Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

Bunun onun başına gelmesini beklemiyordu. Xiong Zhi'yi bir kenara bırakmak, Shi Xiao için büyük bir hataydı.

Ve patron bu hataları yapmasını beklemişti. Patronun hala Shi Xiao'ya tam olarak güvenemediği anlaşılıyordu…

Kendine bu kadar güvenen Shi Xiao, ilk defa yenilgiye uğramıştı. “Asistan Cheng, Patron için sadece yüzey koruyucuları olduğumuz ve onun arkasında gerçekten kendine güvenen bir grup başka olağanüstü takipçiye sahip olduğumuz doğru mu?” diye sordu.

Onun içinde gizlenmiş inanılmaz yeteneklere sahip olan zayıf bir kız ortaya çıkmıştı ... diğer güçleri ne kadar güçlü olursa olsun…

Patronun insanlara karşı yargılanmasından şüphelenmişti ve birkaç kez hakaret etmişti. Sonunda, onun cahil ve çaresiz biri olduğu ortaya çıkmıştı!

"Sakın aşırı düşünmeyin. Siz patron için çok şey ifade ediyorsunuz. Hala gençsin ve iyileşmek için çok yer var, bu yüzden sabırlı ol." Cheng Feng elini sırtına koyup aynı zamanda onu rahatlattı.

Shi Xiao aslında çok büyük bir potansiyele sahipti. Çok sabırsız olması çok kötüydü ve büyümeyi durdurmasına neden olan bu sabırsızlıktı. Bu olaydan sonra bu kötü alışkanlığı değiştirebilirse, kötü bir şey olmayabilirdi.

Patron ile cephaneliğe ulaştığı anı tekrar düşünerek, sadece Ning Xi'nin herkesi vurduğunu ve yabancı kadını yendiğinde anı görebilirdi. Daha önce ne olduğunu gerçekten bilmiyordu, ama Shi Xiao kadar gururlu birini etkilemek hiç de kolay değildi ... kişi sadece senin ortalama oyuncunun olmadığını biliyordu…

Xiong Zhi kafasını kaşıdı, "Asistan Cheng, tam olarak Bayan Ning kim? Kesinlikle bir oyuncu değil! Patronu korumamı istediğinde dalga mı geçiyordu? O korumaya ihtiyacı var gibi görünüyor mu ... Gerçekten de anlamıyorum!”

Cheng Feng, "Bayan Ning Xi hakkında da pek bir şey bilmiyorum. Bugün olanları gördükten sonra ikiniz gibi şok oldum. Sadece bugün olanları bilmiyormuş gibi davranın ve unutmayın Patronun önünde bahsetmemeliyiz. Patronun emirleri gibi, onun talimatlarını takip et. ”

Shi Xiao ve Xiong Zhi itiraz etmeden başını salladı.

Lu Tingxiao'nun toplantısıın bittiğini görünce Ning Xi şekerlemeden yeni uyanmıştı. Ona sordu, "Patron, toplantın bitti mi?"

Lu Tingxiao kaşları arasında sıkıştı, "Mmm, biraz bekle. Gidip duş alacağım."

“Ah…” Ning Xi, masum bir şekilde gözlerini kırpıştırdı, "Patron, o zaman hala görüşünüzde kalmak için bana ihtiyacınız var mı?"

Lu Tingxiao biraz çekildi. Arkasını döndü ve "Eğer istersen, sıkıntı olmaz" dedi.

Ning Xi, suskundu.

Lanet olsun! Hala şeytanı kışkırtamamıştı!

Ve duştaki şeytanın görüntüsü kafasında görünmeye başladı ... Ah canım, dur!

Lu Tingxiao, onun utangaç yüzünü görünce, şakacı bir sesle şımarık bir şekilde sesini çektiği için saçına elini bastı, "Bunlara benzer şeyler söyleme, kendi kendini kısıtlama, benim kişisel baskım sandığından çok daha zayıf."

...Tekrar!

Az önce ne söyledi? O çok masumdu! Kirli olan oydu…