Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Kadının ayak sesleri Ning Xi’nin duyamayacağı kadar uzaklaştı.

Tüm mekanda ölüm sessizliği vardı ve en ufak bir çıt bile yoktu. Vücudunun bir santim hareket ettiğindeki sesi duyabiliyordu ve bu ses onu korkutuyordu.

Yanında birisi varken zaten yeterince dehşete düşmüştü tek başına kalmak bir işkenceydi onun için!

Ning Xi derin bir nefes aldı ve hatırladığı bir kaç dini şarkıyı söylerken dikkatini dağıtacak bir şeyler bulmak için odaya baktı.

Gardırobun üstünde zayıf ışık saçan bir mum vardı. Odanın tasarımın dışarıyla oldukça benzer olduğunu girdi. Tek farkı burası daha da korkutucuydu. Ayrıca odanın oldukça ferah olduğunu farketti. Yapısından tasarımına kadar tam olarak bir efendi odasıydı.

Efendi odası!

Ning Xi aniden girişten kaçarak köşeye sindi.

Dedikodulara göre kendini asan kadın bunu efendinin odasının girişinde yapmıştı!

Tam olarak orada duruyordu az önce!

Sonunda planlarını anlamıştı. Onu çok ama çok korkutmak istiyorlardı! Hayatta Ning Xi’nin hayalet korkusundan daha öte hiçbir şey yoktu.

Üvey ailesiyle kalırken büyükannesi onu sevmiyordu ve defalarca onu defetmek istemişti. Hatta onu bir kez mezarlıkta bile bırakmıştı.

İki gün orada kalmış ve bu onda büyük travmalara yol açmıştı.

Sonunda da hayaletlerden korkmaya başlamıştı. Temelsiz varsayımlar olduklarına bilmesine rağmen kendine engel olamıyordu. Korku filmi bile izleyemiyordu.

Ning Xi sakinleşmek için derin bir nefes aldı ardından kendini çözmeye çalıştı. Maalesef ki kadın profesyonel bir teknik kullanmıştı ve ipin yapısı çok özeldi bu yüzden kurtulmak imkansızdı. Zayıf bedenini sürükledi ve odayı kontrol etti ancak tüm kapılar ve camlar kilitliydi.

Aynaya baktı ve solgun yüzünü gördü. Aklındaki düşünceler saykoya bağladı ve cesetlerin arasına gömüldüğünü düşündü...

Feng Ji’nin neden onu buraya kilitlediğini düşünecek kapasitesi bile yoktu

Odada ona kendini iyi hissettirebilecek tek şey yataktı büyük ihtimalle.

Ning Xi yavaşça yatağa giderken bacakları titriyordu. Yastığı göğsüne bastırdı ve cenin pozisyonuna geçti.

Zaman geçti.

Ne kimse geldi ne de bir ses oldu.

Gardırobun üstündeki mum tamamen yanıp sönene kadar hayatta olan tek kişi kendisi gibi hissediyordu. Işığın zayıf kaynağı da tükendi ve oda zifiri karanlık oldu.

Ning Xi oldukça gerilmişti ve kendisini daha fazla tutamadı. En derin en karanlık düşünceler kontrolsüzce zihninde dolaşıyordu

Küçük bir kız acımasızca terkedilmiş. Ormandan gelen korkunç çığlıkları duyarak aynı noktada beklemiş.

Koştu ve ardından bir şeye takıldı. Aşağı baktı ve bir yığın kemik gördü.

Kuru kemiklerle dolu bir ormanda kaybolmuştu. Geceden şafağa, günden alaca karanlığa  kadar beklemiş durmuştu.