Bölüm 159: Gece Yarısı Heykeli İncelemek

avatar
4761 60

Desolate Era - Bölüm 159: Gece Yarısı Heykeli İncelemek



Bölüm 159: Gece Yarısı Heykeli İncelemek

 

“Bir tane yeter mi?” Baiwei başını iki yana salladı. “Öyle şey olur mu hiç? Her ne kadar Ji Klanı’n büyük olmasa da Zifu’ya adım atmış birkaç kişiye sahipsiniz. Sanırım aralarından birkaç tanesi Siyah Beyaz Okulu’ndaki resmi öğrencilerden birine takipçilik yapmak isteyecektir. Üstelik, gelecekte, senden yer isteyecek büyük bir figürle karşılaşabilirsin. O zaman şöyle yapsak, çekinmeden senden beş takipçi pozisyonu alacağım. Eğer gelecekte, sana kalan beş yer yetersiz gelirse… O zaman güzel bir okula girmeleri için o dışarıda kalanları ayarlayabiliriz. Lakin tabii, alt seviye Zifu olmaları lazım.”

 

Gülümseyen Ning başını öne salladı. “Öyle de olur.” Lakin aslen, gerçekten de tek bir yere ihtiyacı vardı. Siyah Beyaz Okulu’na giren takipçiler genelde üst seviye Ki Arıtıcılığı tekniklerini amaçlıyorlardı lakin ideal olarak onların da alt seviye Zifu’da bulunmaları söz konusuydu.

 

Eğer kişi Zifu’nun ortalarına ve üst seviyelerine adım atarsa, o zaman kendine sabit bir yol seçmiş oluyordu yani… Geri dönüşü yoktu! Ji Klanı’ndaki Zifu Öğrencileri sırasıyla Patrik Ji Dokuzateş, Gölge Nine, Ah Xing ve Ji Dikduran’dı.

 

Patrik ve diğerleri Zifu’nun zirvesinde yer alan kişilerdi ve Dikduran da Zifu’nun orta seviyelerindeydi yani çoktan kendi yollarını seçmişlerdi. Peki ya Ji Klanı’nın genç üyeleri? Muhtemelen onların Zifu’ya adım atmasına daha zaman vardı.

 

“Ji Klanımız yeni bir Zifu Öğrencisi yetiştirmeyi başarsa dahi, kişilerin kendi güçleriyle okullara katılmaları daha mantıklı olacaktır.” Ning kendi kendine düşündü. “Eğer yardımıma ihtiyaç duyarlarsa, sanıyorum birkaç yıl sonra pozisyonum artacaktır.” Kalbinde, genç adam Ji Klanı’nın gelecek nesillerinin kendi güçleriyle yaşamalarını istiyordu.

 

 Onlara en fazla birkaç tane fırsat verecekti! Kişi yalnızca tek başına maceraya çıktığında, vahşi rüzgarlardan korkmamayı öğrenerek hayatın akışına adapte olabilirdi.

 

 “Tamam.” Baiwei onayladı. “İki gün sonra Siyah Beyaz Okulu öğrenci alımlarını kapatacak. Zamanı gelince sana beş Zifu Öğrencisi ve sıradan insanları da yollayacağım.”

 

“Sıradan insanlar mı?” Ning şaşırmıştı. Baiwei gülümsedi. “Siyah Beyaz Okulu’ndaki öğrenci sayısı az olduğundan, öğrencilerin hepsi kendi dağlarına sahip olabiliyor… Her ne kadar takipçin olarak Zifu Öğrencileri’ni alacak olsan da onların da antrenman yapmaya ihtiyaçları var. Zamanlarını su kaynatarak ya da çamaşır yıkayarak falan geçiremezler ya? Bu yüzden, normal meseleleri halletmek için sıradan insanlara ihtiyaç duyacaksın.” Ning meseleyi anlamıştı.

 

“Daha fazla oyalamayacağım seni. Siyah Beyaz Okulu’nda şöyle güzel bir yürüyüşe çık.” Baiwei gülümsedi. “Okuldaki Siyah Beyaz Taş Diyagramı yıllardır sayısız insanın kıskandığı bir eşyadır. Büyük Xia Hanedanlığı’ndan bile buraya gelip Siyah Beyaz Diyagramı’nı görmek için yalvaran yüzlerce insan olmuştu. Buna karşılık sadece senin gibi, okulun resmi öğrencileri bu taşı istedikleri takdirde görebilir…

 

Lafını bitiren Baiwei gülümseyerek aracına binmiş ve bölgeyi terk etmişti. Ning başını çevirerek Beyazsu Tazısı’na baktı. “Beyaz Amca, gidelim.” Beyazsu Tazısı onaylayarak genç adamı takip etmeye koyulmuştu. “Tamam.”

 

Swoosh! Adam ve kar beyazı tazı, tekneye binerek gökyüzüne doğru yola koyulmuşlardı. Hava çoktan kararmıştı. Gece ufkunun altında, Siyah Beyaz Okulu’na huzur dolu bir hava hakimdi.

 

“Beyaz Amca.” Ning gülümsedi. “Alt seviye Zifu Öğrencisi’sin. Antrenman yapayım diye acele etme. Şöyle yakın bir zamanda senin için okuldan üst seviye Ki Arıtıcılığı tekniği isteyeceğim.”

 

“Teşekkür ederim Ning.” Beyazsu Tazısı Ning’e bakıyordu. Zamanında, okçuluk yeteneklerini geliştirmek için ormana gittiği sırada sırtına binen bu ufaklık çoktan büyümüştü. Öyle ki, tazının büyük kardeşi, Ji Yichuan’dan bile daha güçlüydü. “Yichuan… Ning’e bu diyarların en heybetli ve en olağanüstü insan olacağı zamana kadar eşlik edeceğim…”

 

Ning, Beyaz Amcası’nın ne düşündüğünü bilmiyordu. Konuştu. “Beyaz Amca, Siyah Beyaz Okulu’ndaki pozisyonun ruh yaratığım olacak ve bu sayede etrafta beni takip ederek bazı Kadim Taoistler’in ve hatta Ölümsüzler’in bile Tao öğretilerine katılabileceksin. Beni takip edersen çok sayıda yere girebilirsin lakin tek başına dolaşacaksan sadece şu bölgelere girebilme izin var.”

 

Ning elini havaya savurarak siyah beyaz kitabı çıkarıp gerekli sayfayı açtı. “Bu Siyah Beyaz Okulu’nun haritasında, kızıl çizgilerle işaretlenmiş yerlere istediğin gibi girebilirsin, Beyaz Amca.” Ning konuştu.

 

Haritaya bakan Beyazsu Tazısı hemen durumu ezberlemişti. “Teşekkür ettim, Ning.” Ning gülümsedi. “Ne demek.” Beyaz Amcası’na ne zaman baksa babası, Beyaz Amcası ve annesiyle yaşadığı şeyleri hatırlıyordu. Ebeveynleri bu dünyadan göçtükleri için… Geriye yalnızca Beyaz Amcası kalmıştı.

 

………….

 

 Ruh yaratıkları ve takipçiler iki farklı pozisyona sahiplerdi. Üst seviye Ki Arıtıcılığı tekniklerini elde etmek ve Siyah Beyaz Okulu tarafından kabul edilmek isteyen takipçiler sıkı çalışsalar dahi bu isteklerini kolayca yerine getirebilen kişiler değillerdi. Üstelik, çok sıkı çalışsalar da yalnızca az sayıda Ki Arıtıcılığı tekniklerine ulaşım sağlayabiliyorlardı. Takipçilerin her işi kendi kendilerine yapmaları gerekiyordu. Zaten resmi öğrencilerin onları yanlarına almaları bile yeterince büyük bir iyilik olarak görülebilirdi.

 

Eğer Beyaz Amca Siyah Beyaz Okulu’na takipçi olarak girmek isteseydi, bunu kendi gücüne bel bağlayarak yapacağı için işi hiç de kolay olmayacaktı.

 

Öte yandan, ruh yaratıkları kesinkes kendi uğraşları sonucunda üst seviye Ki Arıtıcılığı tekniklerine sahip olamıyorlardı. Lakin buna karşılık, eğer Ning belirli bir bedel karşılığında Ki Arıtıcılığı tekniği elde ederse bu tekniği ruh yaratığına verebilirdi.

 

Lakin tabii ki Siyah Beyaz Okulu’nun öğrencilerine koyduğu bu ağır koşullar düşünüldüğünde, öğrencilerin teknikleri ve elde ettikleri sanatları öğrenmek için işi aceleye getirecek insanlar olmadıkları da anlaşılabilirdi. Yani uzun lafın kısası, kaç öğrenci kendi gelişimlerinden feragat ederek ruh yaratıklarına yardımcı olmak isterdi?

 

“Whoosh.” Tekne Karakuzey Tepesi’nin üstüne yükseldi. “Burası Karakuzey Tepesi.” Ning aşağıdaki dağ tepesini gösteriyordu. “Bugünden itibaren, bu dağ tepesi bana ait.”

 

“Beyaz Amca, şimdilik bu dağ tepesinde sadece sen ve ben yaşayacağız. Gidip dinlenebilirsin. Ben Siyah Beyaz Diyagramı’na gidip bir bakacağım.” Ning konuştu. “Siyah Beyaz Diyagramı, okulun en merkezinde bulunuyor ve sadece resmi öğrencilere açık bir yer… Takipçiler ve ruh yaratıkları içeriye giremiyor.”

 

“Git.” Beyazsu Tazısı gülümseyerek tekneden zıplamış ve ışık hüzmesine dönüştüğü gibi Karakuzey Tepesi’ne adımlamıştı.

 

Ning onayladı. Whoosh. Teknesi hemen farklı bir yöne doğru ilerlemeye koyulmuştu.

 

………..

 

Ning gökyüzünden aşağıya iniyordu. İndiği yer epeyi geniş bir avluydu ve bu bölge koskoca Siyah Beyaz Okulu’nun en merkezinde yer alan bölgeydi. Buradan daha gizli başka hiçbir yer yoktu! Büyük Xia Hanedanlığı ve diğer kadim güçlerden gelen insanlar bile Siyah Beyaz Diyagramı’nı kullanmak için bin çile çekmek zorunda kalıyordu. Takipçiler ve ruh yaratıklarının buraya gelmelerine izin verilmiyordu.

 

“Siyah Beyaz Diyagramı?” Ning avlunun orta yerine yerleştirilmiş devasa taşa bakıyordu. Taşın türü ilk bakışta anlaşılamıyordu ve taştan etrafa mürekkebe benzeyen siyah bir aura yayılıyordu. Ayrıca gövdesindeki sayısız siyah ve beyaz çizgi de garip bir manzaraya sebebiyet veriyordu. Bu iki farklı renkteki çizgiler başka başka noktalarda birleşerek devasa, hafif yuvarlak bir taşı oluşturuyordu.

 

Siyah. Beyaz. Adeta gün ve gece, Yin ve Yang, Su ve Ateş, Karanlık ve Aydınlık gibi…

 

Pangu’nun evreni yaratmasıyla birlikte, evrendeki her şey “karanlık” ve “aydınlık” yanlara sahip olmuştu. Kesişen çizgileri gören Ning, adeta ona doğru gelen kadim bir gücü hissetmiş ve ruhu acı içinde kükremeye başlamıştı.

 

“Bu nasıl olur…” Ning hemen başını çevirdi. “Siyah Beyaz Diyagramı’nda birbirleriyle bağlı sınırsız çizgi var…” Ning içten içe hayran kalmıştı. Yeraltı malikanesindeki Yıldız Salonu, farklı farklı Taoları ayrı ayrı çizgilere ayırarak kişiye bu Taoları kavrama şansı tanıyordu. Lakin bu Siyah Beyaz Diyagramı’nda… Sayısız çizgi birleşmiş, sayısız Tao birbirlerine karışmıştı. Çoğu Tao’nun yalnızca parçaları seçilebiliyordu.

 

Lakin bu parça parça bulunan Taolar diğer Taolar’la karışınca… Garip bir şekilde bu Siyah Beyaz Taş Diyagramı’na gebe kalıyordu!

 

“Her ne kadar Tao’yu kavrama konusunda bu Siyah Beyaz Diyagramı, Yıldız Salonu’yla kıyaslanamayacak düzeyde olsa da… Farklı Taolar’ın birleşerek birbirlerini tamamlamaları bakımından… Bu Siyah Beyaz Diyagramı daha üst bir seviyede.” Ning meseleyi anlamıştı lakin her koşulda, Yıldız Salonu çok daha değerliydi.

 

Tao kişinin temeliydi. Kılıç oyunu ve teknikler sadece dış yardımlardı. Ning kavrayışını artırarak Tao Bölgesi’ne adım attığında, bu başarısını Tao anlayışı sayesinde elde etmişti!

 

Suateş Nilüferi gibi tekniklerse Tao’nun Gerçek Manası’ndaki farklı kırıntıların birleşerek ortaya çıkardığı tekniklerdi. Aslında Tao’yu uygulamanın farklı bir yöntemiydi.

 

Tao kişinin temeliydi. Teknikler de bu temelin birer uygulamasıydı. Yıldız Salonu… Farklı farklı Taolar’a ayrıldığı için kişiye bu Taolar’ı açık ve net bir şekilde kavrama şansı tanıyordu. Değeri paha biçilemezdi ve bu salon sayesinde Kayıp Ölümsüz olan Ölümsüz Juhua milyonlarca yıldır yaşamayı başarmıştı. Bu sayede Ölümsüz Juhua, Büyük Xia Hanedanlığı’ndaki prenslerin bile öğrencisi olmak istediği bir figür haline gelmişti.

 

Siyah Beyaz Diyagramı muhtemelen doğanın kendi elleriyle yarattığı bir kavram olduğu için farklı farklı şeylere sahipti. Kişiler bu taşı inceleyerek çeşit çeşit kavrayışlara ulaşabiliyor ve Suateş Nilüferi gibi teknikleri geliştirebiliyorlardı.

 

………..

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim Ji Ning.” Sırtında Mu Kuzeyoğul’un durduğu Mavi Ejderha yapısı yere indi. “Benden daha önce geleceğini düşünmemiştim.”

 

“Küçük öğrenci kardeşim Kuzeyoğul.” Ning gülümsedikten sonra konuştu. “Ne olursa olsun, sakın Siyah Beyaz Diyagramı’na direkt bakayım deme. Siyah Beyaz Diyagramı’ndaki Taolar’ın sayısı ve derinliği akıl alacak gibi değil.  Bu gizemlerle karşılaşabilecek durumumuz yok. Ufak kısımlara bakarak incelemen lazım.”

 

Ne yazık ki, sözlerinde biraz geç kalmıştı.

 

Kuzeyoğul yere iner inmez istemsizce Siyah Beyaz Diyagramı’na bakmıştı ve bulunduğu yerden taşın bütün varlığını görebiliyordu. Aniden genç adamın dünyası dönmeye başlamış ve figürü, Mavi Ejderha yapısının sırtından düşmeye koyulmuştu. Ruh bakımından Ning’le kıyaslanamayacak kadar zayıf olduğu için taştan da epey etkilenmişti.

 

O esnada Ning’in sözlerini duyan Kuzeyoğul hemen onayladı. “Evet, gerçekten de doğru söylüyorsun.”

 

“Hadi, işleri ağırdan alalım.” Ning hemen taş duvarı geçerek Siyah Beyaz Diyagramı’nın yanına gelmişti. Aslında, taşın hemen sağında ve solunda, garip beyaz ışık hüzmeleri saçan birer tane taş duvar daha duruyordu. Ning bu taş duvarların üstüne yerleştirilen akılalmaz formasyonları hissedebiliyordu ve bu formasyonlar, Siyah Beyaz Okulu’nun bu kavramlara ne kadar önem verdiğini gösterir nitelikteydi.

 

Sonuçta, Siyah Beyaz Okulu’nun yükselişe geçmesi bu taşın sayesinde gerçekleşmişti. Bu taş onların hayatı ve kalbiydi.

 

 Siyah Beyaz Okulu’ndaki her yeni Ölümsüz, ellerinden geldiği kadarıyla bu diyagramın etrafındaki formasyonları artırmaya uğraşmıştı ve durum böyle olduğundan, taşın etrafını çevreleyen formasyonlar da akılalmaz bir seviyeye ulaşmıştı. Muhtemelen bu kadar formasyon aktif olduğu takdirde, Kutsal Ölümsüzler bile bu formasyonlarla başa çıkmakta güçlük çekeceklerdi.

 

“Üç taraflı duvar. Biri Siyah Beyaz Diyagramı’na ait ve diğer ikisiyse muhtemelen önceki Ölümsüzler’in bıraktığı eşyalar.” Ning meseleyi inceliyordu. Üç taraflı taş duvarların hepsi de üç yüz metre genişliğindeydi ve taşların üstünde karışık, sık yazılar bulunuyordu. Sadece bu yazılardan bile Siyah Beyaz Okulu’nun kaç tane Ölümsüz yetiştirildiği seçilebiliyordu.

 

Ning hemen Siyah Beyaz Diyagramı’nın ufak bir köşesine odaklandı.

 

Siyah ve beyaz çizgiler birleşiyordu… Birbirlerine zıt olsalar da garip bir şekilde benzerlik de taşıyorlardı. Aniden Ning doğanın bütün gizemlerine doğru garip bir yolculuğa çıktı. Yanındaki Kuzeyoğul da ondan farklı değildi.

 

……………

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44351 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr