Çevirmen: Litlover

Belki de adam aslında hiç değişmemişti. Belki de kendini hep gizlemişti ve o bunu hiç anlayamamıştı.

Ning Xi'nin bakışları farkında olmadan adamın elindeki kan lekesine ilişti, bunun üzerine, "Lu... Lu Tingxiao, eline ne oldu?"

Lu Tingxiao, diş izlerinin oluşturduğu şekle doğru baktı, sonra yüzündeki ufacık gülümsemeyle, "Sence?"

Ning Xi yutkundu, "Bu diş izleri... biraz tanıdık görünüyor..."

Lu Tingxiao'nun yüzünde övgü ifadesi vardı, "İyi tespit"

"Ooo, övgü için teşekkür ederim." Ning Xi bir kez öksürdü ve belli belirsiz gülümsemeyle dikkatli bir şekilde sordu, "Onu ben mi yaptım?"

"Seni kandırdığımı mı düşünüyorsun? Karşılaştırmak için tekrar ısırabilirsin." Lu Tingxiao elini uzattı.

Ning Xi ellerini sallayarak utanmış bir şekilde, "Hayır hayır buna hiç gerek yok! Kabul ediyorum! Suçlu olduğumu kabul ediyorum! Ama yine de dün gece neler olduğunu bilmiyorum. İçtikten sonrasını fazla hatırlamıyorum, sadece tuvalete girdiğimi hatırlıyorum ama ondan sonrası yok...Buraya nasıl geldim ben?"

"Kadınlar tuvaletinde bayıldın ben de seni almak için içeri girdim. Benimle gelmek istemedin hatta bir de ısırdın." Lu Tingxiao'nun cevabı kısa ve özdü.

Ning Xi şok olmuştu, "Sen... Sen kadınlar tuvaletine girdin..."

Ning Xi gerçekten büyük bir günah işlemişti.  Uğursuz şeytan kral çok fazla taviz vermişti...

"Peki ben neden bir arabada uyuyorum?" Ning Xi bütün cesaretini toplayarak sordu.

"Çünkü küçük sevgilinden ayrılmak istemedin." Lu Tingxiao 'küçük sevgili' ifadesini vurgulu bir şekilde söyledi.

Ning Xi, çok uzun süredir aşırı derecede sevdiği arabaya baktı ve Lu Tingxiao'nun söylediği şey mantıklı geldi.

"Çok üzgünüm, başına bela olmuşum!" Ning Xi bitkin bir şekilde özür diledi.

Orada yalnızca iki gündür kalıyordu ve daha şimdiden bu kadar sorun çıkardığı için gerçekten çok utanmıştı.

Lu Tingxiao onun sözlerine çok takılmadı ve alakasız bir soru sordu, "Dün gece neden bu kadar çok içtin?"

Ning Xi bu soru üzerine ciddileşti.

Yüzündeki ifadenin değiştiğini gören Lu Tingxiao'nun kalbindeki canavar hareketlenmeye başlıyordu.

Ning Xi, özel sıkıntılarını başkalarıyla paylaşmazdı.  Fakat bunları içinde tutmak artık o kadar zordu ki anlatma ihtiyacı hissetti.  Arkasına yaslandı, kafasını yeşil manzaranın olduğu yere doğru kaldırdı ve ağzının içinde bir şeyler gevelemeye başladı,"Korkarım Meng Changge karakterini artık oynayamayacağım..."

Lu Tingxiao'nun yüzünden şaşkınlığı okunuyordu, "Neden?"

"Çünkü sadece yardımcı kadın oyuncu rolüydü, biliyorum beni anlamayacaksın çünkü sen bir CEO'sun. Bugünler için ne kadar çok çalıştığımı bilmiyorsun, bu rolü aldığım için ne kadar mutlu olduğumu da anlayamazsın...Hiçbir şeyi bilemezsin..."Konuşurken, Ning Xi bir eliyle gözlerini kapattı.

Lu Tingxiao, onun Su Yan yüzünden kontrolünü kaybettiğini sanmıştı ve sebebin başka bir şey olacağını hiç düşünmemişti.

Ning Xi Su Yan için üzgün değildi.  Üzgündü çünkü rolünü kaybetmişti?

Tüm gece canını acıtan keder bir anda dağıldı.  Fakat, bu kızın bu kadar üzgün olduğunu görünce kalbi şefkatle sıkıştı.

Nasıl olur da onun hayallerinin onun için bu kadar önemli olduğunu bilmezdi?

Aksi takdirde, kestirmeden gideceği yollar olduğunu bilmesine rağmen neden böylesine istikrarlı ve adım adım ilerlesin ki?

"Üzülme, elinden geleni yaptın." Lu Tingxiao, kızın başını kendi göğsüne yasladı.

O zaman suçlu Su Yan değil, Ning Yaohua'ydı.

Ning Yaohua, Land Under Heaven filminin en büyük sponsoruydu ve öyle ya da böyle oyuncuların kimlerden oluşması gerektiğine yine o karar veriyordu.

Kimse bu kızı üzemezdi, kendi babası bile.