Çevirmen : Clumsy 

Cevher Ustalığında, her yeni Cevher için belli bir Cennetsel Enerji artışı gerekliydi. Bu gereklilik Cennetsel Cevher Ustaları için 4 seviye, sıradan Cevher Ustaları içinse 3 seviyeydi. Yani Gaddar Ayı, 6-Cevherli olmasına rağmen 18. Seviye Cennetsel Enerjideydi. 4-Cevherli Zhou Weiqing ise, 16. Seviyedeydi, başka bir deyişle, Dördüncü seviye Cennetsel Shen Enerji aşamasında. Onun güçlenişi yüzdesel olarak daha efektifti ve saf gücünün verdiği katkı da söz konusuydu. Yani yalnızca Fiziksel Cevher bağlamında bile Gaddar Ayıdan üstün konumdaydı.

Zhou Weiqing, iki elini de kaldırarak Gaddar Ayı’nın yumruklarını durdurdu. Bu çarpışmanın etkisiyle tüm sahne titremişti.

Zhou Weiqing orada dimdik duruyordu, Gaddar Ayı ise ancak dört adım geriledikten sonra dengesini toplayabilmişti. Değişen yüz ifadesiyle, “Bir Cennetsel Cevher Ustası!” dedi.

Gerçek şu ki Gaddar Ayı’nın yetişim seviyesi ve gücü gayet sıradandı. Ancak doğuştan gelen süper insan güçlerine sahip olduğu doğruydu, yani kanındaki ayılık kendi abartısı değildi. 6-Cevherli bir Fiziksel Cevher Ustası olarak ordunun elebaşlarındandı. Ama Zhou Weiqing’le yapacağı bir güç savaşında dezavantajlı olacağı kesindi.

Zhou Weiqing’in 4 Cennetsel Cevherinin şok ettiği tek kişi Gaddar Ayı değildi. Tüm seyircilerin gözleri irice açılmıştı. ZhongTian Ordusunda, Fiziksel ve Elementsel Cevher Ustaları sık görülürdü. Ancak Cennetsel Cevher Ustaları bu güçlü İmparatorlukta bile nadirdi. Üstelik Zhou Weiqing 4-Cevherli, Düşük Seviye bir Zun Aşaması Cennetsel Cevher Ustasıydı. 6- Cevherli Gaddar Ayıyla yüzleşen Weiqing, seyircilerin beklentilerini tersine çevirmişti.

En çok şaşıranlar da az önceki Bölük Liderleriydi. Zhou Weiqing,  4-Cevherli bir Cennetsel Cevher Ustası olarak doğruca Bölük Lideri olabilirdi. Hatta liderlik yeteneği ve askeri kapasitesi olduğunu sergileyebilirse terfi hızı da fazlasıyla yüksek olurdu. Ayrıca çok genç görünüyordu, yirmilerinin başında olsa gerekti. Böyle genç bir Cennetsel Cevher Ustası… nasıl bir potansiyele sahipti acaba? Kimse onun ne kadar güçleneceğini bilemezdi!

Orduda terfi etmenin anahtarlarından biri de güçtü.

Zhou Weiqing, hafif bir gülümseme eşliğinde Gaddar Ayı’ya bakarak sordu: “Devam edecek miyiz?”

Gaddar Ayı, Zhou Weiqing’e bir kez daha saldırarak cevap verdi. Savaşı kaybedebilirdi ama yüzünü kolayca düşüremezdi. Eğer bu şekilde çekilirse ordudakilerin yüzüne asla bakamazdı.  

Gaddar Ayı’nın iki kalın kolu iki devasa direk gibiydi ve Zhou Weiqing’i ezme girişiminde bulunmuştu. Eğer az önceki vuruşuna ısınma denirse bu, varını yoğunu ortaya koymaydı.

Gaddar Ayı, mevcut gücüyle 4-Cevherli bir Cennetsel Cevher Ustasının karşısında duramayacağını gayet iyi biliyordu. Yine de teslim olmak istememişti, rakibini bir süre oyalaması bile büyük bir tatmin sağlayacaktı.  

Ne yazık ki Zhou Weiqing’in oyalanmaya hiç niyeti yoktu. Bugün Düello Köşesine gelme sebebi basit bir Orta Seviye Mücadelesini kazanmak değildi. Madem Düello Köşesi kolayca rütbe atlama imkânı veriyordu, Weiqing de bunu son damlasına kadar değerlendirecekti. Planını gerçekleştirebilmesi için mümkün olduğunca erken yükselmeliydi.  

*PENG* Bir kez daha hiçbir süs içermeyen hareketler gerçekleştirdi. Gaddar Ayı bu kez daha da gerilemiş, yoğun çarpışma onu bir metre kadar itmişti. Ve Zhou Weiqing rakibini takip etmiş, sağ avcunu Gaddar Ayı’nın göğsüne geçirerek onu sahneden atmıştı.

Bu sahne müsabakalar için yapılmıştı, ölüm kalım mücadeleleri için değil. Bu yüzden silah veya Birleştirilmiş Ekipman kullanmak yasaktı. Bu Gaddar Ayı’nın gücünü de büyük oranda kısıtlamıştı, aksi takdirde Weiqing’in onu yenmek için biraz daha uğraşması gerekecekti.  

Gaddar Ayı böylece yenilmişti, hem de ünlendiği Kuvvete yönelik bir mücadelede.

Aslında Gaddar Ayı’nın Zhou Weiqing’e yenilmesi şaşılacak bir şey değildi. Sonuçta doğaüstü bir güçle doğmuş olsa da Altın Karga Kabilesinden gelen Karga’yla arasındaki fark dünya ve cennet kadardı. Ve Karga bile saf fiziksel kuvvet bağlamında Zhou Weiqing’e denk olamıyordu.

Hakem olan Bölük Lideri, büyük bir uğraş sonucunda duruşunu düzelterek sonucu ilan etti: “Galip, Zhou Küçük Şişman.”

Zhou Weiqing hemen lafa girdi: “Eğer mümkünse devam etmek isterim. Art arda beş galibiyet alırsam Bölük Lideri olabileceğimi söylemiştiniz, değil mi? Bunu zorlamak istiyorum. Kuraya da gerek yok, zaten altı eğitmen kalmış olmalıydı, haksız mıyım? Sırayla gönderebilirsiniz, dinlenmeye ihtiyacım yok.”

Herhangi bir Depolanmış Yetenek ya da Birleştirilmiş Ekipman kullanmamıştı ve Cennetsel Enerji tüketimi de çok azdı. Daha fazlasını kullansa bile Ölümsüz İlahi Teknik sayesinde dövüşmeye devam edebilirdi. Tüketme Yeteneğinden bahsetmeye ise gerek bile yoktu.

Zhou Weiqing’in sesi pek yüksek çıkmamıştı ama Cennetsel Enerjisi sayesinde sözleri tüm binaya yayıldı. Hızlıca rütbe atlama yolunda diğerlerini gücendirmeyi pek umursamıyordu. Üstelik daha önce de Cennetsel Yay İmparatorluğu Ordusunda yer alan biri olarak bildiği bir şey vardı: Bunu destekleyebilecek gücünüz olduğu müddetçe kibirli olmaktan zarar gelmezdi. Zhou Weiqing, kurallar gereği bir günde beş mücadele yapıp yapamayacağını bilmiyordu ama eğitmenleri kışkırtarak bunu mümkün kılabileceğini düşünmüştü.

“Bana müsaade edin.” Narin bir ses duyuldu ve bunu, merkez sahneye çıkan bir figür takip etti.

Bir kızın konuştuğunu duyan Zhou Weiqing, ürpermişti. Çünkü ilk tepkisi Shangguan Fei’er’in delirdiğini düşünmek olmuştu. Ama sahneye bir kadının çıktığını görünce gizlice oh çekti. Gelen Shangguan Fei’er değildi.

Sahnedeki genç kadın, ZhongTian ordu üniformasını giymiyordu, üzerinde bedenini sıkıca saran bir kıyafet vardı. Soluk yeşil kısa saçları olan kadın, güzel ve cesur görünüyordu. Yirmilerinin ortalarında olması gereken kadının bedeni ince ve atletikti, buğday renkli teniyse güneşin altında sıkça vakit geçirdiğini anlatan bir parlaklığa sahipti. Kıyafetinin kollarını sıyırmıştı. Sergilediği biçimli kolları ve yumruğa dönüştürülmüş elleriyle, soğuk bir şekilde, kızgın bir dişi aslanı andırarak Zhou Weiqing’e bakmaktaydı.

“Zhou Küçük Şişman değil mi… Gaddar Ayı’yı bu şekilde aşağıladığına pişman olacaksın. Ben onun Tabur Komutanıyım ve Taburumuza yaptığın hakareti ellerimle temizlemeye geldim. Ben tüm 16. Alayın en iyi orta seviye eğitmeniyim. Eğer beni yenebilirsen diğerleriyle dövüşmene gerek olmayacak. Ayrıca yirmi altın ve Bölük Liderliği rütbesiyle ödüllendirileceksin.” Bu sözleri sarf ederken, bedeninde silik beyaz ışıklar belirmişti.

Bileklerinin etrafında 4 Set Cennetsel Cevher mevcuttu. Çeviklik Ejdertaşı Yeşimi ve Ateş Nitelikli Yıldız Yakutlar. Oldukça klasik bir ateş-çeviklik kombinasyonu.

Bir Tabur Komutanının 4-Cevherli bir Cennetsel Cevher Ustası oluşu küçük İmparatorluklar için hayal dahi edilemezdi. Hele bir de genç ve güzel bir kadınsa…  

Ona bakan Zhou Weiqing, Shangguan Bing’er’i düşünmeden edemedi. Bi zamanlar o da Tabur Komutanı değil miydi?

“Kardeş Zhou, mücadeleye başlayalım mı?” Bu soruyu yönelten kişi, hakemliği üstlenmiş olan Bölük Lideriydi.

Zhou Weiqing, sonunda afallamış halinden kurtulabilmişti. Karşısındaki vahşi görünümlü genç Tabur Komutanına bakarak hafifçe gülümsedi: “Acaba bu güzel Tabur Komutanının adını öğrenebilir miyim?”

Kız soğuk bir humph eşliğinde yanıtladı: “İsmim Shen Yi.”

“Shen Yi mi?” Tanrısal Doktor anlamına gelen ismi duymak, Zhou Weiqing’i şaşırtmıştı.

“Hmph! Yi Yi Bu She’nin Yi’si. Sen biraz fazla mı kibirlisin acaba? Boş yere vakit öldürmeyi bırak. Savaşmak istiyor musun istemiyor musun?” Shen Yi, Zhou Weiqing’in adını yanlış anladığını fark etmişti. Bunu yapan ilk kişi değildi ve son da olmayacaktı.  

Zhou Weiqing içten bir kahkaha atarak yanıtladı: “Peki, hadi başlayalım madem!”

Hakem dövüşün başlayışını ilan etti ve Zhou Weiqing’in Düello Köşesindeki beşinci mücadelesi başladı.

Shen Yi’yle yüzleşen Zhou Weiqing, artık basit bir mücadele sergileyemeyeceğinin farkındaydı. Sonuçta rakibi bir Cennetsel Cevher Ustasıydı; yine de kendisiyle aynı seviyedeki düşmanlara karşı kendine olan güveni sağlamdı ve bu kız da 4-Cevherliydi. Ama dikkatsiz davranamazdı; sonuçta bir Cennetsel Cevher Ustası sıradan Cevher Ustalarından farklı olurdu; kızın ne çeşit sırları olacağını nerden bilebilirdi ki? Rakibini hafife aldığı için kaybeden pek çok Cennetsel Cevher görmüştü; Cennetsel Cevher Turnuvasında bile pek çok rakibi bu şekilde kaybetmemiş miydi? Haliyle Zhou Weiqing aynı hatayı asla yapmazdı.

Yere ayağının ucuyla basan Shen Yi’nin ince bedeni Zhou Weiqing’e doğru havalandı, bu esnada ellerinden birer alev yükseliyordu.

Bu, Cennetsel Cevher Ustalarının üstünlüğüydü. Bedenleri Fiziksel Cevherle güçlenirken Elementsel Cevherlerini de rakiplerine karşı kullanırlardı. Zhou Weiqing de böyle bir saldırı karşısında ne kadar güçlü olursa olsun tepkisiz kalmayı göze alamazdı. Sonuçta yaralanamaz falan değildi ve güçlü alevler onu kesinlikle etkilerdi.

Rüzgar Niteliğini göstermeyi seçtiği için Rüzgar Nitelikli bir Cennetsel Cevher Ustası gibi davranmalıydı. Bu yüzden Shen Yi’nin saldırısı karşısında aniden hızlandı; Rüzgar Niteliğinin güçlendirmesi sayesinde en az Shen Yi kadar hızlanabiliyordu. Aynı zamanda kollarından iki yeşil ışık çıkarttı ve bu ışıklar, belli belirsiz görünümlü keskin birer bıçak halini aldı.   

Shen Yi’nin ilk saldırısı başarılı olmayabilirdi ama bu son saldırısı olmayacaktı. Ellerini aniden titreterek iki ateş topu daha yarattı ve yeşil ışığın bıçaklara döndüğü anda, toplar da Weiqing’e doğru yola çıktı.

Sıradan düşük seviyeli Ateş Topu Yeteneğinden çok daha güçlü olduğu belli olan iki turuncu-kırmızı topla yüzleşen Weiqing, sakinliğini korudu. Ellerini hafifçe sallayarak iki bıçağı çapraz hale getirdi. Ve iki ateş topu, birer domatesmişçesine dörde ayrılarak havaya karıştı.

“Ne Yeteneği bu böyle?!” Güçlü ateş toplarının öylece parçalandığını gören Shen Yi afallamıştı.  

#Yirmili yaşlarda güzel bir tabur komutanı. Hmmm, Zhou Weiqing'in en sevdiği cinsten. 
Ama bizim fettan baldız Weiqing'in başka birine sarkmasına hiç izin vermez gibi geliyor.
Neyse canım banane haremci olan sizsiniz, siz düşünün 
Hadi ben dövüşe devam ediyorum, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!