Bölüm 18: Kanlı Yol (6)

avatar
554 8

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 18: Kanlı Yol (6)



---

Tüm bunlar yaşanırken bir Kızıl Gözlü Gri Kurt her zamanki gibi muhteşem ve heybetli adımlarla küçük bir gölün kıyısına geldi.  Yelesinden çıkıp tüm vücuduna yayılan kızıl çizgiler ona diğerlerinden farklı bir hava katıyordu.

 

Kızıl gözlerini bir çift kızıl ay misali yansıtan göle baktıktan sonra kafasını göle eğdi.

 

Bir süre sonra kafasını gölden kaldırdı ve güneybatıya doğru yöneldi. Kilometrelerce yürüdükten büyük ağaçların bulunduğu küçük bir ağaç bölgesine geldi. Ufak bir hırıltıyla ağaç bölgesine daldı ve daldığı gibi ağzında büyük boynuzları olan bir geyikle ayrıldı.

 

Geyik bir öküz kadar kalın, bir zürafa kadar uzundu ama gri kurt onu sanki bir tüy çekiyormuş gibi yerde sürükleyerek götürüyordu.

 

Gri kurt uzun bir süre yürüdükten sonra öncekilerden tamamen farklı bir bölgeye geldi.

 

Bölge büyüklü küçüklü yüzlerce kayadan oluşmuştu.

 

Gri kurt büyük kayaların yakınına geldi ve uzun süredir yaşadığı geyiği yere bıraktı.

 

Tok!

 

Yerdeki tozlar havalandı.

 

“Hrr?”

 

Geyik yere çarpınca kayaların arasından küçük karartılar çıktı. Bunlar, bir ila bir buçuk metre arasında boylara sahip yedi kurt yavrusuydu. Arkalarında onları gözeten iki metrelik gri bir kurt vardı.

 

Bu gri kurt, diğer kurt gibi kızıl çizgilere sahip değildi. Normal kurtlardan farkı daha uzun boylu olması ve bir çift kızıl gözdü.

 

Gri kurt, kızıl çizgili kurdun yanına geldi ve boynunu kürküne sevgiyle yerleştirip hafifçe ovuşturdu.

 

Uzaktan bakınca mutlu aile tablosu gibiydi.

 

 [Tebrikler!]

 

[Kızıl Gözlü Gri Kurt’lar hakkındaki bilginiz %99’a çıktı.]

 

Gri kurtlara yakın büyük bir kayanın gölgesinde çift göz parladı.

 

‘Sonunda sınıra ulaştım.’

 

Kayra, haftalar süren çabasının meyvesini alacağı için heyecanlıydı. Günlerdir hiç mola vermeden bu kurdu izliyordu ve şimdi ‘Alfa’ seviyesi bir kurdun yaşantısına tanık olmuştu.

 

İki haftadır Kızıl Gözlü Gri Kurt Kabilesi’nin fertleri hakkındaki bilgisini en üst düzeye çıkarmak için çabalıyordu. Kurt sürülerini takip etmek olsun, avlarını tanımak olsun, kemik ve sinir yapıları hakkında bilgi edinmek olsun; iki hafta boyunca mola vermeden onları araştırmakla ve bilgi edinmekle uğraşmıştı.

 

Teknik bilgilerin tamamına sahip olduktan sonra kurtların hayatını incelemeye başladı. Bu kurda kadar her gün bir kurt türü olmak üzere beş gün boyunca kurtların yaşamını inceledi.

 

Beta, Omega, Tetra, Gama ve dışlananlar.

 

Kayra incelediği kurtları farklı unvanlar vererek sınıflandırmıştı. Betalar, genellikle C seviyesinde olup da sürü içinde yardımcı lider pozisyonun da olanlardı.

 

Omega ve Tetralar, sürü içinde önemli yere sahip savaşçılardı. Güçleri, C- seviyesinde olmasına rağmen savaş ve avcılıkta Betalar’dan üstünlerdi.

 

Son olarak Gama ve dışlananlar. Gamalar, Kayra’nın dişilere ve çocuklara verdiği genel bir sınıftı. Gama sınıf diğer sınıflara kıyasla daha az dövüş gücüne sahip, avcı toplayıcılar arasından toplayıcı kategorisine mensuptu.

 

Genellikle yuva da kalır ya da izcilik gibi basit işleri yaparlardı.  

 

Dışlananlarsa…

 

Onların kaderi trajikti.

 

Bu sınıf savaşta ya da herhangi bir olayda sürüsünü veya ailesini kaybetmiş kurtlara denirdi. Çoğunlukla başka bir aileye katılırlardı. Ama Kayra’nın ilk savaştığı gibi başka aileye katılmayıp tek avlananlarda vardı.

 

Başka bir aileye katılanlar, adından da anlaşılacağı üzere dışlanıyordu ve çok zayıf oluyorlardı. Tek başına avlananlarsa, hayatta kaldıkları sürece bir Omega’dan çok daha güçlü oluyorlardı.

 

 Bu beş türün dışında bir de B seviyesi ve üzerinde olan Alfalar vardı. Bunlar bir sürüye öncülük etme kabiliyetine sahip savaş makineleriydi. Genelde çift olarak gezerlerdi.

 

Sınıflandırma bu kadar basitti.

 

Tabii, Kayra onları izlerken başka bilgilerde edinmişti. Orkide’den neden nefret ettikleri, neden nadiren sürü haline geldikleri ve daha birçok şey…

 

‘Şu ana on beş kurdu takip ettim ve tek ayakta kalan bu.’

 

Alfa…

 

Diğerlerinden tamamen farklı bir seviye.

 

‘Ama kaderi diğerlerinden farklı olmayacak.’

Gözlerini yavru kurtlara dikti ve bir süre bekledi. Yavrular devasa geyiği zevkle yerken en küçükleri birden hapşırdı.

 

Hemen ardından yanındaki kardeşi de hapşırdı.

 

Ve bir diğeri.

 

Zincirlemesine hapşıran kurtlar önce babalarına baktı. Ardından gözlerini geyiğin etindeki küçük beyaz tohum parçalarına düştü.

 

Yüzlerinden korkmuş bir ifade ortaya çıktı.

 

Kızıl çizgili kurt kafa karışıklığıyla geyiğe yaklaştı. Geyiği bir kez kokladı, ardından diliyle beyaz tohum parçalarından bir tanesini yaladı.

 

Yavrularına tam dönecekti ki gözleri büyüdü ve elinde yeşil renkli bir ışık belirdi.

 

Boom!

 

Yakınlardaki bir büyük kaya havaya uçtu. Tozlar yükseldi ve molozlar dört bir yana yayıldı. O sırada bir siluet tozların arasından sıyrıldı ve yüksek bir hızla kurtların aksi yönüne koşmaya başladı.

 

Vücut yapısı onu aşağılık bir insan olduğunu gösteriyordu. Neden buradaydı ki? Kızıl Gözlü Gri Kurt ilk başta şaşırsa da yavrularına bakınca gözleri korkutucu bir ışıkla parladı.

 

Suçlu!

 

Çocuklarına Orkide Tohumu yediren suçlu insan buydu!

 

Vücudunun etrafını kızıl renkli bir aura kapladı. Sadece bir zıplamayla on metre ilerledi. Nitekim insana yaklaşamadı. İnsan, hayallerinin ötesinde bir hıza sahipti. Saniyeler içinde onlarca metre ilerlemişti.

 

Fakat Kızıl Avcı gibi bir yeteneğe sahipti.

 

Kızıl aura ayaklarına odaklanınca hızı katlarca arttı.

 

Sadece birkaç saniye içinde gözden kayboldu.

 

O gittikten sonra dişi kurt acıklı bir ifadeyle evlatlarına baktı. Dişlerini sıktı ve pençesini kaldırdı.

 

Foşş!

 

Kan tanzikle gövdesinden sıçradı ve yerde küçük bir birikinti oluştu. Yavrularına baktı ve hırıldadı. Çocuklar ne yapmaları gerektiğini biliyormuşçasına kurdun dökülen kanını yaladılar. Vücutları hafifçe ışıldayarak parlak kırmızı rengine döndü.

 

Dişi kurdun kürkü koyulaştı.

 

Yere akan kan belli ki kan özüydü.

 

Kan özleri, mana kalbi tarafından üretilen özel bir kan türüydü. Enerji bakımından çok zengindi. Miktarı çok az olsa da vücudun ve mana kalbinin depoladığından çok daha fazla enerji depolayabilirdi.

 

Ama bu onu çok değerli ve güçlü yaparken, aynı zamanda tehlikeli yapıyordu.

 

Anne kurt yavrularındaki zehri bastırmak için saf kan özünü kullanıyordu. Bu, çocuklarını kurtarırken onun yaşam gücünü kurutuyor ve gücünün düşmesine neden oluyordu.

 

“Öyle tatlı ve sevecen görünüyorsunuz ki…”

 

Anne kurt birden kafasını kaldırdı.

 

“Bir an sizi öldürmemeyi düşündüm.”

 

Klang!

 

“Ama babanız yoluma taş koyuyor.”

 

Biraz önce patlayan kayanın yanındaki kayanın gölgesinden maskeli bir insan çıktı. Gece gibi karanlık giysisi ona eşsiz bir kamuflaj etkisi sağlıyordu. Ama güneş ışıkları altında bu tam tersine işliyordu.

 

Kara kılıcını kınından çekti.

 

“Gölge İkizi’mi çoktan yakaladı.”

 

Kılıç ki’si kılıcının etrafını kaplayınca birden ileri atıldı ve kan özünü paylaşmaktan bitkin düşmüş dişi kurda sapladı. Dişi kurt kendini korumak için Kızıl Avcı’yı kullanmaya çalışsa da vücudundaki mananın büyük kısmını çocuklarını iyileştirmek için kullandığından başarısız oldu.

 

Doğal olarak kılıca karşı koyamadı.

 

Kılıç kağıt deler gibi göğsüne saplandı ve tek hamle de kalbini parçaladı. Ona saldıran kişi fizikleri hakkında o kadar bilgiliydi ki tek hamle de kalbini parçalamıştı.  

 

Kızıl Gözlü Gri Kurt’ların eşsiz bir fizik yapısı vardı. Çok hızlı ve akıl almaz derecede güçlülerdi. Ama kalbini koruyan kürk ve doku oldukça yumuşaktı. Bu yüzden kendine güvenenler dışında hiçbiri yükseğe zıplamazdı.

 

Fakat bu insan bunu nasıl biliyordu?

 

Bu yalnızca ırkının bilmesi gereken bir şeydi.

 

Bunlar, dişi kurdun yere yığılmadan önce düşündüğü son şeylerdi.

 

Pat!

 

Dişi kurt yere devrilince büyük bir baraj yıkılmış gibiydi. Küçük kurtlar ne yapacağını bilemeden geriye sindiler. Aslında hepsi C- seviyesindeki bir Omega kadar güçlüydü. Ama hayatları boyunca anne ve babası tarafından korunmuş, nadiren avlanmaya çıkmıştı.

 

Ve şimdiyse onlardan güçlü olduğunu düşündükleri anneleri tek saldırı da parçalara ayrılmıştı. Yavru kurtların gözü doldu.

 

Ne yapacaklarını bilemediler.

 

Maskeli kişi kılıcı annelerinin göğsünden çıkardı ve üzerindeki kanı savurdu. Kan havaya sıçradı ve onların kürküne düştü.

 

O anda, maskeli kişi onlara saldırdı.

 

Hwuu~


Yediliden en büyüğü kardeşlerini korumak için saldırmaya kalktı ama hiçbir şey yapamadan bacakları koptu.

 

[Benzersiz Kılıç Ustası kullanılıyor.]

 

Maskeli figür en büyük olanın bacaklarını kopardıktan sonra bacaklar yere düşmemişti ki yavru kurtlardan birinin kafasını kopardı.

 

Kurtlar ne yapacaklarını bilmediği için onları öldürmek çok kolaydı.

 

Sadece birkaç saniye içinde en küçük kurt dışında hepsinin uzuvları parçalandı. Maskeli figür onları öldürmedi. Kafasını kaldırıp ufka baktıktan sonra elini ayakta kalan son kurdun ensesine vurdu. Kurt, olduğu yerde donduktan sonra devrildi.

 

“Düşündüğümden daha hızlı geliyor.”

 

Ufukta yükselen toz bulutuna bir bakış attı ve lanet okudu. Ardından bir saniye bile durmadan yavru kurdu omzuna alarak koşmaya başladı.

 

O gittikten on saniye sonra üç metre boyunda, gri çizgileri olan kızıl bir kurt orada durdu. Bu kurt biraz önce kaçan insanı kovalayan baba kurttu.

 

Alfa kurt olarak kabiledeki en güçlü kurtlardan birisiydi. Kızıl Avcı sayesinde tüm kürkünü kızıla çeviriyor ve bunu yaptığında gücü büyük bir artışa geçiyordu.

 

Kızıl Avcı, Bahar Pençesi ve Kızıl Göz.

 

Bunlar düşünülenden çok daha güçlü tekniklerdi.

 

Alfa kurt B seviyesindeydi. İnsanın garip hareket yönü olmasa onu yakalaması saniyeler sürmezdi. Ama dar alanlardan ve ağaçlı bölgelerden geçmesi onu yakalamasını zorlaştırmıştı. Sonunda onu yakaladığındaysa tek pençesi bu insanı öldürmüştü.

 

Onun bu kadar zayıf olması Alfa kurdu şaşırtsa da içine doğan kötü his yuvaya dönmesine neden olmuştu.

 

Ve şimdi…

 

Vücudundaki tüm kan gözlerine toplanmıştı sanki.

 

Önce eşine baktı.

 

Kalbi parçalanmıştı. Kürkü kül grisine dönüşmüştü. Belli ki ölmeden önce kan özünü yavrularına içirmişti.

 

Orkideler.

 

Orkide İblisi tarafından Kızıl Gözlü İblis’e ve soyuna yerleştirilen soy laneti.

 

Bir orkideyle temas eden her Kızıl Göz sahibi büyük bir acı çekerek vücudundaki manadan olurdu. Kızıl Gözü şişer ve gücünü kaybederdi. Haliyle Kızıl Avcı ve Kızıl Göz gibi iki önemli yetenek kullanılamaz hale gelirdi.

 

Bu güçlerinde büyük bir düşüş yaşanmasına neden olurdu.

 

Kabile bölgesinde bir tane orkide dahi bulunmazdı.

 

Çünkü her kurt en büyük düşmanlarının orkideler olduğunu bilirdi.

 

Alfa kurt olarak çocuklarını orkide ve düşmanlardan korumak onun göreviydi. Ama şimdi, eşi ölmüş çocukları ölmek üzereydi.

 

Pıt!

 

Yere kanla kaplı bir göz yaşı düştü.

 

Auuuu!

 

Alfa kurt kafasını gökyüzüne kaldırdı ve kederle uludu.

 

Uluması etrafa ses dalgaları yaydı. Sesi öyle güçlüydü ki ses dalgaları bir saniye içinde kilometrelerce ilerledi.

 

Alfa kurttan uzakta olan maskeli figür durakladı ve sesin geldiği yöne baktı.

 

Vücuduna çarpan ses dalgaları canını yakmıştı.

 

“Beni buldu.”

 

Yıldız Diyarı’na geldiğinden beri ilk defa böyle kötü hissetti.

 

Ufukta kırmızı bir nokta belirdi.

 

Öfkeden B+ seviyesine yükselmiş Kızıl Gözlü Alfa Gri Kurt onu öldürmek için geliyordu.

 

Bedenini titredi.


Biraz sonra olacaklar için korkmak yerine heyecanlandı.

 

Saldırmadan önce kaçış rotasını çoktan hazırlamıştı.

 

---






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44530 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr