Bölüm 44: Günahkâr Kral (2)

avatar
474 4

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 44: Günahkâr Kral (2)


---

 

[Tebrikler!]

 

O esnada Kayra kasabadan ayrılırken önüne bir pencere çıktı.

 

[Günahkâr Kral olarak seçildiniz.]

 

---

 

“Günahkar Kral mı?” 

 

[Halkını, arkadaşlarını, masumları gözünü kırpmadan çıkarları için öldüren bir tiransınız. Kötü karmanız sizi Günahkâr Kral olarak en iyi aday yapıyor. Bir kez daha ihanet etmek ve en büyük çıkarı sağlamak istemez misiniz?]

 

Kayra şaşırsa da ifadesi hâlâ aynıydı. Halkını ve arkadaşları kısmının ne olduğunu anlamamıştı. Yanlış hatırlamıyorsa hiç ‘halkı’ olmamıştı. Arkadaşları kısmında ise büyük ihtimalle okuldaki ‘arkadaşları’ kastediliyordu.

 

Ama hâlâ neden kral olarak seçildiğini anlamamıştı. Tabii, güçlenmek istiyordu ama bunun için canından olma niyetine sahip değildi. Sonuçta Kralların Çatışması tüm kralların çatıştığı bir yerdi. Büyük ihtimalle de yanlarında birer ordu bulunduracaklardı. Bu savaşta ne yapabilirdi ki?

 

Fırsatı da tepmek istemiyordu.

 

“Günahkâr Kral da nedir?”

 

[Kralların Çatışması adı üstünde krallar arasında yaşanılacak bir savaşı temsil ediyor. Sınavın amacı kralların belli bölgeleri fethetmesi ve koruması üzerine. Belirlenen yedi bölgeyi fetheden 7 Kral ödüllerle karşılaşacak iken fethedemeyen kralların otoriteleri elinden alınacak.]

 

[Bir Günahkâr olarak sizin göreviniz, bölgeyi fethetmeyi amaçlayan kralları fark edilmeden etkisiz hale getirmektir. Her etkisiz hale getirdiğiniz kral için sistem size fazladan bir ödül seçme hakkı sağlayacaktır.]

 

[Ödüller Yıldız Diyarı Hazinesi’ndekiler ile aynı seviyede olmasa da hayatınız boyunca size yardımcı olacak seviyededirler.]

 

[Fethetme sürecindeyse Krallara çeşitli görevler ve imtiyazlar tanınacaktır.]

 

[Bir Günahkâr Kral olarak size de bazı avantajlar sağlanacaktır.]

 

 [Düşünmeniz ve hazırlanmanız için size bir saat veriliyor. Yanınıza sadece üç adet eşya alabilirsiniz.]

 

Sistemin mesajları akıp giderken Kayra düşünceli bir şekilde elini çenesine koydu. Günahkar Kral olmak… Onun için çok tehlikeli olsa da görev tamamlama koşulunun üç kralı etkisiz hale getirmek olduğundan bahsetmişti.

 

Ayrıca krallar arasında başka bir mücadele daha olacağından Günahkâr Kral için uygun bir ortam oluşuyordu. Kısacası, katılır ve doğru adımlar atarsa verilen görevi tamamlama şansı yüksekti. Ancak Yüce Kral ile karşılaşırsa ölme ihtimali de çok yüksekti.

 

“Eğer durum buysa Yüce Kral’la karşılaşmaktan kaçınmam gerekiyor.”

 

Bir süre düşündükten sonra kararını verdi. Geri tepilmeyecek kadar harika bir fırsattı. Sonuçta atalarının da söylediği gibi, imkanın sınırlarını öğrenmek için imkansızı denemek lazımdı.

 

“Yapmadığım için pişman olmaktansa yapmaktan pişman olurum. En fazla ağır yaralanırım.”

 

Kasabanın çıkışından geri döndü ve doğrudan Alperen’i bulmaya gitti. Alperen’i arka sokaklarda birkaç dilencilere birer kağıt uzatırken gördü.

 

Alperen, Kayra’nın gelişini gördükten sonra dilencilere veda etti.

 

“Bir şey mi oldu Patron?”

 

“Evet.”

 

Alperen kafasını yatırdı.

 

Kayra devam etti.

 

“Kralların Çatışması’na ben de katılmak zorundayım. Orada başıma ne geleceğini bilmediğim için bazı yedek planlar hazırlamayı planlıyorum. Eğer Kralların Çatışması bittikten bir saat içinde seni bulamazsam odama gir ve çekmeceye bırakacağım eşyaları al.”

 

“Ne diyorsun Patron, anlamıyorum?”

 

“Demek istediğim şu ki Kralların Çatışması’nda hayatta kalacağıma güvenim tam. Ama direkt olarak bir yere ışınlanıp ışınlanmayacağımı bilmiyorum. Eğer buraya dönemezsem senden eşyalarımı almanı istiyorum. Daha sonra seni bulacağıma emin olabilirsin.”

 

“Bu konuda bana güvenebilirsin..”

 

Alperen daha fazla sorgulamadan Kayra’nın talimatlarını kabul etti. Kayra’ya onu kurtardığı için borçlu ve minnettardı. O olmasaydı sokakta çöp karıştırıyor veya bakteriler nedeniyle ölüyor olurdu. Onun emirlerini yerine getirmekte tereddüt etmeyecekti.

 

Mana Sözleşmesi olmasa bile geçerliydi bu.

 

“Güzel haberler ile dön Patron!”

 

Kayra arkasını dönüp giderken Alperen gülümseyerek el salladı. Kayra kalabalığa karıştığındaysa yüzündeki gülümseme yerini kayıtsız bir ifadeye bıraktı. Arkasını döndü ve bir ıslık çaldı. Sokak aralarında saklanan dilenciler yavaşça ileri çıktı.

 

Hepsinin ortak özelliği gözlerinde yaşamaya dair bir heves bulunmamasıydı.

 

‘Zavallı askerlerim benim.’

 

“Beni dinleyin dostlarım! Bugün sizin kurtuluş gününüzdür. O’ size merhamet etti ve sizin değersiz yaşamlarınızı değiştirecek bir fırsat verdi.”

 

Ellerini açtı ve coşkulu konuşmasına başladı. Bu esnada restoranlara gönderdiği dilenciler ellerinde devasa çuvallarla dönmeye başlamıştı. Dilenciler, çuvalları arkasına getirdi ve diğerlerinin dikkatinin oraya toplanmasına neden oldu.

 

“Herkes sizi görmezden geldi ve çektiğiniz acıları küçümsedi. Ama O’ size bir fırsat vermeye karar verdi. Çektiğiniz sıkıntıların karşılığını alma, karanlık dünyanıza güneşin doğmasının zamanı geldi. Lordumun bu lütfunu unutmayın ve ona inanın! Sizi bu boktan hayattan kurtaracak O’dur.”

 

Arkasındaki çuvallardan bir tanesi açıldı ve rayihalı kokular yönlendiriliyormuş gibi toplanan dilencilerin burnunu gıdıkladı.

 

“Yiyin dostlarım! Bugün, kurtuluş günüdür!”

 

Bu dilencilerin gelecekte Muhterem İblis adı altında birleşip kıtanın en tehlikeli organizasyonunu oluşturacağını kim bilebilirdi ki?

 

---

 

Kayra kendisine verilen sürenin bitişine doğru yazdığı mektubu çekmecesine bıraktı ve seçtiği üç eşyayı yanına aldı.

 

Süre tam olarak bittiğindeyse Bukalemun Maskesi’ni yüzüne taktıktan sonra çift kılıcını bel kemerine astı. Nur beyazı bir ışık vücudunu yutarken tepkisi soğukkanlıydı.

 

[Krallar Bahçesi’ne hoş geldin Günahkâr Kral!]

 

[Kralların Çatışması’na kalan süre: 17:22:59]

 

Sıcak bir rüzgar vurdu ruhunu titretti. Gözlerini açtığındaysa ucu bucağı olmayan bir diyar vardı karşısında. Ormanlar, vadiler, tepeler, dağlar, bataklıklar, ovalar… Başka bir bölgeye ışınlanmış gibiydi.

 

“Burası Krallar Bahçesi, huh.”

 

Etrafa bir bakış attıktan sonra sistemin mesajları önünde belirdi.

 

[Günahkâr Kral’ın ilk avantajı olarak Krallar Bahçesi’ne ait özel markete günde bir kez erişim hakkına sahipsiniz.]

 

[Günahkâr Kral’ın ikinci avantajı olarak Krallar Bahçesi’nin haritasını üç saat arayla görüntüleme hakkına sahipsiniz.]

 

[Günahkâr Kral’ın üçüncü avantajı olarak 300 Kral Puanı ile ödüllendiriliyorsunuz.]

 

“Kralların Bahçesi’ne özel market mi? Fetih süresi kısa sürmeyecek anlaşılıyor.”

 

Sistem onun Kralların Çatışması’nı daha da beter ve kanlı hale getirmesini istiyordu. Ana hedefi kralları etkisiz hale getirmekti. Ve etkisiz hale getirdiği her kral içinse fazladan ödül alacaktı.

 

[Günahkâr Kral olarak açığa çıkmamaya özen gösterin. Birisi sizin kimliğinizi fark ettiği anda rapor ederse ve siz görevinizi (üç kralı etkisiz hale getirme) tamamlamamışsanız ölürsünüz. Raporlama durumu sizin yüzünüzü görmediği sürece geçersizdir.]

 

[Görevinizi tamamlamazsanız ölürsünüz.]

 

[Marketten aldıklarınızı sadece kendiniz kullanabilirsiniz.]

 

[Sizden zayıf bir kral ile göğüs göğüse savaştığınızda Kral’ın Otoritesi otomatik olarak devreye girecektir.]

 

[Sizinle savaşan kralların yetenekleri güçlenecektir.]

 

[Başkası ile işbirliği yapmanız durumunda kazanacağınız ödül ciddi oranda azalacaktır.]

 

“Avantajları olduğu gibi dezavantajları da var demek ki. Hmm, anlıyorum sanırım. İlk önce burayı tanımakla başlayalım.”

 

Kayra sistemden haritayı açmasını istedi.

 

Önünde 70x70 ebatlarında bir harita çıktı. İçinde ovaları, yolları, ormanları ve daha birçok bölgeyi gösteren çizimler vardı. Hepsi çok detaylı ve pratikti. Hepsini bir anda izleyemese de biraz inceledikten sonra tam olarak nerede olduğunu buldu.

 

“Demek ki Yir Bayırı denen bir yerdeyim. Önümdeki orman ise Yir Ormanı, arkasında Kurak Bataklık, bataklığın sağındaki Altın Dağ, arkamda Dört Mevsim Ovası vesaire vesaire…”

 

Savaşa en uygun yerleri de belirledikten sonra haritanın bir kısmını ezberledi ve haritayı kapattı. Haritanın açık durduğu süreyi hesapladığında sadece üç dakika olduğunu fark etti. Bu kadarının bile fazla olduğunu biliyordu çünkü stratejik üstünlük ondaydı.

 

“Stratejik noktaları çoktan belirlediğime göre, yolları ve çevreyi inceleyebilirim. Ama ondan önce Markete bir bakalım.”

 

Önünde tıpkı Silah Salonu ve diğer dükkanlardaki gibi bir pencere açıldı. İçinde erzaklardan kılıçlara, otlardan bazı hoş olmayan şeylere kadar neredeyse her şey vardı. Kayra karşısına çıkan eşyalara bakarken filtrelemeye bastı ve merak ettiği bir şeyi aradı.

 

“Var ama biraz farklı gibi.”

 

[Sis Çemberi: 5 Kral Puanı]

*On metrelik bir bölgeyi yoğun sisle kaplar.

 

Daha çok gaz bombası veya tnt gibi şeylere bakmak istiyordu.

 

Biraz daha markette gezdikten sonra tam olarak her şeyin bulunduğunu fark etti.

 

[Taş: 1 Kral Puanı]

*Herhangi bir özelliği olmayan 5 santimetrelik bir taş.

 

[Büyük Taş: 1,5 Kral Puanı]

*Herhangi bir özelliği olmayan 20 santimetrelik bir taş.

 

[Kaya: 2 Kral Puanı]

 *Herhangi bir özelliği bulunmayan 35 santimetrelik ağır bir taş.

 

[Büyük Kaya: 7,5 Kral Puanı]

*Herhangi bir özelliği bulunmayan üç metrelik bir kaya.

 

“Anlıyorum.”

 

Kayra taşları görmezden gelip bir kürek, bir balta ve halat aldı. Hepsinin değeri 2 puan olduğundan saçma derecede ucuzdu.

 

“Günışığı Yolu, Yir Ormanı’ndan Kurak Bataklığa giden en güvenli yol. Kurak Bataklık içerisinde su bulundurduğu için büyük öneme sahip bir yer. Ayrıca Kızıl Irmak’a bağlı bir kolu da bulunuyor. Kesinlikle birkaç kralın geçmek zorunda olduğu stratejik noktalardan birisi.”

 

Pusu için elverişli olduğundan biraz endişelense de zorunda kalan birisi ateşten yollardan bile geçerdi. Burayı tutmakta fayda vardı.

 

“Gidelim.” 









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44534 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr