Bölüm 45: Kralların Çatışması (1)

avatar
468 5

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 45: Kralların Çatışması (1)



Yir Bayıları’nın çok arkasındaki Dört Mevsim Ovası’nın kuzeyinde bir ışık parladı ve 124 İngiltere vatandaşını karlı kaplı ovalara bıraktı.

 

Neler olduğunu kavrayacak zaman bulamadan sistem onları mesajlara boğdu.


[Kralların Çatışması an itibariyle başlamış bulunmaktadır.]

 

[Bir Kral olarak belli ayrıcalıklara sahipsiniz.]

 

[İki günde bir olmak üzere Kral Marketi’ni açabilir ve kazandığınız Kral Puanı ile ihtiyacınız olan malzemeleri takas edebilirsiniz.]

 

[Sınavın 2. Gününde ortaya çıkacak 7 Bölgeden birini fethetmek ve korumak ana görevinizdir.]

 

[Kral ve birlik olarak başarmanız gereken günlük görevler vardır.]

 

Yüz yirmi dört kişinin arasında bir kişi vardı ki safir gözleri ile etrafa merakla bakıyordu. Sarı saçları soğuk dünyayı ısıtan bir güneş misali parlıyordu. Güzelliği adına şiirler yazılmasına, birçok kişinin kalbinin pır pır etmesine yeterliydi.

 

Bu kişi gümüş zırhı ve belindeki gümüşümsü kılıcıyla İngiltere Prensesi Beatrice idi.

 

[Krallar Listesi]

 

[1. Yüce Kral, Rona]

[2. Kader Kraliçesi, Kardelen]

[3. Kan Kraliçesi, Beatrice]

[4. Ejder Kral, Xiang Yu]

[5. Mızrak Kralı, Zhou Fang]

[6. Kılıç Kralı, Yohei]

[7. Göksel Kral, Cao Dai]

[8. Veba Kraliçesi, Mirai]

[9. Savaşçı Kral, Alexander]

[10. Propaganda Kralı, Joseph]

[31. Haydut Kral, Brave]

[32. Şeytan Kral, Bora]

[33. Okçu Kral, Hou Yi]

[34. Hain Kral, Yu Il-Han]

[48. Fare Kral, Toprak]

[Krallar arasında ittifak kurmak mümkündür.]

 

[Art arda üç görev tamamlayamayan kralların otoriteleri ellerinden alınacaktır.]

 

[İlk görevin verilmesine kalan süre: 02:59:59]

 

[Hepinize bol şans insanlığın kralları.]

 

Beatrice sistemin mesajlarını soğukkanlılıkla okuduktan sonra arkasındaki bölüğüne seslendi. Sistem ondan yanında olmasını istediği yüz yirmi dört kişiyi seçmesini istediği için emrindeki en özel kişileri seçmişti.

 

“Türklerden Yüce Kral ve Kader Kraliçesi’nin bazı özel birliklere sahip olduğunu duydum. Ejder Kral ve Mızrak Kralı da sıkıntı çıkaracaktır. Eğer onların önüne geçmek istiyorsak coğrafi avantaja sahip bir bölge de kamp kurmalıyız. Majesteleri eğer diğer krallarımız ile birleşmek istiyorsak kendimizi bir süre diğerlerinden korumamız gerekecek.”

 

Zarif bir genç adam belindeki kılıcını tutarak arkasında durdu ve uzaktaki yeşil bozkırlara baktı. Kahverengi gözleri bozkırların çok ötesindeki tepeleri bile görecek kadar keskindi. Yetenekleri kesinlikle insanlar arasında üst düzeydi.

 

Beatrice bir şey söylemeden gencin gözlerini takip etti. Arkasındaki insanlar çoktan çevreye alışmış, ellerinde tuttukları çantaları sırtlarına yerleştirmişlerdi. Müttefik oldukları bir kral sayesinde sınav da işe yarayacak temel aletleri getirmeyi başarmışlardı.

 

“Üç saat içerisinde ilk görevimiz verilecek. Fethet ve Savun sınavı olduğu için bizden bir bölgeyi sahiplenmemizi istemesi olası. İlk önce bu karlı topraklardan çıkalım ve bozkır da bir süre dinlenelim.”

 

“Savaş alanına giden her zaman avantajlı değil midir? Majesteleri, neden önden gidip savunma pozisyonuna geçmiyoruz?”  

 

“Senin söylediğin şey yalnızca iki rakibin arasındaki savaşlarda geçerlidir. Benim dışımda 33 Kral daha var ve karşılaşmamız oldukça olası. Şimdilik savaş alanının dışında durup çevreyi gözlemleyelim.”

 

“Anlıyorum.”

 

Genç adam kafa salladı ve arkasındaki bölüğe emirleri iletmek için Beatrice’ni yanından ayrıldı. Beatrice onun kadar eşsiz kar tanelerinin süzülüşünü izledi. Elini uzattı ve bir kar tanesi eline düştü. Vücut ısısı kar tanesini küçük bir su damlası haline getirdi.

 

“Krallar, huh…”

 

Safir gözleri hafifçe kısıldı.

 

---

 

Sadece Kan Kraliçesi Beatrice değil, pek çok kral savaş alanına adım atmadan önce çevreyi gözlemlemeyi tercih etmişti. Hepsi 14-18 yaşları arasında olan gençler olsalar da kral olmak onları soğukkanlı canilere dönüştürmüştü.

 

Tahtlarına ve otoritelerine karşı gelen herkes ya kılıçtan geçirilmiş ya da sürgün edilmişti. Bu dünyaya geleli bir ya da iki ay olmasına rağmen acının karşısında olgunlaşmışlardı.

 

Bolivya’dan çıkan tek kral olan Mihael, Guarai soyundandı. Neredeyse her kral gibi onun da havarisi olduğu bir takımyıldızı, Bolivya mitolojisinden bir efendisi vardı. Yüz yirmi dört kişilik bölüğüne liderlik ederken Güneş Tanrısı Inti’den aldığı otorite olan Güneş Işığı’nı kullanıp çevreyi inceliyordu.

 

Mihael gençken pek çok strateji kitabı okumuş, özel bir lise de burs kazanacak zekaya sahip biriydi. Bolivya’dan çıkan tek kral olarak uğradığı ırkçılığa rağmen hâlâ ayakta kalması onun liderlik potansiyelinin bir kanıtıydı.

 

Kan Kraliçesi Beatrice gibi o da Dört Mevsim Ovası’nda başlamıştı ama ondan farklı olarak yeşillikte durmayıp avantaj elde etmek için büyük bir vadi olan Kırım Vadisi’ne yol almıştı.

 

Efsanelere göre Güneş Tanrısı’nın çocukları Manko Kapak ve Mama Onko Huako’yla birlikte Kutsal Şehir Cuzho’yu bir vadide kurmuştu. Bundan olacaktır ki Güneş Tanrısı Inti’nin havarisi olan Mihael vadilerde daha güçlü oluyordu.

 

Güneş Tanrısı havarileri ise güneş ışığında güç desteği alırken güneş battığında güçleri düşüyordu. Bunun güneş ile bir ilgisi olduğunu fark eden Mihael, geceleri rahatlıkla konaklayabileceği bir yer ve kuşatılması zor olan vadiye yerleşmek istiyordu.

 

Ardından buraya gelmeden önce anlaşma yaptığı Amerikalı müttefikleri ile buluşacak ve yedi bölgeyi yabancı uyruklu krallara kaptırmamak için savaşacaktı.

 

Astlarını bayırların etrafından dolaştırıp, büyük bir bataklık olan Kurak Bataklığın etrafından dolaştırdı. İşte o zaman Yir Ormanı’nın hemen bitişiğindeki dağ ovasından yürüyerek keskin köşeli bir vadiye ulaştı.

 

Mihael gülümseyerek önündeki manzaraya baktı. Güneş Işığı otoritesi yüzünden pek çok kralın Yir Ormanı’nda pusuya yattığını fark etmişti. Otoritesini günde sadece bir kez kullanabilse de bu yolculuğu güvenle atlatmış olması, gün boyunca kullanamamasına değerdi.

 

“Mihael!”

 

O esnada sadık yardımcılarından ve ordusundaki en iyi savaşçılardan biri olan Dael ona seslendi. Mihael arkasını döndü ve endişeyle yaklaşan Dael’e baktı. Aralarında samimiyet olduğundan kimse ona ‘majesteleri’ ya da ‘kralım’ olarak seslenmezdi. Sonuçta burada sadece temsilen vardı.

 

“Efendim?”

 

“Danny kayıp!”

 

“Danny mi?”

 

Mihael, Danny’in kim olduğun elbette biliyordu. Yüz yirmi dört kişilik ordusunda hiç arkadaşı olmayan tek kişi belki de Danny’di.

 

‘Kamp yapmak konusunda deneyimli olmasaydı onu buraya getirmezdim.’

 

Danny uzun bir süre izcilik kursuna gitmiş biri olarak yaban da hayatta kalmak konusunda onlardan daha deneyimli ve bilgiliydi. Ayrıca yakın dövüş becerileri de ortalamanın çok üzerindeydi. Mihael’in gruptan dışlanmasına rağmen Danny’i seçmesinin nedeni buydu.

 

‘Grubun en arkasından gelip arkamızı kolluyordu. Kayıp mı oldu ki? Ya da geride mi kaldı?’

 

Birisinin saldırmadığına emindi. Geriye kalan iki seçenek endişelenmesine gerek olmadığını gösteriyordu. Bir araştırma ekibi kurup onu bulmaları çok sürmezdi.

 

“Yedi kişiden oluşan iki araştırma takımı kur ve birini onu aramaları için gönder. Diğerleri de gece nöbet tutacakları için şimdiden uyumaya başlasınlar.”

 

 “Tamamdır.”

 

Dael çok sorgulamadan Mihael’in dediklerini yaptı. Birkaç dakika içerisinde bir grup Danny’i aramak için ayrıldı. Mihael vadinin toprak yapısını inceledikten sonra diğerlerine nazaran daha sert olan topraklara ateş yakılmasını emretti.

 

Yemek sıkıntısı çok geçmeden sıkıntı oluşturacaktı. Bu yüzden vadinin diğer ucundaki akarsudan balık ve su tedarik edeceklerdi. Birkaç takım oluşturup  onlara farklı görevler verdikten sonra kendisi bir yere oturdu ve Kral Marketi’ni açtı.

 

 [Krallar Marketi]

Temiz Su (10lt): 25 Kral Puanı

Tütsülenmiş Hayvan Eti (2kg): 15 Kral Puanı

Küçük Çadır (1~2): 5 Kral Puanı

Büyük Çadır (10~15): 35 Kral Puanı

Su Arıtma Makinesi (2lt/sa): 150 Kral Puanı

Hayvan Pusulası: 150 Kral Puanı

 

Önüne çıkan pencere onu çabucak hayal kırıklığına uğrattı. Sistem ona başlangıç için yalnızca 200 Kral Puanı vermişti. Bu kesinlikle yeterli değildi.

 

“İlk görevin açıklanmasına ne kadar kaldı?”

 

[İlk görevin verilmesine kalan süre: 00:09:18]

 

Garip bir duygu kalbini sarmaladı. İlk görevin oldukça önemli olduğunu hissediyordu. Kırk sekiz krala da aynı görevler verilmeyecekti. Mihael bundan emindi. Bu süreçte neyin önemli olduğuna karar verdi.

 

Beş dakika sonra akarsuyu araştırması için gönderdiği beş kişilik araştırma grubu güzel haberlerle döndü. Küçük bir umutla baktığı sığ akarsuyun içinde çeşitli gruplar halinde hareket eden Aynalı Sazan balıkları bulunuyordu.

 

Ve daha da iyi tarafı bu balıkların bir günlük yemek ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilecek seviyede olmalarıydı.

 

Bir başka haber ise akarsuyun bir kez arıtıldıktan sonra içilebilir olmasıydı. Mihael buna sevinse de filmde olmadıklarını hatırlamıştı. Aynalı Sazan balıkları yenilebilir olsalar da akarsuyun pek çok bakteri ve çöpü de kendisiyle birlikte taşıdığına emindi.

 

İlk sığ olduğundan çok topraklıydı. Öyle ki yumuşak olması gereken vadinin bu tarafları beton kadar sertti. Kamp kurmak için ideal bir alan olsa da akarsuyun yavaşça kuruduğu yerdi. Aynalı Sazan balıkları ise başka bir akarsu koluna doğru hareket ediyorlardı.

 

Vadi düşündüğünden daha büyüktü. Mihael, yer değiştirmeyi düşündü. Ama hemen sonra vaz geçti. Ne kadar derinlere giderse çıkması o kadar zor olurdu ve pusuya çok açık yerlerdi. Vadinin bu kısımlarındaki yamaçlar insanların yürüyemeyeceği kadar dik ve kaygandı.

 

Ancak vadinin ortalarına doğru ilerledikçe tepeler daha da açılıyor, yükseklik ve açıları giderek azalıyordu. Bu yüzden oradaki sazanları –koşarak iki dakikalık mesafedeki- kamp alanına taşımaya karar verdi.  

 

Bir takımı balık tutmakta görevlendirdikten sonra Krallar Marketi’nden üç tane balta satın alıp, kamp ateşi için odun toplamaya üç kişiyi görevlendirdi. Diğerleri kamp kurmak için burada kalmıştı.

 

[İlk görev oluşturuldu!]

 

[Göksel Kral’ı alt et ve bölgeni savun!]

 

[Batı Vadisi alanın olarak belirlendi.]

 

[Ödül: 300 Kral Puanı!]

 

Mihael görevi duyunca birden ayaklandı.

 

“Ne?!”

 

O esnada Danny’i aramak için gönderdiği yedi kişilik grup sarı saçlı bir Amerikalı ile birlikte kamp alanına girdiler. Arkalarında sarmaşıklarla bağlanmış yaban domuzları vardı. Yerde sürükleyerek getiriyorlardı.

 

Kampa girişleri Mihael’in bağırmasından bile daha dikkat çekici idi.

 

---






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44522 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr