Bölüm 1252: Buzultepe Ordusu

avatar
3512 27

Desolate Era - Bölüm 1252: Buzultepe Ordusu



Bölüm 1252: Buzultepe Ordusu

 

“Haha, ben de büyük şeyler başaracağına inanıyorum!” Mavihabis onaylar bir ifadeyle Ji Ning'e baktı. Bazı takıntılı gelişimcilerin Tao kalplerini parçalayacak kadar ağır yaralar aldığını biliyordu. Bu yaygın bir durumdu! Tiran Titanos bile Karakuzey gibi parlak bir Taolordu'nun kederden kendini kaybedeceğini düşünerek ona son bir umut ışığı vermişti. Fakat herkes Nihai Tao'yu takip eden birinin Tiranlık’a ulaşmakta çok zorlanacağını biliyordu.

 

“Bir süreliğine Üç Alem'de kalmak istiyorum.” dedi Ning. “Formasyonları tamamen kavradığımda Yeşimateş Diyarı'na geri döneceğim.” Ateşkanadı Tanrısı uyumaktaydı; böyle bir yaratık her uykusunda birkaç kaos döngüsü zaman geçirebilirdi. Nihayetinde, Ning o formasyonları kavramak için Mavi Çiçek Malikanesi'nde bulunan Kadimikiz’ine bel bağlayacaktı.

 

“Nasıl istersen.” Mavihabis gülümsedi. “Ben de evini biraz gezmeyi düşünüyorum. Ölümlü hayatı tecrübe etmeyeli uzun zaman oldu.”

 

Ning başını salladı. “Tamam ama kimseyi öldürme.”

 

“Ya zorbalığa uğrarsam?” dedi Mavihabis.

 

“O zaman önce yakalarsın, ben onay verirsem öldürürsün.” dedi Ning. Bir Hükümdar'ın başı boş şekilde Üç Alem'i turlamasına izin veremezdi.

 

“Peki, öyle olsun.” Mavihabis çaresizdi. Takipçiliğini yaptığı kişinin talimatlarını izlemek zorundaydı.

 

Ning gülümsedikten sonra “Üç Alem Bölgesi”ne doğru yürümeye başladı. Üç Alem Bölgesi Ning, Subhuti, Rüzgarşeytanı ve diğer güçlerin birleşerek kurduğu 3900 kaosdünyasını kapsıyordu.

 

“Şu güzelliğe bak.” Ning devasa bir üçgen formasyon şeklinde organize edilen binlerce kaosdünyasına baktı. Gökyüzünde parlayan yıldızları andırıyorlardı. Başını yavaşça salladı. “Daha sonra, bu formasyonu iyice güçlendirmem lazım.” Üç Alem'i dengelemek, uzun vadeli bir işti.

 

………

 

Alevejder Diyarıdüzlemi'nin uzaklarında yer alan bir bölgede…

 

Vhjoosh. Vhoosh. Vhoosh. Sonsuz görünen siyah sis dalgaları derin bir kanyonu kaplıyor ve kanyonun dibinde “Efendi Gökyeşim” adı verilen ünlü bir Ötekidiyar Efendisi yaşıyordu.

 

Svoosh. Svoosh. Boşluğun üstündeki uzayda devasa bir yarık açıldı ve üç büyük figür dışarı çıktı.

 

Üçü de soğuk ifadelere sahip, insanımsı figürlerdi. Sıradan insan benzeri canlıların aksine, vücutları gümüşi beyaz diyagramlarla kaplıydı. Sadece orada durmaları bile etrafı derin bir soğuğa boğuyor ve sis bile donuyordu.

 

“Nihayet gelebildik.” Üç insanımsı yaratık da gülümsedi.

 

 “Efendi Gökyeşim, buraya gel.” İnsanımsı yaratıklardan biri seslendi ve sesi derin kanyonda yankılandı.

 

Svoosh. Koyu altın cübbelere bürünmüş bir adam ortaya çıktı; heybetiyle yayılmakta olan soğuğu bastırdı. Efendi Gökyeşim karizmatik yüz hatlarına ve olağanüstü bir auraya sahipti. Kendisi bu diyarıdüzlemin ve yakınlardaki bir ötekidiyarın efendisiydi; bu nedenle sıradan Ötekidiyar Efendileri'nden bile daha üstündü.

 

“Hmph. Neden buraya geldiniz?” Efendi Gökyeşim'in ses tonunda memnuniyetsiz bir eda vardı ama öfkesini bastırıyordu.

 

“Ne oldu, Efendi Gökyeşim? Buzultepe Ordusu'ndan hoşlanmıyor musun?” İnsanımsı yaratıklardan biri dalga geçti.

 

“Bizimle konuşmak istemiyorsan ve böyle havalara gireceksen, o halde generalle konuşman daha iyi olur. ‘Efendi Wulf’ ile sohbet edebilirsin.” dedi insanımsı yaratık.

 

Efendi Gökyeşim'in suratı ekşidi. Efsanevi Buzultepe Ordusu'yla uğraşırken çok zorlanıyordu. “Boş konuşmayı kesin. Ne istiyorsunuz?”

 

“Yolculuğumuz esnasında Alevejder Diyarıdüzlemi diye uzak bir yerden haberler aldık. Söylentilere göre, inanılmaz derecede yetenekli bir Taolordu bir diyargemisi elde etmeyi başarmış. Ama bildiğin gibi… Buzultepe Ordusu çok güçlüdür ve birden fazla diyargemisine sahiptir. Ancak gel gör ki, generalimizin bir gemisi yok. Sence de biraz saçma değil mi? Bu yüzden o Taolordu'ndan gemiyi almaya gideceğiz.” dedi cılız olan.

 

“Duyduğum kadarıyla beş geminiz vardı… General niye gemilerden birini almıyor ki?” Efendi Gökyeşim konuştu.

 

“Hmph.” Yaratıklar burunlarından soludur ve açıklama yapmaktan çekindiler. Buzultepe Ordusu'nun iç işlerinde birçok karışıklık vardı.

 

“Efendi Gökyeşim, buraya senden bir istekte bulunmak için geldik; bizi Alevejder Diyarıdüzlemi'ne gönder.” dedi kaslı olanı. “Fazla uzakta olduğu için, oraya kendi başımıza gitmek istersek milyonlarca kaos döngüsü harcamamız gerekecek. Biz gidene kadar, o Taolordu çoktan ölmüş olur.”

 

“İyi de, bende bir diyargemisi yok ki.” Efendi Gökyeşim başını iki yana salladı. “Yoksa, ötekidiyarımın enerjisini kullanmamı mı istiyorsunuz?”

 

“Karşılığını düzgünce ödeyeceğiz.” dedi tek gözlü olanı. Olağanüstü figürler olsa da, bir Ötekidiyar Efendisi'ne karşı saygı göstermeleri gerekirdi.

 

“Sizi oraya kadar götürmemi mi istiyorsunuz? Bitkin düşerim.” Gökyeşim başını iki yana salladı. “Şöyle yapsak? Diyargemisi olan bir dostumdan sizi götürmesini istesem? Tabii ona da ödeme yapmanız gerekir.”

 

“E tabii.”

 

“Tamamdır.” Üç insanımsı yaratık da onayladı.

 

Efendi Gökyeşim durumdan hiç memnun değildi. Yüce bir Ötekidiyar Efendisi olduğu için Hükümdarlar bile ona saygıyla yaklaşıyordu. Bu üçlü Buzultepe Ordusu'nun küçük askerleriydi ama buna rağmen ona saygısızlık yapabiliyorlardı!

 

Ancak Buzultepe Ordusu'nun başında duran, o heybetli tahtında oturan figürü düşününce… Efendi Gökyeşim titremeden edemiyordu. Daha önce hiç tanışmadığı Taolordu Karakuzey için iç geçirdi. “Ufacık bir Taolordu, koca bir Hükümdarı takipçisi yaptı. Haberler Kaosdiyarı'nın her yanına yayılmış.”

 

“Unutmayın, o yer On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'nın kontrolündedir. Diyarefendisi Zarifrüzgar orada yaşıyor.” dedi Efendi Gökyeşim. “'Karagüneş'ine karşı koyamazsınız.”

 

Ötekidiyar Efendileri arasında da farklılıklar vardı. Karagüneş'in efendisi olan Zarifrüzgar, Ötekidiyar Efendileri içinde bile dehşet verici bir figürdü.

 

“Biliyoruz. Oraya sadece Karakuzey için gidiyoruz, savaş çıkarmak gibi bir planımız yok. Böyle bir sebepten ötürü Diyarefendisi Zarifrüzgar'ın Buzultepe Ordusu'yla savaşmayı göze alacağını sanmıyorum.” dedi.

 

“Pekala. Biraz bekleyin. Yüz bin yıl sonra dostum buraya gelmiş olur.” Gökyeşim başını çevirdi ve kanyona geri döndü.

 

Adamın gidişini izlediler. “Hmph. Gururlu adam.”

 

“Siyah İmparatorlar olduğumuz için bize bir şey yapamayacağını biliyor. Sırf Ötekidiyarı'nda saklanabileceği için böyle cüretkâr davranabiliyor.” Kendi aralarında konuşuyorlardı.

 

“Ama şu Diyarefendisi Zarifrüzgar dehşet bir adam. Bize sorun çıkarmaz, değil mi?” Kaslı olanın yüzü ekşidi.

 

“Merak etme! O adam akıllıdır. Buzultepe Ordusu'na karşı tek başına bir savaşa girmez. Majestelerine karşı koyamaz! Hmph.”

 

…….

 

Zaman akıp geçti. On milyon yılın ardından, diyargemisi nihayet Alevejder Diyarıdüzlemi'ne ulaştı.

 

“Teşekkürler, Hükümdar Gökyıldız. Her ihtimale karşı bizi burada bekle… Ama ufacık bir Taolordu'nun sorun olacağını sanmıyorum. Muhtemelen gemiyi direkt bize verir.” Üç insanımsı yaratık da ilerlemeye başladı.

 

Hükümdar Gökyıldız, Yıldırım Taosu’yla Hükümdarlık’a ulaşmış hızlı ve ünlü bir adamdı.

 

“İmparatorlar zamana karşı kayıtsızdır ama Taolordları farklıdır. Kısa hayatlar yaşadıkları için ne yapacakları belli olmaz.” Gökyıldız gülerek konuştu. “Hükümdar Mavihabis'i de takipçisi olarak aldığı için… Eğer onun malikanesine saklanırsa, diyargemisini ondan kolay kolay alamazsınız.”

 

“Bize sorun çıkaracağını sanmıyorum.” İnsanımsı yaratıklar kendilerine güveniyorlardı. Gökyıldız ise gizliden gizliye sırıttı.

 

Kaosdiyarı'ndaki büyük güçlerin çoğu Buzultepe Ordusu'ndan hoşlanmazdı! Fakat etkileyici bir güç oldukları için Ötekidiyar Efendileri bile onlara yol vermek zorunda kalıyordu.

 

……..

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44348 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr