Bölüm 2: Sınav (1)

avatar
676 11

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 2: Sınav (1)


 

Kayra ona saldıran kişinin sınıfın en yakışıklı çocuğu Emre Can olduğunu gördü. Emre Can neredeyse 1.83 boyunda, büyük ellere sahip bir basketbolcuydu. Diğer erkeklerin aksine kızlara saldırmak yerine kendi kalıbında birisine saldırıyordu.

 

Başka bir zamanda olsa cesareti takdir edilebilirdi.

 

Fakat zamanı değildi. Elinde tuttuğu sandalyeyi sertçe Kayra‘ya savurdu.

 

Hedef başıydı. Kafatasını anında parçalayacak kadar güçlü olmasa da bayıltmak için yeterliydi.

 

Ki bu ölümle eş anlamlıydı.

 

Kayra iç çekti ve sırasının üzerinde duran kalın Suç ve Ceza kitabını Emre'nin gözüne fırlattı.

 

Bam!


“Siktir!”

 

Emre Can kalın kitabı suratına yiyince bir adım sendeledi. Gözlerini refleks olarak kapatmıştı.  

 

“Seni öldüreceğim.”

 

Gözlerini ovaladıktan sonra açtı. Yediği darbe çok sertti ve kitabın sert bölgesi gelmişti. Kendini zorlamasa gözlerini açık tutamazdı.

 

Zamanlama ve isabet kusursuzdu. Emre Can farkında olmasa da gözüne çarpan kitap rastgele bir pozisyondan atılmıştı. Bu da gücünün ve hızını büyük oranda kaybettiği anlamına geliyordu.

 

“Seni pi...”

 

Emre Can tekrardan saldırmaya kalktığında birden solar plexusuna tekme yedi. 

 

Bu yaptığı en büyük hataydı.

 

Kayra onun saçlarından tutarak kaldırdı ve korunmasız boynunu açığa çıkardı.

 

Emre Can karnının yandığını, kalbinin boğazında attığını hissediyordu. Normalde hakir gördüğü Kayra ile göz göze gelince içini nedense büyük bir huzursuzluk kapladı.

 

Dudakları kurumuştu.

 

“Yaşamak istiyorum... lütfen...”

 

Kayra onun gözlerindeki çaresizliği görünce bir anlığına tereddüt etti.

 

Kıtırt!

 

Emre Can'ın gözleri sonuna kadar açıldı. 

 

Pat!

 

Bir daha kalkmamak için düştüğünde yere, kimse ona dönüp bakmadı. Boğazına yediği sert bir dirsek hamlesi ölümünü garantilemeye yeterliydi.

 

[Görevi minimum düzeyde tamamladınız!]

 

[Sıradaki görev bölgesi olan spor salonuna en kısa sürede ulaşın.]

 

“Görev bölgesi mi?”

 

Kayra karşısına çıkan bu pencereyi görünce yaşadıklarının bir rüya olmadığına emin oldu. Ve çocukça bir tepki vermediği için memnun kaldı.

 

Olaylar garipti ve akıl sır erdirmek mümkün değildi. Her ne kadar doğası gereği mantıksal kararlar almaya yatkın olsa da, Emre Can ona saldırdığında duygularıyla karar verip onun işini bitirmişti.

 

Bir yaşama can vermek içinde garip bir huzursuzluğun baş göstermesine neden oluyordu. Bu huzursuz iğrenç bir duyguydu.

 

Kafasını çevirdi ve sınır arkadaşlarına baktı.

 

Yerde yatan cansız cesetler dışında kalan 38 kişi birbirini öldürmeye çalışıyordu.

 

“Bu kişiler ileride düşmanım olabilir. Eğer düşündüğüm gibi bir şey değilse onları ortadan kaldırmak işime gelir.”

 

Bu okuldaki 2. senesiydi.  İki yıl boyunca bu kişiler ona lakaplar takmış ve dışlamıştı. Bu bir süreliğine depresyona girmesine neden olmuş ve benliğinde özgüvensizlik sorununu ortaya çıkarmıştı.

 

Şimdi hepsinden intikam alma fırsatı vardı.

 

Can'a baktı. Sınıftaki erkek kız fark etmeden herkes tarafından sevilen kişiye. Zorba, ağzı bozuk, başarısız, kaba ve aptaldı. Ancak ne hikmetse herkes onunla konuşmak için can atardı.

 

Şu anda en yakın arkadaşlarından birisinin kafasını yere vuruyordu. Gözü dönmüş, aklını yitirmiş gibi görünüyordu.

 

Kayra iç çekti ve kapıya yöneldi. Kimse onu umursamadı ya da bakış atma zahmetine girmedi. Birbirlerini öldürme telâşı içindelerdi.

 

Oysa herhangi bir ceza verilmemişti. Sonuç kesin değildi. Her şeyi başlatan şey tarih öğretmeninin Ayşe Nur’u öldürmesiydi.

 

Kapının kulpunu indirdi.

 

[Alıştırma Bölgesi’nden çıkıyorsunuz.”

 

[Kimliği bilinmeyen bir takımyıldızı performansınızdan memnun kaldı.]

 

[10 Karma hibe edildi!]

 

[Kimliği bilinmeyen bir takımyıldızı sizden iyi şeyler beklediğini dile getiriyor.]

 

Karşısına çıkan kavramlar Kayra'yı bulunduğu durum hakkında farklı bir bakış açısından düşünmeye sevk etti.

 

Karma ve takımyıldızı gibi kavramlar onun canlı yayın tarzı bir şeyde olduğunu gösteriyordu. Ancak kim insanların birbirini öldürdüğü bir yayını izlemek isterdi ki?

 

Tanrılar mı?

 

Yoksa şeytanlar mı?

 

Saçma varsayımlara zaman ayırırsa işin içinden çıkamayacağını fark etti. Düşünmeyi kesti ve şu anki durumuna odaklandı.

 

Koridordaydı. A-D arasındaki tüm sınıflar bu koridorda bulunuyordu. Kayra A sınıfının kapısına geldi ve pencereden baktı. Ancak pencerenin diğer tarafında kül grisi bir duvar vardı.

 

Kapıyı açmaya çalıştı ancak tıpkı sınıfındaki gibi bir milim dahi hareket etmedi.

 

Vurdu tekmeledi ama nafile idi.

 

Sarsılmamıştı bile.

 

Haliyle sonraki sınav bölgesine gitmekten başka çaresi yoktu.

 

Tuvaletten bir süpürge sapı aldıktan sonra hızlı adımlarla aşağıya indi. İşin garip yanı spor salonuna varana kadar kimse ile karşılaşmamış olmasıydı.

 

Spor salonuna geldikten sonraysa önünde bir pencere açıldı.

 

[Sonraki sınav bölgesine hoş geldiniz!]

 

[İlk sınavı başarıyla atlattığınız için ödüllendirileceksiniz!]

 

[10 Karma Puanı kazanıldı!]

 

[Uyarı!]

 

[Yeteri kadar katılımcı bulunmadığı için ikinci sınav henüz başlatılamamıştır.]

 

[Lütfen sınav bölgesinde bekleyiniz!]

 

[24/750]

 

Kayra önünde açılan pencereli görünce kaşlarını çattı. Düşündüğü gibi bu bir halüsinasyonun çok ötesinde bir şeydi. Ya insanların çok üzerindeki bir uygarlığın oyunuydu ya da çok garip bir rüyanın içerisindeydi.

 

“Düşünmenin bir anlamı yok. İki türlü de kendimi garanti altına almam gerekiyor. Bu yüzden hayatta kalacağım.”

 

Kafasını kaldırdı ve etrafa baktı. Okuldan çıkan birkaç kişi daha gördü. Gözyaşları eşliğinde gelen birkaç kızdı. Yanlış hatırlamıyorsa son seneden olmalarılardı. İki kızın voleybol takımından olduğunu biliyordu. Son derece yeteneklilerdi.

 

Kayra başka bir bakış atmadan kafasını çevirdi ve spor salonuna girdi.

 

[Uyarı!]

 

[Yeteri kadar katılımcı bulunmadığı için ikinci sınav henüz başlatılamamıştır.]

 

[Lütfen sınav bölgesinde bekleyiniz!]

 

[25/750]

 

Önünde açılan pencereleri görmezden gelerek etrafa bakındı. İlk sene ve son seneden olmak üzere kızlı erkekli yirmi dört kişi salonda toplanmıştı. Birbirlerinden olabildiğince uzak duruyorlardı.

 

Neredeyse hepsinin efkarlı olduğunu gören Kayra midesinin bulandığını hissetti.

 

“Hayatta kalmak için acımasızca başkasını öldürmüş olmalarına rağmen utanmazca ağlama cesaretinde bulunuyorlar. Midem bulanıyor.”

 

Okulunda fazla kişi olmasına rağmen çok dar bir alana kurulmuştu. Haliyle her sınıftan insanlarla yolu kesişiyor ve istemeden de olsa muhabbette bulunuyordu.

 

Bu da onu dışlayan kişilerin bir hayli fazla olduğu anlamına geliyordu.

 

“Nedense ağzımda kötü bir tat bıraktı.”

 

Birkaç adım atınca bakışlar ona döndü. Bir katil daha aralarına katılmıştı. Ama ne yazık ki herkes kendi bacağından asılıyordu. Kendileriyle uğraşmakla meşgul olduklarından Kayra'ya ikinci bir bakış atmadılar.

 

Kayra da onları umursamadı. Diğerlerinden uzak tenha bir köşe seçti ve enerjisini toplamak için oturdu. Okulun nüfusu bin beş yüzdü. Bu yedi yüz elli kişinin ölmesi gerektiği anlamına geliyordu.

 

Yerinde bir başkası olsaydı endişeden kafayı yiyebilirdi ama Kayra’nın üzülmesi için bir nedeni yoktu. Diğer sınıflarda ne bir arkadaşı vardı ne de bir tanıdığı. Bu yüzden endişe etmesi gereken tek şey kendi canıydı. 


Tabii bu okuldaki herkese düşman olduğu anlamına gelmiyordu. Bazı sınıflarda iyi geçindiği çocuklar varken, bazıları onu görmezden gelmek yerine arada selam veriyordu. Onlara karşı iyi niyetleri vardı. 

 

Ama böyle tehlikeli bir durumda neden onları önemseyecekti ki? Sonuçta bu sadece iyi bir niyetti ve Kayra’ya herhangi bir kazanç sağlamayacaktı.

 

Vuuu~

 

Havalandırma borusundan gelen sesle birlikte ağlama sesleri çoğaldı. İnsanlar yavaş yavaş spor salonuna doluşmaya başladı. Yaklaşık yarım saat içinde yüzlerce kişi büyük spor salonuna doluştu. O kadar fazla kişi vardı ki adım atacak yer yoktu.

 

“Seni piç kurusu! Leyla nerede?!”

 

Tiz bir çocuk sesi spor salonunda yankılandı.

 

“Ali sizin sınıfta değil miydi?”

 

“Kız kardeşimi gördünüz mü?”

 

“Bekleyin, Amine neden burada değil?”

 

“Onun arkadaşları değil misiniz? Bunu nasıl yapabildiniz!”

 

Sesler yükselmeye başladı ve her bölgeden küfürler duyulmaya başladı. Kayra’nın beklediği gibi ‘arkadaşlar’ birbirini aramaya ve hesap sormaya başlamıştı.

 

Yalnızca bir kişi öldürmüş olsalar da o kişinin değeri başkası için paha biçilemez olabilirdi. Her ne bu ilişkilerin fazla sürmeyeceği kesin olsa da şu anda insanların en çok ihtiyacı olduğu şey bir yoldaştı. Onu teselli edecek ve yükünü sırtlayacak bir insana ihtiyaç duyuyorlardı.

 

Birini öldürmüş olmanın verdiği suçluluk duygusu iğrençti. Kimse kendini katil olarak görmek istemezdi. Her ne kadar bunu kendilerine söylüyor olsalar da başkalarının söylemesi kadar etkili olmayacaktı.

 

Kayra  kafasını kaldırdı ve havalandırmaya baktı. Spor salonu belediye tarafından özenle inşa edilmişti ve pek çok resmi maça ev sahipliği yapmıştı. Bu yüzden büyük ve donanımlıydı. Havalandırma, yer ısıtması gibi ekstra özelliklere sahipti.

 

[Uyarı!]

 

[650/750]

 

[Maksimum kullanıcı sayısına ulaşıldı!]

 

[İkinci sınav başlıyor...]

 

[Yağmala ya da Yoldaş Ol]

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44510 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr