20. Bölüm | Warei ve Arora

avatar
2295 3

İnsan Tanrı - 20. Bölüm | Warei ve Arora


Yuzhou yavaşça Gerçek Buz ile kaplı büyük alana doğru ilerliyordu. Alanın tam ortasına geldiğinde yavaşça odaklanmaya başladı. Shan,

 

"Burası insanların gelişim kaynağı. Etrafa biraz bakındım ve çok yüksek seviyeli birisi yok gibi duruyor. Yani, senin özümsediğini anlamayacaklar. Biz de bir şey bilmiyormuş numarası yapabiliriz daha sonra." dedi.

 

Yuzhou, o anda yavaşça etrafındaki manayı hissetmeye başladı. Gerçek Buz'u hissetmeyi başardı. Onun etrafa sağladığı su ve buz manasını da. Fakat oldukça yüksek miktardaydı. Eğer bunu özümseyebilirse hızla gelişeceğinin farkındaydı.

 

Yavaşça etrafındaki manayı özümsemeye başladı. Fakat aşırı yavaştı. Bu hızla giderse o alanı tamamen özümsemesi 1 günü alabilirdi. Ya da daha fazla.

 

Yuzhou özümsemeye başlarken, diğer Gnomes'ler de alana gelmişti. Onların da yapacak işi yoktu. Bu yüzden göreve erken başlayacaklardı. Yaşlı adam ekibini toplamıştı. Onlar işlerine bakarlarken, Yuzhou da yavaşça manayı özümsüyordu.

 

Bir süre sonra, Shan etraftaki mananın çok yavaş da olsa azaldığını farketmişti. Fakat bir şey daha farketti. 

 

Birden, ormandan ağaçların arasından uzun ve oldukça ince bir iğne fırladı. İğne o kadar inceydi ki, gözle görülmesi çok zordu. İğne direk Yuzhou'ya fırlatılmıştı fakat Shan iğneyi kolayca tek eliyle yakalamayı başardı. Daha sonra, aynı iğneden ondan fazla fırlatıldı.

 

Shan hızla Kunai'sini çıkardı ve tüm iğneleri engellemeyi başardı. Daha sonra, uzun saçlı birisi ağaçların arasından yavaşça yürüdü. Yüzü hem yakışıklı sayılırdı, hem de güzel. Cinsiyetini anlayamıyorlardı. Elinde ise uzun ve ince iğneler parmaklarının arasında duruyordu. Sağ eli göğüs hizasındaydı. 

 

Hızla sağ elini savurdu ve 4 tane iğne tekrar fırladı. Shan bunları da engelleyince, uzun saçlı kişi

 

"Demek iğnelerimi engelleyebiliyorsun. İlginç." dedi. 

 

Sesi, çok kalın değildi ve daha çok bir kız sesine benziyordu. Fakat arkasından kalın bir ses duyuldu.

 

"İğnelerini engellemesi oldukça normal Arora." dedi. Ardından ağacın bir dalının üstünde uzun boylu yapılı bir adam belirdi. Sırtında uzun ve kalın bir kılıç vardı.

 

"O nasıl olsa güçlü bir ninja." dedi gülümseyerek.

 

Shan, o adamı görünce

 

"Sen..." dedi. Fakat sesinden sinirli olduğu anlaşılıyordu. Aurası, öldürme niyetiyle kaplanmıştı. İnsanlar da bunu anlayabiliyordu. Aurası yavaşça artıyordu ve etrafa yayılıyordu. Öldürme isteği belirgindi. Korku saçıyordu. 

 

Adam gülümsedi. Shan, hızla kunaisini eline aldı ve adama doğru atıldı. Fakat adam birden diğer ağacın dalında belirdi. Shan ise adamın ilk belirdiği ağaçtaki daldaydı.

 

Bunların Ahepsi bir saniyede olmuştu. Gerçekten hızlı haraket ediyorlardı.

 

Adam,

 

"Shan, bu kadar acele etmeye gerek yok. Arkadaşlar beni tanımıyor galiba." dedi.

 

Ardından ağaçtan aşağıya atladı. Etrafa kısa bir toz bulutu yayıldı. Toz bulutu geçtiğinde ise adam orada yoktu. Etrafı yavaşça sisle kaplanıyordu. Adamın sesi duyuldu.

 

"Ben Warei. Kızıl Sis olarak bilinirim. Kurbanlarımı sessizce ve kimse görmeden vahşi bir şekilde öldürürüm. Ayrıca bu sis de benim olayım." dedi.

 

Sesin nerden geldiği belli olmuyordu. Her yerden geliyor gibiydi. Herkes, önündeki kişiyi görmekte bile zorlanıyordu.

 

Shan, birden diğerlerinin yanında belirdi ve

 

"Herkes savunma pozisyonuna geçsin, birbirinize oldukça yakında durun, hatta birbirinize değin. Bu sis gerçekten önünüzdekini gördürtmüyor." dedi.

 

Ardından sis yavaşça dağılmaya başladı. Önlerinde Arora duruyordu. Shan,

 

"Yuzhou, Noyan, bu kızı size bırakıyorum. Warei'ye karşı hiçbirinizin bir şansı yok. Tek başıma dövüşeceğim. Fakat Ralph, öğrendiğin mana kapısı tekniği sayesinde bana yardımcı olabilirsin. En fazla kaçıncı kapıya kadar geldiysen onu kullan." dedi.

 

Yuzhou, şuan hipnoz tekniğini kullanabilecek durumdaydı. Fakat karşısındaki kişinin gücünü bilmiyordu. Shan'ın dediğine göre gerçekten güçlü olmaları lazımdı bu yüzden sistem incelemeye vakit bulamazdı. Hipnoz'u son kozu olarak saklayacaktı. 

 

Noyan, saf manayı kullandı. Fakat kendisini sınırlamayı düşünmüyordu ama karşısındaki kişinin gücünü bilmediği için de tüm gücünü kullanmayı düşünmüyordu. 

 

Elindeki saf mana enerjisi gözle görülebilir bir hale gelmişti. Ardından hızla Arora'ya doğru koştu. Arora hızla iğnelerini fırlattı. Noyan, saf mana ile sadece ellerini güçlendirmiyordu. Tüm vücudunu güçlendiriyordu. Bu yüzden hızı, gücü, dayanıklılığı, gözleri ve kulakları, yani her yeri güçlenmişti.

 

Bu yüzden iğneleri zor da olsa görmeyi başarıp kaçınmıştı. O sırada Yuzhou'da Arora'ya doğru koştu. onla direkt olarak temas edebilrse gerçek buz ile onu dondurmayı deneyecekti.

 

Görünmezlik yeteneğini kullandı ve görünmez oldu. Arora, Noyan'a odaklansa da, Yuzhou'nun kaybolduğunu görmüştü.

 

Arora, Noyan ile yakın dövüşte savaşıyordu. Noyan'ın tehlikeli olduğunu anlamıştı ve bu yüzden saldırılarından kaçınıyordu. Fakat karşı saldırı da kolayca yapıyordu. Ama yumruk kullanmak yerine, belirli noktalara iğneleri saplıyordu.

 

Noyan farketmese de, bir süre sonra yorulmaya başladı. Vücudunda pek yara görünmese de, haraket edemeyecek duruma gelmiş gibiydi. Sebebini anlamadı. Arora, onun bu durumundan faydalandı ve iğnesini daha hızlı ve daha çok noktaya saplamaya başladı.

 

Fakat birden arkasından ona bir şeyin dokunduğunu hisseti. Yuzhou ona dokunmuştu ve görünmezliğinin süresi bitmişti. Hızla onu dondurmak istese de, henüz tam gelişememişti ve o kadar hızlı değildi. Bu yüzden omzunun biraz altını dondurabilmişti. 

 

Arora, Yuzhou'dan kurtulmuştu ve omzundaki buzdan kurtulmaya çalışıyordu. Fakat ne yaparsa yapsın, buzu kıramıyordu. Yuzhou gülümsedi. Buz oldukça yavaş olsa da, yayılacaktı. Savaşta pek şansı olmadığını düşünüyordu. Bu yüzden,

 

"Ne kadar zaman alacağını bilmiyorum. 1 Yıl, 10 yıl, 100 yıl. Fakat o buz yayılacak ve tüm vücudunu kaplayacak. Oldukça yavaş olsa da, o soğuğu hissedeceksin. Bir süre sonra soğuktan vücudun yanmaya başlayacak. Ayrıca tüm vücudun kaplansa bile ölmeyeceksin, acı çekmeye devam edeceksin.

Pes et, Shan ile diğerleri dövüşü kazanırsa ben de senin buzlarını çözerim." dedi.

 

Noyan, o sırada yerde yatıyordu. Normalde, kendine gelmesi uzun sürerdi fakat Arora nedense kendisini kısıtlamıştı. Bu yüzden çok keskin noktalara iğnesini saplamadı. Sadece bir süre haraketsiz bırakmak istiyordu.

 

Öldürme isteği yoktu. Noyan birkaç dakika sonra ayağa kalkabilirdi. Yavaşça saf mana ile kendisini güçlendirmeye çalışıyordu, fakat felç olmuş gibi hissediyordu.

 

O sırada diğer tüm herkesi bir sis kaplamıştı. Kimse birbirini görmüyordu. Ve sisten gülme sesleri duyuluyordu. Ses her yerden geliyordu, nereden geldiği anlaşılmıyordu. Shan,

 

"İntikam alacağım." dedi.

 

---------------------------------------------------------------------------------------------------

20 Bölüme geldik. Okuyan okumayan herkese teşekkürler. 10 Bölümde olduğu gibi tüm incelemeleri bu bölüme yapabilirsiniz. Eleştri şikayet her türlü yoruma açığım.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr