Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

“Bu çok hızlı oldu...iyi zamanlama, ben de onu özlemiştim!"

Gri saçlı adam evin dışındaki düzinelerce helikoptere baktı, gözleri çılgın bir heyecanla parladı ve hızlıca dışarı çıkıp Ning Xi’yi tamamen unuttu.

Tang Ye de adamı takip etti ancak evden çıkmadan önce tarifsiz bir ifadeyle Ning Xi’ye baktı. Lu Tingxiao’nun gizli bir ordu topladığı dedikodularını duymuştu ancak onları İmparatorluğa getirmek ve sadece bir kadın için...

"Hey! Hayır! Gitme! Birinci Elit Kardeş! Beni burada tutabilirsin! Ama birinin yanımda durması gerek! Hayaletlerden korkuyorum biliyorsun"

Ancak Ning Xi cümlesini bitiremeden kapı bir kez daha kapandı.

Bu canavarlar, özellikle de Lu Tingxiao’yu duyunca kaçan Yun Shen buradaydı! Ning Xi buradan çıkmayı başarabilirse hepsine gününü gösterecekti!

Odada tekrar yalnız kalmasına rağmen artık korkmuyordu büyük ihtimalle Lu Tingxiao’nun geldiğini duyduğu içindi. Pencereye doğru gitti ve etrafa göz attı.

Maalesef ki, hava çok karanlıktı ve sadece birkaç tane helikopter görebilmişti. Dışarıdaki durumdan emin olamadığı için Lu Tingxiao’nun nerede olduğunu göremiyordu. Buradan çıkması gerekiyordu!

Ya yaşlı adam Feng Jin tekrar ona bir oyun oynuyorsa!?

Ning Xi odaya göz attı ancak işe yarar bir şey bulamadı. Elleri bağlı olduğu için de ağır bir şeyler tutamıyordu. Tek şansı cama doğru koşarak kırmaya çalışmaktı.

Ancak, bir santim bile oynamadı cam. Hangi salak bu kadar dayanıklı yaptı bunu? Kemikleri kırılıyordu neredeyse.

Ön bahçedeki çimlerde, yukarıda uçan helikopterlerin arasından bir tanesi yavaşça boş bir alana iniş yaptı.

Son derece soğuk ifadesi olan siyah takımlı adamdan önce bir grup silahlı adam yere indi. Silahlı kuvvetler ip gibi dizildi ve adam onların arasından geçerken korkutucu eski villaya doğru yavaşça hareket ettiler.

Bir başka silahlı grup villanın tam önünde onları bekliyordu ve o an Lu Tingxiao’nun adamlarının etraflarını sardıklarını farketmişlerdi. Yun Shen’in adamları bir düzine takımı olmasına rağmen Lu Tingxiao’nun profesyonel ekibiyle karşılaştırınca umursamaz ve düzensiz duruyorlardı.

Villanın kapısı açıldı ve gri saçlı adam dışarı çıktı.

Gri saçlı adamı görür görmez umursamaz ifadeli adamlar aniden ciddileştiler. Ona saygıyla davranıp geçmesi için yolu açtılar.

İki adam da, birisi buz kadar soğuk, diğeri şeytan kadar kurnaz, birbirlerine doğru yürümeye başladılar.

Ortam çok gergindi ve iki tarafta savaşmaya hazırdı.

İki adam da durdu ve birbirlerinden on adım uzakta dikildiler. Birbirlerine olan bakışları havada kıvılcımlara sebep olacak cinstendi.

Gri saçlı adam dudağını ısırdı. Kan kırmızı gözlerindeki ateşle, siyah takımlı adama baktı, kana susamış hali her yerden okunabiliyordu. "Tekrar karşılaştık."