Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

Lu Tingxiao çok yaygın bir cümle kurmuş gibiydi, çünkü tarayıcıyı açtığında ifadesi genelde olduğu gibi sabırlıydı. "Oyunu indir."

"Ah, oh ... hemen ..." "Ning Xi, hızla fareyi ele geçirdi.

Ancak, Lu Tingxiao elini daha çekmemişti, bu yüzden yanlışlıkla elini tuttu, sonra çabucak salıverdi "Üzgünüm, üzgünüm ..."

Başı Lu Tingxiao'nun göğsüne battığında özür dilemeye başlamıştı ...

Ning Xi, suskundu...

Lu Tingxiao kafasına dokundu, sonra onun sıkıntısını fark ediyormuş gibi, yavaşça dedi ki, "Artık seni rahatsız etmeyeceğim. Alt kattaki mutfağı kontrol edeceğim. Herhangi bir problem olursa beni ara."

Ning Xi bolca başını salladı, "Tamam, tamam!"

Şeytanın onun terk ettiğini ve arkasından kapıyı kapandığını görünce, Ning Xi yüzünü kapatıp masanın üstüne koyduğu için rahat bir nefes alabilirdi.

Lu Tingxiao ...

Bunu tekrar yaparsan ...

Kendime engel olamayabilir ve yanılabilirim, tamam mı?

Bir süre sonra, Ning Xi kendini tekrar toplayabildi. Oyunun web sitesine gitti ve oyun istemcisini indirmeye başladı.

İnternet hızı her zaman olduğu gibi hızlıydı, bu yüzden oyunun indirme işlemini bitirmesi sadece 10 dakika sürdü.

Hesap şifresini girdikten sonra oyuna giriş yaptı. Arkadaş listesinden kaygılanıyordu ve Jiang Muye'nin zaten çevrimiçi olduğunu gördü.

Online olduktan hemen sonra, Jiang Muye onu bir oyuna davet etmeye çağırdı.

Ning Xi, "Bu kadar erken mi?" diye cevap verdi.

Jiang Muye diğerinden atladı, "Sence ben senin gibi miyim?"

İşini bitirdiğinde, “Bugün neden bu kadar savunucusun?” diye sordu.

"Ben defansif olduğumda beni sinirlendirmen gerekiyor mu? Hızlı bir şekilde takım ol! İki oyunla ısınalım!"

"Tamam! Hadi başlayalım!" Jiang Muye, oyunun başlamak üzere olduğunu ve diğer her şeyi unuttuğunu görünce hemen enerjik oldu.

Trajedi, oynamaya başladıkları gibi yükseldi ...

Jiang Muye'nin bağırışları diğer ucundan yüksek sesle duyulabiliyordu, "Ning Xi! Devam et! Neden zonelanıyorsun? Pfft! Pfft! Gitme, pusu var ... lanet! Öldün! Ning Xiao Xi! Bugün ilacını almayı mı unuttun? "

"Piç kurusu! İlacını almayı sen unutmuşsun! Tepkin çok yavaş, daha önce beni uyarmayı beceremedin mi? Sen bir kılıç ustasısın, şifacıyı iyi koruyamazken beni nasıl azarlayabilirsin?" Ning Xi suçlu olsa da, kesinlikle kabul etmeyecekti.

Jiang Muye çok öfkeliydi, "Pfft ... gerçekleri saptırmada gerçekten iyisin! Ning Xiao Xi, ne yaptığının farkında mısın? Bugün formda değil misin?"

Jiang Muye'nin durumunu belirttiğini duyduğunda, Ning Xi, "Ben ..." diye bağırdı.

Şeytanın oyunlarının bugün peş peşe gelmesiyle, şimdiki oyun odağı seviyesi zaten normal kabul edildi.

Ning Xi dişlerini gıcırdattı, "Daha az saçmala! Hadi tekrar gidelim!"

İkinci oyun başladı ve yine korkunç bir şekilde öldüler ...

Kayıp o kadar kötüydü ki, şimdi Ning Xi'ye kızgındı ve Jiang Muye ile savaşmaya başladı.

"Jiang Muye, bir köpek tarafından ısırıldın mı? Neden önden acele ettin? Ölmek mi istedin ?! Ben Hua Tuo'nun reenkarnasyonu olsaydım bile, seni kurtaramazdım. Artık şifacıyı oynamak istemiyorum, kılıç ustası olmak istiyorum! "

"Lanet olsun, bu oyun şirketinin talebi ve benim değil! Ayrıca, konu hangi karakterin kullanıldığına bağlı değil. Saldırgan karakterlerle daha becerikli olsanız bile, şifacıyı çok kötü oynayacak olmanın imkanı yok. Bana dürüstçe anlat, neler oluyor? " Jiang Muye bunun hakkında düşündükçe, bir şeyin doğru olmadığını hissetti.

"Sarışın Jiang, bana mazeret sunmayı kes! Açıkçası, sen bir şeyleri mahvediyorsun, ama beni suçluyorsun ..." Ning Xi'nin, formda olmadığını itiraf etmesinin hiçbir yolu yoktu çünkü o, büyülendiğinden dolayı. Suçu Jiang Muye'ye atmayı karar verdi.

Diğer taraftaki Jiang Muye o kadar sinirlendi ki neredeyse kan kusuyordu...

Ning Xi, Lu Tingxiao'nun kapı çerçevesine yaslandığını ve ona baktığını gördüğünde Jiang Muye'yi azarlıyordu. Orada ne kadar zamandır durduğundan emin değildi.