Bölüm 1253: Yalnız Kral

avatar
3342 28

Desolate Era - Bölüm 1253: Yalnız Kral



Bölüm 1253: Yalnız Kral

 

Alevejder Diyarıdüzlemi. Genişgök Sarayı. Genişgök Ebedidünyası…

 

Vhooooosh. Uzayda devasa bir yarık açıldı ve içinden üç insanımsı yaratık çıktı. Üçünden de en azından Hükümdar Seviyesi’nde olduklarını gösteren auralar yayılıyordu.

 

“Genişgök Sarayı.” dedi içlerinden biri.

 

“Şanslıyız ki Hükümdar Kışateşi, Karakuzey'le ilgili bilgileri dört bir yana dağıttı. Aksi takdirde, ona dair bilgileri kolay kolay bulamayabilirdik.” Cılız olan insanımsı yaratık gülümsedi.

 

“Duyduğum kadarıyla Kışateşi hala daha Yeşimateş Diyarı'ndaymış.”

 

“Zaten Karakuzey'den bu kadar nefret etmesinin sebebi de o. Fakat… Orası cidden dehşet verici bir yer. Biz bile oraya kolay kolay giremeyiz; bunu generalden başkası yapamaz! Bakalım, Karakuzey'in bizimle savaşacak kadar akılsız olduğunu düşünmüyorum.” Üç yaratık da Genişgök Sarayı'na doğru ilerliyordu.

 

……

 

Genişgök Sarayı'nda…

 

Taolordu Hapazizi simyaya çalışırken Su Youj, Ning ve Saltsema üçlüsü onu izliyordu.

 

“Hapın kokusu geldi.” dedi Su Youji heyecanla.

 

Çat. Sızz. Pop. Ateşler simya kazanını ısıtıyor, Hapazizi bütün eforlarını ateşi kontrol etmek için harcıyordu.

 

“Fena değil.” Ning başını salladı. “Hapazizi Simya Taosu’ndaki yeteneklerini gün geçtikçe geliştiriyor. Artık Sonsuz Diyarlar'ın efsanevi simya üstatları arasına girebilecek düzeyde. Bu konuda onun dengi değilim.”

 

“Efendim, çünkü simyaya odaklanmıyorsunuz.” dedi Su Youji ve hemen karşı çıktı. Ona göre, Ning her konuda en yetenekli kişiydi.

 

Aslında Ning'in Tao'ya dair ulaştığı aydınlanma seviyesindeki en büyük katkıları sağlayan unsurlar, Formasyon ve Ateş Taoları'yla ilgili edindiği bilgilerdi. Ateşi Hapazizi'nden daha iyi kontrol edebilirdi ama birleştirilen farklı farklı malzemelerin birlikte yaratacağı şifalı etkiler konusunda yetkin sayılmazdı. Bu yetkinliğe ulaşabilmek için sayısız deney ve tecrübe gerekiyordu.

 

Boom! Aniden dehşet verici bir güç bölgeyi süzdü. Bang! Şaşkına dönen Hapazizi kontrolünü yitirdi ve simya kazanı patlayarak içindeki hapı yok etti.

 

“Neler oluyor?” Şaşıran Su Youji ve İmparator Saltsema hızla dış dünyaya baktılar.

 

“Bu güç… Bir Hükümdar'ın aurası mı? Burada bir Hükümdar'ın ne işi var?” Ning'in yüzü ekşidi. Hükümdarlar nadiren görebildiğiniz yüce figürlerdi. Kışateşi'nin saldırıya gelmesi farklı bir meseleydi ve bunun üzerinden yalnızca birkaç kaos döngüsü geçtikten sonra, bir başkası daha kapılarını çalıyordu. Bahsi geçen Hükümdar'ın aurasıyla yaptıklarına bakılırsa, iyi niyetli biri olamayacağı direkt anlaşılıyordu.

 

 “Bir göz atalım.” Ning gayet sakindi. Hızla göklere uçtu ve İmparator Saltsema peşine takıldı.

 

İkili dışarıya çıktıktan sonra mesafeye döndüler. Ning'in suratı anında ciddi bir hal aldı. Havada üç devasa figür duruyordu ve vücutları gelişimcilerden ziyade, daha önce gördüğü o insanımsı yaratıklara benziyordu. Hem de üç kişiydiler! Fakat Ning'in geçmişte karşılaştığı Sithe'nin insanımsı yaratıklarıyla aralarında bazı farklılıklar vardı. Bunlar gümüşi diyagramlarla kaplı olup etrafa soğuk auralar saçmaktaydı.

 

“Siyah İmparatorlar mı?” Ning şoke oldu. “Hem de üç tane?” Siyah İmparatorlar dehşet verici güce sahip varlıklardı. Vücutları çoğu Hükümdar'dan daha sağlam olduğu için savaş sırasında avantaj onlardan yanaydı. Ning ve Dokuztoz'un yıllar önce ziyaret ettikleri o mağarada, iki Hükümdar'ı öldürmeyi başaran bir Siyah İmparator vardı.

 

“Karakuzey sen misin?” dedi cılız olanı.

 

“Evet benim.” dedi Ning. “Genişgök Sarayı'na neden geldiğinizi sorabilir miyim?”

 

“Haha, iş için geldik tabii. Yoksa niye Alevejder Diyarıdüzlemi'ne kadar kendimizi yoracaktık ki?” Kaslı olan gülümsedi.

 

“Karakuzey, duyduğum kadarıyla bir diyargemisine sahipsin.” dedi cılız yaratık.

 

Ning'in kalbi titredi. Şüphelendiği gibi, mesele diyargemisiyle alakalıydı. Diyargemileri Hükümdarlar'ın ilgisini çekiyordu ama üç Siyah İmparator'un da dikkatini cezbedeceğini düşünmemişti. Yine de… Bırakın üç insanımsı yaratığı, bu genç adam On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'ndan gelen koca bir Hükümdar grubunu bile alt etmeyi başarmıştı!

 

“Bir diyargemisine sahipsem ne olmuş? Sahip değilsem ne olacak?” Ning sordu.

 

“Şu kibirli tavırlara bak. Bu ne cüret? Epey cesursun.” Cılız yaratığın gözlerinde soğuk ifadeler belirdi. “Hmph. Diyargemisine sahipsen onu bize ver, biz de hayatını bağışlayalım. Gemiye sahip değilsen… O vakit işimize yaramazsın. Geberip gidebilirsin.”

 

“Gemiyi ver.” Tek gözlü yaratık emretti.

 

“Vermezsen, tanıdığın herkesi öldürürüz.”

 

Riiiiip. Mesafede bir uzay yarığı belirdi ve yarığa bakan üç insanımsı yaratık, antik bir diyargemisinin dışarı çıktığını gördü.

 

“Diyargemisi.” Üçü de keyiflendi.

 

“Hahah, bu çocuk lafı dolandırmayı sevmiyor anlaşılan.”

 

“Fena değil. Akıllı bir çocuksun. Gemiyi verirsen, hiçbirinize dokunmayız.”

 

“Gemiyi alalım.” Bunu gören üç insanımsı yaratık da onaylayan ifadelerle rahatladılar. Ning'e dair edindikleri bilgilerden sonra bu adamın kolay lokma olmadığını öğrenmişlerdi. Taolordu Karakuzey Yeşimateş Diyarı'nda saklanmaya karar verirse ona hiçbir şey yapamazlardı; tek çare Efendi Wulf'a, yani generallerine durumu bildirmekti ama durumu ona bildirirlerse, en başından beri organizasyona katkı sağlamak için çıktıkları bu yolculuk anlamını yitirirdi.

 

Karşılarındaki Taolordu'nun yanında bir de Hükümdar Mavihabis vardı. Yani kaçmaya ve saklanmaya karar verirse onu yakalayamazlardı. Tabii Ning gemiyi onlara verirse, o vakit genç adamın hayatını bağışlayacak kadar yüce gönüllü davranabilirlerdi.

 

Vhoosh. Gemiden beyaz cübbeli bir genç, dürüst görünen bir golem ve yaşlı bir adam çıktı.

 

Ning'in ve Saltsema'nın avatarları geçici bir süreliğine geri çekildiler.

 

“Peki ya siz kimsiniz?” Ning sordu. “Buraya gelir gelmez ne diye direkt gemimi istediniz?”

 

“Bizler Buzultepe Ordusu'nun askerleriyiz.” Cılız olan siyah yaratık sakince konuştu. “Farklı farklı diyarıdüzlemleri gezdiğimiz sırada, burada yaşananların haberlerini aldık. Diyargemini almak ve onu generalimiz olan ‘Efendi Wulf'a hediye etmek istiyoruz. Velet, bir Taolordu olarak önünde sayılı yılın var. Muhtemelen daha Alevejeder Diyarıdüzlemi'ni bile tamamen keşfedememişsindir. Dolayısıyla gemi işine pek yaramaz. Bize ver ve başına gelmesi olası bu kıyametten kendini kurtar.”

 

“Buzultepe Ordusu mu?” Ning'in yüzü ekşidi.

 

“Gerçekten de onlar.” Hükümdar Mavihabis'in suratı kasıldı.

 

“Mavihabis, daha önce onları duymuş muydun?” Ning zihinsel yoldan gönderdi.

 

“Karakuzey, Şafak Savaşı'nda Sithe'yi alt ettiğimizi biliyorsun. İşte o savaştan sonra, Sithe'ye ait hazinelerin çoğunu yağmaladık." dedi Mavihabis. Ning onu dinliyordu.

 

”'Karagüneş’ gibi en güçlü Sithe silahları, Zarifrüzgar gibi yüce figürler tarafından sahiplenildi. Bu nedenle Diyarefendisi Zarifrüzgar ve ona benzer figürler, Ötekidiyar Efendileri arasında bile dikkat çeken figürlerdir. Buzultepe Ordusu gibi bir güç dahi ona bulaşmaz.”

 

“Buzultepe Ordusu'nun liderine, genelde saygı icabı ‘Yalnız Kral’ derler. Bir antik gelişimci olarak doğmuş olan bu adam, eksantrik bir kişiliğe sahiptir. Suratındaki o soğuk ifadesiyle, bu dünyada katliamdan çok sevdiği başka bir şey yoktur! Söylentilere göre, sadece öldürdüğü anlarda gülümser. Yalnız Kral zamanında Sithe savaş makineleriyle ve silahlarıyla dolu bir hazinelik keşfetti. En güçlü makinelerin kontrolünü bizzat üstlendi ve aynı zamanda dört ‘Altın İmparator’ ile altmış dokuz ‘Siyah İmparator’ özü ele geçirdi. Altın İmparator özlerinden birini kendisi ve üçünü de arkadaşları kullandı! Birlikte adak törenini tecrübe ettiler. Sayısız yıl boyunca onu takip eden bazı Ebediyet İmparatorları'nı da Siyah İmparatorlar'a dönüştürdü. Sonuç olarak, dehşet verici bir ordu yarattı ve ordusuna Buzultepe adını verdi.”

 

”İsmen sıradan görünseler de vahşetleriyle nam salmış, efsanevi bir kuruluş olduklarını çoğu büyük güç bilir. Yalnız Kral'ı sinirlendiren biri, kendini ölümcül bir savaşa hazırlamalıdır! O adam büyük savaşlara neden oldu ve hatta bir ötekidiyarı yok ederek üç Ötekidiyar Efendisi'ni katletti. Lakin tabii o savaşlarda bazı kayıplar yaşadığı da biliniyor. Duyduğum kadarıyla, artık sadece altmış bir Siyah İmparator'u kalmış.”

 

Bunları duyan Ning şaşkına döndü. Üç Ötekidiyar Efendisi'ni mi katletmişti? “Ötekidiyar Efendileri kendi alternatif dünyalarına saklanamıyorlar mıydı?” Ning sormadan ödemedi. “Yani onları öldürmek için, koskoca alternatif dünyaları mı yok ettiler?”

 

“Bilindiği kadarıyla, Yalnız Kral'ın elinde iki üstün savaş makinesi var. Bunlardan ilki direkt olarak aktif edilebiliyor; bu nedenle üç Ötekidiyar Efendisi'nden ikisi kaçma fırsatı bile bulamadan direkt can verdiler.” Mavihabis zihinsel yoldan gönderdi. “Üçüncü ise kendi alternatif evrenine saklanmayı başardı ama Yalnız Kral öfkelendiği için onu takip etmeyi sürdürdü. İçeride neler yaşandığını tam olarak kimse bilmiyor. Fakat nihayetinde ötekidiyarın yok olduğu ve Ötekidiyar Efendisi'nin can verdiği bir gerçek. İşte o savaşla birlikte Yalnız Kral'ın adını duymayan kalmadı ve Buzultepe Ordusu, Kaosdiyarı'ndaki en dehşetengiz güçlerden biri olarak varlığını gösterdi.”

 

……

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44346 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr