Kian, Yuzhou ve Shan'ın takımı, Gnomes'lerin görev için kalacakları yere gelmişlerdi. Kian o sırada Fel'i arıyordu. Fel o sırada yaşlı adamla bir şeyler konuşuyordu. Kian onların yanına gitti ve

"Fel, bir dakika benimle gelir misin?" dedi. Fel, önüdeki yaşlı adamdan özür diledikten sonra, Kian'ı takip etti. Kian, onu Shan'ın yanına götürdü ve

"Bunlar Yuzhou'nun akademi takımı. Oldukça güçlüler. Görevde bize yardımcı olmak istiyorlar ayrıca Yuzhou ile birlikte çalışmalarına devam edebilirler dedi."

Fel, biraz düşündü. 

"Ekibimize katılabilirsiniz fakat görevden sonra size karşılık olarak bir şey veremem." dedi. Shan gülümsedi ve

"Gerek yok, sadece size yardımcı olmak ve çalışmaya devam etmek istiyoruz." dedi.

Fel,

"O zaman anlaştık, şimdi izninizle, konuşmam gereken bir mesele var." dedi ve yaşlı adamın yanına gitti.

Yuzhou, Shan'a

"Çalışmaya devam etmek istiyorum. Buzla kaplı alana geri gidiyorum. Bu gün sadece mana konusunda çalışmak istiyorum." dedi.

Shan,

"Gidelim." dedi.

-

Yuzhou, yine oturmuş, havada dolaşan buz manasını hissetmiş ve vücudu manayı özümsemeye başlamıştı. O sırada Ralph ya şınav çekiyordu, ya da etraftaki ağaçlara tekme, yumruk atarak sürekli dövüş tekniğini geliştirmeye çalışıyordu.

Noyan da o sırada oturmuş duruyordu. Mana özümsüyor olmalıydı. Fakat dövüşte Su ya da buz manası kullanmamıştı. Saf manayı kullanmıştı. Eğer saf mana da havada dolaşıyorsa Yuzhou onu hissedememişti.

Sadece su ve buz manasını hissedebiliyordu. 

-

Yuzhou'nun üzerine bir ağırlık çökmüş gibi hissediyordu. Yavaşça ayaklandı ve bu ağırlık üzerinden kalktı. Manayı her hissetmeyi denediğinde üzerine bir ağırlık biniyordu. Sanırım şuanlık özümseyebileceği mana buydu. Shan'ın yanına gitti. Shan o sırada bir kitap okuyordu. 

Yuzhou,

"Mana'yı nasıl kullanabilirim? Yeteri kadar özümsediğimi düşünüyorum." dedi.

Shan,

"Herhangi bir tekniğin var mı?" diye sordu.

Yuzhou, evet anlamında başını salladı.

"Evet var." dedi. Shan,

"Peki teknik ne işe yarıyor?" dedi.

Yuzhou tekniği incelediğinde ne işe yaradığını pek anlayamamıştı. Sadece Gerçek Buz'u kullanabileceği yazıyordu. Gördüğü anıda da, Vodius buz oluşturuyordu.

Sanırım, Gerçek Buz oluşturabiliyordu ve bu buz durduğu sürece aşırı yavaş bir şekiled etrafa yayılıyordu. Ayrıca sürekli bulunduğu alana su ve buz manası sağlıyordu.

Yuzhou bunları düşünürken, bu buzun kırılmadığı, erimediği aklına geldi. Acaba o bu gücü kullanarak bu buzu eritebilir ya da kırabilir miydi? 

Fakat şimdi bunları düşünmek yerine tekinği kullanmayı öğrenmeliydi. Yuzhou,

"Sanırım buz yaratıyor." dedi.

Shan, 

"O zaman yapman gereken şey çok basit. Benim oluşturduğum tekniklerden birisi de aynı işe yarıyor."dedi.

Ardınan yavaşça sağ elini kaldırdı ve

"Öncelikle, manayı özümserken yaptığın gibi, manayı hissetmelisin. Fakat havada dolaşan mana yerine, vücudunda dolaşan, vücuduna özümsediğin manayı hissetmelisin. Vücudundaki manayı hissetikten sonra, o manayı vücudunun herhangi bir bölgesine ilerlediğini, ve oradan dışarıya çıktığını düşün." dedi.

Bunu derken, Shan'ın sağ eli birden mavi bir ışıkla kaplandı. Aslında tam ışık denemezdi, elinde yıldırım topu vardı ve tiz bir ses çıkarıyordu. Bu mavi toptan bazen ağaca, ya da toprağa küçük yıldırım fırlıyor ve iz bırakıyordu. Shan,

"Ben sağ elime ilerlediğini ve oradan dışarı çıktığını düşündüm." dedi.

Yuzhou, bunları yapsa da, gelişimi Shan'dan çok daha düşük olduğu için daha yavaş yapıyordu. Shandan yaklaşık 10 saniye sonra, eli yavaşça buzla kaplanmaya başladı. Bu buz onun tüm kolunu sardı. Buz, etrafındaki havayı soğutsa da, Yuzhou bunu hissediyordu fakat etkilenmiyordu.

Shan, bunu görünce

"Demek tek seferde yapmayı başardın. Gerçekten hızlı öğreniyorsun." dedi. Yuzhou o sırada eline bakıyordu.

Gördüğü anıda, Vodius zemini buzla kaplıyordu. Yuzhou,

"Fakat ben elimi değil, zemini ya da istediğim bir yeri buzla kaplamak istiyorum." dedi.

Shan,

"Bunun için daha fazla mana kullanmak gerekir. Elindeki buzu geri çekmek için elindeki manayı düşünmen ve vücudunun onu tekrar özümsediğini düşünmen yeterli. 

Yapman gereken şey aslına aynı. Mananın eline ilerlediğini düşün. Oradan dışarıya çıkmak ve elini kaplaması yerine, vücudundan ayrıldığını düşün. Buz ile nereyi kaplayacaksan, orayı düşün.

Kaplayacağın bölge ne kadar büyükse, o kadar fazla mana harcarsın ve yorulursun." dedi.

Yuzhou ilk olarak küçük bir bölgeyi kaplamak istiyordu. Önüne baktı. Elini uzattı ve yavaşça elindek çıkan manayı hisseti. Zemin, yavaşça buzla kaplanmaya başladı. Önce çok hafif bir mavi rengi gözüktü, daha sonra bu renk git gide arttı ve açık mavi bir buza dönüştü. 

Yuzhou başarmıştı ve gerçekten mutlu hissediyordu. O sırada, Shan bir şey farketmişti. Yuzhou'nun buzu da havaya su ve buz manası yayıyordu. Fakat oldukça az miktardaydı. Yuzhou ileride güçlenirse, bu tekniğin yaydığı su ve buz manası daha da fazlalışacaktı.

Shan, bacağındaki küçük çantadan Shuriken'nini hemen çıkardı ve hızla buza sapladı. Fakat normal bir buzun kırılması gerekirken, bunda sadece küçük bir çatlak oluşmuştu. 

Bunun sebebi de Yuzhou'nun güçsüzlüğydü. Yuzhou, güçlendikçe bu buzun sağlamlığı da artacaktı. Buz erimese bile, kırılıyordu. Shan,

"Yuzhou." dedi.

Yuzhou mutlu bir ifadeyle Shan'a baktı. Shan,

"Bu buzu nasıl oluşturdun?" dedi. Yavaşça ayağa kalktı ve shurikeni bacağındaki küçük çantaya tekrar koydu. 

"Bu buzun nasıl yapılığı, neden erimediği ve kırılmadığının sebebi bilinmiyor. Senin oluşturduğun buz da, diğeri ile aynı. Fakat daha az sağlam ve yaydığı mana da daha az. Şuan sadece bir çatlak oluşturabildim fakat o büyük alana çizik bile oluşturamıyorum. " dedi.

Yuzhou, bunun sebebini söylemek istemiyordu.

"Sadece buz manasını özümsedim ve ortaya çıkan sonuç bu. Farklı bir şey yapmadım." dedi.

Shan,

"Bu yerde oluşturduğun buzu tekrar özümseyebilir misin?" dedi.

Shan, yerde oluşturduğu alana odaklandı. Oradaki manayı hisseti ve yavaşça tekrar vücuduna dönüğünü düşünü. Ardından buz yavaşça silinmeye başladı. Toprak eski haline dönüyordu. Artık orada buz yoktu. Shan,

"Peki... Büyük alanı özümseyebilir misin?" dedi.