Bölüm 198: Xia Yue'nun Teklifi

avatar
3749 4

God and Devil World - Bölüm 198: Xia Yue'nun Teklifi


Çeviren: Arthas

  Düzenleyen: Hedera

   Hafifçe Yue’ya yaklaştı, şu an tüm geleceğini değiştirmeye çalışıyordu.

   Xia Yue, Yue’ya bakıp içten bir gülümseme ile “Yeni kurulan sisteme en azından binbaşı olarak katılabilmeyi umuyorum.”dedi.

  Devlet ve ordunun ayrı olması kim daha yüksek mevkide çatışmalarına neden olabiliyordu. Yue orduyu yeniden düzenlediğinde hem devletin hem de ordunun mevkilerini kıyamet öncesi odruya göre ayarlamıştı, bu şekilde kimin daha yüksek mevkide olduğunu açıkça anlayabilirlerdi.

  Ayrıca olası bir savaş durumunda hükümet görevlileri mevkilerine göre askeri sisteme geçip savaşa katılabilecekti. Hükümette bir binbaşı olmak neredeyse çekirdek üye olmaya eş bir mevkiydi.

  Yue kaşlarını çatarak Xia Yue’ya baktı ve sakince “Bayan Yue, bize zamanında yol gösterdiğiniz ve gücümüzü büyük ölçüde arttıracak bir askeri kampın yerini bizimle paylaştığınız için size gerçekten minnettarım fakat o zaman yaptığımız bir anlaşmaya göre bunu Long Hai Kampına sorunsuz bir yolculuk karşılığında yapmıştınız. Şimdi söyler misiniz, geri dönmek için bana ne öneriyorsunuz?”dedi.

  Yue, Xia Yue’nun aptal biri olmadığını biliyordu. Buraya eli boş gelmiş olamazdı.

  Xia Yue yanındaki Gao Ying’i gösterip “Gao Ying, harcanan mühimmatların yerini doldurabilir, hatta birkaç askeri kampın yerini bile biliyor. Ayrıca mühimmatların yeniden kullanılmasında büyük bir deneyimi var”dedi.

  Yue hafifçe gülümseyip “Emrimin altında mühimmatların yeniden kullanılış yolunu bilen birkaç kişi çoktan var. Bayan Xia Yue sadece bu kadarla benden binbaşı rütbesi istiyor olamaz, değil mi?”dedi.

  Long Hai Kampını ele geçirince Yue’nun ilk işi yetenekli kişileri bulup işe almak olmuştu. İşe aldığı binlerce kişi arasından sadece altı tanesi mühimmatların nasıl yeniden kullanılacağını biliyordu fakat hiç deneyimleri yoktu.

  Her şeyden önce mühimmatların yeniden kullanımı sadece Çin-Japonya savaşı sırasında kullanılmıştı. Yeni Çin’in ilerleyen teknolojisinden sonra ise mühimmatların yeniden kullanımı gibi zahmetli bir şeye gerek kalmamıştı.

  Şu anda Yue’nun mühimmat üretecek gücü yoktu. Mühimmat üretebilseydi yeniden kullanım ile uğraşmazlardı.

  Yue’nun reddetmesi Xia Yue’nun yüzünde ne ufak bir değişikliğe sebep olmamıştı. Tüm çekiciliği ile “Peki ya tüm ateşli silah depolarının yerleri, ilgini çekmeye yeter mi?”dedi.

  Xia Yue’nun sözlerinden sonra Yue’nun yüz ifadesi büyük ölçüde değişti. Bir düzine güzel kadın üstüne atlasa bile böyle hissetmezdi. Şu anda yokluğunu en çok çektiği şey silahlardı. Silah deposunu genişletirse savaş gücünü arttırmış olurdu!

  Yue gözlerini Xia Yue’ya dikerek “Anlaştık, silah depolarını ve askeri kamplarını ele geçirdiğim sürece binbaşı rütbesinde olacaksınız.”dedi.

  Binbaşı rütbesine karşın silah depoları  takası nereden bakarsa baksın Yue’nun kârlı olduğu bir anlaşmaydı.

  Xia Yue yüzündeki parlak gülümsemeyle Yue’ya bakıyordu. Bildiği askeri kampların yerleri sayesinde rahat bir yaşam sürebilirdi. Bu bilgileri kendisine saklasa bile kendi başına bir askeri kampı ele geçiremeyeceği için bu bilgileri satmak çok daha karlıydı.

  Gao Ying mühimmat arama birliğine katıldığı anda bildiği her şeyi departmanındaki 300 kişiyle paylaştı. Bu üç yüz kişinin yarısı kadın yarısı erkekti ve bizzat Yue tarafından seçilmişlerdi. Mühimmatları yeniden kullanılır duruma getirmekle meşgul olan bu grup tatmin edici sonuçlar verdiği sürece yiyecek    kazanacaklardı.

  Fakat işler Yue’nun düşündüğü kadar pürüzsüz ilerlememişti. Gao Ying ve departmanının mühimmatları yeniden kullanıma hazır duruma getirirken kullandıkları malzemeler kampın kolayca karşılayabileceği miktarda değildi.

  Mühimmat üretiminde ustalaşmış biri olmadığı için Gao Ying sadece başlangıç aşamasına kadar ilerleyebilmişti. Özellikle barut eksikliği çektikleri için kısa süre içerisinde büyük ölçekli bir üretim yapamayacaklardı.

  Gao Ying mühimmatların geri kazanımı başlangıç aşamasına yeni geçmişken Yue askerlerini toplayıp, silah depolarından birine baskın yapmak üzere hazırlıklara başladı.

 Xia Yue’nun söylediği yer Long Hai Şehri ve SY Şehri arasındaki dağlık alanlardan birindeydi. Qing Yuan bölgesinden yaklaşık 300 kilometre uzaklıktaydı. Kıyametten önce olsaydı bir günde gidip dönebilirlerdi. Fakat artık yollar terk edilmiş veya kaza yapmış araçlarla kapanmıştı. Yue aceleci olmak istemiyordu, karşılaşabilecekleri her duruma karşın hazırlıklı olmak istiyordu.

  “Lider Yue! Önümüzdeki yolu arabalar kapatmış ve etrafta  gezinen çok sayıda zombi var! Ne yapacağımıza dair emirleri bekliyoruz!”

  200 metre uzaklıkta terk edilmiş arabalar yolu kapatmıştı, zombilerse amaçsızca etrafta dolanıyordu.

  Zombilerin hâlâ burada olmasının sebebi araçların önceki sahipleriydi. Kıyametten kaçmaya çalışan herkes arabalarına koşmuştu, fakat yolda yaşanan zincirleme kazalar sonucu araçların arasında sıkışıp kalmışlardı. Kıyamet sırasındaki yaralanmaların sonucu tüm grup zombiye dönüşmüştü.

  Yue, Dong Feng kamyonundan inerek önündeki kapalı yola baktı. Kapalı yollar çok fazla zaman harcadığı için normalde bir günlük yol uzadıkça uzuyordu.

  Araçların sesini duyan zombiler sallana sallana konvoya doğru ilerledi.

  Önlerinde yüzden fazla zombi vardı. Bunların 16 sı L1, 6 sı S1 zombiydi.

  Yue yüz civarı zombiye bir bakış attıktan sonra “Liu Yan, 1. Bölüğü al ve zombileri öldürün. Ateşli silah kullanmayın.”dedi.

  Liu Yan “Anlaşıldı Lider Yue!”dedi. Beline astığı İmitasyon Tang Kılıcını çekerken “Birinci Bölük benimle birlikte saldırın!”diye bağırdı.

  Birinci bölük savaşçıları senkronize bir biçimde kılıçlarını çekerken “Hücum!!”diye bağırıyordu.

  Birinci Tabur tamamen elit askerlerden oluşturulmuştu. Askerlerin hepsi yakın savaşta yetenekli kişilerdi. Ardından taburlar daha küçük takımlara, bölüklere ayrılmıştı. Liu Yan’ın komutasındaki Birinci Bölükte normal zombilere karşı hiç zorluk çekmiyorlardı. Tek bir yara bile almadan tüm zombileri temizlemişlerdi.

  Normal zombilere karşı savaşan askerler yeteneklerini kullanma ihtiyacı bile duymamıştı.

  “ Kong Tianyu, yolu temizle.”

  Emri alan Kong Tianyu, 2. Bölüğü harekete geçirip yolu tıkayan araçlara doğru ilerledi.

  Birinci bölük zombilerin çoğunu temizlemiş olsa da hâlâ araçların arasında sıkışmış olanlar vardı. Kong Tianyu ve bölüğü ilk önce bu zombileri halledip ardından tüm güçlerini araçlara kenara çekmeye başladı. Bölüğün bir  kısmı araçları kenara çekerken bir kısmı araçların içindeki yakıtları varillere yüklüyordu.

 Kaynaklarının büyük bir kısmını, terk edilmiş araçlardan aldıkları yakıtlar oluşturuyordu. Benzin kendilerinin üretebilecekleri bir kaynak olmadığı için oldukça değerliydi. Eğer yeterli benzinleri olmazsa en kritik  zamanlarda başarısızlık yaşayabilirlerdi.

  Şu anda Yue’nun elinde olan Qinng Yuan bölgesinde ulaşımın çoğu bisikletle yapılıyordu. Günlük hayattaki gibi araba kullanamayacakları için bisikletler zorunlu hâle gelmişti. Ve birine sahip olmak bile insanlar için büyük bir onur kaynağıydı.

  Taştan At Kasabası veya Büyük Uçurum Köyü yakınlarındaki tüm araçlar, motor ve lastiklerine kadar kullanılmak üzere yerleşim birimlerine götürülmüştü. İç parçaları çelik olarak kullanılabilirken lastiklerinin çeşitli kullanım alanları vardı. Fakat tüm bu araçları kampa götüremezlerdi. Çok fazla yakıt harcamak zorunda kalırlardı.

  Araçlar birer birer kenara çekilirken içlerindeki tüm yakıt boşaltılmıştı.

  O sırada 3.5 metre uzunluğunda zombi görüş alanlarına girdi. Bedeninin çevresinde kalın pulları vardı. Gözlerinde zeka parıltıları varken korkutucu bir aura taşıyordu. Sağ elinde ölü bir mutant inek tutuyordu ve ağzının kenarından kan sızıyordu.

  “45. Seviye, 3. Kuvvet Tipi, L3 Zombi: Korkutucu bir gücü ve savunması vardır. Yaşayan canlıları zombiye dönüştürebilen bir virüs taşır.”

  Yue, Algının Gözleri ile gerekli bilgileri hemen öğrenmişti.

  L3, Yue ve birliğini görünce elindeki yarısı yenmiş ineği kenara fırlattı ve askerlere doğru ilerlemeye başladı.

  Yue parmağını L3’e doğru uzatıp ateş topu fırlattı.

  Bir patlama sesi ile ateş topu direkt olarak L3’ün bedenine çarptı. Fakat devasa zombi sadece hafifçe sallandı. Bedeninde en ufak bir yara izi bile yoktu.

  3.5 metre boyu sayesinde L3’ün bir adımı normal insanların iki adımı kadardı. Hızı ise bir S1’in üç katı kadardı.

  Yue L3’ün hiç hasar almadığını görünce aceleyle “Tüm birlikler! Geri çekilin!”diye  bağırdı. Sözlerini yeni bitirmişti ki L3’ e doğru saldırıya geçti. Uzun süredir ilk defa korkuyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr