Bölüm 186: Destek

avatar
3502 4

God and Devil World - Bölüm 186: Destek


Çeviren: Arthas

Düzenleyen: Hedera

Eğer Alev Kralı Gu’nun desteği olmasaydı, Batı Bölgesindeki herkes S2 ve Avcıların saldırısında ölmüş olurdu.

Yue”Kaç tane daha gelişimciye sahipsin?”diye sordu.

Lei Sheng yüzü korkudan beyazlamış beş adamı göstererek “Sadece beş kişi kaldılar.”dedi.

Avcılar ve S2’ler gerçekten çok güçlüydü. Yue’nun takımındakilerin Deniz Yılanı Zırhları olmasaydı tek saldırıda ölürlerdi. Yaralansalar bile zombiye dönüşecekleri için infaz edilmekten başka şansları kalmazdı.

Lei Sheng’in askerlerinin Deniz Yılanı Zırhına sahip olma gibi bir lüksü yoktu. Ayrıca mevcut durumun dehşeti ve ekipman yetersizliği savaşma şevklerini kırmıştı.

Yue bir süre düşünüp “Cheng Yu, Gu Tie ve Zhao Ming siz üçünüz burada kalın ve Lei Sheng’i koruyun(!).”dedikten sonra Lei Sheng’e dönüp “Ateşi kesmelerini söyle. Gelişimcilerini duvarı geri alana kadar ödünç alıyorum.”diye devam etti.

Yue ve Lei Sheng beraber çalışıyor olabilirdi fakat bu Yue’nun ona güvendiği anlamına gelmiyordu. Yue yakın savaşa girmişken Lei Sheng PSA’ların ateşlenmesini emrederse tüm takımıyla birlikte yok olurdu.

Deniz Yılanı zırhı normal kurşunları geçirmiyor olabilirdi fakat PSA’nın 25 kalibrelik kurşunlarını engellemekte işe yaramazdı.

Lei Sheng’de neden Cheng Yu ve diğerlerinin yanında kaldığını anlamıştı. Zombilerin kapıyı kırıp içeri akın ettiği bir durumda onları kurtarabilecek tek kişi olan Yue’ya saldırma aptallığını kimse yapmazdı. Gelişimcilerin ne istediğini sormadan “Li Zhou, şuandan itibaren sen ve astların Yue’nun emrindesiniz. Anlaşıldı mı?”dedi.

“Anlaşıldı!”

Li Zhou bakışlarını Yue ve adamlarına çevirdi.

Yue’nun takımındakilerin %80 i yüzlerce zombi öldürüp 10. Seviyeye ulaşmıştı.Bu adamların vücütlarından yayılan kana susamışlık korkutucu miktarlardaydı.

Li Zhou adamlarını Yue’nun yanına götürürken “Bir kaplanın önderliğinde çaresiz kimse olmaz.”diye düşünüyordu.

“Ateşi kesin!”

Lei Sheng’in emriyle askerler ateşi kesti. Ateşin kesilmesinden hemen sonra zombiler yeniden ilerlemeye başladı.

Batı Kapısının düşüşüyle zombiler şehrin içine girmeye başlamıştı. Normal zombiler bir yana S2, S1, L1 ve Avcılarda şehrin içine giriyordu.

Doğu Kapısında bile 10 Avcının saldırısı ile karışıklık bas göstermişti. Yue, White Bones ve Greenie çıktıkları anda beş tanesi öldürebilse de  kalan beşli askerlerin içine dalmış ve zaiyata yol açmıştı. Ji Qing Wu, Kong Tianyu, PSA ve Yue’nun zamanında müdahalesi sonucunda Avcılar daha fazla zaiayata yol açmadan veya şehrin içine kaçmadan halledilmişti.

“Saldırın!”

Yue’nun liderliğinde White Bones ve diğer gelişimciler saldırıya geçti.

Sonraki saniyede insan gelişimciler ve zombiler çarpışmaya başlamıştı.

Yue’nun hızı normal bir insandan yedi kat daha fazlaydı. Kılıç ustalığı Ji Qing Wu’nunki kadar iyi olmasa da baskın hızı ve gücü sayesinde insanlar arasındaki bir ejderhaydı. Elindeki Tang Sabresi hiç durmadan sağa sola savruluyordu. Her savruluşta en az bir zombi yere düşüyordu. Kudretli S2 ler bile Yue’nun karşısında çaresizdi.

Bir tek zombi bile Yue’nun sabresinden kaçamazdı. O kadar hızlıydıki Yue’nun savaşını izleyen normal insanlar saldırılarını göremiyordu. Sadece yansıyan bir ışık ve düşen bir zombi kafası görebiliyorlardı.

Yue’nun yanında savaşan White Bones baltalı bir kasırga gibiydi. Zombilerin arasına dalıyor, baltasını çember oluşturacak şekilde sallıyordu. Zombilerden düşen vücut parçaları her taraf yayılıyordu.

Yue ve White Bones en çok göze çarpanlar olsa da arkalarındaki gelişimcilerde en az onlar kadar ölümcüldü. Karşılaştıkları zombiler için ikinci bir saldırıya ihtiyaç duymuyorlardı. Bu gelişimciler karşısında normal zombiler kızgın bıçak karşısındaki tereyağı gibiydi.

“Bu gerçekten inanılmaz. İki büyük köyü ele geçirmesine şaşırmamalı.”

Alev Kralı Gu, Yue ve askerlerinin çalışmasını izlerken şaşkınlıktan küçük dilini yutmuştu. Onları geri çekilmeye zorlayan zombi ordusu bu gelişimcilerin karşısında çaresizce geriliyordu.

Kişisel güç açısı bakımından Alev Kralı Gu, Yue’nun takımındaki çoğu kişiden daha güçlüydü. Fakat sadece bir kişiydi. Yue’nun yanında şuan (kendi takımından) altı kişi olsa da bunlar sayısız savaş deneyimi elde etmiş kişilerdi. Alev Kralı Gu ile karşılaşsalardı onu yenemeseler bile uzun süre dayanabilirlerdi.

Alev Kralı Gu, Yue ile karşılaştırıldıklarında savaşta gösterdikleri performansın acınası olduğunı fark etti.

Yue’nun kendileri için en büyük tehlike olduğunu hisseden beş avcıdan dördü saklandıkları binadan fırlayarak dillerini Yue’nun kafasına doğru gönderdi.

(Arthas Notu: Hatırlamayanlar olabilir bu Avcılar dillerini fırlatabiliyordu. Füze gibi düşünün.)

Bu diller sanki kendi ruhları varmış gibi hareket eden Yue’yu takip ediyordu.

White Bones, Yue’nun önüne geçerek ona canlı kalkan oldu. Dört dil White Bones’a çarpıp güçsüzce yere düştü. White Bones’un savunmasını geçmek için fazla güçsüzlerdi.

Yue, İğneyi çıkartıp iki el ateş etti. İğneden çıkan her kurşun bir Avcının kafasını patlattı.

White Bones diğer iki Avcıya baktı. Bir anda fırlattığı iki kemik kazık iki Avcının da bayinleri ile omuriliklerinin birleştiği yere vurdu. İki Avcı cesedi güçsüzce yere düştü.

Yue, İğneyi yeni ateşlemişti ki iki tane S2 bir anda yanında belirdi. Pençeleri Yue’yu parçalara ayırmak istercesine savruldu.

Yue bir pelerin giyiyordu. O pelerinin altında Deniz Yılanı Zırhı, Fare Kral Derisinden yapılmış bir giysi, ayrıca 3. Derece Koruyucu Giysi giymişti. Bu kadar koruyucu katmanın altında S2 tip zombinin saldırısı pek bir şey değildi.

Yue, sabresi ile S2’leride temizleyince iki büyük deneyim küresi bedenine girdi.

Avcı tehlikesi olmadan Yue ve astları zombileri hiçbir zorluk çekmeden katletmeye devam etti. Tüm yol boyunca yüzlerce zombi cesedi vardı. Fakat kurşun yağmurunun aksine bu zombiler yeniden ayaklanmıyordu. Dikkatli bakan biri zombilerin hiç birinin kafasının olmadığı görebilird

“Bu inanılmaz!”

Lie Sheng, Yue ve askerlerinin zombileri temizleyişini görünce nutku tutulmuştu. Yue sadece iki yakın savaş birimini yanında getirse de gösterdikleri performans inanılmazdı.

Şimdilik Yue ve Ordu sadece birbirlerini kullanıyordu. İlerleyen zamanda düşman karşılaşmamaları imkansıza yakındı.

Daha güçlü bir Yue, daha büyük bir tehdit demekti.

Lei Sheng, Yue’yu öldürmeyi düşündüğü anda yan tarafından yayılan daha büyük bir öldürme arzusu hissetti. Arkasını döndüğünde Cheng Yu’nun ona baktığını gördü. Bu soğuk kanlı suikastçinin gözlerine bakam Lei Sheng, Yue’ya karşı hamle yapmaktan hemen vazgeçti. Daha emri veremeden öleceğini çok net anlamıştı.

“Duvarı geri almak için, ilerleyin!”

Yue’yu öldürme fikrini aklından uzaklaştıran Lei Sheng tüm dikkatini duvarı geri almaya verdi.

Şimdi Yue’yu öldürmek için doğru zaman değildi. En azından şimdilik. Lei Sheng baştan sonra kibirle dolu olsa da aptal biri değildi. Eğer şehri kaybederse hiçbir şeyin anlamı kalmazdı.

Palalı yüz kadar asker ileri çıktı. Bu askerlerin arasında süngülerle savaşan birkaç kişi de vardı.

Ordu gelişmcileri büyük oranda bölünmüştü. Lei Sheng’in de duvarı geri alacak kadar adamı yoktu. Tek yapabileceği birkaç günlük eğitimden geçen palalı militanlara güvenmekti. Aralarındaki süngülü askerlerde onlara cesaret vermek içindi.

Askerler duvarı yeniden alır almaz kalan tek Avcı bir dan belirerek kampın iç kısmına doğru kaçmaya başladı.

Avcı göründüğü anda askerler paniğe kapılıp ateş açmaya başladı. Fakat Avcı çok hızlıydı. Askerler daha ateş etmeden kampa girmişti bile.

Lei Sheng yanındaki Cheng Yu’ya dönüp “Onu takip etmeyecek misin?”dşye sordu. Cheng Yu’nun oldukça güçlü bir gelişimci olduğunu hissetmişti.

Cheng Yu eskiden bir suikastçiydi ve çeşitli silahlara aşinalığı vardı.  Girdiği savaşlar sonucu 13. Seviyeyedeydi. Bir Avcıyla tabiki baş edebilirdi.

Cheng Yu sudan serin bir şekilde “Benim görevim sizi korumak. Diğer şeyler beni ilgilendirmiyor.”dedi.

Lei Sheng, Avcının nereye gittiğini fark ettiği anda yüzü çarpıcı bir biçimde değişti. Hemen ileri fırlayıp duvarın üstünde savaşmaya devam eden Yue’yu bulmaya gitti.

Duvarın üstündeki savaş en az yerdeki kadar tek taraflı geçiyordu. Her taraf zombi cesedi ile kaplıydı. Yue 34. Seviyeye ulaşmış bir puan çeviklik bir puan stamina kazanmıştı.

Duvarın üstüne yeni varan çaylak askerler etrafaki manzarayı görünce korkudan bembeyaz olmuşlardı. Zombilerle bu kadar büyük ölçekli bir savaş yaşayacaklarını hayal etmemişlerdi.

Lei Sheng hızlıca “Yue Zhong! Son Avcı Özelleştirilmiş Bölgeye ilerliyor! Ondan kurtulmamız lazım!”dedi.

Yue bir kaşını kaldırıp “Avcı mı? Ne kadar zaman geçti?”dedi.

Avcılar zombi virüsü bulaştırabilen yaratıklardı. Birini yaraladıkları anda kampta bir katliam yaratabilirdi.

Lei Sheng acı bir biçimde “Çok olmadı. Kaçmak için çatıları kullanıyordu.”diye cevap verdi.

Yue hemen “Xiao Ming liderliği devralıyorsun! Cheng Yu, Lei Sheng’i korumaya devam et! Birinci takım hemen Doğu Kapısına dönün, orada bir problem varsa bana haber verin!”dedi.

Çoğu evrimleşmiş zombinin temizlenmesi ile Batı Kapısında büyük bir tehlike kalmamıştı. Normal zombilerle uğraşmak için iki yakın savaş birimi gerekenden de fazlaydı.

Lei Sheng bu seçkin gelişimcilerden iki takım olduğunu görünce Yue’dan birini devralmak istedi. Sonuçta biraz önce ona beş gelişimci hediye etmişti fakat Yue tarafı döndüğünde Yue’nun çoktan gözden kaybolduğuu gördü.

 (Arthas Notu: Elim çaptı.)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr