Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Ning Xi’nin Lu Tingxiao’ya doğru koştuğunu ve kucaklaştıklarını görünce gri saçlı adamın yüzü bembeyaz olmuştu.

Feng Jin yaralı kolunu tutarak adama doğru gitti. Hızlıca, "Şeytan, Tang Xi senin için kalsaydı buna izin verebilirdik ancak seni unutup sana ihanet etti. Kendini böyle bir kadına bırakamazsın." dedi.

Gri saçlı adam kalpsizce bir bakış attı. "Bana davranış şeklini seviyorum ve ne kadar değerbilmez olduğunu da. Bu konuda bir fikrin var mı?"

Feng Jin ses çıkarmadı.

Lu Tingxiao’nun Ning Xi’yi alıp götürdüğünü görünce son şansını kaybedecekti. Feng Jin dişlerini sıktı ve "Şeytan! Bu kadın seni mahvedecek!" dedi.

"Huh, eğer bir kadın beni bu kadar kolay mahvedebilecekse neden pozisyonumu elimden almıyorsun?" adamın suratı son derece sertti.

Feng Jin saygıyla başını salladı. "Korkarım ki buna değmiyorum!"

Adam sırıttı. "Sana sadece Yaşlı Qiao yüzünden saygı duyuyorum. Bir daha benzer bir şey olursa, geldiğin yere geri gidersin."

Feng Jin’in suratı soldu gri saçlı adamın onu tehdit ettiğini duyunca. Şeytanın kadının ihanetine şahit olduktan sonra kendi eliyle işini bitireceğini düşünüyordu ancak...İmkansız! Bu adına bir şey olmaz!

"Tang Ye"

"Buradayım"

Kollarını sıvarken adam soluk suratlı Feng Jin’e baktı. "Herkese mesaj gönder. Kim olursa olsun, eğer Tang Xi’ye birisi yaklaşırsa...onu mahvederim!"

"Tamamdır" diye cevap verdi Tang Ye.

Feng Jin tek kelime etmeden orada durmaya devam etti.

Adam gözlerini kırptı ve gözden yavaşça kaybolan helikoptere baktı. Ardından ellerini açtı.

Pofuduk beyaz bir toptu kızın kıyafetinden aldığı, adamın avucunda terkedilmiş gözüküyordu.

Lu Tingxiao’nun geldiği helikopterle gitmemişlerdi. Bunun yerine başka bir küçük helikoptere binmişlerdi.

Lu Tingxiao ve Ning Xi’den başka bir de pilot vardı sadece.

Kapı kapanır kapanmaz Ning Xi’yi tutkulu bir şekilde dudağından öptü.

Adamın büyük eli sıkıca belini kavradı ve tüm kudretiyle kızı öperken diğer eli de boynundaydı.

Karıncalanma hissi ve tutku Ning Xi’nin dudaklarına yayıldı ve düşündüğü ilk şey "Patron, bu helikopterde ölecek miyiz?" oldu.

Böyle bir durumda pilot nasıl konsantre olabilirdi ki?

Öndeki pilot büyük ihtimalle hayatının en büyük zorluğuyla karşı karşıyaydı.

Patronun durmaya niyeti yok gibiydi ve zaman geçtikçe öpüşme daha da yoğunlaşıyordu. Bu... helikopterde yapılacak şey değildi değil mi?

Sekiz sene boyunca eğitim almış bir pilot bile böyle yoğun ve heyecan verici bir sahneye dayanamazdı.

O sıra, kızın odaklanmadığını görünce daha da ileri gitti ancak canını yakmamak için kendini tuttu.

Ancak yine de ağızlarında kan kokusu vardı.

Lu Tingxiao karanlık ve negatif bir hava yaymasına rağmen etrafına Ning Xi hiç korkmamıştı. Hatta, adamın boynuna sarıldı ve onu geri öptü parmaklarıyla adamın sırtını okşayarak.

Kız ellerini adamın göğsüne koydu ve adam kıza yapışana kadar onu aşağı itti. Adamın üstüne yaslanınca kapüşonu düştü ve dudakları birleşti, tüm bastırılmış korku ve duyguları dağılmıştı öpüştüklerinde.

Adam daha tutkulu bir öpüşme sekansına döndükten sonra kızın düşmesini engellemek için eliyle destek oldu.

Öndeki pilot kızın adamın üstüne çıktığını görünce kıpkırmızı olmuştu; adam siyah takım elbiseli, kız tatlı bir tavşan kılığındaydı.