Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Ayrıca, bugün olanların diğer amacı Lu Tingxiao’nun gizli yer altı güçlerini ayyuka çıkarmaktı büyük ihtimalle.

Küçük bir grup olmalarına rağmen ne kadar güçlü oldukları aşikardı. Daha da önemlisi onlardan güçsüz değillerdi...

"Bu devam edemez, Bro Xi’yi kurtaracağım! Bunu sadece Bro Xi durdurabilir!" diye çığırdı Annie.

Feng Xiaoxiao Annie’yi durdurdu. "Ne yapabilirsin ki sen!? Sen savaşçı değilsin, kapıyı bile açamazsın. Burada dur ben gideceğim!"

"Ama, Patron bizi suçlarsa..." Annie endişelenmişti.

"İkiniz direk olarak onun altındanız. Tabi ki de siz gidemezsin. Ben Organizasyonun bir parçası olsam da, yarı zamanlı sayılırım burada. Arkamda hala "Günahlar" var başım belaya girerse! Endişelenmeyin!" Feng Xiaoxiao hızla evin içine daldı.

Günahlar dünya çapındaki en büyük suikast grubuydu. Feng Xiaoxiao Organizasyon ile çalışıyordu, Günahların ana üyelerinden birisiydi ayrıca. 

Tang Ye Feng Xiaoxiao’yu durdurmadı ve az önce olanları görmemiş gibi davrandı.

...

Üst kattaki korkunç ustanın yatak odasında, Feng Xiaoxiao metal anahtarla içeri girdiğinde, Ning Xi hala pencereyle savaş veriyordu.

Ning Xi kafasındaki küçük keskin tokayla camı kırmaya çalışırken aniden birisi tişörtünü yakaladı ve kızı kenara çekti camdan.

Odanın diğer ucundan siyah bir bot uçtu.

Şak!

Yüksek bir ses oldu ve cam kırılmıştı...

Ning Xi afallamıştı. Uzun süredir kırmaya çalıştığı cam şimdi tuzla buz olmuştu. "Oh! Üçüncü Elit Kardeş! Sonunda geldin!" diye ağlamaya başladı.

"İşe yaramaz!" Feng Xiaoxiao gözlerini devirdi ve belinden bir hançer çıkarıp Ning Xi’nin bileklerindeki ipi kesti. "Sana son sefer söylediklerim aklında değil mi! Nasıl daha da güçsüz olabiliyorsun?"

Ning Xi "Hayatımın ne kadar dertsiz ve mutlu olduğunu gösteriyor...." diye mırıldandı.

Feng Xiaoxiao bu yoruma sinirlenmişti. "Çifte kumru deneyiminle bana hava mı atıyorsun? Seni döverim!"

"Hayır dövmezsin!" Ning Xi kıza doğru gitti ve kocaman sarıldı.

Feng Xiaoxiao gözlerini kapattığında mevcut durumda masumca davranan küçük kızı gördü. "16nın yenilmiş olduğuna şüphe yok. Bu harika tipin onu mahvetmiş olmalı!"

Ning Xi gözlerini kırptı. "16 mı? 16 numara kim?"

"Kod adı 16! Seni kaçırıp buraya tıkan kadın!" diye cevap verdi Feng Xiaoxiao.

"Oh, demek o... Bugün sinir krizi geçirdi sanırım..." dedi Ning Xi suçlu biçimde.

"Sana aşıktı sanırım. Feng Jin’in görevine gönüllü oldu büyük ihtimalle çünkü idolünün yakınına gelmek istiyordu ancak kim bilir..." Feng Xiaoxiao 16 adına kötü hissetmişti.

Ning Xi, "Benim hatam mı şimdi? Beni bağlayıp burada yalnız bırakan oydu! Al sana karma!" diye mırıldandı.