Bölüm 39: Tasarımsız, Kavrayışsız (7)

avatar
461 3

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 39: Tasarımsız, Kavrayışsız (7)


 

Kayra uzun bir süre meditasyon yaptıktan sonra gözlerini açtı ve yavaşça şekil alan mana ipçiklerine baktı. Altı saat boyunca yaptığı meditasyonla birlikte vücudunda üç bine yakın mana ipçiği oluşmuştu.

 

Şimdiyse bu mana ipçiklerini yoğunlaştırıp, bir çekirdek haline getirmekteydi.

 

Notlarda yazan yönlendirmeleri takip ettikten sonra tekrardan meditasyona oturdu. Ancak bu sefer nefesini atmosferden mana çekmek için kullanmak yerine vücudundaki manayı kontrol etmek için kullandı.

 

Kalbinin yanındaki bölgede toplanmış üç bin mana ipliğini kontrol etti ve döndürmeye başladı. Manayı hissetmenin ve toplamanın aksine bu kısım kitapçıkta yazmıyordu ama Kayra mananın ardındaki prensiplerden bazı çıkarımlar yapmıştı.

 

En ortadaki üç yüz kadar ipçiği zorla bir çember haline getirdi ve döndürmeye devam etti. Dönüşü öyle hızlıydı ki gözle takip etmek imkansıza yakındı.

 

Kayra çemberin dönüşünü hızlandırdıkça hızlandırdırdı. Bir süre sonra sanki yerinde duruyormuş gibi görünmeye başladı.

 

Bir çekim kuvveti oluşturdu.

 

Çemberin etrafındaki mana ipçikleri de dönerek çembere katıldı ve çember tamamlanarak bir çekirdek haline geldi. Çekirdek dönmeyi bırakmadı. Kayra zihnini zorlayarak atmosferden mana çekmeye devam etti.

 

Çekilen manayı oluşan çekirdeğin etrafında döndürdü ve büyük bir kısmını çekirdekte topalarken bir kısmını da çekirdeğin kutuplarına yönlendirdi.

 

Düzgün bir şekle giren çekirdek bir kez daha kendi içine çöktü ve daha da sıkıştı. Artık daha fazla sıkışamayacağı için Kayra vücudundaki tüm Büyü Gücü’nü çekirdeğe toplamak için harekete geçti.

 

Büyü Gücü’nü 90 civarlarına getirdiği için vücudunda rastgele dağılan büyük miktarda Büyü Gücü vardı. Onları çekirdeğine toplayıp kontrol altına alırsa çekirdeği daha da sağlamlaşırdı.

 

Büyü Gücü’nü çekirdeğine toplaması yaklaşık bir saatini aldı. Ancak bu süre Kayra için bir nefes gibiydi. Kayra, Büyü Gücü’nü çekirdeğinde topladıktan sonra bulutsuya benzer bir yapıda olduğunu fark etti.

 

Yapısı daha farklıydı.

 

Bu yüzden çekirdekle birleştirmek uzun zamanını aldı.

 

Büyü Gücü ile çekirdeği birleştikten sonra açısal momentumdan dolayı çekirdek iki kat daha hızlandı. İşte o anda son parça da çekirdekle birleştiğinde…

 

Boom!

 

Çekirdekten patlak veren mana tüm meridyenlerine aynı anda dağıldı ve vücudunu sarmaladı. Dışarıdan bakan birisi Kayra’yı merkezine alarak yayılan şok dalgalarını görseydi küçük dilini yutabilirdi.

 

Çekirdek atan bir kalp gibi sürekli kasıldı ve vücuduna mana pompaladı.

 

Mana Kalbi oluşturma süreci başarılıydı.

 

Kayra yavaşça gözlerini açtı ve ‘Karakter Penceresi’ diye mırıldandı.

 

 

[Kayra Kırmızıgül]

 

Güç: 60

Çeviklik: 70

Dayanıklılık: 80

Kontrol: 60

Büyü Gücü: 130

Şans: 40

 

Sınıf: Yok

 

Otorite: Yok

 

Sponsor: Yok

 

Kişilik: Soğukkanlı, Makyavelist, Pragmatist, Acımasız

 

Yetenekler: Benzersiz Kılıç Ustası (%0,3), Mahvolmuş Kralın Kılıç Ki’si (%0,1), Büyülü Mavi Gözler (%0,2), Biçimsiz Mana Kontrolü (%3), Tasarımsız, Kavrayışsız (%0)

 

Karma Puanı: 8,250

 

Kayra ilk nefesini aldığında öksürmeye ve göğsünü tutmaya başladı.

 

Öhhö!

 

Pump!

 

Öhhö!

 

Pump!

 

Öksürüşleri ile Mana Kalbi’nin mana pompalayışı garip biçimde senkronlanmıştı. İlk defa nefes alan bir bebek gibi gözleri kızardı. Derisi, iskeleti, kanı ve hatta organları ilk defa mana ile temasa geçmekten dolayı yanıyordu.

 

Yanma geçene kadar ondan fazla nefes almak zorunda kaldı. Vücudu yavaş yavaş elde ettiği güce alışıyordu.

 

“Bu koku da ne?”

 

 Karakter penceresindeki Biçimsiz Mana Kontrolü adlı yeni yeteneği gördüğü anda vücudundan yayılan garip kokuyu da fark etti.

 

İnsan vücudu ilk doğduğunda en saf halindeydi. Ancak dünya onu gün geçtikçe daha da kirli hale getiriyor ve tıkıyordu.

 

Kayra gözeneklerinden dışarı taşan kil benzeri kötü kokulu maddeye iğrenerek baktı. Çantasından ıslak bir bez çıkardı ve vücudundaki tüm kirleri temizledi. Ama buna rağmen koku kaybolmadı.

 

“Buna ayıracak zamanım yok.”

 

Kayra kokuyu görmezden gelmeye çalıştı ve elde ettiği kitapçığı incelemeye devam etti. Arka sayfaları çevirdiğinde tekniğin sırlarının açıklandığı notlar, diyagramlar ve meridyen atlası vardı. Meridyen atlası o kadar detaylı değildi ama mananın dolaşımını anlaması için yeterliydi.

 

“Atmosferden mana al, meridyenler aracılığıyla Mana Kalbi’ne taşı, kalpte yoğunlaştır ve saflaştır ardındansa meridyenler aracılığı ile vücuda dağıt. Burada önemli olan mana kalbinde ne kadar yoğunlaşıp saflaştığı. Meridyenler aracılığı ile dağıtılan mananın dengesi de mühim olsa da mananın saflığı ve yoğunluğu – manadan ne kadar verim aldığını gösteriyor. %60’lık bir saflaştırma mananın tüm potansiyelinin sadece %60 oranında kullanabilmek oluyor.”

 

Mana çok komplike bir şey olsa da özet çıkarmak zor değildi. Bu kadar rahat bir şekilde anladığı için Biçimsiz Mana Kontrolü’nü biraz değiştirmeyi başarmıştı.

 

Bunun en büyük nedeni mananın değişime ve dönüşüme açık bir enerji olmasıydı. Onu nasıl kullanacağı tamamen kendi hayal gücüne ve yeteneğine kalmıştı.

 

Haliyle Kayra da kendine göre dönüştürmüştü.

 

Mana Kalbi olarak adlandırılan o çekirdek aslında bir nötron yıldızı ile aynı mantıkla çalışıyordu. Kayra’nın üç bin mana ipçiği biriktirmesinin ve yoğunlaştırmak için o kadar fazla çabalamasının nedeni de buydu.

 

Yeterince dev kütleli yıldızlar hidrostatik dengesini kaybedince kütle çekim kuvveti, basınç kuvvetine üstün gelir ve yıldız kendi içine çökerdi. Haliyle yıldız yoğunlaşır, elektron ve protonlarda bundan nasibini alıp nötronları oluştururlardı.

 

Kendi içine çöken yıldız bir sadece nötronlardan oluşan bir çekirdeğe dönüşürdü. Çöken yıldız çekirdeği ise açısal momentum nedeniyle kendi etrafında dönmeye başlardı.

 

Dalgalar ve ışınlar yayar, kütlesi nedeniyle bir saat mantığı ile çalışırdı.

 

“Buna Yıldız Çekirdeği Konsepti demek istiyorum.”

 

Tabii açıklaması yapmaktan daha basitti. Süreçte yapılan ufak bir hata hidrostatik dengedeki tarafların değişmesine neden olurdu – bu da kütle çekim kuvvetinin değil de basınç kuvvetinin üstün olacağı anlamına gelirdi.

 

Yaratılan ‘sahte’ kütle çekim kuvveti ve basınç kuvveti arasında kütle çekim kuvvetinin üstün gelmesi çok önemliydi. Zira basınç kuvveti üstün gelseydi; başta kalbi olmak üzere mana önüne gelen ne varsa iterdi.

 

Tıpkı bir yıldızın patlaması gibi Kayra’nın vücudu patlardı.

 

“Biçimsiz Mana Kontrolü temel de bir yönlendirme ve yetiştirme tekniği. Amacı mananın tümünü çekirdek haline dönüştürmek değil de bir kısmını biçimsiz mana ‘bulutsusu’ dediğim tarzda tutmak. Bulutsu, çok yoğun olmayacağı için yönlendirmek daha basit olacaktır.”

 

Bir Mana Kalbi vücuda alınmış manayı vücutta depolamak ve vücuda dağıtmak için kullanılırdı. Biçimsiz Mana Kontrolü sonucu oluşturulacak Mana Kalbi ise manayı formsuz bir şekle sokup, dolaşımını katlarca hızlandırmak için kullanılıyordu.

 

Mana miktarı ve gücü daha zayıf olsa da hızı bunu açıkça telafi ediyordu. Çünkü Mana Kalpleri sadece pompalardı. Yönlendirmek ve vücuda dağıtmak açıkça kullanıcının göreviydi. Kullanıcı meridyenlerini manayı dağıtmak için kullanmadığı sürece mana, Mana Kalbi’nde depolanırdı.

 

“Mana oldukça garip bir şey. Herhangi bir şekli, cismi ya da kütlesi yok. Işığa benziyor olsa da davranışları çok farklı. Bu yüzden onu anlamak çok zor.”

 

Onu bir şeye benzetmek çok zordu.

 

“Çok derin düşünmeye gerek yok. Bilmem gereken tek şey daha güçlü olmak istiyorsam Mana Yetiştirme Tekniği’nde daha da ustalaşmalıyım.”

 

Heyecanlı bir şekilde ayağa kalktı ve elde ettiği yeni gücü deneyimledi. Gücü sadece altı saat meditasyon yaparak neredeyse iki kat artmıştı. Yeteneklerini aktifleştirmek için kullandığı yakıtta daha fazlalaşmıştı.

 

Üstelik vücuduna mana aktarmayı bildiği için manasını istatistiklerini artırmak için de kullanabilirdi. Bu da gücünün daha fazla artmasına, vücudunu kontrol etmesine ve vücudunun daha dayanıklı olmasına imkan vermişti.

 

Kısaca kozasından çıkmış bir kelebek gibi yeniden doğmuştu.

 

“O hortlakla tekrar savaşsaydım onunla eşit şartlarda dövüşebilirdim. Onu anında öldüremeyecek olsam da önceki gibi ölümün kıyısına gelmezdim.”

 

Kitapçıkta anlaması gereken çok fazla bilgi vardı ama zamanı çok azdı. Halletmesi gereken çok iş vardı. Kralların Çatışması sonuna kendini hazırlaması gerekiyordu.

 

Karnındaki yarayı tutarak ayağa kalktı ve eşyalarını toparladı. Önceden vücuduna yük bindiren ağır çanta ve mızrak şimdi ‘yük’ sayılamayacak kadar hafif geliyordu. Kayra, mızrağı rahatlıkla bir cirit niyetine kullanabileceğini hissediyordu.

 

Kurumuş mumyaların ve hortlakların yanından geçti. Yaralı olmasına rağmen on beş dakika içerisinde - güneşin doğmasına yirmi dakika kala – dışarı çıktı.

 

Güneş yoktu ama dışarısı ferahlatıcıydı. Kayra, manayı kontrol etmesinin verdiği heyecanı zorlukla bastırdı ve vücudunun titremesine engel olmaya çalıştı. Elde ettiği gücü denemek için çok heyecanlıydı.

 

Suikastçı’nın İnancı’nı kullanarak kendini gizledi ve yakınlardaki küçük hayvanları öldürdü. Böylece bir nebze de olsa yaralarını iyileştirmeyi başardı. Artık kambur hareket etmesine ve kendini desteklemesine gerek yoktu.

 

Sessizlik Yemini ve Büyüyen Yankı ile kolaylıkla öldürebileceği canlılar aramaya devam etti. Biçimsiz Mana Kontrolü ile birlikte yaralı olsa da bir şeyler öldürebiliyordu. Bu onun kendini yenileme şansına sahip olmasını sağlamıştı.

 

Kayra iki saat boyunca sabırla yaban keçisi, geyik, ceylan, gelincik gibi onun için zararsız canlıları avlamaya devam etti.

 

En sonunda ağır yaraları kapandı ve ‘hafif yara’ denebilecek seviyeye kadar geriledi.

 

Artık rahatlıkla hareket edebilir ve gücünün %70’ini sergileyebilirdi.

 

Suikastçı’nın İnancı’nı kınına koydu ve derin bir nefes alıp yükselen güneşin ihtişamlı ışıklarını kucakladı.  

 

Ardından kendini sakinleştirdi ve kasabaya doğru yola koyuldu.

 

Gölge Seti’nin dayanıklılığı neredeyse sıfır olduğu için onları çantasına kaldırmıştı. Efsunlu Savaş Botları, bandajlar tarafından sarılmış çıplak göğsü ve esnek bir savaş pantolonu dışında üzerinde hiçbir şey yoktu.

 

---

 

O esnada iki kişi yakınlardaki bir tepenin üzerinde ortaya çıktı. Biri siyah kıyafetlere bürünmüş zarif bir figürdü. Diğer ise yıldızlar gibi parlak gözlere sahip badem gözlü, deri zırhlı güzel bir okçuydu.

 

Siyah kıyafetli kadın havayı bir kez kokladı ama hemen ardından burnunu kapattı.

 

Soğuk gözleri masumca yürüyen komik bir gencin üzerine düştü.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44515 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr