Çeviri: SoulBlade Düzenleyici: Kharsmi

Ning Xi oyunculuk yeteneğini bu kez kanıtlamış olsa da şöhretinde ufak bir iyileşme dahi olmamıştı; çünkü insanları kendisinin cadaloz olduğuna inandıracak derecede iyi oynamıştı. Hatta aslında onun rol yapmadığını sadece kendi gibi davrandığını zannediyorlardı.

Yönetmen Guo ruh halinin dengesizleşeceğinden korktuğu için çıkmadan önce onu teselli etmeye gitti. “Ning Xi, boş ver. Önümüzdeki ay senin partnerin, ikinci erkek başrol aramıza katılacak, daha olacak birçok şey var!”

Ning Xi acı bir şekilde gülümsedi. “Yönetmen Guo, kim ki bu ikinci erkek başrol? En başından beri ağzınız çok sıkı, hiç ipucu yok. Reklamı etkili kılmak için basından saklamanızı anlayabiliyorum ama bize de mi söyleyemezsiniz?”

“Söyleyemem, birisi ağzından bir bakla kaçırırsa ne olur? Neyse, söyleyebileceğim tek şey ikinci erkek başrol büyük bir yıldız!” dedi Guo Qisheng gizemli bir şekilde.

Jia Qingqing yanlarından geçerken bunu duydu, kibirli bir ifade ile homurdandı. “Sadece ikinci erkek başrol, ne kadar büyük olabilir? Filmlerin kralı Zhao Sizhou’dan daha ünlü olabilir mi? Kardeş Xueluo, sen de öyle düşünmüyor musun?”

Ning Xueluo gülümsedi ve hiçbir şey söylemedi fakat onun da Yönetmen Guo’nun abarttığını düşündüğü ortadaydı.

Ning Xi, Jia Qingqing’in sataşmasını görmezden geldi, Guo Qisheng’e daha da yanaşıp sorular sormaya başladı. “Peki, yakışıklı mı? Bunu söyleyebilirsiniz değil mi? Senaryoya göre, başkentteki bütün genç hanımların görmek için yanıp tutuşacağı kadar yakışıklı olması gerekiyor!”

İkinci erkek başrol ile birçok samimi sahnesi olacaktı. Yalnızca flört değil, birkaç sevişme sahnesi bile vardı. Dahası sürekli sarılıp öpüşeceklerdi bu yüzden bu konuyu önemsememesi beklenemezdi.

K.N: :D

“Elbette yakışıklı, eminim sen de tatmin olacaksın! O zaman geldiğinde heyecandan bayılacağın bir sürpriz olacak!”

“Yok artık, Yönetmen Guo, beni kandırmayın! Yoksa gerçek sanacağım!”

…

Göz açıp kapayıncaya kadar zaman geçti, ağustos oldu. İki haftadır Lu ailesinin evinde yaşıyordu, Küçük Hazine ile ilişkileri gün geçtikçe daha iyi oluyordu. Setteki işleri de rayında gidiyordu.

Ning Xueluo ve Jia Qingqing birlik olup zaman zaman onun ayağını kaydırmaya çalışıyorlardı. Bu küçük oyunların hepsini görse de her gün tedbirli olmak oldukça yorucu oluyordu. Bu yüzden onları tek seferde mağlup etmek için doğru zamanı bekliyordu.

Bunu demişken, enteresandı ama prodüksiyon ekibinden birinin gizli kapaklı kendisine yardım ettiği hissine kapılmıştı. Birkaç kez gözünden kaçırdığı bir şeyler olmuştu ancak çok zekice ipuçları bırakılmıştı. Sanki Jia Qingqing’in küstah ve otoriter yordamını sevmeyen birileri vardı. Ning Xi çok da kafaya takmadı.

Şu anki en büyük başağrısı o sinir bozucu adamla buluşmak için bu akşam havaalanına gitmesi gerekmesiydi.

Sabahtan beri, sette çalıştığı esnada adam hatırlatmak için arayıp durmuştu.

İşini bitirdiğinde, ekipmanlarını almak için önce Lu ailesinin evine gitti.

“Dönmüşsün. Geçenlerde güzel bir güveç restoranı açılmış, Küçük Hazineyi de alıp yemeğe çıkalım mı bu akşam?” Lu Tingxiao kanepede oturmuş gazete okuyordu. Geldiğini görünce, gayet doğal bir şekilde, sanki karısıyla konuşur gibi sordu.

Ning Xi bir an kendine şaşırdı. Sadece bir aydan az bir süre olmuştu ama Lu Tingxiao ile böyle iyi geçinmeye alışmıştı.

Lu Tingxiao ve Küçük Hazine ile beraber üç kişilik bir aile gibi yaşadığını hissediyordu.

Ning Xi bu enteresan düşüncelerden kurtulmak için kafasını sallayıp garip bir şekilde “Korkarım bu akşam gelemem. Birisini karşılamak için havaalanına gitmek üzereydim. Büyük ihtimalle geç dönerim. Küçük Hazine güveç yemek istiyorsa neden sen onu götürmüyorsun?”

“Sen gelmezsen benimle dışarı çıkmaz.”

“Öhö... Peki. O zaman bir dahaki sefere çıkalım!”

Lu Tingxiao gazeteyi kenara koydu. Koyu ve karanlık gözleriyle ona bakarak “Arkadaşını mı alacaksın?”

“Şey, sayılır…” Ning Xi isteksizce kafasını salladı.

“Kadın mı, Erkek mi?”

“Ha…” Bu soru biraz sınırı aşmadı mı?

Sonraki Bölümün İsmi: Seni On Bin Yıl Severim