5. Bölüm - Ceza [DÜZENLENDİ]

avatar
2812 18

Ejdertanrı Efsanesi - 5. Bölüm - Ceza [DÜZENLENDİ]


Göz açıp kapayıncaya kadar bir gün geçti. Tüm bunlar olurken Satou gelişim yaparken nedenini bilmese de kanatlarının kuruyup döküldüğünü fark etmişti ve buna biraz üzülmüştü. Yine de kafasına takmamaya karar verdi ve Satou Black'in Dong White ile savaşması gereken vakit geldi. Bütün halk neredeyse bu ortaya toplanmıştı.

 

Aradan geçen bir sürenin ardından ilk White klanından Dong oldu. Dong etrafa göz gezdirdi ardından kibirlice homurdandı.

 

"Hmph anlaşılan bu Satou denen velet karşıma çıkamayacak kadar korkak?!"

 

Homurdanmasını tüm halk duydu ve hiç kimse karşı çıkamadı. Karşılaşma zamanı neredeyse geliyordu. Satou eğer şimdi çıkmazsa gerçekten de korkak olarak bilinecekti.

 

Tam o sırada öfkeli olduğu belli olan genç ve güçlü bir ses duyuldu.

 

"Hem benim hizmetçimi istiyorsun hem de bana korkak demeye cürret mi ediyorsun! Eğer iki günlüğüne dışarıda olmasaydım senin o meydan okumadan önce ağzına sıçardım! Hatta bana meydan okuduğunu duyduğum an sana saldırmayı düşündümde tam aşağılık bir domuzdan bekleneceği gibi klanına saklanmıştın! Şimdi bir de gelmiş bana hakaret etmeye cürret mi ediyorsun!"

 

Bu genç tabi ki de Satou'ydu. Aradan bir gün geçmesine rağmen öğrendiğinden beri öfkesi soğumamıştı. O kendini kim sanıyordu da onun kadınını çalmaya teşebbüs etmeye cürret ediyordu!?

 

Gerçi şu anki öfkeli hareketi tamamen sahteydi. Ancak tabii ki kimse bunu anlayamamıştı.

 

Satou'nun dediklerini duyan Dong'un yüzü çirkinleşti. Dedikleri kısmen de olsa doğruydu. Meydan okuduktan sonra klanından hiç çıkmamıştı. Ama bunun nedeni korktuğundan değil aksine kazanmayı kesinleştirmek içindi.

 

"Sen kime domuz dediğini sanıyorsun! Önce statünü bil ondan sonra benimle böyle konuş! Ayrıca senden korkmamı gerektirebilecek nitelikte misin ki sen? Hem ben senin gibi dışarıya oyun oynamak için çıkmak yerine gidip gelişimimi stabil ettim. Bu süre boyunca klanımda."

 

Dong'un amacı Satou'yu kışkırtmaktı. Ancak beklenilenin aksine Satou daha sert bir cevap vermemiş hatta bir anda yüzündeki öfkeli ifade gitmiş, yerine kurnaz bir tüccarın ifadesi gelmişti.

 

"Peki bu o kadar önemli değil ister domuz gibi saklan ister gelişimini sabitle hatta hakaretlerin bile umurumda değil. Ama önemli olan başka bir şey var. Ben kaybedersem sen hizmetçimi alacaksın peki ya ben kazanırsam ne alacağım? Bunu hiç düşündün mü genç domuz efendi? Burada açıkça adaletsizlik var. Yoksa sizin adalet anlayışınız bu mu White klanı?"

 

Satou'nun dediklerini duyan halkın neredeyse hepsi bu genci haklı bulmuştu. Black klanındakiler ise Satou'nun konuşma biçiminin ani değişimlerine tatlı bir şaşkınlıkla bakıyorlardı. Satou her zaman mütevazi ve nazik bir çocuktu. Mütevazilik iyi de olsa böyle bir acımasız dünya da naziklik ve mütevaziliğin sonu kesin ölümdü. Bu nedenle Satou'nun tavırları Black klanındaki büyükleri mutlu etmişti.

 

Sonunda genç efendileri büyüyordu!

 

White klanındakilerin ise hepsinin yüzleri çirkinleşmiş aynı zamanda gözleri kızarmış bir şekilde Satou'ya bakıyordu.

 

Satou'nun dediğini duyan Dong her ne kadar öfkeli de olsa karşısındakinin de amacı onu öfkeden delirtmek olduğunu düşündüğünden kendini sakin kalmaya zorladı. Ardından soğukça sordu.

 

"Ne istiyorsun?"

 

Satou gülümsemesini genişletirken yanıtladı.

 

"İki şey istiyorum! Bir klanınız her ay biz Black klanına bin altın verecek ve şu an işlettiğiniz üç dükkanı bize Black klanına devredeceksiniz! Bu kadar. Umuyorum White klanı bunları yerine getiremeyecek kadar zayıf bir klan değildir."

 

White klanındakiler sinirden köpürmek üzereydiler. Bu velet neredeyse White klanının, Black klanının alt klanı olmasını istiyordu.

 

Dong tam itiraz etmek üzereyken Satou onu böldü.

 

"Ha bu arada reddedebileceğinizi hiç düşünmesem de belirtmek isterim. Eğer bu istediklerim kazandığımda yerine getirilmezse veya reddedilirse White klanındakilerin hepsi klanlarını kuranlara kadar hepsi adalet nedir bilmeyen domuzlardır! Hem benim hizmetçimi bahis konusunu haline getiriyorlar hem de karşılığında bir şey vermiyorlar. Bu yaptıklarınıza en uygun tabir domuz olur. Kirli kokuşmuş bir domuz klanı. Gerçi sen zaten domuzsun da neyse konumuz bu değil!"



Satou'nun dediği yüzüne ortama bir sessizlik çöktü. Satou'nun söylediklerini duyan halk şaşırmış, Black klanı şaşkın ama bir o kadar mutlu, White klanı ise yüzleri solmuş bir şekilde boş alana bakıyordu.

 

Dong ise kibirlice gülümsedi. Çok öfkelenmişti. Aynı zamanda Satou'ya büyük bir aşağılamayla bakıyordu. Bu küçük piç onu yenebileceğini sanıyordu. Madem öyle isteğini reddetmek uygun olmazdı.

 

"Pekala. Nasıl olsa burada kaybedeceksin ve bende o güzel hizmetçinle ateşli dakikalar geçireceğim."

 

Konuşması bitince hemen atıldı.

 

Dong normal bir orta kademe Mana Hissetme Aleminde olan birisine göre daha hızlıydı. Muhtemelen bir tür hareket tekniği kullanıyordu. Ama ne yazık ki bu tip bir hareket tekniği başlangıç kademe bilge alemindekileri bile yenebilecek bir ejderhaya karşı boştu.

 

Satou, Dong'un saldırılarını atlatırken korkutucu bir soğuklukta konuştu.

 

"Bu söylediklerin için pişman edeceğim seni."

 

Dong tam Satou'nun suratına yumruk geçirmeye çalışırken Satou yana doğru kaydı. Satou o kadar doğal bir şekilde yana kaymıştı ki Dong tesadüfen yumruğunun çarpmadığını düşünüp art arda yumruk atmaya başladı. Satou ise her yumruktan mükemmel bir şekilde kaçınıyor bir o kadarda rahat bir şekilde duruyordu sanki her şey onun kontrolündeymişçesine.

 

...

 

Böyle kaçınmalar ve Dong'un saldırma çabalarıyla dolu yarım saat geçip gitti.

 

Satou birden esnemeye başladı.

 

"HOOUF uykum geldi. Neden bu kadar yavaş saldırıyorsun?"

 

Kısa bir sürenin ardından Satou'nun suratında sahte bir öfke ifadesi oluştu.

 

"Yoksa beni küçümsemeye cüret mi ediyorsun?!"

 

Dong o sırada hızla geriye kaçmıştı. Dong, Satou'nun yarım saattir saldırılarını rahatlıkla atlatması ve üstüne onu ciddi olmamakla suçlamasına hem şaşırdı hem de öfekelendi.

 

'Bu piçin nasıl böyle refleksler var!?'

 

Dong tam Satou'ya tekrar saldırmayı düşünürken Satou bir anda Dong'un önünde belirdi. O kadar hızlıydı ki onu kimse Dong bile görmemişti. Satou'nun yüzünde ise adeta avını köşeye kıstırmış avcının avını yakaladığında duyduğu kibir ve kanasusamışlık vardı.

 

Satou, sadece Dong'un duyabileceği bir şekilde fısıldadı.

 

"Sana bir tavsiye kimseyi kendinden üstün görme. Şimdi yapacağım kendini üstün görmenin ve daha da önemlisi benim olanı istemenin ve hakaret etmenin cezası olarak düşünebilirsin."

 

Ardından Satou, Dong suratına iki tane tokat attı. Her bir yanağına bir tane. O kadar orantılı olmuştu ki adeta bir domuz poposu gibi duruyordu. Aynı zamanda bu tokatlar o kadar büyük bir güç barındırıyordu ki orta kademe Manayı Hissetme de birisini anında bayıltmıştı.

 

Aynı zamanda bu o kadar hızlı olmuştu ki kimse ne ara Dong'un yüzünün domuz poposuna döndüğünü anlayamamıştı.

 

Kısa bir sessizliğin ardından şiddetli bir kahkaha duyuldu.

 

"Pff HAHAHA buraya ilk geldiğimde seni öldürmeyi düşünmüştüm ama bu ceza sana tam oturacağını düşündüm. Haklıymışım da. Gerçi götünün başında olması biraz tuhaf ama bu dünya da bir sürü farklı türde canlı var. Sende o potansiyel var. İleride mükemmel bir domuza evrimleşebilirsin. HAHAHAH"

 

Ölüm sessizliği.

 

Herkes şaşkındı. Kimse ne olduğunu görememişti. Black klanının genç efendisi ne kadar güçlüydü böyle!

 

En çok şaşıranlar ise Black klanının üyeleriydi. Onların neredeyse hepsi Satou'nun daha temel kurmanın beşince seviyesinde olduğunu biliyordu. Ne ara bu kadar güçlenmişti!

 

Kısa bir süre düşünen Black klanının büyükleri klanın lideri olan Jun Black'in üç gün önce özel olarak korumalar seçtiğini hatırladı. Herkes nedenini merak ederken bir büyük dayanamayıp neden özel olarak koruma seçtiğini sormuştu. Yanıtı ise tüm büyükleri hem şaşırtmış hem de onaylatmıştı.

 

"Oğlum Satou, yakınlarda bir hazine olduğunu düşünüyor. Her ne kadar ihtimal vermesem de Satou'nun o merakı yüzünden gelişimine ara vermesini istemiyorum. Bu nedenle onun istediği yere gidebilmesi için bir kaç koruma seçmeye karar verdim."

 

O zaman buna çok kafa yormamışlardı. Ama şimdi anlaşılıyordu ki genç efendileri çok iyi bir hazine bulmuştu ki gücü bu kadar yükselmişti. Black klanın büyükleri sevinmişti. Sonunda Black klanlarında dahilerin dahisi denilebilecek bir birey çıkmıştı. Black klanının diğer üyeleri pek fazla bir şey anlamasalar da onlarda genç efendilerinin güçlenmesine sevinmişti.

 

Tam o garip ortamda öfkeli bir adam Satou'ya doğru fırladı!

 

Satou onun saldırısını engelleyebilecek olsa da tam gücünü göstermek istemediğinden ve zaten onu koruyabilecek büyükleri olduğundan hiç bir şey yapmadı.

 

Bu öfkeli adam, Dong'a aşırı benziyordu. Aynı beyaz saçlar ve sarı gözlere sahipti. Ama açıkça daha yaşlıydı.

 

Bu adam direkt Satou'nun dantianını hedef almıştı.

 

YN: Olmayan dantianını hehehehe

 

***

Haftanın ilk bölümüne hoş geldiniz. Baya çok kez yazmaya çalışsamda novel, ilk defa böyle aksiyonlu bir sahne yazıyorum. O nedenle hatalarım varsa kusura bakmayın. Bu hafta bir bölüm daha atacağım merak etmeyin.

Daha önce yazdığımı anlamayan olursa diye buraya not düşmek istedim:

Satou artık teknik olarak bir insan değil. Yani gelişim organıda dantian değil, çekirdek, ve bu çekirdekte tam kalbinin yanında.

Gelecekten kendime not: Çok iyi yazmışsın kardeşim. Okurken ve editlerken eğlendim. Fakat aynı zamanda senin yani kendimin amına koyayım. Alemleri hangi kafayla yaptım ben amk?






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr