4. Bölüm - İtiraf [DÜZENLENDİ]

avatar
2884 25

Ejdertanrı Efsanesi - 4. Bölüm - İtiraf [DÜZENLENDİ]


Satou klanının bölgesine girdiği gibi muhafızlar kim olduğunu sordu. Satou fazla uzatmadan sadece ana ailede olan Black logolu madalyonu gösterdi. Bunu gören muhafızlar özür dileyip kenara çekildiler.

 

Kısa bir yürüyüşün ardından, Satou ana aile köşküne girdi. Ardından odasına döndü ve köşkteki hizmetçilere Rose çağırmalarını istedi. Genç efendilerinin geldiği gibi Rose görmeyi istemelerine şaşırsalar da nedenini sormaya cüret edemediler.

 

Satou, hizmetçilere isteğini belirttikten sonra odasına döndü ve üzerini değiştirdi. Tabi vücudu anormal bir gelişim geçirdiğinden –ve tabii ejder kanatlarından dolayı- yarı çıplak bir biçimde kaldı. Satou üzerini -kısmen- değiştirdikten sonra Rose gelene kadar lotus pozisyonuna geçti ve enerji çekmeye başladı. Ejder'in Yükselişi tekniğinin ilk aşaması aynı insanların dantianını güçlendirmesi gibi çekirdeği güçlendiriyordu. Tabii insanlardan farklı olarak çekirdeği güçlendirdiği sırada vücudunu da besliyordu. Kısa bir süre sonra hızlıca eski kademesi olan Temel Oluşturma Aleminin beşinci seviyesine eşit olan Çekirdek Oluşturma Aleminin başlangıcına ulaştı.

 

O anda kapının açıldığını duydu ve hemen gözlerini açtı. Karşısında doğa tanrıçası kadar güzel bir kız çıktı. Bu kız tabi ki de Rose'dan başkası değildi.

 

Rose son bir kaç gündür olan olaylardan dolayı kendini suçlu hissediyordu. O nedenle de odasına kapanmıştı. Zaten Satou'nun kişisel hizmetçisi olduğundan ondan kimse bir şey istemiyordu. O yüzden iki gündür odadan hiç çıkmamıştı. Ta ki iki gündür ortalıkta olmayan genç efendisinin geldiği gibi onu çağırdığını duyana kadar. İlk başta geri döndüğünü duyunca sevinmiş ama geldiği gibi onu çağırdığını duyunca hem endişelenmiş hem de biraz korkmuştu. Ama gene de Satou'nun odasına gelmişti.

 

YN: Satou taşı aldığı odada iki gün geçirdi.



Rose, Satou'nun vücudundaki değişimleri görünce –özellikle de kanatları- oldukça şaşırsa da belli etmedi.

 

"Geri dönmüşsünüz genç efendi. Bir isteğiniz mi vardı?"

 

Rose hafifçe eğildi.

 

Satou, Rose odaya girdiği gibi fark etmişti zaten endişeli ve hafif bir korkusu olduğunu. Nedenini az çok bilse de bir şey söylemedi ve sadece ayağa kalktı.

 

Rose, Satou'nun neden kalktığını anlamadı.

 

"Genç efendi?"

 

Satou hiç bir şey söylemeden Rose'a sıkıca sarıldı. Rose şok oldu. Her ne kadar Satou ile abla kardeş derecesinde yakın bir ilişkisi olsa da kim bir hizmetçi için White klanını karşısına alırdı ki? Şaşkınlıktan bir şey söyleme fırsatı bile bulamayan Rose, Satou'nun söyledikleriyle daha da şok oldu.

 

"Olanları az çok biliyorum. O Dong piçi seni elde etmek istemiş demek ha? Eceline susamış demek ki!?"

 

Satou buraya gelmeden önce olanları duymuştu.

 

O Dong piçi, Rose'un onunla birlikte gelmesini istemiş. Rose reddedince zorlamaya teşebbüs etmiş ama Rose şanslıymış ta Dong'un yanındaki yaşlı adam o piçe Rose'un Black klanının genç efendisinin hizmetçisi olduğunu eğer onu elde etmeye çalışırsa White klanı ile Black klanı arasında savaş çıkma ihtimali olduğunu söylemişti. Bunun üzerine de o Dong piçi herkesin önünde Satou'ya meydan okuduğunu üç gün sonra meydana gelmesini istemişti. Eğer Satou gelmezse de Rose’u alacağını belirtmişti.

 

Bunu duyduğunda Satou ilk olarak öfkeli bir kahkaha atmış ardından direkt Dong White aramaya başlamıştı. Ancak Dong White'ın klanında dövüş gününe kadar inzivaya çekilmişti. Bunu öğrendikten sonra White klanına saldırmayı düşünmüş son anda vazgeçip kendini zorla sakinleştirmişti. Madem Dong böyle oynamak istiyordu onu kendi kurallarıyla ezecekti.

 

Normalden daha vahşi davrandığını ise sinirle kavrulmuş zihniyle fark edememişti.

 

Rose ise zaten yeterince şaşırmışken daha da şaşırtıcı sözler duymak üzereydi.

 

Rose'a sarılırken aynı zamanda onunla konuşuyordu.

 

"Nasıl seni o Dong piçine vereceğimi düşünürsün? Sen benim..."

 

Satou bir an duraksadı. Rose genelde ailesinden birisi olarak görse de son zamanlarda Rose'a bir abladan çok bir kadınmışçasına bakıyordu. Sevgisi ise hoşlanmaya dönmüştü. Fakat hisleri konusunda pek emin değildi. Fakat Ejder kanı ona cesaret pompalamasından dolayı direkt olmayı düşündü. Yine de Rose'un hislerini bilmediğinden bir anlık tereddüt etti. Fakat sonunda direkt düşüncesini söyledi.

 

"Benim kadınımsın! Benim şu hayatta annem ve babamdan sonra en çok sevdiğim insansın. Hayatımda daha önce hiç aşık olmadım. O yüzden sana aşık mıyım değil miyim bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey bu sadece bir ablaya karşı duyulan bir sevgi değil. Ayrıca..."

 

Ardından sesi biraz yükseldi.

 

"…seni o azgın domuza verebileceğimi nasıl düşünürsün!? Bunu yapabileceğimi düşünebilmen bile..."

 

Satou daha azarlayacaktı ama sonra bir faydası olmayacağını düşünüp hafifçe iç çekti. Ardından ellerini Rose'dan çekip Rose'un suratına baktı.

 

Rose şu an ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. İki yıl boyunca Satou'ya hizmet etmişti. Fazla olmasa da onun gibi genç bir kızın ona kalbini vermesi için yeterli bir süreydi. İlk alındığı zaman önceden arkadaşlarının anlattığı gibi kızları kirletmeyi seven bir genç efendiyle karşılaşmayı bekliyordu. Ama Satou ona kötü bir şey yapmamış hatta elinden geldiğince yardım bile etmişti. O nedenle bu genç adama karşı ilk başlarda minnettarlık hissetmiş, sonraları ise kendi kardeşi gibi görmüştü. Ama Dong, Satou'ya meydan okuduktan sonra ve Satou iki günlüğüne ortadan kaybolduktan sonra fark etmişti ki hissettiği sadece kardeş sevgisi gibi bir sevgi değildi.

 

Ancak Rose bir hizmetçiyle bir genç efendinin aşk yaşamasının mümkün olmadığını düşünüyordu. Bu yüzden Satou onu çağırdığında ne hissedeceğini şaşırmıştı. Ta ki Satou'nun ona karşı boş olmadığını öğrenene kadar.

 

Rose suratında bir sürü ifade belirdi. Bir yandan endişe bir yandan şaşkınlık bir yandan mutluluk.

 

Bu ruh hallerini gören Satou, Rose'un kendisine karşı boş olmadığını öğrenince istemsizce rahatladı. Tek taraflı bir his olmasından korkuyordu. Şimdi tek taraflı bir his olmadığını anladığına göre biraz rahatladı.

 

Rose tekrar endişeli bir ruh haline girmişti.

 

"Genç efendi-"

 

Satou, Rose ağzını işaret parmağıyla mühürledi.

 

"O Dong şerefsizinin Manayı Hissetme Aleminde olduğunu söyleyeceksin değil mi? Artık ondan çok çok daha güçlüyüm. Gücümün tam sınırlarını bilmesem de Manayı Hissetme alemindeki her hangi birisini yenebilirim. Bana güven."

 

Rose böyle bir durumda ne demesi gerektiğini bilemediğinden şaşkın mutlu ve hafiften kızarmış bir şekilde sadece kafasıyla onayladı.

 

...

 

Tüm bunlar olurken ana aile köşkündeki bir başka oda da;

 

Sarı saçlı, mavi gözlü ortalama bir vücut ölçüsüne sahip orta yaşlı bir kadın saçını tarıyordu. Bu kadın Satou'nun annesi Leira'ydı.

 

Leia, endişeli bir şekilde oğlu Satou'yu bekliyordu. Daha önce oğlu hiç şehirden dışarı çıkmadığından bir şey olmasından korkuyordu.

 

Leia oğlunu düşünüp, saçını tararken kapı sesi duydu.

 

Tak Tak!

 

"Gir."

 

İçeri kakao rengi saçlara, siyah gözlere, güzel bir yüze sahip orta yaşlı bir hizmetçi girip diz çöktü.

 

"Efendim. Rahatsız ettiğim için özür dilerim. Ama emrettiğiniz gibi haber vermek için geldim. Genç efendi geri döndü."

 

Satou'nun geldiğini öğrenen Leia hemen sordu.

 

"Satou nerede şu an Lisa?"

 

"Efendim. Genç efendi, şu an odasında yetişim yapıyor."

 

Yetişim yaptığını öğrenen Leia, Satou'yu görmekten vazgeçti.

 

Gelişim önemliydi. Gelişim sırasında bir insan uyandırılırsa kişinin gelişiminde bir sürü kötü durum olabilirdi. En iyi ihtimalle mana sapması, en muhtemel ihtimal ise sakatlanmasıydı. Bu nedenle Leia, oğlunun gelişimini bölmeye cüret edemedi.

 

***

 

Küçük ve GEREKSİZ bir kaç bilgi;

Dong White: yaşında, Manayı Hissetme Aleminin ortalarında bulunan -en azından ay ve güneş şehrindekilere göre- bir dahidir.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44297 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr