Bölüm 173: Ölümsüz Diancai’nin Rehberliği

avatar
4566 52

Desolate Era - Bölüm 173: Ölümsüz Diancai’nin Rehberliği



Bölüm 173: Ölümsüz Diancai’nin Rehberliği

 

Salonda siyah cübbeli, siyah saçlı Ölümsüz Diancai’den başka kimse yoktu. Ölümsüz Diancai yeşim yatağının üstünde, bağdaş kurmuş oturuyordu. Ning odaya girer girmez saygıyla eğildi. “Usta.”

 

Ölümsüz Diancai hafifçe onayladı. Ning’e bakınca suratında keyif dolu bir ifade belirmişti. “Ji Ning, duyduğuma göre dün gece iki kıdemli öğrenci kardeşini yenmişsin?”

 

“Evet.” Ning konuştu. “Lakin, korkarım ki öğrenci kardeşlerim bu meselenin peşini bırakmayacaklar. Bugün, bir kez daha meydan okuyacaklarını düşünüyorum. Bu sebeple sizi görmeye geldim. Usta, umarım bana rehberlik edebilirsiniz.”

 

“Mm. En azından kendini biliyorsunuz. İki Zifu Öğrencisi’ni yendin diye havalara girmemişsin.” Ölümsüz Diancai başını öne salladı. “Siyah Beyaz Okulu’na kabul edilen herkes olağanüstü birer dehadır. Üçüncü jenarasyon öğrencileri Zifu Öğrencileri ve Wanxiang Üstatları’ndan oluşur.” Ning dikkatle dinliyordu.

 

“Siyah Beyaz Okulum’da yüzden fazla Zifu Öğrencisi ve iki yüzden fazla Wanxiang Üstadı vardır. Neden mi?” Ölümsüz Diancai ekledi. “Bu öğrencilerin çoğu yüksek kavrayışa sahiptir yani Wanxiang’a adım atmak istedikleri takdirde, muhtemelen hepsi Wanxiang Üstadı olabilecek durumdadır. Okulda hala daha yüzden fazla Zifu Öğrencisi’nin olmasının asıl sebebi, kişilerin ‘Ölümsüz Temeli’ olarak adlandırdığımız temeli hazırlamaya çalışmasıdır. İkinci sebepse kavrayışlarını geliştirerek, ileride karşılaşacakları Üç Felaket ve Dokuz Kıyamet’e daha sağlam bir şekilde karşı koymaktır.”

 

Ning onayladı. Üç Felaket, Dokuz Kıyamet... Ölümsüzlük yolunda yürüyen biri olarak, Ning’in bu kavramlardan haberi vardı. Bu testlerin sahip olduğu güçler zamana göre değişiyordu. Geçen zaman ne kadar fazlaysa testlerin gücü de artıyordu. Üstelik bu kavram, kişinin karmik başarısına ve günahlarına da bağlıydı. Örneğin, kişinin günahı ne kadar fazlaysa karşılaşacağı felaketin gücü de bir o kadar fazla olacaktı. Nihayetinde, kişinin gücüne de bağlı olan bu felaketlerde, aynı zamanda Kadim Taoist ve Wanxiang Üstadı olan iki farklı insan düşünülürse, doğal olarak Kadim Taoist’in karşılaşacağı felaket daha güçlü oluyordu…

 

Lakin tabii bu duruma çok sayıda değişken dahildi. Üç Felaket ve Dokuz Kıyamet’in gücünü tahmin etmek mümkün değildi ve nihayetinde, bu kavram Ölümsüzlük Yolunda yürüyen insanların yanı başında duran ölüm tehdidinin ta kendisiydi.

 

Ancak, bu duruma karşı koyabilmek için yapılacak hazırlıklar da bulunuyordu. Bu hazırlıkların en bilinenleri, kişinin kavrayışını geliştirmesiydi! Ruhunu geliştirmesiydi! Tao Kalbi’ni geliştirmesiydi! Kişinin temeli ne kadar sağlam olursa, felaketleri atlatma şansı da bir o kadar yüksek olacaktı.

 

“Üç Felaket ve Dokuz Kıyamet’e hazırlanmak ve Kutsal Ölümsüz olmak adına temel oluşturmak istedikleri için kimse bir sonraki seviyeye geçmekte acele etmiyor.” Ölümsüz Diancai açıkladı. “Genel bağlamda, yeni öğrenciler on ile yirmi yıl arasında Zifu’da kalırlar. Lakin tabii, kavrayış bakımından daha düşük olanlar için bu zaman altmış yetmiş yıla kadar çıkabilir. Olağanüstü yeteneklere sahip olan kişiler de bir sonraki seviyeye geçmeden önce altı ay civarı bir süreye ihtiyaç duyarlar.”

 

“Bu yüzden Wanxiang Üstatları, üçüncü jenerasyonun asıl elitleridir.” Ölümsüz Diancai Ning’e bakıyordu. Ning başını öne salladı. Meseleyi kavramıştı.

 

“Siyah Beyaz Okulu’ndaki Wanxiang Üstatları, öyle diğer okullarda gördüğün Wanxiang Üstatları’na benzemezler! Öğrencilerimiz, Wanxiang Üstatları arasındaki en kaymak tabakadır!” Ölümsüz Diancai konuştu. “Diğer okullarda, arada sırada ‘Tao Bölgesi’ seviyesine ulaşabilen Wanxiang Üstatları mevcuttur… Lakin Siyah Beyaz Okulu’nda, neredeyse bütün Wanxiang Üstatları ‘Tao Bölgesi’ seviyesindedir.”

 

Bunu duyan Ning şoke olmuştu.

 

“Hatta bu öğrencileri bile kenarda bırakan insanlar vardır. Seçtikleri Tao’da akılalmaz bir kavrayışa sahip öğrencilerimizden bazıları, farklı Taolar’ı da kavramaya başlayabilir. Yani, farklı Taolar’ın Tao Bölgeleri’ni de kavrayabilirler!”

 

“Üstelik… Bunlardan bile daha canavarvari öğrencilerimiz mevcuttur. Wanxiang Üstadı seviyesinde olmalarına rağmen koskoca bir ‘Tao Yolu’nu kavramayı başaran insanlara sahibiz!”

 

Bunu duyan Ning’in suratı değişmişti. Koskoca bir Tao Yolunu mu?”

 

“Genel bağlamda, diğer okullarda yalnızca Ölümsüzler Tao Yolu’nu kavrayabilen kimselerdir. Lakin Siyah Beyaz Okulu’ndaki her Kadim Taoist koca bir Tao Yolu’nu kavramıştır ve Wanxiang Üstatları arasında, bazı canavarvari yeteneklerimiz de bir Tao Yolu’nu kavramayı başarmıştır!”

 

“Lakin, bunda utanacak çekinecek bir durum yok. Tao Yolu’nu kavramayı başaran bu dehaların ikisi reenkarne Ölümsüz ve diğer üçüyse yaklaşık iki yüz yıldır yaşıyor. Her an Kadim Taoist olabilirler yani.”

 

“Eğer Siyah Beyaz Okulu’nda daha fazla zaman geçirirsen meseleyi de anlayabilirsin. Meselelerden biri şudur: Siyah Beyaz Okulu’nda, kişi yalnızca Tao Yolu’nu kavradığı takdirde Kadim Taoist seviyesine adım atabilir!” Ölümsüz Diancai Ning’e bakıyordu.

 

Wanxiang Üstatları gerçekten de kalabalığın kaymak tabakasıydı. Örneğin, Ning’in vücudundaki Zifu Gölü limitlerine kadar büyüdüğünde, muhtemelen genç adam da direkt Wanxiang Üstadı seviyesine adım atacaktı. Bu yüzden, geride kalan Zifu Öğrencisi seviyesindekiler, genel bağlamda bu olağanüstü dehaların arasındaki ortalama figürlerdi.

 

“Wanxiang Üstatları’nı üç gruba ayırabiliriz. İlk grup Tao Bölgesi seviyesine ulaşan, ikinci grup birden fazla Tao Bölgesi’ne sahip olan ve üçüncü grup da Tao Yolu’nu kavramayı başaran öğrencilerden oluşur.”

 

Ölümsüz Diancai Ji Ning’e bakıyordu. “Merak etme. Bu sefer, Wanxiang seviyesine olan öğrenci kardeşlerin meseleye öyle hemen müdahil olmayacaklardır ilk önce en güçlü Zifu Öğrencileri’nin seninle mücadele etmelerini bekleyeceklerdir lakin Zifu Öğrencileri’ne kaybetmezsen, o zaman Wanxiang Üstatları harekete geçecektir! Lakin, ne olursa olsun, o Tao Yolu’nu kavramayı başaran öğrencilerin araya girmesine imkan yoktur. Sonuçta, her şeyin bir sınırı var.”

 

Ning onayladı. “Usta, Wanxiang Üstatları arasında kaç reenkarne ölümsüz var?” Ning meraklıydı.

 

Ölümsüz Diancai gülümsedi. “Hep şu reenkarne ölümsüzleri merak ediyorsunuz… Aslında, senin bile reenkarne Ölümsüz olma olasılığın var. Wanxiang Üstatları arasında, saptayabildiğimiz üç reenkarne Ölümsüz var. Bunlardan ikisi seksen yıllık bir sürede bir Tao Yolu’nu kavramayı başarmıştır, diğeriyse yaklaşık yirmi yıldır pratik yapıyor.”

 

“Benden bu kadar şeyi duyduğuna göre meseleyi de anlamış olman lazım.” Ölümsüz Diancai iç çekti. “Sadece iki Zifu Öğrencisi’ni yendin ve üstelik, yendiklerin güçlü bile sayılmazlardı…”

 

“Öğrenciniz anlıyor.” Ning onayladı. Ölümsüz Diancai konuştu. “Tamam. Kılıç oyununu görelim bakalım. Elinden ne geliyorsa yap.”

 

“Tamam.” Ning tereddüt etmeden en güçlü saldırısını… [Üçlü Nilüfer Kılıcı]’nı kullanmaya başladı. Elindeki Karakuzey Kılıcıyla aniden ileriye atılmış ve üç farklı renge ayrılmıştı. Ortaya çıkan nilüferlerin güzelliklerine diyecek yoktu lakin o güzelliklerin arasında, akılalmaz bir kılıç ışığı da duruyordu.

 

“[Üçlü Nilüfer Kılıcı] mı?” Ölümsüz Diancai gülümsedi. “[Düşük Beş Element Kılıcı]. Ben de bu tekniğe çalışmıştım. Demin yaptığın kılıç saldırısı, asıl tekniğin onda biri kadar heybete ve karizmaya sahipti.”

 

“Onda biri mi?” Ning şaşırmıştı. “O kadarcık mı yani?”

 

Ölümsüz Diancai başını iki yana salladı. “Ne bekliyordun ki? [Üçlü Nilüfer Kılıcı]’nın asıl kısmı ‘Üçlü’ kısmıdır. Dengeyi kurman lazım! Lakin senin uygulamana baktığımda, bu üç Tao arasından Yağmursuyu Tao’suna daha fazla yatkın olduğunu anlayabiliyorum. Diğer ikisi çok zayıf.”

 

Ning ne diyeceğini bilemiyordu.

 

“Sadece Yağmursuyu Kılıç Bölgesi’ni kavrayabilmiş durumdasın. Eğer diğer iki Tao Bölgesi’ni de kavrayabilirsen [Üçlü Nilüfer Kılıcı]’nın gerçek gücünü sergileyebilirsin.” Ölümsüz Diancai konuştu.

 

Ning başını öne sallamıştı. [Üçlü Nilüfer Kılıcı]’nın dengeye ihtiyaç duyduğunu kabul etmekten başka çaresi yoktu. Lakin genç adamın Tao kavrayışında bariz bir dengesizlik vardı.

 

“Yağmursuyu Taosu’ndaki kavrayışını daha yüksek.” Ölümsüz Diancai konuştu. “Durum böyle olduğundan, [Üçlü Nilüfer Kılıcı]’nı biraz değiştirip [Yarı Üçlü Nilüfer Kılıcı]’na çevireceğim.”

 

Ölümsüz Diancai kılıç şeklindeki parmağını havaya savurdu. Kesik! Aniden ortaya çıkan kılıç ışığı geçtiği her yerde nilüferlerin açmasına sebebiyet veriyordu. Lakin, nilüferler arasındaki bariz rengin “yeşil” olduğu seçilebiliyordu ve diğer iki renkse adeta yardımcı görevi görüyordu.

 

…….

 

 Dört saatin sonunda Ölümsüz Diancai’nin dersi sona ermişti.

 

“[Yarı Üçlü Nilüfer Kılıcı] ve [Yüz Santimlik Kılıç]’ın ilk duruşuna dair söyleyebileceğim her şeyi söyledim.” Ölümsüz Diancai konuştu. “Şu anki kavrayışını düşünürsek, sadece bu iki kılıç sanatına odaklanman gerektiğini söyleyebiliriz. Bu iki kılıç sanatının gücünü sergileyebildiğin gün, gelip beni bulacaksın.”

 

“Tamam.” Ning minnettar ifadesiyle eğildi. Eskilerin dediği doğruydu. Usta’dan birkaç kelime dinlemek, yıllar yılı yapılan antrenmandan bile daha etkiliydi.

 

[Yarı Üçlü Nilüfer Kılıcı]’nı çoktan kavramaya başlamıştı ve muhtemelen kısa bir sürede bu tekniğin asıl gücünü sergileyebilecekti. Asıl [Üçlü Nilüfer Kılıcı]’nın gücünü sergilemek içinse, üç Tao Bölgesi’ni kavrayana kadar beklemesi gerekecekti. Üç farklı kavram tek bir teknikte birleşebildiğinde, [Üçlü Nilüfer Kılıcı] da gerçek gücünü açığa çıkarabilecekti.

 

[Yüz Santimlik Kılıç]’ın ilk duruşuysa gerçekten akılalmaz bir derinliğe sahipti. [Yüz Santimlik Kılıç] daha çok kişinin kalbine odaklanıyordu kılıcı eğitmek, aslen bir bakıma kalbi de eğitmekti.

 

Swoosh!

 

Ning hemen uçan teknesine zıplayarak Ustası’nın malikanesini terk etti.

 

Altın Karga gökyüzündeydi. Tao Mücadele Sarayı bugün epeyi canlıydı. Birbiri ardına ortaya çıkan ışık hüzmeleri saraya adım atıyordu. Uçan kılıçları, uçan tekneleri, uçan bayrakları, uçan yaprakları süren çeşit çeşit insan seçilebiliyordu.

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim Buzen, dış dünyada değil miydin sen?”

 

“Yağmurejderi Korumaları’nın oradaydım ve meseleyi duyunca hemen geleyim dedim.”

 

“Bugün epeyi öğrenci kardeşimiz gelmiş. Siyah Beyaz Okulumuz uzun zamandır böyle bir atmosfere sahne olmamıştı.”

 

 İnsanlar kendi aralarında konuşuyorlardı.

 

Tao Mücadele Sarayı’nın orta yerinde mücadele arenası bulunuyordu. Arenanın iki tarafındaysa çok sayıda sandalye seçilebiliyordu. Okuldaki üst seviyeli öğrenciler sandalyelere kurulmuş, diğer Zifu Öğrencileri de ayakta kendi aralarında muhabbete tutuşmuştu. Sonuçta, kimse bugün buraya kaç kişinin geleceğini bilmiyordu.

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim Kuzeydağ Karadalga da gelmiş.”

 

“Kıdemli öğrenci kardeşimiz Birleşikform da gelmiş.”

 

Wanxiang Üstatları birbiri ardına geliyordu. Hepsi de epeyi tanınan figürlerdi. Küçük öğrencilerin gözlerindeki alevleri seçebilmek mümkündü. Okula geç katıldıkları için dış dünyada fazla tecrübe yaşayamamışlardı lakin yüz yıl önce okula katılmış olan öğrenciler, çoktan dış dünyadaki efsaneleri öğrenmiş ve akılalmaz maceralara katılmıştı. Aslına bakılırsa, Siyah Beyaz Okulu’ndaki Wanxiang Üstatları’nın Kadim Taoistler’le bile mücadele ettiği bilinen bir gerçekti.

 

“Kıdemli öğrenci kardeşimiz Kutsalateş!”

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim Kutsalateş!”

 

“Kıdemli öğrenci kardeşimiz Kutsalateş bile gelmiş.”

 

Tao Mücadele Sarayı insana doymuştu. Zifu Öğrencileri ve Wanxiang Üstatları aynı anda kapıya dönmüşlerdi. Kel, çıplak ayaklı, kızıl cübbeli genç bir adam içeriye giriyordu. Alnının orta yerinde bir gamalı haç bulunuyordu ve geçtiği her yerde adeta ona geniş bir ateş denizi eşlik ediyordu.

 

Kutsalateş!

 

Bu adam üçüncü jenarasyon arasında muazzam bir liderdi! Her ne kadar reenkarne Ölümsüz olmasa da kendisi koskoca bir Tao Yolu’nu kavramıştı. İstediği an Kadim Taoist olabilirdi.

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim Kutsalateş.” Karadalga ona en yakın olanlardan biriydi. “Karadalga.” Kutsalateş, Karadalga’ya baktıktan sonra sakince konuştu. “Yeni öğrenci, küçük öğrenci kardeşimiz Ji Ning gelmedi mi?”

 

“Henüz değil. Onu bulmak için küçük öğrenci kardeşlerimizden birini yollamıştık ancak henüz geri dönmedi.” Karadalga açıkladı.

 

Başını öne sallayan Kutsalateş yürüyerek merkezdeki sandalyelerden birine kuruldu. Kutsalateş’in etrafındaki öğrenciler, Siyah Beyaz Okulu’nun en etkileyici figürleriydi. Zifu Öğrencileri’yse onlara sadece uzaktan bakabiliyorlardı…

 

……






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44225 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr