Çevirmen : Clumsy 

O anda Shangguan Fei’er’in ilk öpücüğünün çalınmasına yönelik tüm siniri ortadan kalkmıştı. Neredeyse ZhongTian Mücadele Takımının bir parçası olduğunu bile unutacaktı.

Karşısında sorumluluk sahibi ve sağduyulu bir adam vardı; ne pahasına olursa olsun kendi ideallerinin yolundan giden bir adam. Belki bazıları bu hareketi, WanShou Mücadele Takımıyla bir olarak ZhongTian ve Bao Po Takımlarını karşısına almasını aptalca bulabilirdi. Ama Shangguan Fei’er bu görüşte değildi. Kendisi de isyankar bir karakterdi ve buna eşlik eden bir haylazlığı, eksantrik bir havası vardı. İçten içe Zhou Weiqing’in özgüvenini, cesaretini ve kararlılığını takdir etmişti.

O zaman kalbine ekilen ufak tohumla birlikte İhtişamlı Uzaysal Alemi terk etmiş, sonra da babası ve amcasına karşı Zhou Weiqing’i savunmuştu. Cennetin Yayılma Sarayının Weiqing’e iyi davranmasının sebeplerinden biri de Fei’er’di.

Zhou Weiqing bu olaylardan sonra, aldığı kötü haberler eşliğinde Fei Li Mücadele Takımıyla birlikte geri dönmüştü. Belli bir süre cezaya kapatılmış olan Shangguan Fei’er ise Cennetin Yayılma Sarayındaki popülerliği sayesinde kolayca özgür kalmış, sonra da sıvışarak Weiqing ve diğerlerini takibe girişmişti. Ardından Tian’er’in evine döndüğünü öğrenmiş ve yetişim seviyesi sayesinde de fark edilmeden ekibi izlemesi zor olmamıştı.

Zhou Weiqing evinde pusuya düşürüldüğünde Shangguan Fei’er de oradaydı ve harekete geçmeye hazırdı. Ancak bir müddet bekleyerek Zhou Weiqing’in ne kadar geliştiğini görmek istemiş ve büyük bir şoka uğramıştı.

4-Cevhere yeni erişmiş olan Zhou Weiqing’in sekiz adet Üst Seviye Zun Aşaması ve üzerindeki düşmanla karşılaştığına şahit olmuştu. O vahşiliğine. O saf gücüne ve zekasına.

Tek başına dört düşmanın işini bitirmiş, sonra da Susturucu Ejder Mührü sayesinde arkadaşlarının diğer dördünü halletmesine yardımcı olmuştu.

Shangguan Fei’er de o sekizliyi halledebileceğine güveniyordu ama bunu yara almadan yapamazdı. Sekize karşı bir gibi bir durumda hiç geri çekilmeden hepsinin işini bitirebileceğini garanti edemezdi.

Yine de… bu kıyaslamanın en kötü kısmı… kızın Büyük Aziz Arazilerden gelen dahi seviyede bir Cennetsel Cevher Ustası oluşuydu! Shangguan Fei’er oldukça afacan biri olsa da, eğitim ve yetişim konusunda son derece dikkatliydi. Shangguan Xue’er’den daha güçsüzdü ama bunun sebebi Engin Sonsuzluk Setinin yarattığı farktı. Shangguan Fei’er’in yetişim seviyesi de 26. Cennetsel Enerji seviyesine erişmişti, yani 7-Cevherin 28. Seviyesinden pek uzak sayılmazdı. Buna rağmen kendisi 4-Cevherdeyken asla Zhou Weiqing’e denk olamayacağını biliyordu.

Tüm bunlar ne anlama geliyordu? Yanıt yetenek farkıydı. Sahiden de içsel, doğuştan gelen yetenekleri farklıydı. Zhou Weiqing, cennetlere dahi meydan okuyacak bir yeteneğe sahipti. Fei’er, Karanlık Şeytan Tanrı Kaplanından gelen siyah incinin gücünden haberdar değildi, yine de Zhou Weiqing fazlasıyla ilgisini çekmiş haldeydi.

Bu yüzden dış dünyada Zhou Weiqing’i takip ederek kendini eğlendirmeye karar vermişti. Az önce de onları takip eden tek kişinin kendisi olmadığını fark ederek siyahlı ajanın işini bitirmiş ve daha fazla saklanmaktan vazgeçerek yüzünü göstermişti.  

Shangguan Fei’er, bir süre Zhou Weiqing’e baktıktan sonra şöyle dedi: “Kesinlikle seni ve hareketlerini gözlemleyeceğim. Bing’er’in yüzünü kara çıkaracak herhangi bir şey yaparsan işini bitiririm.”

Shangguan Fei’er’e bakan Zhou Weiqing, başının ağrımaya başladığını hissediyordu. Önündeki bu haylaz kızla uğraşacağına Shangguan Xue’er’le uğraşmayı tercih ederdi. Bu kız Cennetin Yayılma Sarayına aitti ve eğer kendisiyle gelmeye devam ederse Weiqing nasıl ondan herhangi bir sırrını saklayabilirdi ki? Özellikle de önündeki planlar söz konusuyken sıkıntı çıkacağı kesindi. Söz konusu Shangguan Xue’er olsaydı, soğuk bir yabancı olmaktan öteye gitmezdi. Ama Fei’er farklıydı. Sırf Weiqing’e zarar vermek için İhtişamlı Uzaysal Aleme girmesi bile ne kadar problem çıkarabileceğini anlatmaya yeterdi.

Ne yazık ki Weiqing’in bu konuda yapabileceği bir şey yoktu ve çaresizce ağzını açtı: “Madem öyle, hadi devam edelim.”

Bir kez daha yola çıkıldı ve Zhou Weiqing, işkencenin ne demek olduğunu öğrenmeye başladı. Shangguan Fei’er, Cennetsel Cevher Adasından neredeyse hiç ayrılmamıştı, gittiği tek yer ise ZhongTian Şehriydi. İlk defa bu kadar uzağa geliyordu. Daha öncesinde Zhou Weiqing’i gizlice takip etmekle meşgul olduğu için etrafına pek bakamamıştı. Ama şimdi serbest kalmıştı ve meraklı gözlerini durduramıyordu. Ne zaman yeni ve ilginç bir şey görse Zhou Weiqing’e onun ne olduğunu soruyor ve dur durak bilmeden konuşuyordu.

Aslında Zhou Weiqing’in planı yolculuk esnasında planının detaylarını sağlamlaştırmak ve sıradaki aktiviteleri belirlemekti, ama kızın bitmeyen dırdırları yüzünden bunu yapamamıştı. Ne yazık ki onu gücendirme ihtimali yoktu, hiç kimse de ona yardımcı olmaya gönüllü değildi, hatta yan taraftan pis pis sırıtmayı ihmal etmiyorlardı.

Bu seferki yolculukları yarım ay kadar sürmüştü ve Zhou Weiqing mütemadiyen soru soran Shangguan Fei’er’in varlığına alışmaya başladığında, ZhongTian İmparatorluğunun derinliklerine ulaşmış, kuzey sınıra yönelmekteydiler.

Yirmi bir kişi, yol ayrımında duraklamıştı. Zhou Weiqing bir harita yaydı. Bu, yol üzerinde satın alabildikleri en detaylı haritaydı. On altından fazlasına mal olmuştu, keçi derisinden yapılmıştı, bir hayli dayanıklıydı ve isabetli detaylara sahipti.

Yetişim ve güç anlamında Fei Li Mücadele Takımının Cennetsel Cevher Ustaları, diğer üyelerden fazlasıyla öndeydi. Ama harita okuma, strateji oluşturma ve benzeri konularda Zang Lang ve akademi arkadaşlarının yanında sönük kalıyorlardı.

Zang Lang, Zhou Weiqing’in yanında durarak onunla birlikte haritayı incelemekteydi. Yol ayrımını işaret ederek konuşmaya başladı: “İki yol da ZhongTian kuzey sınırına ulaşıyor. Soldaki yol çok daha kısa, en az üç dört gün daha az sürer ama Hayalet Şeytan Ormanı denen bir yerden geçiyor. Bu yolu seçip bir sorunla karşılaşmazsak beş gün içerisinde sınıra ulaşırız. Sağdaki yolsa daha dönemeçli ve karmaşık. Ama resmi yollar var ve seyahat etmesi çok daha kolay ve güvenli olacaktır.”

“Haritadaki sembollere bakılırsa, Hayalet Şeytan Ormanı Cennetsel Canavarlarla dolu olmalı. Güvende olmak adına sağdaki yolu seçmemizi tavsiye ederim. Biraz uzayacak olsa da daha akıcı bir yolculuk olur. Acele edersek yolu soldakine nazaran yalnızca iki gün uzatmayı başarabiliriz.”

“Solu seç, solu seç!” Shangguan Fei’er heyecanlı bir şekilde zıplıyordu. O bela arayan ve haylaz doğasıyla nasıl Cennetsel Canavarlardan korkabilirdi ki? Haliyle daha ‘heyecanlı’ olan rotayı isteyecekti.

Lin TianAo kaşlarını kaldırarak araya girdi: “Ama bu Hayalet Şeytan Ormanında ne çeşit Cennetsel Canavarlar olduğunu bilmiyoruz.” Gruplarının gücü sayesinde Cennetsel Kral Aşaması ve üzerinde bir Canavarla karşılaşmadıkları sürece problem çıkmazdı. Mümkün olduğunca hızlı ilerlemek istiyorlarsa sol yol çok daha uygun olurdu. Zhou Weiqing ağzını açmıyor olsa da Lin TianAo onun bir an önce hedefine varmak istediğine emindi. Sonuçta sınırlı bir zamanları vardı. 10 yıl uzun geliyor olabilirdi ama olasılıklar dahil edildiğinde inanılmayacak kadar kısa bir hal alıyordu.

Tüm yüzler Zhou Weiqing’e dönmüştü. Son kararı verecek olan oydu.

Eğer söz konusu yalnızca Fei Li Mücadele Takımı olsaydı, Zhou Weiqing hiç tereddüt etmeden sol yolu seçer ve Hayalet Şeytan Ormanına girerdi. Böylece hem zaman kazanırlardı, hem de yolda karşılarına çıkacak Cennetsel Canavarlardan malzeme toplama imkânları olurdu.  

Ama artık işler farklıydı ve yanlarında Zang Lang ile on bir üye daha mevcuttu. Bu 12 kişinin arasındaki en üstün kişi 3-Cevherli bir Cennetsel Cevher Ustası olan Zang Lang’dı. Diğerleri ise en fazla 3-4 Cevherli olan Fiziksel Cevher Ustalarıydı.  

Yetişim seviyesi bağlamında 3-4 Cevherli Fiziksel Cevher Ustaları Cennetsel Cevher Ustalarına denk değildi. Bunun tek sebebi Elementsel Cevherleri olmayışı değildi, yetişim seviyesi farkı da vardı – sonuçta bir Cennetsel Cevher Ustasının bir Cevher kazanması için 4 Cennetsel Enerji seviyesi ilerlemesi gerekirdi. Ama sıradan Cevher Ustaları için 3 Cennetsel Enerji seviyesi kâfiydi. Yani yetişim seviyesi bağlamında hiçbiri Zhou Weiqing’e bile yetişemiyordu! Eğer güçlü bir Cennetsel Canavarla karşılaşırlarsa ve özellikle de pusuya uğrarlarsa Zhou Weiqing, onların başına bir şey gelmeyeceğini garanti edemezdi.

Zhou Weiqing’in onlara bu kadar önem verme sebebi de savaş kabiliyetleri değil, askeri ilişkilerdeki yetenekleri ve eğitimleriydi. Fei Li Askeri Akademisine girebilen halk öğrencilerinin hepsi kendi alanlarında çok yetenekli olurdu! Tabii yalnızca Cennetsel Cevher Ustası statüsüyle içeri girmiş olan Ma Qun hariç. On iki mezun, on iki komutana bedeldi ve her biri Zhou Weiqing için çok kıymetliydi, ileride çok faydalı olabilirlerdi. Weiqing’in hiçbirini boş yere ziyan etmeye niyeti yoktu.  

Zhou Weiqing bir süre daha düşündükten sonra Hayalet Şeytan Ormanından geçme dürtüsünü bastırdı. Ciddi bir sesle şöyle dedi: “Tamamdır, Zang Lang’ın önerisine uyacağız. Sağ yolu tercih edeceğiz, eğer acele edersek yolu fazla uzatmış olmayız.”

“Oei, sen bu kadar korkak değildin.” dedi Shangguan Fei’er sinirli bir şekilde.

Zhou Weiqing ona bir süre baktıktan sonra karşılık verdi: “Sen çok güçlü olabilirsin ama herkes öyle değil. Hepimiz kardeşiz ve ben herkesin canından sorumluyum. Beni takip etmeyi seçtiler, nasıl onları gereksiz yere tehlikeye atabilirim ki?”

Bu sözleri duyan Fei Li Askeri Akademisi mezunlarının yüzlerinde minnettar ifadeler belirmişti. Eğer Hayalet Şeytan Ormanı yolu seçilseydi hiçbiri itiraz etmeyecekti ama diken üzerinde ilerleyeceklerdi. Sonuçta gerçek savaş bağlamında hiçbir tecrübeleri yoktu.  

Shangguan Fei’er dudaklarını küçümsemeyle büzerek karşılık verdi: “Ne tehlikesi olabilir? ZhongTian İmparatorluğumuzda hiç güçlü Cennetsel Canavar olmadığını bilmiyor musun?”

“En?” Zhou Weiqing meraklı bir şekilde bakıyordu. Shangguan Fei’er Cennetin Yayılma Sarayının prensesiydi ve doğal olarak ZhongTian İmparatorluğuna yabancı olan yirmi kişiden çok daha bilgiliydi.

Shangguan Fei’er devam etti: “Bağımsız Anakaradaki en güçlü Cennetsel Canavarlar WanShou İmparatorluğu sınırlarında bulunur. Diğer İmparatorluklardaysa Cennetsel Kral Aşaması ve üzerinde Canavar bulmak aşırı zordur. Cennetsel Cevher Adasında gördüğün o güçlü Canavarlar, atalarımız tarafından WanShou İmparatorluğunda yakalandı. Sebebini bilmesem de ZhongTian İmparatorluğumuzdaki en güçlü Cennetsel Canavarın yalnızca Üst Seviye Zong Aşaması olacağına eminim. Dikkatli olduğumuz sürece Hayalet Şeytan Ormanında ilerlemek sorun çıkarmayacaktır! Sonuçta Cennetsel Kral Aşaması bir Canavarla karşılaşmadığımız sürece korkmamıza gerek yok!”

#Ben böyle planlamalı bölümleri de seviyorum. Ben olsaydım ne yapardım diye düşünmek hoşuma gidiyor.
Bu arada 10 yıla kısa diyip duruyorlar, ben kendimi 10 yıl ileride hayal dahi edemiyorum. Tabii onların hedef büyük, o yüzden tüm planlarına yetmiyor bile olabilir bu süre.
Neyse hadi bakalım okumaya devam!