Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

"Onu bana ver." dedi Lu Tingxiao.

Gri saçlı adam elini alnına koydu ve komik fıkra duymuş gibi kıkırdadı. "Benim bölgeme girdin ve şimdi de sana kızı vermemi mi istiyorsun? Garip bir mizah anlayışın var, CEO Lu."

Lu Tingxiao mimiksiz şekilde saatine baktı. "Üç dakikan var."

Son derece netti. Eğer kızı üç dakika içinde vermezlerse, o zaman...

Gri saçlı adam korkunç bir gülümseme takındı ve kaşlarını yükseltti. "Lu Tingxiao, en kötü halindeyken, en umutsuz ve acılı zamanındayken ona ben yardım ettim. Hayatta kalması ve kendini koruması için gerekli her şeyi öğrettim ona. Benimle aynı dünyaya ait. Evet dünya sonsuz ancak sonunda gerçekten ait olduğu yeri anlayacak!"

Gri saçlı adam cümlesini bitirince Lu Tingxiao’nun ifadesi karardı. Mutsuzluğu şeytani adamınkinden çok daha fazlaydı, o kadar fazlaydı ki Lu Tingxiao’nun adamlarının kafaları karışmıştı..

Gece daha da karardı. Uğursuz bulutlar ayı kapattı ve sadece zayıf bir ışık görülebilecek seviyeye geldi

Bir süre sonra, Lu Tingxiao’nun kana susamışlığı kayboldu. İfadesizce gri saçlı adama baktı. "2 dakika."

Aynı anda, iki grupta savaşa hazır moddaydı. Uzaktaki keskin nişancılar bile hazırdılar ve aradaki tansiyon o kadar yüksekti ki herkes her an büyük bir kavgaya hazırdı..

Yakındaki köşede Feng Xiaoxiao alnındaki terleri sildi. "Kavga çıkacak gibi gözüküyor."

Annie tir tir titriyordu. "Ne yapacağız!? Kavga etmeyeceğiz birbirimizle değil mi? Sis Xiaoxiao, az önce Stratejist Feng’in Bro Xi’yi kaçırdığını buldum! Bu nasıl olabilir!?"

"Doğrusu Yaşlı Feng’in bu kadar düz olmasını beklemiyordum. Ne yapmaya çalışıyor acaba?" Feng Xiaoxiao şüphelenmişti.

Tang Yenin soğuk sesi olaya katıldı. "Feng Jin kontrolünden çıkan ve Şeytanın kararlarını etkileyen her şeyden nefret ediyor. Bir erkek için, en kötü olacak şey bir kadının aklını alması."

"O zaman, Yaşlı Feng sorunu ortaya çıkmadan mı çözmek istedi? O zaman bu yüzden Şeytan Küçük Kız Kardeşi kaçırmak istedi! Bu terkedilmiş ev onu saklamak için mükemmel bir yer çünkü hayaletlerden çok korkuyor. Burada tüm savaşma gücünü kaybeder kesinlikle.  Dahası, o kadar iyi savaşamıyor da zaten." diye mırıldandı Feng Xiaoxiao.

Annie aniden gerildi. "Bence Patron bunu yapmayacak gerçekten… Kötü çocuk görüntüsü olmasına ve kötü şeyler söylemesine rağmen her zaman bize iyi davrandı...  Mesela beni hep balıklara yem edeceğini söylüyordu ama hiç yapmadı!"

"Ugh, senin şu mukayeselerin... Ne kadar toy bir çocuk!" Feng Xiaoxiao acıyarak Annie’nin kafasını okşadı.

Ardından Feng Xiaoxiao ortadaki gergin duruma baktı. İki grupta savaşa hazırken, kendi kendine "Yaşlı Feng’in başarmaya çalıştığı şey bu mu? Neden bilerek bela çıkarıyormuş gibi geliyor... ?" diye mırıldandı.