118. Bölüm | Alışkanlık

avatar
1061 1

İnsan Tanrı - 118. Bölüm | Alışkanlık


Tırpanı tutan kız hızla Yuzhou'ya doğru koşmaya başladı. Hançerini savurmak için kaldırdı fakat bir anda sol tarafından siyah bir kılıç ona doğru ilerledi. Kız bunu son anda farkedip tırpanı ile engelledi. Fakat siyah kılıcı tutan kişi tarafından durmadan saldırıya uğruyordu. Kız her saldırıyı başarı ile savuşturuyordu fakat karşı saldırı yapmaya fırsat bulamıyordu.

 

Yuzhou'nun vücudu artık kesilmiyordu. Yuzhou yavaşca ayağa kalktıktan sonra derin bir nefes alıp verdi ve

 

"Rowan... Ne yapıyorsun? Benim savaşıma karışma!" dedi.

 

Rowan, kılıcı ile saldırmaya devam ederken,

 

"Her zamanki gibi, yine seni kurtarıyorum kardeşim." dedi.

 

Rowan kılıcını savurduktan sonra bir anda kızın önünde olmadığını farketti. Kız, Rowan ile Yuzhou'nun konuşmasından dolayı oluşan bir anlık boşluktan faydalanmıştı. O anda Yuzhou'nun arkasına geçmişti ve hızla tırpanını savurmuştu. Rowan bunu son anda farketmişti.

 

"ARKANDA!" Rowan son anda bağırsa da, bir fayda etmemişti. Kız hızla tırpanını savurdu. Tırpan, Yuzhou'nun sağ tarafından sapladı. Tırpanın keskin ucu Yuzhou'nun sağ tarafından girdi ve sırtından çıktı. Rowan, kıza doğru hızla koştu. Fakat kız hızlıydı.

 

Tırpan kırmızı bir enerji ile kaplandı ve bu enerji patladı. Patladıktan sonra kız hızla tırpanı çekti. Yuzhou'nun sırtı tamamen yarılmıştı. Sol tarafı vücudu tutsa da, sağ tarafı kopmuştu. Kız sol tarafı da keserse Yuzhou ikiye bölünecekti.

 

Fakat tırpanın enerjisinin patlamasından dolayı Yuzhou'nun iç organları patlamıştı ve Yuzhou ölmüştü.

 

"HAYIRRRR!" Rowan bağırarak kıza doğru koşuyordu. Saçları uzayıp açık gri rengine döndü. Gözleri parlamaya başladı ve iki tane olağanüstü güce sahip korkutucu ve huzur verici, birbirine zıt iki aura yayılmaya başladı.

 

Kızın önüne geldiğinde hızla kılıcını savurdu. Fakat şuan sinirden dolayı gözü hiçbir şey görmüyordu. Kılıcı savurmuştu fakat saldırısı tutmamıştı. Aksine, tırpan onun kolunu koparmıştı ve kılıcı tutan eli yere düşmüştü.

 

Fakat birkaç saniye içerisinde kopan kolu geri yenilenmişti. Daha sonra tekrar kıza doğru saldırdı. Bu sefer yumruklarıyla saldırıyordu. Kız tüm saldırıları savuşturup karşı saldırı yapıp Rowan'a ağır yaralar açmayı başarsa da, tüm yaraları birkaç saniye içerisinde iyileşiyordu.

 

Rowan'ın hızı da git gide artıyordu, kızın arkasına geçip kızı tutmuştu. Kızın haraket etmesine izin vermiyordu, daha sonra kılıca baktı ve kılıç havalanıp tekrar Rowan'a doğru uçmaya başlamıştı.

 

Rowan, kılıcı kontrol ediyordu! Kılıç havalanıp Rowan'a doğru olağanüstü bir hızla geliyordu. Fakat Rowan, kızın arkasındaydı bu yüzden kılıç kıza saplanacaktı. Rowan, Ruh Enerjisini kullanmayı başarmıştı.

 

Fakat kız son anda tüm gücü ile Rowan'dan kaçmayı başarmıştı, fakat yine de kılıç kızın kolunda derin bir yara açmıştı. Rowan kılıcı havada yakalayıp kıza tekrar saldırdı. Kız hızla ağzına kırmızı bir hap attı ve yarası iyileşti.

 

-

 

O sırada, Yuzhou gözünü açtı. Fakat olduğu yer bambaşka bir yerdi. Hava lacivertti ve gri bulutlar vardı. Ayağa kalktığında, koyu kırmızı bir şatonun içerisinde olduğunu gördü. Şatodan dışarısı görünmüyordu. Bu yer tanıdığı bir yerdi, daha önce gördüğü bir yerdi.

 

Bu yer, Lucifer'in yaşadığı şatoydu! Daha önce Pars Queen ile savaşırken ölmüştü ve buraya gelmişti.

 

Yuzhou buraya geldiği zaman alev sesleri, insanların acı çekme seslerini duysa da, şuan duymuyordu. Sadece tek bir bağırma sesi vardı ve bu ses çok tanıdıktı. Yuzhou bu sesi duyduğunda öfkelendi ve aurası yayılmaya başladı. Kendisine hakim olamıyordu. Bu daha önce savaştığı ve yendiği birisiydi. Bu ses arkadan geliyordu, Yuzhou sinirle arkasına döndüğünde oldukça şaşırtıcı bir manzara gördü.

 

O anda Lucifer, Pars Queen'e işkence ediyordu!

 

Lucifer,

 

"Yuzhou, tekrar gelmişsin. Burayı sevmeye mi başladın?" diye sordu.

 

Yuzhou, Pars'ın işkence çektiğini görünce gülümsedi ve

 

"Evet, burayı çok sevdim." dedi.

 

Lucifer bunu anladığında gülümsedi ve

 

"Ölmeyi alışkanlık haline getirme Yuzhou. Bir gün seni ben bile kurtaramayabilirim." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Gücüm yetmiyor... Daha fazla güçlenmeliyim. Bu dünyaya geldiğim anda direkt olarak en güçlüler ile düşman oldum." dedi.

 

Lucifer,

 

"Seni geri göndermeden önce, vücudunun kontrölünü alsam olur mu? Geçici bir süreliğine." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Vücudumu mu? Niye?" diye sordu.

 

Lucifer, Pars Queen'i bıraktı ve

 

"Bin yıldır mühürlü bir şekilde duruyordum, biraz eğlendikten sonra sana geri verebilirim. Söz veriyorum. Şu kız da ilgimi çekti, oldukça güzel dövüşüyor. Onun ruhunu da alabilirim." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Ruh almak mı?" diye sordu.

 

Lucifer,

 

"Öldürdüğün ya da etrafında ölen kişilerin ruhlarını buraya hapsedip onları sonsuz işkenceye maruz bırakıyorum. Cehennem'deyken yaptığım şey de buydu zaten." diye sordu.

 

Yuzhou,

 

"Pekâlâ, istediğini yap. Vücudumu umarım geri verirsin." dedi gülerek. Nedense Lucifer ile bir yakınlık hissediyordu.

 

Lucifer,

 

"Merak etme, sözümün eriyimdir." dedi.

 

Daha sonra gerçek dünya da Yuzhou'nun gözü açıldı ve güçlü bir enerji dalgası etrafa yayıldı. Oldukça güçlü bir aura etrafa yayıldı. Gözünü açan kişi Yuzhou değildi. Yuzhou'nun vücudundaki Lucifer'di.

 

Lucifer yavaşça ayağa kalktı. Yaydığı aura oldukça güçlüydü. Tüm aurasını yaymıştı. Bin yıldır mühürlü olduğundan dolayı kendisini kontrol etmeyi unutmuştu. Aurası o kadar güçlüydü, vahşiydi ve korkutucuydu ki, Yuzhou'nun oluşturduğu askerler direkt olarak diz çöktü. Çünkü onların aurası da bu şekildeydi, onların gücü de bu şekildeydi ve hepsinin kaynağı Lucifer'di. Onlar bunu anlamıştı. Karşılarındaki kişinin Lucifer olduğunu bilmeseler de, bu gücün onların lideri, yaratıcısı olduğunu direkt olarak anlamışlardı.

 

Rowan da bu aurayı farkettiğinde arkasına dönüp Yuzhou'ya baktı. Yuzhou'nun gözleri sarı değildi, siyahtı. Yuzhou'da bir değişiklik olduğunu anlamıştı.

 

Lucifer, Yuzhou'nun vücudunu inceledi

 

"Benim vücudum olmasa da, idare eder. Vücudunu iyi geliştirmişsin Yuzhou." dedi.

 

Daha sonra etrafına bakındı, rüzgarın vücutta oluşturduğu his, ağaç yapraklarının çıkardığı ses, güneşin verdiği sıcaklık.

 

"Ahh, hepsini özlemişim." dedi.

 

En önemlisi de

 

"En çokta bunu özlemişim." dedi.

 

Kan kokusuydu. Havadaki kan kokusu, ölmüş insanların parçalanmış vücutları. Lucifer'in en sevdiği manzara ve kokuydu.

 

Lucifer, daha sonra kıza baktı ve

 

"Eğlenelim biraz." dedi.

 

----------

Kendi kurduğum bir discord var, içinde okuyucular ve ben sohbet ediyoruz, sadece benim serim değil, başka seriler ve genel sohbet olarak güzel bir ortam discordu kurduk. Gelip sohbet edebilirsiniz, soru sorup seriler hakkında tartışabilirsiniz.

DC Link : https://discord.gg/KPBTkTe

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44352 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr