Çevirmen : Clumsy 

Başlangıç müsabakası dövüşleri devam ediyordu. Her gün pek çok dövüş gerçekleşirdi ve Zhou Weiqing’in Yeşil Kurtla olan dövüşü ne kadar heyecanlı olursa olsun çektiği ilgi uzun sürmemişti. Binaya yayılmış olan dövüş ve tezahürat sesleri tam hızla devam ediyordu.  

Shangguan Fei’er, Zhou Weiqing’in belini çimdikledi ve hafifçe sitem etti: “Neden böyle davranıyorsun? Niye gücünü göstermiyorsun ki? Zamanının azlığından şikâyet etmiyor muydun?”

Zhou Weiqing, ani acı yüzünden yüzünü buruşturarak karşılık verdi: “Buraya yeni geldik ve mekâna da duruma da aşina değiliz. İşleri adım adım ilerletip mümkün olduğunca şey öğrenerek ilerlemek daha iyi. Bazen fazla yukarda olursan her şeyi bilemezsin. Mesela Yeşil Kurt’un geldiği Külhanbeyi Taburu… neyin nesi ki bu? Orduda böyle bir oluşum var mı ki?”

Shangguan Fei’er cevap verdi: “Ben nerden bileyim? Neyse, dövüşmeye can atıyorum. Madem burada dövüşmeme izin vermiyorsun, o zaman bu gece benimsin.”

Shangguan Fei’er’den bu cümleleri duyan her erkeğin kalbi alevlenirdi. Ne yazık ki zavallı Zhou Weiqing’in ilk tepkisi istemsizce gerilemek ve kederli bir şekilde yalvarmak oldu: “Kadın kahramanım, lütfen beni azat et.”

Shangguan Fei’er ukala bir şekilde cevap verdi: “Sana kalmış. Eğer burada tatmin olmazsam, gece sana yakın dövüş konusunda şahsen eğitim vermem gerekecek.”  

Zhou Weiqing, bir humph eşliğinde cevap verdi: “Cesaretin varsa Birleştirilmiş Ekipman ve Elementsel Cevher kullanmayalım.”

Shangguan Fei’er’in en büyük gücü, dört eşsiz Efsanevi Set Birleştirilmiş Ekipmanıyla sağladığı yakın dövüş yeteneğiydi. Zhou Weiqing’in en büyük gücü ise sayısız yeteneği ve onları kullanabileceği yöntemlerin çeşitliliğiydi. Shangguan Fei’er Birleştirilmiş Ekipman kullanmazsa, Weiqing’in ona karşı bir şansı olabilirdi.

Ne yazık ki kızı kandırmak kolay değildi ve Fei’er başını kaldırarak bu sözleri duymazdan gelmişti.

Mücadeleler devam ediyordu ve Düello Köşesindeki atmosfer hala aynı canlılıktaydı. Bir süre sonra, boş platforma yürüyen biri fark edildi. Bu, az önceki Bölük Liderlerinden biriydi.

“On Altıncı Alayın tüm kardeşleri, beni dinleyin! Bu dövüş sonlandığında, başlangıç müsabakalarına bir süreliğine ara verilecek.” Sesi Cennetsel Enerji aracılığıyla güçlendirilmişti ve her köşeye erişebiliyor, binadaki tüm gürültülere rağmen seyirci tarafından duyuluyordu.

Bir hayli canlı olan ortam aniden sakinleşmiş ve herkesin meraklı bakışları platformdaki Bölük Liderine çevrilmişti.

Bölük Lideri hafifçe gülümseyerek devam etti: “Az sonra inanılmaz heyecanlı bir Orta Seviye Mücadelesi izleyeceğiz. Meydan okuyucumuz, On Altıncı Alayımıza yeni katılmış olan bir çaylak. İsmi Zhou Küçük Şişman. Rakibi ise kurayla seçilen Gaddar Ayı. Hepiniz Gaddar Ayıyı tanıyorsunuz; o da benim gibi bir Bölük Lideri. Ve bu herifin zamanında bir ayıyı çıplak elleriyle parçalayarak bu ismi kazandığını işitmiştim. Üstelik Gaddar Ayı, Kuvvet ve Hız güçlendirmeli, 6-Cevherli bir Fiziksel Cevher Ustası. On Altıncı Alayımızın yirmi eğitmeni arasında ilk beşin içerisinde sayılabilir. Bu heyecanlı mücadele için bekleyin, iyi eğlenceler!”

Sözleri sona erdiği saniyede tüm binayı bir tezahürat tufanı teslim almıştı. Orta seviye bir dövüş, başlangıç müsabakalarından çok daha heyecanlı olurdu. Özellikle de Gaddar Ayının On Altıncı Alaydaki ünü bu olayı daha özel kılıyordu. Gaddar Ayı, WanShou İmparatorluğuna karşı yapılan savaşta elliden fazla güçlü düşmanı öldürmüş ve kahramanlıklarıyla adım adım yükselmişti. Eğer liderlik yeteneği daha yüksek olsaydı, gücü ve Düello Köşesindeki rütbesi sayesinde Tabur Komutanlığına bile erişebilirdi.  

Bir Bölük Lideri maçı ilan ederken, diğeri de Zhou Weiqing ve Shangguan Fei’er’in yanına dönmüştü.

“Kardeşim, şansın pek iyi değilmiş! Bugün yedi orta seviye eğitmen bulduk ama senin şansına Gaddar Ayı çıktı. Bu herifin hiç nazik bir ruhu yoktur ve Fiziksel Cevherleriyle ünlüdür. Bir ayı soyunun kanını barındırdığını iddia ediyor. Dikkatli olsan iyi edersin. Devam edemeyeceğini hissedecek olursan teslim olman yeterli, kendini zorlamana gerek yok.”

“Tavsiyen için teşekkürler Bölük Lideri Abi.” Zhou Weiqing, içten bir teşekkürden sonra devam etti: “Yani mücadele başlıyor mu?”

Bölük Lideri, Zhou Weiqing’e uzun uzun baktı. Ancak tek görebildiği dürüst, masum bir yüzdü. En sonunda başını sallayarak cevap verdi:  “Şu anda süregelen başlangıç müsabakası bittiğinde senin Gaddar Ayıyla olan mücadelen başlayacak. Orta seviye dövüşlerde galibiyet başına bir altın ödül verilir. Eğer Gaddar Ayıyı yenersen ve dört kez daha peş peşe galip gelirsen Bölük Lideri olabilirsin.”

Başlangıç müsabakası, yaklaşan maçın etkisiyle hızlıca sona erdi. Ve Bölük Liderinin önderliğindeki Zhou Weiqing, hızlıca ana sahneye ilerledi.

Bu alan, Cennetsel Cevher Turnuvası sahnesine kıyasla çok daha küçük, basit ve sertti. Sahneye adımını atan Weiqing, yeniden binlerce seyircinin ilgi odağı haline gelmişti. Her yönden gelen tezahüratları dinlemek, içindeki heyecanı kabartıyordu. Bedenini esnetirken sonsuz bir enerjiyle dolduğunu hissetti.

Az önce sahneye çıkmış olan Bölük Lideri, hakem rolünü alarak seslendi: “Orta seviye dövüş başlamak üzere. Önce size kısa bir tanıtım yapayım. Yanımdaki bu genç adam, az önce bahsetmiş olduğum Zhou Küçük Şişman. Onu çaylak olduğu için hafife almayın; başlangıç müsabakasında peş peşe üç rakibini birer hamleyle yendi. Bu rakiplerden biri de Külhanbeyi Taburundan Yeşil Kurttu. Bu yüzden ona orta seviyeye çıkma şansı tanındı. Zhou Küçük Şişman’in uzmanlığı da kuvvet. Yani hep birlikte nihai güçlünün kim olduğunu öğreneceğiz, o mu yoksa Gaddar Ayı mı?! Tamamdır, şimdi de onurlu orta seviye eğitmenimiz Gaddar Ayı geliyor!”

*Swoosh* Daha kelimeleri sona ermeden önce, sahneye iri bir figür inmişti.

Gaddar Ayı’nın bedeni Yeşil Kurt kadar iri değildi. Hatta 1.8 metrelik boyuyla Zhou Weiqing’ten biraz kısa kalıyordu. Ama omuzları fazlasıyla geniş ve kaslıydı. En çok dikkat çeken şeyse kollarıydı; üniformasının kolları yoktu ve simsiyah tüylerle kaplı kollarını meydana çıkarıyordu. Sarı gözlerini Zhou Weiqing’e kilitlemiş olan adam, kana susamış bir aurayla dudaklarını yaladı. “Zhou Küçük Şişmandı, değil mi? Dikkatli ol yoksa Senin Baban, Ben, kemiklerini kırarım. Heh heh heh.” Gaddar Ayı, güçlü kaslarını tehdit edercesine sallayarak bu sözleri sarf etmişti.

Gaddar Ayıyı görmek Zhou Weiqing’e, Cennetsel Yay İmparatorluğuna katılıp Bing’er’le birlikte Kalise İmparatorluğunun pususuna düştükleri günü anımsatmıştı. O zaman Kalise İmparatorluğu askerleri arasında 5-Cevherli bir Fiziksel Cevher Ustası vardı ve iki savaş baltası kullanan adam, Gaddar Ayıya bir hayli benziyordu. Tabii ki bu Gaddar Ayı 6-Cevherli ve çok daha güçlüydü. Ama Zhou Weiqing de o 1-Cevherli, güçsüz çocuk olmaktan çıkalı çok olmuştu.

Rakibinin alaylı kışkırtma çabalarını dinleyen Zhou Weiqing, hafifçe gülümseyerek cevap verdi: “O iri kolların cidden iyi görünüyor, tüyleri kopartıp deriyi sıyırırsak, bir de tuz ve baharatla barbekü yaparsak eminim tadı çok iyi olacaktır. Acaba ayı pençelerinden lezzetli olabilir mi?”

Şu anda hakem olan Bölük Lideri, bu kelimeler karşısında tamamen afallamıştı.  Zhou Küçük Şişmanı masum, dürüst bir genç adam olarak görüyordu. Ama az önce sarf ettiği sözler hem kibirli hem de fazlasıyla tahrik ediciydi.

Aslında Zhou Weiqing’in Yeşil Kurt’u kolaylıkla yendiğini duyan Gaddar Ayı, oldukça tedbirliydi. Görünüşüne rağmen fevri davranan biri değildi. Kendisinin Yeşil Kurt’u hiç Cennetsel Enerji kullanmadan dövemeyeceğini kabul etmesi gerekiyordu ve sahneye çıkmadan önceki umudu, bu genç adamın bir Cevher Ustası olmamasıydı. Az önceki tahrik edici sözleriyle de Zhou Weiqing’i öfkelendirmeye çalışmış ancak nihayetinde öfkelenen kişi kendisi olmuştu.

Gaddar Ayı, bir kükreyiş eşliğinde Zhou Weiqing’e doğru atıldı. Ama öfkesine rağmen mantığını yitirmemiş ve Fiziksel Cevherlerini salmayı ihmal etmemişti.

Zhou Weiqing, Gaddar Ayı’nın Fiziksel Cevherinin, sıradan Cevher Ustası dünyası için iyi bir güçlendirme sağladığını ilk bakışta söyleyebilirdi. Yüzde yetmiş kuvvet ve yüzde otuz hız sağlıyor olmalıydılar. Gaddar Ayı, bileklerinde parlayan 6 Fiziksel Cevherle birlikte Zhou Weiqing’in önünde belirmişti.

Zhou Weiqing de Karanlık Şeytan Tanrı Kaplanının Kanı sayesinde inanılmaz bir fiziksel kuvvete sahipti. Ayrıca iki evrimleşme geçirmiş ve bu, gücünü daha da öteye taşımıştı. İşin içine Şeytani Sağ Bacağı da karışınca, Cennetsel Cevherlerini salmaya gerek dahi kalmadan sıradan Cevher Ustalarını yenebilirdi. Yine de 6-Cevherli bir Fiziksel Cevher Ustası olan Gaddar Ayı’ya yalnızca saf kuvvetiyle saldırmayı göze alamazdı.

Bir Cevher Ustasının gücü her Cevherde artardı ve Zhou Weiqing, 4-Cevherli Yeşil Kurt’u yenmenin bile yalnızca fiziksel güç kullanımıyla oldukça zor olduğunu düşünmüştü. Gaddar Ayıyı da Cevher ve Enerji kullanmadan yenmeye çalışırsa hiçbir şansının olmayacağı kesindi.

Böylece, hafif bir sis eşliğinde, Zhou Weiqing’in sağ bileğinde 4 saf Buzlu Yeşim Fiziksel Cevheri ve sol bileğinde de 4 kırmızı İmparator Turmalin Cevheri belirdi. Yani Kuvvet ve Rüzgar Nitelikli bir Cennetsel Cevher Ustası olduğunu gözler önüne sermişti. Tabii ki Elementsel Cevherleri Gizlenme Yüzüğünün etkisi altındaydı.

Bir müddet düşünen Zhou Weiqing, Elementsel Cevherini Rüzgar Nitelikli göstermeye karar vermişti. Çünkü altı Niteliği arasında en ‘normal’ olanı Rüzgardı. Üstelik dört Rüzgar Nitelikli Yeteneği de gayet iyiydi ve daha da önemlisi, kapsamları genişti. Yani Destek, Kontrol ve Saldırı amacıyla kullanabileceği, her duruma uydurabileceği Rüzgar Nitelikli Yetenekleri vardı. 

Cennetsel Cevherlerini salan Zhou Weiqing’in kuvveti kat kat artmıştı. Dört saf Buzlu Yeşim Fiziksel Cevheri gören Gaddar Ayınınsa kalbi acıyordu.

#Acaba bir kere piyasaya Rüzgar Niteliğiyle çıktı diye hep o şekilde mi devam edecek yoksa rütbeyi alınca gerçek gücünü gösterecek mi? Bunu biraz merak ettim doğrusu.
Peki ya 'seni baharatlarım mis gibi yemek olursun' şeklindeki tavrına ne demeli?! 
Vallahi baharatlı falan güzel bir et yemek farz oldu şimdi 
Hadi okumaya devam!