Bölüm 112 - Hazırlık

avatar
419 1

Ejdertanrı Efsanesi - Bölüm 112 - Hazırlık


Aradan haftalar geçti. Bu süreçte Satou çoğunlukla uyuyarak geçirdi. Ejder tipi canavarların büyük çoğunluğu için uyku en iyi yenilenme yöntemiydi. Zaten insanüstü yenilenmeleri olduğu göz önüne alındığında çabucak toparlayabilirlerdi. Fakat kendi manaları onlara zarar verince bu iş biraz uzuyordu. Neyse ki Sis Ejderhası Erel ona yardımcı olmuştu. Sonundaysa yeterince iyi hissettiğinde Satou uyandı. Ayağa kalktı ve gerindi. Şu anda çırılçıplaktı ama umursadığı söylenemezdi. Bu ıssız yerde sadece o ve Erel varken utanacak bir şeyi yoktu. Erel ise şu anda ejderha formunda dinlenmekteydi. Satou onun uyanmasını beklerken gözlerini kapattı ve meditasyon yapmaya başladı. Etraftaki ejder manasını çekip kendini güçlendirebilirdi ama vücudu daha yeni iyileşmişken bunu yapmak riskli olurdu. Vücut geliştirme tekniğinin çoğu aşaması açıkçası şu anda hiçbir işine yaramazdı. Fiziği anormal geliştirmeler yaşadıktan sonra tüm aşamaları kendi kendine yaşamış gibiydi. Şu an vücut geliştirme tekniğinin sadece iç organ aşamasını yapmak ona yeterli olurdu. O da onun üstüne çalışmaya başladı. Satou, iç organlar aşamasını tamamlayana kadar meditasyonu bozmadı. Acı berbattı. Fakat sevdiklerini kaybetme acısı çok daha berbattı. Gözlerini kapatmış ve bir daha böyle olmaması için her türlü acıya katlanmaya başlamıştı. İç organlarının tamamını işlerken ne kadar zaman geçtiğini farkına bile varmadı. İç organları tıpkı eti, derisi ve tabii ki kemikleri gibi ejder manasıyla dolup taşmaya başladığında derince bir nefes aldı. Nefes verişiyle birlikte ejder manası dışarı sızarken turuncu bir hava ağzından çıktı. “Sonunda bitti.” Satou mırıldanırken gözlerini açtı ve Sis Ejderhası Erel’in insan formuna dönüştüğünü gördü. Ona bakarken garip bir ifadesi vardı. “Bir sorun mu var?” Satou istemsizce sordu. Bakışları bir garipti. Erel nötr bir tonda cevapladı: “O vücut güçlendirme tekniği çok garip geldi.” Satou kafasıyla onayladı. “Damon ustamın verdiği bir teknik. Düzenli yapma fırsatı bulamadım ama fiziksel gücümü kesinlikle arttıran bir teknik.” Gururla bunu söyledikten sonra biraz duraksadı ve hafif utanç duyan bir sesle devam etti. “Her ne kadar hızlı yükselişimden sonra biraz anlamsızlaşsa da vücudumun sağlamlığı için devam ediyorum.” Satou bunu söyledikten sonra Erel, basitçe onayladı ve konuyu değiştirdi. “İyi. Öyleyse şimdi… Anlat bana. Bu zamana kadar olan yolculuğunu...” Satou’nun kafası karıştı. Erel’e bakarken konuştu: “Nasıl yani?” Erel, Satou’ya dik dik baktı. “Basbaya. Antik Ejder Taşı, Ejdertanrı’nın Seçilmişi veya Varisi hangisini diyorsan olduktan sonraki yolculuğunu bilmek istiyorum.” Erel, kendini bildi bileli Ejdertanrı’ya inanan, sayan ve saygı duyan biriydi. Onun seçilmişinin hayatını öğrenmek kadar istediği bir şey olamazdı. Satou, bu durumu garip bulsa da anlatmamak için bir sebebi yoktu. Bağdaş kurup yere oturdu ve ardından anlatmaya başladı. En baştan şu ana kadar hiçbir şey saklamadı. Erel arada bir orada yaptığı yanlış kararlardan bahsetti ve onlar hakkında konuştular. Tüm bunlardan sonra son olan olayı anlattı. “O aşağılık piç kuruları nereden geldi bilmiyorum. Fakat birden bire tüm mutlu yaşantımın içine ettiler! Sonra buraya düştüm. Kurtulmak istesem de mümkün değildi. Ondan sonraysa zaman algımı yitirdim ve çekirdeğim deli gibi ejder manası emdikten sonra beni dönüşüme zorladı. En sonunda da buradayız.” Erel kafasını onaylarcasına salladı. Satou’nun hayatı ve kişiliği beklediği bir varisten biraz farklıydı. En başta Ejdertanrı’nın bir insanı seçmesi başlı başına bir garipti. Geri kalanlarsa… En azından bazı konularda bir Ejderha’dan beklenecek bir tavra sahip olduğunu söyleyebilirdi. Asıl sorun Avcılardı. Ejderha türünü avlayan bir kuruluşun olmasını Erel çok garip buldu. Aradan çağlar geçmişti. Gerçek ejderhaların nesli Nihil’de tükenmişti. Sadece sonradan olanlar vardı ki onların tehdit olabilecek kadar gelişme ihtimali milyonda birdi. Böyle bir ihtimal için böyle bir kuruluşun olmaması gerekirdi. Erel’in bununla ilgili kötü bir önsezisi vardı. Eskilerden nahoş bir koku burnuna geliyordu. Fakat bunu daha fazla eşelemedi. Bu Ejdertanrı’nın veliahdının kendi kaderiydi. “Öyleyse ne yapmak istiyorsun?”


Satou, Erel’e bakarken kararlı bir sesle konuştu.


“Güçlerimi düzgün bir şekilde kontrol edebilecek kadar gelişmek, herkesi ezecek kadar güçlü olmak istiyorum. Usta Damon ve Usta Cornel bu yolda bana rehberlik ediyorlardı. Fakat beni kurtarmak için kendilerini derin bir uykuya soktular ve rehberlik edecek kimse yok.”


Satou bunu cevaplarken elinde mor bir alev oluşturdu.


“Mor Hükümdar Alevleri. Dönüştüğüm vakit yeni numaralarım hakkında bir şeyler öğrendim. Bunlar ejder manamla yapabileceğim en güçlü alevler.”


Satou bunu dedikten sonra diğer elinde ölüm manasıyla dolu yeşil bir küre oluşturdu. Ölüm manası, ejder manası tarafından baskılandığından oldukça sönük duruyordu. Fakat bu sönüklüğüne rağmen yaydığı uğursuz hissiyatı herhangi biri kolaylıkla sezebilirdi.


“Bu da Ölüm Manası. Veliahtı olduğum Ölüm Nefesi’nden bana kalan tekniklerle birlikte en etkili güçlerimden bir diğeri.”


İkisine birden bakarken gözlerini Erel’e dikti.


“Yeterli değil. En güçlü alevler, ölümden beslenen bir yetenek. Hiçbiri yeterli değil. Daha fazla güce ihtiyacım var. İntikama ihtiyacım var ama daha da önemlisi…”


Bunu dedikten sonra bir an duraksadı. Mor alevler hiddetlenmeye başladı. Gözlerinde bir endişe parlarken konuşmasına devam etti:


“Onu kurtarmaya ihtiyacım var.”


Erel, Satou’ya bakarken hiçbir ifade belirtmedi. Gözleri bir an parlamış gibi görünse de çabucak sönmüştü. Ne düşündüğü veya ne hissettiği oldukça belirsiz duruyordu.


Bu boğucu belirsizlikte Satou düşüncelerine dalmıştı. Beyaz sakalını okşarken Satou’nun gözlerinin içine baktı.


“Benden istediğin şey güçse sana onu veremem. Ben burada yaşayan sadece yaşlı bir ejderhayım.”


Satou onun dediklerine doğal olarak inanmadı. Onun saldırılarından kaçabilecek hiçbir canlı sıradan olmamıştı. Ona öğretmek istemediğini düşündü. Tam bununla ilgili konuşacaktı ki Erel bir “Ama…” ile devam etti:


“Sana gücünün kalanının bir yeri gösterebilirim.”


Satou şaşırdı ve biraz kafası karıştı. Dönüşümün kalıntısı olarak artık mor rengine bürünmüş gözleriyle Erel’e şaşkınlıkla bakarken o devam etti.


“Fakat öncelikle benden duygularını kontrol etmeyi öğrenmen gerek. O yere bu tez canlı hâlinle gitmen mümkün değil. Ayrıca Ejderha olmanın gerçek anlamını henüz anlamamışsın. Doğa üzerindeki otoritesini özellikle. Güç istiyorsan öncelikle sana bunları öğretmeliyim.”


Bunu dedikten sonra Satou şaşkınlıkla “Yani ustam mı olacaksınız?” diye sordu. Fakat Erel kafasını iki yana salladı.


“Ben sadece sana öğreteceğim. Tanrımın varisi için en azından bunu yapmalıyım. Ustan olup olmayacağım ise… Onu senin seçimin belirleyecek.”


Satou ona baktı. Erel’in gücü kesinlikle ondan yüksekti. Fakat Damon ve Cornel’e göre çok daha zayıftı. Onların her biri tarihe adını bir şekilde yazdırmış canavarvari canlılardı.


Fakat Erel’den o ikisinden aldığı havayı alamıyordu. Bunun yerine bilgelik ve sükunet vardı. Birde anlamlandıramadığı bir yalnızlık hissediyordu…


Bir süre sonra Erel’e baktı ve kararlı bir şekilde ayağa kalktı.


“Peki öyleyse. Öğrenmeye hazırım.”


Hafifçe Erel’in önünde eğildi. Ejderhaların kültürünü bilmese de ustayı selamlamak için bu kadarı yeterli olmalıydı. Ne de olsa her ejderhanın gururu vardı. Her ne kadar Erel onu öğrenci olarak kabul etmiş sayılmasa da Satou ona bir şeyler öğreten herkese saygı göstermesi gerektiğini biliyordu. Ustası olmasa da bir öğretmendi.


Erel beklendiği gibi sorun etmedi. İçten içe şaşırmıştı ve derinlerde bir yerde küçük bir çocuk gibi bir heyecan duymuştu. Uzun süredir beklediği birini eğitecekti!


Fakat bu duygular çabucak kayboldu. Yüzünde bir mimik bile oynamadan kafasıyla onayladı ve “Bu ay zirve formuna dönmen için sana yardım edeceğim. Sonra...” dedi. Bir an duraksadı ve “Başlarız.” dedi.


Satou kafasıyla onayladı. Ardından meditasyona oturdu ve meditasyon yapmaya başladı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44440 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr