Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Kadın Ning Xi’nin soluk yüzünü ve titreyen bacaklarını görünce şüphelenmişti.

Ning Xi buraya gelene kadar çok sakindi hatta yolda uyumuştu bile ancak oraya vardıklarında aniden çok korkmaya başlamıştı.

Ama, onu kim suçlayabilirdi ki? Sonuçta bu adam... çok korkutucuydu!

Kadın kapıyı itince kalın ahşap kapıdan yüksek bir ses geldi. Büyük ev boş ve karanlıktı. 

Işıklar açık değildi ve ışık olarak sadece duvarda yanan bir kaç tane mum vardı. Zayıf ışık terkedilmiş evi daha da ürkütücü yapıyordu.

Zayıf mum ışığı altında duvardaki yağlı boya portreleri rahatsız edici hayaletler gibi duruyorlardı. Eve doğru yürüdükçe tahta parkeler gıcırdıyordu.

Sarkaçlı kilit, bronz aynalar, hayvan dişleri ve geyik kafaları... Bu ev antik dekorasyonlarıyla ünlenmiş korku filmi seti gibiydi. Birden bir hayalet çıkmasını ya da duvardan sallanan beyaz bir şeyler çıkmasını bekliyordu...

Ning Xi yavaşça yürüyordu, attığı her adımda daha da yavaşlıyordu.

Ning Xinin sırtına silah dayamış kadın adımlarını gittikçe yavaşladığını farketti ve bu sinirini bozdu.

Tam Ning Xi’ye daha hızlı gitmesini söyleyecekken evdeki geniş saat on ikiye geldi.

Dong!

Dong!

Dong!

...

Büyük saat gürültülü biçimde çalmaya başladı ve boş evde yankılandı ses.

"Arghh, hayalet!" Ning Xi aniden çığlık attı ve kadına sarılmak için arkasını döndü. Titriyordu, belli ki korkmuştu.

Kadın da afallamıştı birden.

Bro Xi... gerçekten

Hayaletlerden mi korkuyor?

Hayal görüp görmediğini merak ediyordu.

En kötü şey kafasındaki idolü an be an bitip gidiyordu gıdım gıdım.

Hepsi birer hayalden ibaretti.

"Saatin sesi sadece." dedi kadın ve suratsızca küçük tavşana baktı.

"Sa....saatin sesi....beni gerçekten çok şaşırttı"

Kısa bir süre sonra kadın sonunda Ning Xiyi üst katta bir odaya getirdi. Arabadan odaya kısa bir mesafe olmasına rağmen Ning Xi’ye çok uzun bir zaman geçmiş gibi gelmişti.

Siyah takımlı kadın Ning Xi’nin zamanı geçiştirmeye çalıştığını düşünmüştü ancak Ning Xi’nin alnındaki terleri farkedince rol yapmadığını anlamıştı.

Kadın geçmişteki idolünü hala atlatamıyordu.

Odaya geldiklerinde Ning Xi kadını durdurdu gitmemesi için. "Nereye gidiyorsun?"

"Lütfen biraz bekle burada."

"Beni tek mi bırakmak istiyorsun burada? Olmaz! Gitme! Neyi bekliyorum ben? Benimle bekleyemez misin? Kaçacağımdan korkmuyor musun?"

"Görevim burada bitiyor."

Ning Xi ne kadar yalvarsa da kadın gitmişti!

"Kahretsin! Erkek kıyafetiyle olsaydım beni bu kadar hızlı bırakır mıydın acaba!"