzerinde bitti ve sağ bacağından tuttuğu gibi onu uçuruma doğru tekmeledi.

 

Boom!

 

Yerde devasa bir krater oluştu.

 

Bir sineğin bacağını koparırcasına Kayra’nın bacağını koparan genç bir tüy gibi yere indi. Bakışları bir iblisinkinden farksızdı. Kayra’ya bakarken ki gözleri duygudan yoksundu.

 

 Yavaşça ona doğru yürüdü ve kraterden çenesi yardımıyla tırmanmaya çalışan insanımsı varlığa baktı. İnsanımsı varlık diyordu çünkü Kayra artık bir insana benzemiyordu.

 

Sağ bacağı ve sağ kolu koparılmıştı. Yere çarptığında keskin kayalar vücuduna saplanmıştı. Vücudu morluklarla kaplıydı.

 

Ona bir insan demek artık abartı sayılırdı.

 

Sürünerek çıkmaya çalışması onu son derece acınası gösteriyordu.

 

Genç ona acımadı ama böyle bir sonu hak etmediğini biliyordu.

 

Manayı bacaklarına gönderdi ve bir zıplamayla kraterin diğer ucuna indi.

 

Kayra kraterden çıktıktan sonra zorlukla başını kaldırmıştı. Gözlerindeki son umut kırıntısı genci burnunun dibinde görünce yok oldu.

 

Gözleri eski parlaklığını vermiyordu artık.

 

Çaresiz ve korkmuştu.

 

Ölümden korkuyordu.

 

Bu gençten korkuyordu.

 

Şu anki halinden daha fazla acı çekmekten korkuyordu.

 

“Böyle bir ölüm… senin için fazla iyi.”

 

Genç, Kayra’yı boğazından yakaladı ve kaldırdı. Elini bir sallaması ile elinde meteor taşına benzeyen, garip desenlerle kaplı bir taş belirdi.

 

“Çaresizlik nasıl hissettiriyor?”

 

Genç taşı Kayra’ya doğru tutarken sordu.

 

“Güzel hissettiriyor, değil mi?”

 

Tüm dişlerini gösterecek şekilde gülümsedi.

 

Bu haliyle korkutucu bir şeytana benziyordu.

 

Ama kimse yüzünü görmediğinden sıkıntı yoktu.

 

“Hhhhhhh!”

 

Kayra debelendi ama onun elinden kaçamadı.

 

“Kefaret Mühürleri’ni aktar.”

 

[Bunun için sizden 10,000 Karma Puanı alınacaktır. Kabul ediyor musunuz?]

 

“Ediyorum.”

 

[10,000 Karma Puanı karşılığında tüm lanetler hedefe aktarıldı.]

 

[Mevcut Karma Puanı: 310,020]

 

Kayra çok acı çekiyordu. Hem öyle çok acı çekiyordu ki bunu kelimelerle anlatamazdı. Ama bir an sonra çekmeye başladığı acının yanında deve de kulak kalıyordu.

 

Derisi cehennem ateşinin ortasına atılmış gibi yanmaya başladı. Gözlerine otuz santimlik iğneler batırılıyordu. Aldığı her nefeste oksijen ateş çekiyordu sanki. Özellikle başı migren sancılarının pamuk kalacağı düzeyde ağrıyordu.

 

Kopmuş uzuvları, üzerine çöken halsizlik gözlerini açmasına engel oldu.

 

Gözlerini kapatırken kulaklarına uğultular geldi.

-Uzun zamandır görüşmüyoruz, evlat.

 

-Annesinin kuzusu çoktan büyümüş.

 

Gözlerini açtığında önünde iki kişi belirdi. Nazik sesleri kulağını bahar esintisi gibi okşuyordu. Hayatında en çok özlediği iki kişi şu anda karşısında ve ona bakıyordu.

 

“Anne, baba…”

 

Bu iki kelime ağzından zorlukla çıktı.

 

Karşısındaki genç bunları duyunca, “Demek anne ve babanı görüyorsun. Sana yazık oldu.” Dedi ve avazı çıktığı kadar gülmeye başladı.

 

Kayra’nın yüzündeki çarpık ifade onu mutlu ediyordu. Gülmek ya da canına kıymak arasında kalmıştı. Gülmeli mi acıdan ağlamalı mı bilmiyordu.

 

“Görüyorsun Kayra, sen öldükten sonra ruhun takımyıldızlarının yanına gidecek. Önceki halinle ölseydin düşük seviye bir takımyıldızı olabilirdin. Ancak şimdi ölünce seni bekleyen sonsuz ıstırap, sefalet olacak. Günahlarının kefaretini…”

 

Genç konuşmasını bitirmek üzereyken yanından bir gölge geçti ve Kayra’yı uçuruma doğru tekmeledi. Gözlerinden yaşlar akıyordu ve kan tarafından lekelenmişti.

 

Gelen kişi Kardelen’di.

 

Genç şaşkınlıkla bir uçuruma bir de Kardelen’e baktı. Neden böyle yaptığını anlayamamıştı. En sevdiği adamı neden öldürmüştü? Derin Uçurum zeminin de zehirli otlar bulunduruyordu. Onlara temas eden ceset saniyeler içerisinde çamura dönüşürdü.

 

Kardelen gence baktı.

 

“Rona, onun için en azından bunu yapmama izin ver.”

 

Kardelen göz yaşları içerisinde dizlerini üzerine çöktü.

 

[Günahkâr Kral ortaya çıktı!]

 

[Kralların Çatışması sona erdi!]

 

[Kazananlar]

-Yüce Kral (1 Bölge, 1900 Kral Puanı)

-Kan Kraliçesi (5 Bölge, 100 Kral Puanı)

-Kader Kraliçesi (1 Bölge, 1400 Kral Puanı)

 

[Ödüller dağıtılıyor!]

 

[Lütfen birincilik ödülünüzü seçin!]

 

[Ödüller]

1-Stella Şehri

2-Fatih Zırhı

3-Nadir Seviye Yetenek Kartı

 

Genç adam tereddüt etmeden birinci sıradaki ödülü seçti.

 

[Stella Şehri’nin yeni efendisi oldunuz!]

 

[Yıldız Diyarı’na girdiğinizde ‘vikont’ rütbesine atanacaksınız!]

 

[Günahkâr Kralı ortaya çıkardığınız için rütbeniz ‘Kont’a yükseldi.]

 

[20,000 Karma Puanı kazandınız!]

 

[Bir saat içerisinde Yıldız Diyarı’na aktarılacaksınız!]

 

Genç önünde çıkan pençelere bakarken yüzünde bir gülümseme oluştuğunun farkında değildi. Güneş ışıkları onun vücudunu yıkarken bir kahraman gibi gözüküyordu.

 

Gülerek sevdiklerine ve dostlarına baktı.

 

Gökçe ve Gece ona doğru koşuyordu.

 

---

 

13 Numaralı Kasaba da bir çete oluşturmuş Alperen, birkaç kişi ile konuşurken aniden durakladı. Kalbini sarmalayan zincirin çözüldüğünü hissetmişti.

 

“Öldü.”

 

---


Bu zamana takip eden herkese teşekkür ederim.
Hatalarım olmuştur ama umarım affedersiniz.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44538 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr