Bölüm 5: Sınav (4)

avatar
590 10

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 5: Sınav (4)



Buğday rengi saçları ve ışıltılı mavi gözleriyle dikkat çekici bir erkekti. Herkes onun ilk harekete geçen kişi olarak yakından tanıyordu.

 

Ahmet bu sesi tanıyınca arkasını döndü ve ondan metrelerce uzaktaki Kayra’ya baktı. Gözlerindeki soğukluk herhangi birini tedirgin etmek için yeterliydi.

 

Ama Kayra onu umursamıyor gibiydi.

 

“Kısa süre içinde beş kişiyi öldüren bir katilden beklendiği gibi. Korkudan deliğine saklandın ve ortalık dinince ortaya çıktın.”

 

Ahmet’in sözlerine rağmen Kayra’nın yüzündeki ifade değişmedi. Ellerini açtı ve alaycı bir ifadeyle güldü.

 

“Asıl korkağın kim olduğuna karar vermek için henüz erken.”

 

“Ne demek istiyorsun?”

 

Kayra, Ahmet’e bakış atmakla uğraşmadı. Bunun yerine onun arkasındaki büyük öğrenci kalabalığına baktı.

 

“Arkadaşlar dünya değişmiş olsa da kendinizi başkasından aşağı mı hissediyorsunuz?” 

 

Kayra’nın sesi Ahmet’inkinden bile daha şok ediciydi.

 

Herkesin dikkati direkt olarak Kayra’ya odaklandı.

 

“Dünya değişti. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Bazı kişiler bunun farkında olduğu için sizi kullanmak istiyor! Siz ise buna karşı koymak yerine dediklerini harfiyen uygulayarak ekmeklerine yağ sürüyorsunuz.”

 

Kalabalığın kulağına giren sesi çabucak fısıldaşmalara ve şüphelere yol açtı. Buradakilerin yarısından çoğu Ahmet’e güveniyor ve tüm sorumluluğu ona yıkıyordu. Her dediğini yapıyor, kendi kararlarını almaktan korktukları için suçu Ahmet’e yıkıyordu.

 

Ancak aralarından bazıları kendilerinden daha güvenilmez olan Ahmet’e güvenmek yerine kafalarına estiği gibi davranıyordu. Onlar silah almamış olsa da çoktan kazandıkları Karma Puan’larını istatistiklerine dağıtmışlardı.

 

Bu insan doğasının çarpışmasıydı.

 

Duygusal olanlar Ahmet’in dediklerini ikiletmezken mantıksal olanlar ona hiç güvenmiyordu. Sadece dışlanmamak için onlardan biriymiş gibi davranıyorlardı.

 

Lakin onlar azınlıktaydı. Böyle olan sadece birkaç kişi vardı. Onlarsa yüzlerce kişi arasında bahsetmeye değmeyecek kadar önemsizdi.

 

Ahmet’in içine uğursuz bir his doğdu. Yanında duran arkadaşlara bir bakış attı. Şu anda harekete geçemese de işler yolundan çıkacakmış gibi göründüğü anda saldıracaklardı.

 

“Çoktan bir kişiyi öldürdünüz! Bu hayatta kalmanın birinci önceliğiniz olduğu anlamına geliyor. Fakat şu anda kendi canınızı başka birisine emanet ediyorsunuz. Sıradaki sınavın da öldürmekle alakalı olduğunu düşünün. Silahınız yok ve Karma Puan’larınızı dağıtmadınız. Bu sizi bir tavuk gibi savunmasız yapacaktır.”

 

Ahmet’in kaşlarını birden çatıldı, gözlerinde soğuk bir bakış belirdi. Harekete geçmek üzereydi. Herkesin bakışları Kayra’nın üzerindeyken bunu fırsat bilmeliydi. Aksi takdirde işler çığırından çıkacaktı.

 

“Peki ya istatistiklerini güçlendirmiş otuz kadar erkek ve Ahmet’in durumu ne olacak? Üstelik ellerinde sizi bir darbeyle öldürebilecekleri tahta kılıçlar bulunduruyorlar. Belli ki Karma Puan’larını özelliklerini güçlendirmek için kullanmışlar. Onlara karşı durabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?”

 

Ahmet’in yanındaki birkaç kişi birden Kayra’ya doğru koşmaya başladı. Geri kalan yirmi yedi kişi ise yerinde kaldı. Bir kişiyi öldürmek için otuz kişinin harekete geçmesine imkan yoktu. Üstelik Ahmet yerinde duruyordu. Son anda saldırmaktan vaz geçip işi başkalarına bırakmaya karar vermişti.

 

İnsanların gözündeki şöhreti dengesiz bir köprü üzerindeydi. Bir kişiyi öldürürse köprü direkt olarak çökerdi. Bu işi onun için yapacak kişiler varken harekete geçmek aptallık olurdu.

 

‘Bunun için üzgünüm ama planlarıma engel olamazsın.’

 

Ahmet onun birkaç saniye içinde öleceğini bildiği için biraz üzgün hissetti. Ancak bu çok kısa süreliğine olan bir şeydi. Hemen kendine geldi ve Kayra’nın ölümünü nasıl fırsat bileceğini düşündü. Onu kötü ilan edip kendini kahramanlaştırabilirdi.

 

Aklına dahice bir plan geldi.

 

‘Bana bu fırsatı verdiğin için teşekkür ederim. Tüm kötülükleri üstlenecek kişi olmak kaderinde varmış.’

 

Gözünü kırpmadan adam öldürmesi ve düzene karşı gelmesi Kayra’yı başlı başına bir ‘aykırı’ haline getiriyordu. Okuldaki itibarı ve Batuhan gibi herkesle iyi geçinen birini öldürmesi de ‘aykırı’ halini ‘düzeni bozmak isteyen kötü’ye çeviriyordu.

 

Ne kadar kötü olursa olsun, bir kötüyü öldürmek iyi bir şeydi.

 

Ahmet bunu başarırsa kalabalıktaki muhalifler bile çenesini kapatmak zorunda kalacaktı. Aksi takdirde düzene karşı duran aykırılardan birisi olacak ve diğerleri tarafından dışlanacaklardı. Böyle durumlarda dışlanmak basitçe kurban durumuna düşmek demekti.

 

“Argh!”

 

Ancak işler beklediğinden farklı gelişti.

 

Ahmet karşısındaki manzara karşısında ne diyeceğini bilemedi.

 

İlk saldıran kişi Barış adındaki bir sporcuydu. Kendisi il birinciliği olan bir boksördü. Eline bir tahta kılıç vermek kaplana kanat vermekten farksızdı. Üstelik kazandığı karma puanlarıyla istatistiklerini güçlendirmişti.

 

Okuldaki en iyi dövüşçülerden birisi olduğunu söylemek yanlış olmazdı.

 

Fakat neden sadece üç hamle sonunda yerdeydi?

 

Barış kılıcını savurduğu anda Kayra da bir adım atıp  Barış’ın dirseğini ve bileğini tutmuştu. Bunu yaptığı anda sert bir omuz atarak Barış’ın dengesini bozmuş ve kazandığı momentumu ona karşı kullanmıştı. Sonrasındaysa bir çocuğun elinden alırmışçasına kılıcını tek bir hamleyle eline geçirmişti.

 

Bunların hepsi bir saniye gibi çok kısa bir sürede gerçekleşmişti.

 

Barış yere düşünce bir çığlık attığında Kayra kılıcı kullanarak ikinci saldırganın kılıç saldırısını yönlendirdi ve ufak bir dönüşle arkasına geçti. Üçüncü genç tam karşısındayken diğer ikisi arkasındaydı.

 

Bam!

 

Bir savuruşla birlikte üçüncü genç yere yığıldı.

 

Kayra arkasını döndü ve ikinci gencin kalçasına tekme savurdu.

 

Pat!

 

Bir an sonraysa tahta kılıcı gencin diz kapağına inerek acı dolu bir çığlık atmasına neden oldu.

 

“…”

 

Her şey o kadar hızlı olmuştu ki kimsenin tepki verecek süresi olmamıştı.

 

“Bu nasıl mümkün olabilir?”

 

Ahmet herkesi harekete geçirmemek için kendini zor tuttu. Barış’ı dövmek konusunda kendisine güvense de bunu bu kadar eforsuz ve hızlı yapabileceğini söylemeye cüret edemezdi.

 

“Demem o ki kendinizi başkalarının eline teslim etmeyi düşünmeyin bile! Dışarıda tehlikeli bir dünyanın bizi beklemesi muhtemel. Belli ki bu sınavlar bizi dış dünyaya hazırlıyor. Bu durumdayken hazırlanmak yerine kendinizi bencil bir insanın insafına mı bırakıyorsunuz?”

 

Kayra konuşurken birçok kişi istemsizce kafa salladı.

 

“Dışarıdaki insanları düşünün. Onlar sınavlarda büyük başarılar sergileyerek kendilerini güçlendirecekler. Peki ya siz? Birkaç gün sonra sizi arkadan bıçaklama ihtimali olan insanları korumak için hayatınızı bir kenara mı atacaksınız? Saçmalık. Böyle yaparsanız dışarıda nasıl hayatta kalacaksınız? Başkalarının size merhamet edeceğini mi düşünüyorsunuz?”

 

Kayra bile dışarıda ne olduğu hakkında sadece fikir sahibi olabilirdi. Ancak şu anda önemli olan bu değildi. Ufacık bir şüphe tohumu bile kısa süre içinde çiçek açabilirdi. Sadece zincirleme bir tepki yaratması gerekiyordu. Bir kişi bile harekete geçerse kar topu etkisi yaratacak ve minicik bir kar topu devasa bir çığa dönüşecekti.

 

Bu durumda en büyük düşmanı Ahmet olurdu ama çoktan insanlar önündeki güvenini kaybetmişti. Üç kişinin ona saldırmasına izin vermesi ile ‘güvenilir’ imajını zedelemişti. Sonrasında birkaç iftira ve hayatta kalma arzusunu dürtüklemek Ahmet’in tüm etkisini bitirmeye yeterliydi.

 

Her ne kadar güven önemli olsa da hayatta kalmak çok daha önemliydi.

 

Bugün böyle davranarak hayatta kalabilirlerdi.

 

Peki ya yarın?

 

Merhametleri onları diğerlerinden geriye iterse ne olacaktı?

 

Tekrar böyle davranma şansları olacak mıydı?

 

Düşmanlar onlara merhamet gösterecek miydi?

 

“Ancak şimdi kendinizi güçlendirme fırsatınız var! Kendi kabuğunuzun dışına çıkabilir ve kendinizi yeniden yaratabilirsiniz. İnsan öldürmek kötü olabilir, evet! Haklısınız. Ancak hepiniz ilk sınavda birini öldürerek insan kavramının dışına çıktınız!”

 

Ahmet daha fazla dayanamadı ve arkadaşlarıyla birlikte Kayra’ya atıldı.

 

“Kim olduğunuzu hatırlayın! Artık normal bir insan değilsiniz!”

 

Kayra, Ahmet ve arkadaşları saldırınca tereddüt etmeden onlara doğru koştu.

 

Koşarken de tüm kalbiyle bağırıyordu.

 

“Siz hayatta kalmak için her şeyi yapabilecek acımasız katillersiniz!”

 

Boom!

 

Bu sözler tereddüt edenlerin içindeki canavarları dışarı çıkardı.

 

Ahmet’in gözleri bunu fark edince kanlandı.

 

Elinde beyaz bir ışık  oluştu ve bir çelik kılıç ortaya çıktı.

 

Yüzden fazla kişiyle yoldaş olmuştu. Ayrıca birkaç kişiyi de sınıftayken katletmişti. Bu yüzden yüz elliden fazla puanı vardı.

 

Bir kılıç aldıktan sonra geri kalan tüm puanlarını çeviklik ve güce verdi.

 

Hızı bir anda üç katına çıktı ve birden Kayra’nın dibinde bitti. Tam onu kesecekti ki bir şey arkasından ona çarptı.

 

Boom!

 

Elinde yarım metrelik kalkan tutan minyon bir kızdı.

 

Ahmet, Kayra’nın yanından bir rüzgar gibi uçtu ve kızla birlikte metrelerce öteye sürüklendi.

 

Kayra otuz kişinin arasından suda hareket eden balık yüzen misali sıyrıldıktan sonra kalabalığa doğru devam etti.

 

Kalabalıktaki bazı kişiler tereddüt etmeden yanlarındaki kişinin canını alınca herkes birbirine girmeye başlamıştı.

 

Herkes en az yetmiş kişiyle yoldaş olduğundan, sınavları tamamlama ödülleriyle ortalama yüz puana sahiplerdi.

 

Birçoğu onlara en çok avantaj sağlayacak özelliklere puanlarını yatırdı.

 

Birden hiç sahip olamadıkları bir güce kavuştular.

 

“İnanılmaz! Kuş kadar hafif hissediyorum.”

 

“Sonsuza kadar koşabilecekmiş gibi hissediyorum.”

 

Öğrenciler hayranlıkla mucizeyi seyrettiler. Kızlar ve erkekler arasındaki aşılmaz fiziksel kuvvet birden kapanmıştı. Her şeylerini güce yatıran kızlar hayatını spora adamış bir erkek kadar büyük bir kuvvete kavuştu.

 

Minyon kız ise tüm her şeyini hıza yatırdığından anında yirmi metreyi aşabilmişti. Onun kadar hızlı olan bir başkası yoktu.

 

Bir kez gücün tadını alanlar çılgınca daha fazlasını arzuladılar. En yakınlarındaki düşmanlarına doğru saldırmaya başladılar.

 

Durum gittikçe daha da kaotikleşti. Öyle ki süre dolmasına rağmen final sınavı başlamadı.


Fakat o anda büyük bir pencere yerden beş metre yukarıda açıldı.

 

[Final Sınavı başlamak üzere…]

 

[Sınav bölgesi fazla kaotik olduğundan Sınav Görevlisi otoritesini kullanıyor.]






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44536 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr