Bölüm 7: Sınav (6)

avatar
581 10

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 7: Sınav (6)



 

Çok tehlikeli biriydi.

 

Ahmet rakiplerini tarttıktan sonra çevresini saran kalabalığa baktı ve boğazını temizledi.

 

“Arkadaşlar! Sınavın adından anladığım kadarıyla birazdan diğer derebeyleri ile çarpışacağız. Şu anda yalnızca sınava hazırlık durumundayız. Ancak endişe etmeyin! Burada bulunan derebeyleri arasında en fazla güç bizde var.”

 

Seçtiği kişiler hem zekası hem de gücüyle öne çıkan yetenekli bireylerdi. Bir süre önce Kayra’nın kışkırtmasına kanan kişilerin çoğu sadece bir özelliğini güçlendirmeyi seçmişti. Güç, hız veya dayanıklılık gibi özelliklerini geliştirerek kontrol edebileceklerinin çok üzerinde bir güç kazanmışlardı.

 

Fakat Ahmet bunun aptalca olduğunu biliyordu. Kızlar ve erkekler arasındaki fark kapansa dahi deneyim büyük bir etkendi. Puanları tek bir özelliğe yatırmak onları geride bırakacaktı.

 

Kılıç savurmak için dayanıklılık gerekliydi. Kaldırmak için güç, saldırıdan kaçınmak içinse çeviklik gerekliydi.

 

Muhakeme yeteneği zayıf olanlar kendilerini güç sarhoşluğuna kaptırmış ve sadece tek bir alana yüklenmişti.

 

Kılıcı kaldırsalar dahi birkaç savurmanın ardından yorgun düşenler olacaktı, savurabilseler bile saldırıdan kaçamayacak kadar yavaş olanlar da olacaktı.

 

Bu nedenle puanları dağıtmak çok önemliydi.

 

“Herkes aynı şartlarda olduğunda sonucu belirleyecek olan şey muhakeme yeteneğimiz. İletişim yetenekleri güçlü olanlar kendilerini öne çıkartıyor ve derebeyi olmaya çalışıyor. Ancak bu yalnızca onlara sorumluluk yüklüyor. Kaldıramayacakları yükün altına giriyorlar! Biz, okuldaki en iyi savaşçılarız ve büyük resmi görebilenleriz.”

 

Tebaasının neredeyse hepsi donanımlıydı. Yüzlerce öğrenci arasında böyle kişiler azınlıktaydı. Ayrıca diğerlerinin aksine birbirlerini yakından tanıyorlardı.

 

“Dük olmakta ve bu sınavdan başarıyla ayrılmakta kararlıyım. Eğer uygun görürseniz savaş planımızı konuşalım.”

 

Ahmet çelik kılıcını kınına soktu ve öğrencileri yönlendirdi.

 

---

 

Spor salonundaki karmaşadan uzak beden eğitimi öğretmeni odasının kapısı aniden büyük bir patırtıyla yere düştü. Kapının düşmesine neden olan tekme yavaşça geri çekildi. Ortalama bir odadan çok daha büyük olan öğretmenler odasına giren Kayra, masanın üzerindeki demir tabağa ve yanındaki sigara paketine baktı.

 

Tabağın üzerindeki yemek kalıntıları tazeydi. Öğretmenlerin nereye kaybolduğu bir muamma olsa da Kayra bunu düşünmeden yemek kabını ve sigara paketinin altındaki çakmağı aldı.

 

“Umarım işe yarar. Büyük bir risk alıyorum.”

 

Aldığı risk yüzünden gergindi ama yapabileceği bir şey yoktu.

 

Teoride yapılabilir bir şeydi ve uzun araştırmalar sonucunda bulduğu eşya ile mümkün olmalıydı.

 

[Bazı takımyıldızları ne yapacağınızı merak ediyor.]

 

[Bilinmeyen bir takımyıldızı soğuk gözlerle size bakıyor.]

 

[Dengeden nefret eden bir takımyıldızı düşündüğü şeyi yaparsanız sonuçlara hazırlıklı olmanızı söylüyor.]

 

[Bilinmeyen bir takımyıldızı size nefretle bakıyor.]

 

Önüne akın eden bildirimler Kayra’nın dikkatini bozmadı. Dikkatli bir şekilde tabağı yıkadıktan sonra elbisesi ile kuruladı ve herhangi bir ıslaklığın kalmamasını sağladı. 

 

[Bir takımyıldızı kimliğini açığa çıkarıyor.]

 

[Fareli Köyün Kavalcısı size bir mesaj iletmek istiyor.]

 

[Akasha Yönetmeliği, Fareli Köyün Kavalcısı’nı engelliyor.]

 

[Fareli Köyün Kavalcısı öfkeyle yerine oturuyor ve bunun hesabını soracaklarını söylüyor.]

 

[Bazı takımyıldızları huzursuz.]

 

Kayra yaptığı işe o kadar odaklanmıştı ki  bildirimlerdeki garipliği fark etmedi. Tabağı yıkadıktan sonra hava temizleme sisteminin bulunduğu odaya gitti. Kapı kilitliydi. Kayra’nın açması birkaç dakika sürdü.

 

Tam kapıyı açacaktı ki arkasından bir ses geldi.

 

“Kayra? Ne yapıyorsun?”

 

Güzel hatlar ve içi hoş eden bir ses, yaşına rağmen bir genç bir kadının zarafetini sergileyen Esra arkasındaydı. Şaşkın gözlerle Kayra’ya bakıyordu.

 

Kayra elindekileri arkasına sakladı.

 

“Burada ne işin var?”

 

“Bunu sorması gereken benim. Tüm sınıf bir arada kalıp diğer sınıflar arasında hayatta kalmaya çalışıyoruz.”

 

Anlaşılan Esra da bir derebeyi olmuştu. Kafasının üzerinde hafif bir ışık vardı. En azından bir baron olmalıydı.

 

Kayra, Esra’nın ince belinde asılı çelik kılıca ve göğüslerini saran zırha bakınca kaşlarını çattı.

 

Düşündüğünden daha fazla puan kazanmıştı.

 

Bunu nasıl yapmıştı? Farkında olmadığı gizli bir kural ya da fırsatla mı karşılaşmıştı?

 

Esra büyük ihtimalle kendisinden daha güçlüydü. Kazanamayacağından değildi ama onunla dövüşmeye çalışırsa diğerlerinin dikkatini de çekerdi. Hareketlerini spor salonundaki kargaşaya göre planlamıştı.

 

İçerideki kargaşa sürüyorken kimsenin dikkati başka bir yere kaymamalıydı.

 

“Burada ne yapıyorsun?”

 

Esra ikinci sınıfların birinciliğine adaydı. Ayrıca yaşıtlarının ötesinde bir sakinliğe ve bilgiye sahipti. Kayra’nın bir şeyler karıştırdığını hemen anladı.

 

“Herkes içeride sıradaki sınava hazırlanırken sen gizli gizli dolaplar çeviriyorsun. ”

 

[Kimliği bilinmeyen bir takımyıldızı sana öfkeyle bakıyor.]

Kayra önünde çıkan pencereye büyümüş gözlerle baktı. Kimliği bilinmeyen bir takımyıldızı ona öfkeyle mi bakıyordu? Bunu şaşırtmak için yeterliydi. Onlar sadece izleyici olmalıydı, onları kızdıracak ne yapmış olabilirdi ki?

 

Esra’ya baktı ve kaşlarını çatarak boşluğa baktığını gördü. Ardından kafasını kaldırdı ve Kayra’nın mavi gözlerine baktı.

 

“Seni oldukça ilgi çekici buluyorum.”

 

“Anlamadım?”

 

“Bu okuldaki herkesi kolayca yenebilmeme olanak sağlayan özel bir yeteneğe sahibim. Belli sebeplerim olmasa kolaylıkla  Dük seviyesine ulaşabilirim.”

 

“Özel yetenek mi?”


  

Esra’nın dedikleri Kayra’nın başka şeylerden şüphelenmesine neden oldu. Ona öfkeyle bakan bir takımyıldızı vardı ve Esra bir ‘özel yetenek’ten bahsediyordu.

 

“Arkanda sakladıkların. Bir demir tabak ve çakmak değil mi? Ne yapacaksın? Spor salonunu ateşe vermeyi mi düşünüyorsun? Yoksa havalandırmayı mı bozacaksın? Ya da sadece saklanacak mısın? Bir korkak gibi.”

 

Esra, Kayra’nın odaya neden girdiğini anlamasa da tahmin etmesi zor değildi.

 

“Kabul ediyorum, beni yakaladın.”

 

Kayra ellerini kaldırdı.

 

“Silahını at.”

 

Esra çelik kılıcını çekti ve Kayra’nın dibine geldi. Önceki sözleri bir yalandı. Gözleri en başından beri Kayra’nın üzerindeydi. Sezgileri ve aldığı mesajlar Kayra’nın kesinlikle ortadan kaldırılması gereken bir varlık olduğunu söylüyordu.

 

Girmeye çalıştığı odanın ne olduğunu pek tabi biliyordu. O odada çağın son model temiz hava sistemlerinden birisi bulunuyordu. Havalandırma borularının birçoğu oradan çıkıyor, spor salonuna temiz hava dağıtıyordu.

 

“Saklanmak için ilginç bir yer seçiyorsun ancak bilmiyorsun ki havalandırma boruları düşündüğünden daha küçük.”

 

Anlamadığı şeyse Kayra’nın çakmak ve demir bir tabakla ne yapacağıydı.

 

Kayra’nın silahını ayağıyla uzaklaştırdı.

 

“Diz çök ve ellerini yukarı da tut. Ufak bir hareketinde saldıracağım.”

 

Kayra ona karşı çıkmadı. Ellerini başının üzerinde tuttu ve  yavaşça dizlerinin üzerine çöktü. Esra onun itaatkar halini görünce bıyık altından gülümsedi.

 

“Güzel. Şimdi seni davet edeceğim. Uslu bir şekilde kabul et ve birlikte zafer elde edelim. Söz veriyorum, kral olunca seni şövalyelerimden birisi yapacağım. Gelişmeni sağlamak için elimden geleni yapacağım.”

 

Kayra dudaklarını ısırdı ve kafasını eğdi.

 

“Bir şey sorabilir miyim?”

 

“Soru soracak durumda değilsin.”

 

[Esra Tanrıkulu sizin onayınızı istiyor, kabul ediyor musunuz?]

 

Kayra hemen onaylamadı.

 

“Sorumu cevaplarsan kabul edeceğim, söz veriyorum.”

 

Esra iç çekti. Kayra’nın yeteneğini ve becerisini görmüştü. Özel yeteneğini alırken Kayra’yı gördüğü yerde öldürmesini söyleyen bir mesaj almıştı.

 

Kayra hakkında meraklıydı. Mesajı veren kişi onu izleyen takımyıldızıydı. Onun göremediği neyi görmüştü de Kayra’yı ortadan kaldırması gerektiğini söylüyordu? Esra bunu merak etti. Kayra’nın aptal olmadığını biliyordu.

 

Sıkça dışlanan biri olduğundan Esra’nın gözünde önemsiz birisiydi. Onu öne çıkaran tek şey dövüş yeteneğiydi ki o da artık önemsiz hale gelmişti.

 

Peki ya onu özel kılan neydi?

 

Göremediği ne vardı?

 

Özel olsaydı önünde diz çöker ve başını eğer miydi?

 

Onun hakkında her şeyi öğrenene kadar yanında tutmak ve onun dövüş potansiyelini kullanmak istiyordu. Bu yüzden nazik davranması gerektiğini hissetti.

 

“Pekala, yalnızca bir soru hakkın var.”

 

Kayra sorusunu sormadan önce birkaç saniye sustu.

 

“Özel yeteneğine bizi izleyen takımyıldızları sayesinde mi kavuştun?”

 

Esra, Kayra’nın sorusunu duyunca cevaplayıp cevaplamamak konusunda tereddüde düştü. Ancak söylemesinin bir sakıncası olmayacağını düşünüyordu. Herkesin yalnızca bir tur sonra öğreneceği bir bilgiydi bu.

 

Kayra’yı kendi safına çekmek için bedel ödemesi gerektiğini biliyordu.

 

“Karakter Penceresi’nde Otorite adında bir bölme vardı. Hemen altında ise ‘sponsor’ diye başka bir bölme vardı. Bunlar, bizi izleyen takımyıldızları ile yakından alakalı bölmeler.”

 

Gözlerini kapattı ve iç çekti.

 

“Takımyıldızları hakkında pek bir şey bilmesem de bize sponsor olabiliyorlar. Daha önceden Karma Puanı bağışı almışsındır elbet. Sponsorluk bundan biraz daha farklı. Karma Puanı vermek yerine ‘Otorite’ adı verilen özgün bir yetenek veriyorlar.” 

 

“Peki ya senin otoriten nedir?”

 

“…”

 

Esra bu soruya cevap vermedi.

 

Otoritesini açığa çıkartmasının tehlike yaratacağının farkındaydı.

 

“Ben üzerime düşeni yaptım, sıra sende.”

 

“Pekala.”

 

Kayra içinden ‘onaylıyorum’ dedi.


[Artık Vikont Esra’nın tebaasındansınız.]

 

[Sınav başladığında tüm istatistikleriniz %5 oranında artış gösterecektir.]

 

“Hadi içeri gidelim. Sınavın başlamasına bir dakika kaldı.”

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44536 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr