61. Bölüm | Beş Mühür Tekniği

avatar
1580 2

İnsan Tanrı - 61. Bölüm | Beş Mühür Tekniği


Aradan bir hafta geçmişti. Yuzhou sürekli aynı yerde çalışıyordu. İzlendiğini hissediyordu fakat etrafını ne kadar ararsa arasın kimseyi göremiyordu. Çünkü onu izleyen kişi, Yuzhou'nun göremeyeceği bir uzaklıktan izliyordu.

 

Yuzhou, gözünü güçlendirmesi gerekiyordu. Bunun içinse sürekli göz tekniğini kullanması gerekiyordu. Şuan iki göz tekniği vardı. Birisi hipnoz, diğeri ise değer biçmeydi. Değer biçmeyi kullanmak için en iyi yeri biliyordu. Hipnozu ise her zaman herhangi birine karşı kullanabilirdi.

 

Yuzhou bir haftada, Gerçek Buz tekniklerinden iki tanesini öğrenmişti. Kara Alevler hakkında hâlâ ne yapacağını bilmiyordu fakat öğrendiği Gerçek Buz tekniklerinin üzerini kara alevler ile kaplayarak daha güçlü hale getirebiliyordu.

 

Ayrıca parşomendeki toprak elementi tekniklerinde çoktan ustalaşmıştı. Zaten o teknikler en basit teknikler olduğu için üzerinde fazla çalışmasına gerek yoktu.

 

Yuzhou ayağa kalktı ve ilerlemeye başladı. Onu izleyen gözlüklü kişi de kendi kendine konuşuyordu.

 

"Oldukça hızlı güçleniyor... Bi ara ona kendimi göstermem ve bir şeyler yapmam lazım. Benden nefret etmesini sağlamalıyım ve intikam hırsıyla daha da çabuk güçlenmesini sağlamalıyım. O gücü istiyorum." dedi.

 

-

 

Yuzhou, tekrar pazar alanına gelmişti. Tekrar en zenginlerin olduğu kata çıkmış etrafa bakıyordu. Gördüğü her şeyi inceliyordu. En yüksek seviyeli eşya S seviyesindeydi. Daha üstü yoktu. Fakat oldukça iyi eşyalar olsa da, Yuzhou'nun yeteneklerinden daha iyi eşyalar yoktu.

 

Yuzhou, etraftı incelerken, merdivenlerden üç kişi çıktı. Bu kişiler Prens Cain ve arkasındaki iki muhafızdı!

 

Prens Cain normalde bir haftadan daha fazla sürede yatakta kalması gerekirdi fakat ona verilen özel ilaçlar sayesinde şimdiden ayağa kalkabilmişti. Fakat savaşamazdı.

 

Prens Cain etrafa bakarken, Yuzhou'yu gördüğünde,

 

"Orada! Yakalayın onu!" diye iki muhafıza bağırdı.

 

İki muhafızın üzerinde ağır gri renkte bir zırh vardı ve ikisinde de gri renginde uzun kılıçlar vardı. Yuzhou bunu duyunca arkasını döndü ve ona doğru koşan iki muhafızı gördü.

 

Bu sefer biraz dövüşmek istiyordu. Karşısındakilerin sistemini okumak istemiyordu. Güçlerini kendisi anlamak istiyordu.

 

İki muhafız, Yuzhou'nun önüne gelince kılıçları ile Yuzhou'ya bir saldırı yaptılar. Bu iki saldırı da Yuzhou'nun kollarınaydı. Yuzhou'yu öldürmek değil, yaralamak istiyordular. Onu yakalayıp prense teslim edeceklerdi. Prens daha sonra kendisi bir şeyler yapacaktı.

 

Saldırılar tam Yuzhou'nun sağ ve sol koluna değecekti ki, Yuzhou'nun kolunu ince mavi bir tabaka kapladı. Daha sonra bu mavi tabakaya çarpan kılıçlar,

 

"Crack!"

 

Kırıldı! Kılıçlar kırıldığında iki muhafız da şaşırdı. Yuzhou olduğu yerde duruyordu, koluna gelen saldırılar ona değmişti fakat kılıçları kırılmıştı!

 

Bu çocuğun vücudu neydi böyle?

 

Yuzhou gülümsedi. Sağ elini buzla kapladı ve sağdaki muhafıza bir yumruk attı. Muhafız bu yumruktan kaçınamadı ve geriye doğru fırladı. Merdivenlerden aşağı kata düştü. Diğer muhafız bunu farkedince şaşkınlığı gitti ve kırık kılıcıyla bir saldırı daha yaptı.

 

Yuzhou, öğrendiği yeni bir tekniği deneyecekti, fakat ondan önce,

 

"Karanlık Alevler!"

 

Muhafızın zırhını yaktı! Muhafızın zırhı birkaç saniye içerisinde kül oldu ve Yuzhou alevleri söndürdü. Muhafıza bir zarar gelmemişti. Sadece zırhı hemen kül olmuştu. 

 

"Buz Hapsi!"

 

Yuzhou bunu dediğinde, muhafızın altı mavi bir tabakayla kaplanmıştı. Bu buz hızla muhafızın ayaklarını da dondurduktan sonra muhafız haraket edememeye başladı. Buz, muhafızın bedenini kaplamak yerine, muhafızın etrafına dikdörtgen bir duvar örmüştü. Muhafız hiçbir yerini haraket ettiremiyordu. Sadece gözünü kırpabiliyordu. 

 

Dışarıyı görebiliyordu, fakat ölümcülük bir soğuğa maruz kalıyordu. Kısa sürede tüm vücudu donmuştu. 

 

Prens çoktan kaçmıştı. Yuzhou hemen buzları geri özümsedi ve içindeki muhafızın cansız bedeni yere düştü. O anda o kata on tane muhafız geldi. Yuzhou hepsiyle savaşabilirdi fakat daha fazla olay çıkarmak istemiyordu.

 

-

 

On muhafız, Yuzhou'yu yakalayıp kraliyet malikanesine götürmüşlerdi. Yuzhou'yu zorla Kral'ın önünde diz çöktürmüşlerdi.

 

"Demek bir muhafız öldürüp diğerini yaralamayı başardın."

 

Kral, yanında duran ve pis pis gülen Prens'e bir bakış attı.

 

"Sanırım, orada Cain muhafızları senin üzerine saldırtmış. Aslında, burada senin pek bir suçun yok, ama muhafızları yaraladığın için sana bir ceza vermeliyim."

 

O anda, Kral'ın odasının kapısı açıldı ve içeriye siyah saçlı, siyah gözlü, gözlüklü bir kişi girdi. Bu kişinin yüz hatları belirgindi.

 

Kral,

 

"Burada ne işin var? Sana buraya kafana göre giremeyeceğini söylemedim mi?" dedi.

 

Gözlüklü kişi gülümsedi ve

 

"Kralım, özür dilerim. Fakat bu kişi benim hatrıma bu seferlik cezasız bıraksanız olur mu? Olanları gördüm ve eğer Prens Cain muhafızları ona saldırtmasa o hiçbir şey yapmayacaktı. Sadece kendisini savundu."

 

Kral,

 

"Haklısın, fakat geçen zaman Prens Cain'e zarar vermesine bir şey demedim. Ama bu sefer, bir şeyler yapılmalı."

 

Gözlüklü adam, siyah gözleri ile Kral'a baktı. Kral'ın vücuduna bir ürperti geldi. Kral bu adamın gücünü biliyordu.

 

gözlüklü adam,

 

"Bu son kez olsun, ceza vermeyin." dedi.

 

Kral, derin bir nefes alıp verdi ve

 

"Serbest bırakın onu." dedi.

 

Prens ağzını açıp bir şeyler diyecekti ki, Kral ona bir bakış attı ve prens sustu.

 

Yuzhou, oradan çıkarken, gözlüklü adam onun arkasından geliyordu. Yuzhou,

 

"Teşekkür ederim." dedi.

 

Gözlüklü kişi gülümsedi,

 

"Beş Mühür Tekniği!"

 

Gözlüklü kişinin sağ elinin beş parmağında mor alevler belirdi ve hızla Yuzhou'nun karnına vurdu. Yuzhou, bu darbedeye karşı bir şey yapamadı ve metrelerce geriye fırlayıp bir duvara çarpıp durdu. Duvar kırılmıştı.

 

Gözlüklü kişi ortadan kayboldu.

 

"Zamanı geldiğinde, bu gücü senden almam daha kolay olacak..." dedi.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr