Çeviri: Minemosyne Düzenleme: Kharsmi

Su Yan ayrıldıktan sonra, Jiang Muye soğuk bir rüzgar estirmeye devam ederken Ning Xi’ye döndü, “O zamandan bu zamana kadar acı çekmene sebep olan adam bu muydu? Gözlerinde bir sorun olmalı!”

Ning Xi yavaşça ona döndü, “Bence senin gözlerinde bir sorun var. Su Yan gibi birisi 10 üzerinden en az 9 alır, tamam mı?”

Bunu duyunca Jiang Muye patladı, “Nasıl 9 puan alabilir?!!”

Ning Xi gerçek bir ses tonuyla, “Sadece daha önce sevdiğim biri olduğu gerçeğine dayanarak. Onun berbat olduğunu söylersem, aslında kendimi vurmuş olmuyor muyum? Her neyse, öznel bakış açımı bir kenara bırakırsak, objektif bir bakış açısından, onun 9 puanlık bir değer olduğunu inkar edemezsin.”

“Su Yan’ın seninle benzeşmediği çok açık, o bir bakışıyla herkesi etkiler, mizacı daima kazanır. O sıcak ve rafine bir tip, peri masalında olsaydık kesinlikle prens olurdu. Eski bir masalda olsaydı, zarif bir beyefendi olurdu. Ooh, benzeri olmayan saf bir beyefendi…Temelde gençlik günlerimde en çok hoşlandığım tip, ilk bakışta düşeceğim türden!”

Jiang Muye’nin kalbindeki ateş, dinlemeye devam ederken daha da güçlendi, “Kahretsin, Ning Xi, hala ona karşı duyguların mı var? Onu cennetten inmiş gibi övüyorsun!”

Ning Xi gözlerini döndürdü, ”Onu gerçekten umursamıyorum. Onu senin önünde överken daha başka nasıl tarafsız bir ton kullanabilirim. Nasıl bir zekan var?”

K.N: Bırak şunu Muye. Sana birini ayarlarım. Sözüm söz. Bildiğin köpek çekiyor sana.

Dahası, anlattığı kişi anılarında yaşayan Su Yan'dı, şu anki Su Yan değil, canlı ve mükemmel genç çocuktu.

Bazen anılar gerçeklerle karşılaştırana kadar mükemmel hissettirebiliyordu.

Jiang Muye’ın öfkesini bastırması uzun zaman aldı. Alçak bir sesle, “Bana kaç puan verirdin?”

Ning Xi çenesini ovuşturdu. Jiang Muye’nin endişeli bakışları altında yanıtladı: “9.9 puan! Sadece yüzün için bile bu puanı alırsın!”

Bunu duyunca Jiang Muye’ın öfkesi yatıştı. Yüzüne dokundu ve gururlu bir ifadeyle, “Tabii ki! Hayatımı yüzüm sayesinde kazanıyorum! Ancak 0.1 puanımı nereden kırdın?”

Ning Xi aptal birine bakıyormuş gibi ona baktı, “Sormana gerek var mı? Tabii ki düşük zekan yüzünden kırdım!”

Jiang Muye “...”

Unut unut. Ona 9.9 puan verdi, bu yüzden tartışmaya devam etmeyecekti.

Aniden aklına başka bir soru geldi, “Peki...Lu Tingxiao? Ona kaç puan verirdin? Kalbinde nasıl tip bir adam?”

“Oh, Lu Tingxiao…” Ning Xi’nin cevaplaması biraz zordu. Uzun süre düşündükten sonra cevapladı, “Büyük şeytan krala puan vermeye cesaret edemem. Hangi çeşit erkek olduğunu merak ediyorsan, uzaktan izleyebileceğin ama asla dokunamayacağın bir tip.”

“Sakin bir deniz gibi gözükür ama ama suların derinliklerinde ne saklandığını asla bilemeyeceksin. Bu tarz bir adam anlaşılmaz. Dikkatli bir şekilde düşünmeden çok derine dalarsan, sadece derinliklerinde boğulursun!”

Bunu duyunca Jiang Muye’ın ifadesi daha da sıcaklaştı, “Hmm, gerçekçiliğini kaybetmemişsin.”

“Ama…” dedi Ning Xi.

“Ama ne?” diye sordu Jiang Muye.

Ning Xi çenesine dokundu ve gülümsedi, “Ama böyle muhteşem bir şekilde öleceksem,hayalet olmaya değer!”

“Defol git Küçük Ning Xi!”

“Ahahah, sadece şaka yapıyorum.”

Jiang Muye neredeyse kızgınlıktan kurtuldu, ”Bence çok fazla içtiğin için gerçekleri kusuyorsun! Lu Tingxiao'ya başından beri bazı niyetlerin olduğunu düşündüm! Onunla yatmayı mı düşünüyorsun?”