Çeviri: Lúthien Düzenleme: LordVioleGrace

Guan Ziyao'nun yüzü düşmüştü, ama çok çabuk sakinleşti. "Son birkaç gündür kötü bir ruh halindeyim. Rong Rong bu dönemde benim yanımda oluyor. Belki bu sıkıntılı günlerimde içip içip ona Lu Tingxiao ve benimle ilgili bazı şeyler söyledim. Yani Ning Xi'nin varlığını öğrendi ve bu yüzden bana haksızlık olduğunu düşünüp gidip bunun acısını çıkarmış olabilir. Bütün bunlar sadece bir kazaydı! Şimdi, benden şüpheleniyor musun? Tüm bunların benim talimatım olduğuyla alakalı bir kuşku duyuyor musun? "

Mo Lingtian, Guan Ziyao'nun acı içindeki gözlerine bakıp ellerini yumruk haline getirip sıktı. "Üzgünüm... Bugün, Ning Xi neredeyse ... biliyorsunuz, size bu davetiyeyi ben verdim ... Ning Xi'ye gerçekten bir şey olsaydı ... bilirsin, suçu da üstlenmek zorunda kalabilirdim... "

Guan Ziyao'nun ifadesi biraz yumuşadı ve elini tutmak için Mo Lingtian'a yürüdü. "Lingtian, özür dilerim, seni bütün bunlara dahil ettim ... ama bunların hepsi benim hatam. Seninle hiçbir ilgisi yok! Kendini suçlamak zorunda değilsin! " dedi.

Mo Lingtian kızın kendisinin elini tutmasını izledi ve gözlerindeki bariz mücadeleyle birlikte başını öne eğdi...

Ziyao, sana hala gerçekten güvenebilir miyim?

"Lingtian, olan gerçekten bir kazaydı, ama Lu Tingxiao o an, olayın heyecanına kapılarak kasıtlı cinayet diye adlandırdı bu durumu. Bu bir suçlamadan da çok daha ağır! Lingtian, benim için bir çözüm düşünebilir misin? Sonuçta, Rong Rong sadece bana eşlik etmeye geldi ve benim yüzümden bu yanlış anlama oldu. O daha çok genç. Bu yüzden sabıka kaydı olursa tüm hayatı mahvolur! " dedi Guan Ziyao endişeyle.

Şimdi, en önemli şey Cao Lirong onları ele vermeden önce onu çabucak oradan çıkarmaktı!

Bununla birlikte, tüm ailesinin kaderi ellerindeydi ve onun da böyle aptalca bir şey yapmayacağını düşünüyorlardı ama yine de, her ihtimale karşı onu kurtarmalılardı.

Mo Lingtian, Guan Ziyao'nun endişeli ifadesini görünce eskiden olduğu gibi hemen ona itaat etmedi. Bundan önce, söz konusu o olunca tereddüt etmeden yardım ederdi. Bu sefer ise tereddütsüz ona itaat etmenin yerine kaşlarını gerdi ve, "Gerçekten üzgünüm, bu sefer sana yardım edemem. Tingxiao'yu tanıyorsun, Ning Xi bu sefer neredeyse ölüyordu, bu yüzden o kızı kolayca serbest bırakmayacak. Şimdi, ben polisin yerinde bile olsam müdahale edemezdim. " dedi.

"O zaman ne yapacağız? Rong Rong sadece bir tatil için buradaydı ve bu olay oldu! Ailesine ne diyeceğim? " diyen Guan Ziyao elleriyle yüzünü kapadı ve vücudu gücünü kaybetti.

Olan her şey onun kontrolü dışındaydı. Duygusal yükü uzun süredir sınırına ulaşmıştı ...

Mo Lingtian onu çabucak tuttu ve teselli etti, "Ziyao, bu kadar endişelenme! Neyse ki, Ning Xi şimdi iyi. Artı, dediğin gibi, Rong Rong ve Ning Xi sadece tartışıyorlardı. Onu öldürmek gibi bir niyeti yoktu. Bu gerçek, polis soruşturmasından sonra onun için işleri zorlaştırmayacak. Tingxiao güçlü bir etkiye sahip olsa bile, onu sadece birisini kasıtlı olarak yaralamaya mahkum edebilirler ... "

Guan Ziyao gözlerini uzak tutarak alnını tuttu. Mo Lingtian haklıydı. Bu seferlik Lu Tingxiao'nun yapacaklarını engellemenin hiçbir yolu yoktu, bu yüzden kimseyi aramanın bir anlamı yoktu ...

Yalnızca bir seçenek vardı ...

...

Gece geç saatlerde, karakolda Guan Rui tüm kartlarını oynamıştı, ancak Cao Lirong'u serbest bıraktıramamıştı. Sadece birkaç dakika onunla konuşmak için izin alabilmişti.

"Tam olarak ne oldu? Bana her şeyi açıkça anlat! " diyerek Guan Rui kasvetli bir ifadeyle sordu.

CCTV görüntülerini defalarca oynattığında, görüntüler açıkça Ning Xi'yi suya ittiğini gösterdi. Oltadan kurtulmanın bir yolu yoktu.