Bölüm 749: Çözüm Yolu

Altın renkli kale uzaklara gitmiş olsa da, Tanrıhabisi Çürükdiken arkada bir yapay vücut bırakmıştı.

“Tanrı İmparatoru Karanilüfer'in Dokuz İlahi Generali'nden biriymiş…” Tanrıhabisi Çürükdiken yaşananları uzaktan izliyordu. “Hmph. Gerçek vücudumu bu adamdan uzak tutmalıyım, ancak savaşı izlemeye değer. Şansım henüz tamamen kaybolmuş değil.” Gerçek vücudunu savaş alanından uzaklaştıran Tanrıhabisi artık daha rahattı; tehlike altında değildi.

 “Dokuz İlahi General'in hepsi ünlü figürlerdir. Zihin Efendisi ise aralarında en dikkat çeken, gizemli bir Kalpgücü Gelişimcisi'dir.” Tanrıhabisi'nin gözleri aniden parladı. “Savaşa başladılar.”

Boşlukta.

“Görünüşe göre Nuwa'nın geride bıraktığı formasyonlar pek de etkileyici değillermiş.” Yaşlı Adam Yuan sakindi. “Formasyonumu kurun.”

Üstün Tanrı Gonggong, Taobabası Mürekkep Bambusu, Fuxi ve diğer büyük güçler formasyonlara bürünmeye başladılar. Kaostan güç çekiyor, Yaşlı Adam Yuan'ı merkez alan bu güç de etrafında devasa bir formasyon oluşturuyordu. Etrafında büyük bir kara nilüfer oluşmaya başladı. Toplamda üç nilüfer yaprağına sahipti.

Yaşlı Adam Yuan kara nilüferin ortasında duruyordu ve elinde püskülü vardı. Hemen yanında Ay Sarayı'nın, aynı zamanda Buz Sarayı da olarak bilinen yerin hanımı olan Chang'e duruyordu. Üstün Tanrı Gonggong, Taobabası Mürekkep Bambusu ve Fuxi birer büyük güç grubu kontrol ediyordu. O üç kara nilüfer yaprağında duran üç grup oluşturmuşlardı.

Tırırım…

Kaos enerjisi süzülmeye başladı.

Yaşlı Adam Yuan ve adamları güçlerini mükemmel bir şekilde birleştirmişlerdi; birleşik auraları Şeytankalp'in aurasından bile daha güçlüydü.

“Geberin.” Yaşlı Adam Yuan'ın gözlerinde yüce bir küçümseme vardı, adeta bir grup karıncaya bakıyordu. Bu gerçek suratıydı, Zihin Efendisi'nin gerçek yüzüydü.

 Nuwa İttifakı ve Kusursuz Yol zaten öfkeliydi. Ani ihanetler iki tarafa da ciddi kayıplar yaşatmıştı ve kalpleri sonsuz bir nefretle kaplanıyordu. Saldırmamalarının tek sebebi, ilk olarak Yaşlı Adam Yuan'ın nasıl bir güce sahip olduğunu anlamaktı. Artık Yaşlı Adam Yuan'ın aslen dehşet verici güce sahip bir uzaylı Yabancı olduğunu biliyorlardı. Bu adam uzun zamandır gizlenmiş ve zamanını bazı büyük güçleri kontrol altına almak için harcamıştı. Uzun süre önce yitip giden Her Şeyin Efendisi'nden bile daha korkunçtu.

Svish.

Svish.

Svish.

Yaşlı Adam Yuan'a doğru üç parlak ışık huzmesi fırladı.

Bunlar Ji Ning'in Üçay Kılıçları'na, Üç Saflık'ın Ölümsüz Katleden Kılıçları'na ve Her Şeytanın Efendisi'nin mekiğine ait ışıklardı. Bunlardan daha hızlı bir saldırıya sahip değillerdi. Yaşlı Adam Yuan Kusursuz Yol'a daha yakın durduğu için ona ilk ulaşan saldırı, Her Şeytanın Efendisi'ne ait olan saldırıydı.

“Yerli paçavraları.” Yaşlı Adam Yuan sakince nilüfer yapraklarının hafifçe dönmesini diledi.

Boom! Keskin mekik direkt olarak yavaş yavaş dönen kara nilüfer yapraklarına çakıldı, ancak tamamen durdurulmuştu.

Boom! Boom! Üçay Kılıçları'na ve Ölümsüz Katleden Kılıçları'na ait saldırılar da hedefe ulaştı. Kara nilüfer saldırıları karşılamak adına yavaş yavaş dönüyordu. Biraz titremiş olsa da saldırıları durdurmuştu.

Devasa nilüfer yapraklarından birisi, yakın dövüş için ilerleyen Her Şeytanın Efendisi'ne dokundu. Adam anında geriye fırlamış ve bir ağız dolusu kan tükürmüştü.

“O saldırıları kafa kafaya karşılamaya çalışmayın. Nilüfer yaprakları en azından Şeytankalp kadar güçlü.” Her Şeytanın Efendisi alelacele diğerlerine mesaj gönderdi. Saldırıyı atlatacak kadar hızlıydı, ancak nilüferleri deneyip ne kadar güçlü olduklarını görmek istemişti.

Gelen haberler iki ittifaktaki büyük güçleri de şoke etti.

Ji Ning, Üç Saflık, Her Şeytanın Efendisi… Bu üçlünün saldırması demek, iki ittifaktaki en güçlü figürlerin saldırması demekti. Kara nilüfer yapraklarını titretmiş olsalar da nilüfer hala dengedeydi ve parçalanmaya çok uzaktı.

Ve bir nilüferden gelen tek, basit bir saldırı Şeytankalp kadar güçlü müydü?

B-bu…

Boom! Devasa kara nilüfer direkt Kusursuz Yol'a doğru atıldı.

“Ne yapmalıyız?”

“Onu nasıl durduracağız?”

Kusursuz Yol'un ve Nuwa İttifakı'nın büyük güçleri panik halindeydi. Birkaç saniye önce aldıkları ağır kayıpların ardından, artık eskiye kıyasla güçlerinde ciddi bir azalma söz konusuydu. Ji Ning, Üç Saflık ve Her Şeytanın Efendisi'ne ait saldırılar bile kara nilüfere karşı işe yaramıyordu. Muhtemelen, iki ittifaktaki herkes saldırsa bile o nilüferin savunmalarını aşamayacaklardı.

 “Bir çözümüm var. Yaşlı Adam Yuan'ı belki öldürebiliriz.” Aniden Nuwa İttifakı'ndaki ve Kusursuz Yol'daki hükümdarların zihninde bir ses yankılandı.

“Subhuti.” Üç Saflık, Tathagata ve diğerleri heyecanlandı.

“Usta?” Ji Ning şoke oldu.

……..

Hilal dünyası.

Subhuti bulutların üstünde duruyor, Üç Alem'deki savaşa doğru bakıyordu. Her şeyi net bir şekilde görebiliyordu.

“Shennong… Gelen elbet gidecektir. O çiçeği kullanmanın zamanı geldi.” Subhuti'nin gözlerinde acı dolu ifadeler vardı. Ellerinde ise kıpkırmızı bir çiçek duruyordu. “Ne yazık ki bunları göremeyeceksin.”

……….

Altı yıl önce.

İkili kadim kaosun derinliklerinde duruyordu. Çiftliğin yanında kaba saba duran bir kulübe mevcuttu ve yaşlı bir çiftçiyi andıran Shennong, gülümseyerek elini uzattı. “Şunu görüyor musun, Subhuti?”

 Tarlayı kaplayan engelleyici formasyonlar kaldırılmıştı, artık gerçek görüntüleri gün yüzüne çıkıyordu. Ufak çaylar ve farklı farklı tarlalar vardı; tarlanın tam orta yerinde ise kıpkırmızı bir çiçek yetişiyordu.

“O ne öyle?” Subhuti bir süreliğine duraksadı, ardından yüzü biraz da olsa değişti. “Ne… Neden içinde senin auranı hissediyorum?”

“Evet.”

Shennong hafifçe konuştu. “Çünkü onu yetiştirmek için kendi kanımı ve ruhumu kullandım. Nihayet, Sonsavaş başlamadan önce olgunlaştı. Hayatım boyunca bunun kadar dehşet verici bir bitki üretmemiştim. Normalde sağlıklı ve yararlı bitkilerle uğraşmayı severim; ancak bu kez… Sonsavaş'la ilgili içimde kötü bir his var. Her şeyin arkasında birinin olduğunu, bazı planlara piyon olduğumu hissediyorum.”

“Evet. Kim bu büyük felaketin sorumlusu?” Subhuti'nin de yüzü ekşidi. “Kusursuz Yol sayısız yıldır bizimle barış içinde yaşıyordu. O halde neden, kader bana iki taraftan sadece birinin hayatta kalabileceğini fısıldıyor? Neler oluyor?”

“Bitki ve çiçek sanatına kalbimi ve ruhumu adadım.” Shennong gülümsedi. “Korkarım ki savaş başladığında pek işe yaramayacağım. Sanırım sunabileceğim tek katkı şurada gördüğün çiçek.”

“O çiçeği sana vereceğim.” Shennong Subhuti'ye baktı.

“Bana mı?” Subhuti şoke oldu.

“Nuwa sana güveniyordu. Ben de sana güveneceğim.” Shennong başını salladı. “Çiçeğin basit bir adı var; ‘Canalan Çiçek'. Çiçek açtığında, can alacak! Şu anda henüz açmış değil. İçine ilahi gücünden katarsan çiçeğin açmasını sağlayabilirsin… Ve açtığında, otuz metre çapındaki her şey saldırıya uğrayacaktır. Üstün Tanrılar bile o saldırının ardından ruhlarını ve gerçekruhlarını yitirecekler.”

Subhuti duyduklarından sebep şoke oldu.

“Lakin hedefin otuz metre yakınına girmek gerekiyor.” Shennong konuştu. “Endişelerim şu şekilde; Sonsavaş'ın sorumlusu ortaya çıktığında, onunla başa çıkamayacağım kadar güçlü olabilir. Fazla zayıf kalırsam yanına yaklaşamam; ancak sen, Uzay Zaman Tao'sunda inanılmaz bir yeteneğe sahipsin. Sessizce rakibe yaklaşabilirsin… Tabii o klonunu kaybedeceğin için ilahi gücünden biraz harcaman gerekecek.”

“Tamam.” Subhuti başını salladı. Böyle bir ölümcül silah kesinkes gizli tutulmalıydı.

“Subhuti… Unutma, bu silahı rastgele kullanamazsın. Sonuçta sadece tek bir kullanım hakkın var.” Shennong hatırlattı.

“Anladım.” Subhuti başını salladı.

Shennong da ağır ağır başını salladı. “Umarım günün birinde açan çiçeğin görkemine tanık olabilirim… Ve yine umuyorum ki o gün, asla gelmez.”

 Çiçeğin açması demek, tarafların mutlak bir çaresizliğe kapılması demekti.

“Belki fazla endişeleniyorsundur.” Subhuti gülümsedi. “Ne kadar güçlü olduğumuzu biliyorsun, ayrıca üç muhafız formasyona da sahibiz. Genel bağlamda, Kusursuz Yol'la aramızda dağlar kadar fark olmalı.”

“Kimse geleceği öngöremez. Dikkati elden bırakmamak en iyisi.” Shennong başını çevirerek tarlalara doğru akan çaylara baktı. “Farklıyız. Suiren'le birlikte ufacık insan ırkının yükselişini izledik. Bu süreçte çoğu yoldaşımız can verdi. Bu yüzden ölümün ve hayatın öngörülemez şeyler olduklarını biliyorum. Her savaşta elbet beklenmedik şeyler yaşanır.”

“Çaylardaki şu ufak anaforlara bak. Onlar insan ırkının yitip gitmiş kahramanlarını temsil ediyor. Sırf gelecek nesillere daha parlak, daha güvenli bir hayat sunabilmek adına canlarını verdiler. Bu felaket, Üç Alem için büyük bir felaket olacak. Umarım Üç Alem bu felaketten sağ çıkabilir.”

“Doğru.” Subhuti iç çekti. O da endişeliydi.

Kadim Çağ'daki savaşın neticesinde iki kaosdünyası da paramparça olmuştu.

Peki bu sefer ne olacaktı?

“Savaşalım. Eğer evimizi almak ya da yok etmek istiyorlarsa, o vakit sonuna dek savaşalım.” Shennong elini salladı, çiçeği kendisine çağırdı. Başını eğerek ona baktı, ardından da Subhuti'ye döndü. “Sana emanet ediyorum.”

“Tamam.” Subhuti başını salladı.

…..

Şimdiki zaman.

“Yaşlı Adam Yuan'ı öldürebileceğimiz bir yöntem biliyorum. Kesin değil, ama bir çözüm.” Subhuti'nin sesini bütün hükümdarlar duydu.

“Onun otuz metre yakınına girebildiğim sürece, Yaşlı Adam Yuan'ı öldürmek için iyi bir şansım olacaktır! Ölmese bile ciddi yaralar alacağını sanıyorum.” Subhuti konuştu. “Ancak sorun şu ki, kara nilüfer formasyonu etrafındaki uzay zamanı tamamen kilitlemiş durumda. Ona yaklaşmam mümkün değil. Kara nilüfer formasyonunu aşmak için yardımınıza ihtiyacım var. Eğer uzay zaman kilidini kaldırabilirsek direkt yanında belirebilir ve saldırıyı yapabilirim.”

………