Çeviri: Minemosyne Düzenleme: Kharsmi

“Haklısın, anladım. Ben daha sonra uğrarım.” dedi Lu Tingxiao sakince.

Ancak, telefonu kapatmadan önce, Ning Xi hayretle, “Efendim? Uğrayacak mısın?” dedi.

“Niçin? Bir problem mi var?” Lu Tingxiao soruyu cevapladı, ses tonu oldukça havalı geliyordu.

“Ha... hayır problem yok…” Lu Tingxiao’nun sesi çok havalıydı, aksini iddia edemezdi.

Ning Xi’nin telefonu kapattığını görünce Jiang Muye başıyla dürterek sordu, “Ne oldu? Arayan kimdi?”

“Amcandı, daha sonra buraya uğrayacağını söyledi…”

“Ne dedin?” Jiang Muye’nin elindeki kaşık yere düştü. Sonra ona işaret etti ve acı çekermiş gibi, “Ning Xiao Xi, bana aranızda bir şey olmadığını söylemiştin. Biz sadece birlikte yemek yiyoruz, niçin onu tekrar aradın?” dedi.

“Sakin ol, bana kızma, tamam mı?” Ning Xi gözlerini devirdi, başının ağrıdığını hissetti, “Ben aramadım onu. Nerede olduğumu sordu ve bende gayet normal bir şekilde seninle hoşgeldin yemeği yiyeceğimi söyledim. Sonra o da daha sonra uğrayacağını söyledi. Büyük olasılıkla amcan olduğu için kendini seninle ilgilenmek zorunda hissetti. Yani birlikte yemek yemek için geliyor. Bu… onun düşüncesi!”

Jiang Muye yere bir kase fırlattı, “Ne düşüncesi! Sence Lu Tingxiao insanlarla yakın ilişki kuracak biri mi? Benimle yemek yiyeceğini mi düşündün? Annem onu yemeğe davet ettiğinde, davete bir yıl sonra cevap verir! Mesafe onun ikinci ismi!”dedi.

Ning Xi sabırsızlıkla ona bir yastık fırlattı, “Seni korkunç çocuk! Biri senin için endişelenemez mi? Niçin beni ve Lu tingxiao’yu birlikte olmak zorunda gibi düşünüyorsun? Nasıl bizi uyumlu görürsün?” dedi.

Jiang Muye kendi kendine mırıldandı, “Bu bir erkek sezgisi… sen ne bilirsin!”

Onlar kavga ederken kapı zili çaldı.

Kapıyı açmadan önce Ning Xi, Jiang Muye’ye sözlerine dikkat etmesi gerektiğini belirten bir uyarı bakışı attı.

Kapıyı açtığı sırada, Ning Xi büyük bir sürprizle karşılaştı çünkü Lu Tingxiao’nun yanında küçük çörek de vardı.

Küçük Hazine onu görünce sanki uzun zamandır görüşmemişler gibi kollarını açıp üstüne atladı. Ning Xi’nin kalbi eridi ve hemen onu kucağına aldı, ”Canım, sen de gelmişsin! Ben de şimdi bu gece canımla yemek yiyemeyeceğimi söylüyordum!” dedi.

Evde, Jiang Muye Küçük Hazine’yi taşıyan Ning Xi’ye baktı, sonra ikisini sevgiyle izleyen Lu Tingxiao’ya baktı. 3 kişiden oluşan bir aile gibi göründüler.

Ning Xi’nin Küçük Hazine ile bu kadar iyi anlaşmasını asla beklemiyordu.

Lu Tingxiao’nun da Ning Xi’ye karşı tavırları çok tuhaftı.

Küçük Hazine’nin iyiliği için bile olsa, Lu Tingxiao’nun aynı çatı altında yabancı bir kadınla yaşamayı sürdüremezdi…

“Hey, hey, hey, beni unutmayın, ben de buradayım!” Lu Jingli 2 şişe şarabı taşırken sıkılmıştı.

Lu ailesinin üç üyesinin de geldiğini görünce, Ning Xi derhal Jiang Muye’ye ‘Gördün mü, hepsi senin için burada’ der gibi bir bakış attı.

“Amcalarım ve hatta Küçük Hazine gelmiş. İçeri girin hemen…” Hiç memnun olmamasına rağmen Jiang Muye onları içtenlikle içeri davet etti.

Onun daha genç nesilde dünyaya gelmesine izin veren kimdi…