Bölüm 748: Dokuz İlahi General

 “Neden öldüklerini söylüyorsun ki?” Yaşlı Adam Yuan püskülünü salladı, gülümsüyordu. “Gayet hayattalar ve keyifleri yerinde. Öyle değil mi, Gonggong?”

“Evet, efendim.” Gonggong düşük, saygılı bir tonda cevapladı.

 Gonggong'un “efendim” dediğini duyduktan sonra, Nuwa İttifakı'nda ve Kusursuz Yol'da bazı fısıldaşmalar başladı. Acı ve nefret dolu ifadeler Ji Ning, Üç Saflık ve diğerlerini dolduruyordu. Yaşlı Adam Yuan'ı oracıkta, anında öldürmekten başka bir şey istemiyorlardı. Aptal değillerdi; bütün bunların arkasındaki ismin Yaşlı Adam Yuan olduğunu biliyorlardı.

“Demek onları hainlere çeviren sendin, Yaşlı Adam Yuan?” Her Şeytanın Efendisi hırladı.

“Hepsi benim çocuğum. Nedir şu ‘hain’ muhabbeti?” Yaşlı Adam Yuan gülümsedi.

 Ji Ning, Taoist Üç Saflık, Her Şeytanın Efendisi ya da Ebediodun, ittifak fark etmeksizin hepsi öfkeliydi. Yine de sakin kalmaları gerekiyordu. Bu anın kritik bir an olduğunu biliyorlardı; eskiye kıyasla daha dikkatli olmaları lazımdı. Yaşlı Adam Yuan'ın hırsları gerçekten sınır tanımıyordu ve kendisi çok sayıda büyük gücün kontrolüne sahipti. Onları harekete geçirecek olursa… Durum Şeytankalp'in saldırısından daha tehlikeli bir hal alabilirdi.

“Onları ele mi geçirdin?” Ji Ning aniden konuştu.

Ruh kontrolü. Bu her kim olursa olsun, Ölümsüzlük yolunda yürüyen bütün herkesi dehşete düşüren bir meseleydi.

Kontrol edilmek anlamına geliyordu; bütün özgür iradeyi yitirmek ve kölevari bir adanışa kapılmaktı. Eğer efendi ruhkölesine ölmesini emrederse, o vakit köle gülümseyerek intiharı kucaklardı. İşte bu yüzden ruh kontrolü dehşet verici bir şeydi! Kontrol edildiğinizde, hala hayattaymış gibi görünebilirdiniz, ancak özgür iradenizi tamamen yitirmiş oluyordunuz. Ölümden bir farkı kalmıyordu.

Sonsuz kadim kaosta, ruh kontrolü bilen bazı üstün büyük güçler yaşıyordu; ancak onlar, genelde bu tekniklerini zayıf figürlere karşı kullanıyorlardı.

Onlara kıyasla Yaşlı Adam Yuan, ruhkölesi olarak Fuxi ve Gonggong gibileri ele geçirmişti. Yani kalpgücünde inanılmaz bir yeteneğe sahip olmalıydı. Belki de gerçek, dehşet verici bir Kalpgücü Gelişimcisi olabilirdi.

 “Bir Kalpgücü Gelişimcisi olduğuna şüphem yok.” Tanrıhabisi ve Sabre ikilisi meseleyi uzaktan izliyordu. İkisi de şoke olmuştu. Sabre hemen konuştu. “Gizlice, kimseye fark ettirmeden o kadar büyük gücü kontrol altına almak… Bu Yaşlı Adam Yuan kesinkes dehşet verici bir Kalpgücü Gelişimcisi olmalı. Houyi'den bile daha korkunç.”

“Houyi gibi birinin bu yerel kaosdünyasında ortaya çıkması farklı mesele, ancak nasıl olur da gerçek bir Kalpgücü Gelişimcisi böyle şak diye ortaya çıkabilir? Bu tarz figürler nadir ve olağanüstü gizemlere sahip kişiler değiller miydi? Üstelik geriye, diğerleri için çok ama çok az miras bırakıyorlardı?!” Tanrıhabisi Çürükdiken'in kalbi soğuyordu.

Kalpgücü Gelişimcileri'ni hafife almamak lazımdı.

Kalpgücü… Gelip geçici, formsuz ve garip bir kavramdı.

Sonsuz kadim kaostaki gelişimciler genel bağlamda üçe ayrılıyorlardı: Habistanrı Vücut Geliştirme Ustaları, Ki Arıtıcıları ve gizemli Kalpgücü Gelişimcileri! Habistanrı Vücut Geliştirme Ustaları daha çok vücuda odaklanıyor, Ki Arıtıcıları Ölümsüz enerjilerini geliştirmeye çalışıyor ve Kalpgücü Gelişimcileri de kalpgücünün formsuz gücünü kullanıyordu.

“Kusursuz Yol'a katılmadan önce yanıma gelmiştin.” Ning konuştu. “Aniden bana karşı bir kalpgücü saldırısı yapmışsın. Beni kontrol altına mı almaya çalışıyordun?”

“Evet.” Yaşlı Adam Yuan gülümsedi. “Gücün beklediğimden de hızlı bir şekilde arttı. Sonsavaş yaklaştığı için yavaş yavaş ruhuna sızacak zamanım yoktu. Doğruyu söylemek gerekirse, sana karşı yaptığım saldırı pek zarif değildi ve hatta kabaydı, bu yüzden sonuç olarak başarı şansımın yüksek olmasını beklemiyordum. Gonggong ve Fuxi'ye karşı harekete geçtiğimde ise sayısız yıl boyunca yavaş yavaş çalıştım, farkına bile varmadan kontrolüm altına girdiler. Aynı şeyi Üç Saflık ve Tathagata'ya da yapmaya çalıştım. Bu yerliler doğal olarak hiçbir şeyin farkına varamadılar, ancak kalpleri çok güçlüydü. Onları kontrol etmemin imkânı yoktu.”

“Ne?” Üç Saflık ve Tathagata ikilisi şoke oldu.

Demek Yaşlı Adam Yuan onları da kontrol altına almaya çalışmıştı. Farkında bile olmadan ona karşı koymuşlardı.

Korkunçtu.

“Ahahah, yerli paçavraları… Kalpgücünün ne denli etkileyici olduğunu nasıl anlayabilirsiniz ki?” Yaşlı Adam Yuan soğuk bir kahkaha attı, ardından övgü dolu gözleriyle Houyi'ye döndü. “Ancak bu tenha kaosdünyasından senin gibi birinin çıkması gerçekten de olağanüstü. Bir tane bile mirasın yoktu, ancak ciddi ciddi kendi başına birkaç tane kalpgücü tekniği geliştirebildin. Gerçek Kalpgücü Gelişimcileri'ne kıyasla bir çocuktan farklı değilsin, ama hiç de fena sayılmazsın.”

“Kalpgücü Gelişimcisi mi?” Tathagata'nın yüzü değişti. “Sen bir Kalpgücü Gelişimcisi misin?”

Öldürdükleri uzaylı Yabancılar'dan bazı bilgiler elde etmişlerdi. Kalpgücü Gelişimcileri'ne dair bazı şeyler biliyorlardı ve onların ne denli dehşet verici figürler olduklarından haberdarlardı.

“Evet.” Gülümseyen Yaşlı Adam Yuan başını salladı, mesafedeki Houyi'ye bakmaya devam ediyordu. “Houyi, aslında uzun zaman önce seni de kontrol altına almak istemiştim. Kolay olacağını biliyordum, çünkü ruhunun zayıf bir noktası var… O kadın.” Yaşlı Adam Yuan elini salladı ve mutlak, rakipsiz bir güzellik yanında belirdi. Kadın adeta taparmış gibi Yaşlı Adam Yuan'a bakıyordu.

“Chang'e.” Houyi'nin yüzü değişti.

“Söylediğim gibi, zayıf noktan çok bariz. Kalpgücün heybetli olsa da seni kontrol altına alabileceğime emindim. Ne yazık ki… Kadim Çağ'ı sona erdiren savaşın ardından seni bir türlü bulamadım. Ruhunu ele geçirecek fırsatım olmadı.” Yaşlı Adam Yuan başını iki yana salladı. “Demek bunca zamandır Subhuti'nin yanında saklanıyordun. İyi saklandın.”

“Chang'e'ye ne yaptın…” Houyi ökfeliydi.

“Ahaha…” Yaşlı Adam Yuan yanında duran Chang'e'ye baktı.

Chang'e hafif sesiyle konuştu. “Efendim.”

Bu manzara Houyi'yi acınası bir hale sokuyordu. Yine de çabucak kendini topladı… Ancak gözleri bir kılıcın ucu kadar soğuktu.

 “Beni korkutmaya çalışma. Bakışlarınla beni öldüremeyeceğini biliyorsun.” Yaşlı Adam Yuan başını iki yana salladı. “Eğer tam gücüne sahip olsaydın sana karşı biraz efor sarf etmem gerekirdi, ancak şimdiyse, Şeytankalp'i öldürmek için kendini bir hayli yıpratmış durumdasın. Hmph. Her ne kadar siz yerlileri küçük görüyor olsam da, aranızdan bir yüce Üstün Tanrı'nın çıkmış olması inanılmaz. Onu öldürerek kendi sonunuzu hazırladınız. Şu anda burada durup bana istediğiniz gibi saldırmanıza izin verebilirim; ancak bütün ilahi gücünüzü kullansanız bile beni öldüremezsiniz. Ve… Doğal olarak bana vurmanıza izin vermeyeceğim. Teknikleriniz diğer büyük güçlere karşı işe yarayabilir, ancak bana karşı? Hala ufacık veletlerden farkınız yok.”

Üç Saflık soğuk sesiyle konuştu. “Söylediklerine bakılırsa, Kadim Çağ zamanında aramızdaydın, değil mi?”

“Doğru.”

Yaşlı Adam Yuan lafa girdi. “Burada Kadim Çağ zamanında geldim. O zamanlar hala Pangu Kaosdünyası vardı. Geldiğimde ağır yaralıydım, bu yüzden Yaşlı Adam Yuan'ı ele geçirerek vücudunu kontrolüme aldım. O zamanlar fazla güçlü değildi ve yalnız takılan bir figürdü. Vücudunu ele geçirdikten sonra yavaş yavaş güçlenmeye ve diğer büyük güçleri kontrol altına almaya başladım. Sayısız yıldır buradaydım, çünkü Dünyakalbi'ni ve Subhuti'nin uzay zaman tekniklerini almak istiyordum.”

“Beni fazla övüyorsun.” Ji Ning'in yanında beyaz saçlı, yaşlı bir Taoist belirdi. Subhuti yapay vücudunu göndermişti. “Demek yıllar önce, bu yaşlı Taoist'i kurtarmak için canını riske atman da planının parçasıydı?”

“Ahahah… Ufacık Kaosdünyası'nda kim bana bir şey yapabilirdi ki? Her şey planlarıma göre işliyordu.” Yaşlı Adam Yuan başını iki yana salladı. “Uzay Zaman Taosu… gerçekten inanılmaz. Bu Tao'da üst düzey öngörülere ulaştığın takdirde, uzay ve zamanda kolayca seyahat edebiliyorsun. Bu sayede rakiplerinin seni bulması ve öldürmesi imkânsız oluyor. Gerçekten de senin yeteneklerini elde etmek ve senden onları öğrenmek istedim… Ancak bana öğretmeyi kabul etmedin.”

“O konuda herhangi bir yeteneğin yok.” Subhuti başını iki yana salladı.

“Sadece tekniklerini öğretmek istemiyordun, o kadar.” Yaşlı Adam Yuan'ın gözlerinde soğuk bakışlar vardı. Kadim kaosta, uzay zaman teknikleri inanılmaz değere sahip olan şeylerdi; çoğu ilahi yetenekten bile daha değerliydi.

 Subhuti bu değeri kanıtlayan örneklerden biriydi. Sahip olduğu ustalık sayesinde istediği takdirde bu yerden gidebilirdi. Her Şeytanın Efendisi'nden farklıydı; Her Şeytanın Efendisi Rüzgâr Taosu ve Uzay Taosu’nu akılalmaz bir seviyeye doğru birleştirmiş, bu sayede inanılmaz hızlara ulaşmıştı; ancak Subhuti, hızın ta kendisini aşmış bir figürdü. Uzay zaman aleminde hareket ediyor ve bambaşka bir zaman akışına ışınlanabiliyordu. Düşmanlarının onu yakalaması imkansızdı.

Gerçekten de dehşet verici bir yeteneğe sahipti. Özellikle de kaçış, suikast ve buna benzer durumlarda kullanılırsa önemi iyice belirginleşiyordu. Bu tekniğin değeri aslında Dünyakalbi'nden bile daha fazlaydı!

“Yine de ben sabırlı bir adamım.” Yaşlı Adam Yuan gülümsedi. “Hiçbir zaman aceleci olmadım. Harekete geçmeden önce sonuna kadar bekledim. Kadim Çağ'ı sona erdiren savaşta da bir hayli sabırlıydım… Ve iyi ki de sabırlı kalmışım. Nuwa'nın, Şeytankalp'in ve Her Şeytanın Efendisi'nin savaşını izledim. Nuwa'nın aniden sınırlarını aşıp rakiplerini alt edişine şahit oldum… Ve beklediğim, izlediğim için o felaketten kaçabildim.”

“Lakin bu kez, savaşmayı bıraktığınız için harekete geçmek zorunda kaldım.” Yaşlı Adam Yuan başını iki yana salladı. “Çok yazık. Bu yüzden artık Subhuti'nin tekniklerini ele geçiremeyeceğim. Gerçekten hayal kırıklığı yaşıyorum.”

Ning rahat bir nefes çekti.

Ustası uzay zaman tekniğini sadece Kızılkar'a öğretmişti. Kızılkar'ın o tekniğini öğrendiğini ise sadece Ji Ning, Çılgın Ji ve Subhuti biliyordu.

Eğer durum böyle olmasaydı Yaşlı Adam Yuan, Kızılkar'ın peşine düşerdi.

“Uzay zaman teknikleri bu kadar değerli miymiş yani?” Nuwa İttifakı'nın formasyonları arasında duran Gerçek Tanrı Kızılkar, bunu duyar duymaz şoke oldu. Deminki karmaşık savaşta klonlarından birini yitirmişti, ancak neyse ki toplamda on sekiz klonu vardı. Daha önceleri, uzay zaman tekniklerinin sadece güçlü olduğuna inanıyordu… Ancak bu kadar da güçlü olacaklarını düşünmemişti! Şimdiyse, sayısız uzaylı Yabancı'nın peşinden koştuğu “Dünyakalbi” adlı eşyanın, uzay zaman tekniklerinden daha değersiz olduğunu öğreniyordu.

“Unut gitsin. Hepsini alamadım. Madem öyle, yapacak bir şey yok.” Yaşlı Adam Yuan başını çevirerek mesafedeki altın kaleye baktı. “Çürükdiken, hala o siyah nilüferi hatırlıyor musun? Hatırlıyorsan bana yardımcı ol. Seni ciddi şekilde ödüllendiririm.”

Tanrıhabisi Çürükdiken ve Sabre ikilisi altın kaledeydi. O sözleri duyar duymaz ikisinin de yüzü değişti ve Çürükdiken'in suratı tamamen rengini yitirdi. Yaşlı Adam Yuan'ın bir yerli olduğunu düşünüyordu, ancak Yaşlı Adam Yuan'ın demin yaptığı konuşmayı dinledikten sonra bir şeylerin doğru olmadığını anlamıştı. Şimdiyse… Her şeyi kavrıyordu.

“O.” Tanrıhabisi Çürükdiken şoke oldu. “O, Tanrı İmparatoru Karanilüfer'in emrindeki Dokuz İlahi General'den birisi… Zihin Efendisi. Neden böyle tenha bir yerde ki?! Gidelim! Derhal gidelim! Buradan bir an önce gitmemiz gerekiyor!”

“Tanrı İmparatoru Karanilüfer'in emrindeki Dokuz İlahi General'den biri mi?” Sabre'nin yüzü de değişti.

O dokuz generalden hepsi yüce Üstün Tanrı ve Atasal Ölümsüz seviyesindeydi. Onlara kıyasla Çürükdiken ve Sabre gibi gezginler devede kulak kalıyorlardı.

“Gidelim!”

Svoosh!

Altın kale hemen kaçtı, bir ışık huzmesine dönüşerek kayboldu.

“İşe yaramazlar.” Yaşlı Adam Yuan kalenin gidişini izledikten sonra başını iki yana salladı. “Yılan balıkları kadar kayganlar. Biraz tehlikeye düşünce hemen kayıp gidiyorlar.”

………