Bölüm 137: Meseleler Çözülür

avatar
4413 53

Desolate Era - Bölüm 137: Meseleler Çözülür



Bölüm 137: Meseleler Çözülür

 

Savaş gemisinin güvertesinde duran Ji Dokuzateş, Ji Yichuan ve diğerleri şoke olmuştu. Yağmurejderi Korumaları onları sorgulamak için mi gelmişti? Ji Klanı daha önce böylesine bir meseleyi gerektirecek herhangi bir şey yapmamıştı.

 

“Bu gelen Yağmurejderi Koruması muhtemelen Karejderi Dağı’nın öğrencilerinden biridir.” Ji Dikduran konuştu.

 

“Evet. Koskoca Karejderi Dağı’ndan buraya iki saatte gelmiş.” Dokuzateş onayladı.

 

Gücendirdikleri tek düşman Karejderi Dağı’ydı. Ve Karejderi Dağı gibi büyük bir gücün Yağmurejderi Korumaları’na üye olan öğrencileri barındırması gayet doğaldı.

 

“Yağmurejderi Koruması mı?” Nazik bir ses yankılandı ve siyah cübbeli Kuzeydağ Baiwei sakince ikinci katın merdivenlerinden inmeye başlamıştı. Ning hemen arkasındaydı. Yürüdüğü esnada Baiwei havada süzülen kızıl-cübbeli genç adama baktı. “Ji Klanı’nı sorgulamayı gerektiren bu mesele neymiş bakalım?”

 

Mesafedeki kızıl bulutta süzülen Xue Hongyi, siyah cübbeli genç adamı görür görmez şaşırmıştı. Yağmurejderi Koruması olarak sahip olduğu rütbenin haddi hesabı yoktu. Lakin, Sakinsu Marki’nden birisiyle karşılaştığında kendisine hâkim olmak zorundaydı. Marki’nin sıradan bir üyesine karşı öyle teferruata girmesine gerek yoktu lakin Hongyi tek bir bakışta bu siyah cübbeli genç adamın Marki’nin ana soyundan geldiğini anlamıştı.

 

“Sakinsu Marki’nin ana soyundan birine nasıl denk gelebildim ki?” Hongyi’nin suratı ekşidi. Tereddüt etse de konuşmuştu. “Aranan suçlu, “Kebu”yu yakalamak için buradayım. Suçlu Kebu’nun Ji Klanı’nın bölgesinde saklandığını ve onlar tarafından korunduğunu düşünüyorum.”

 

“Suçlu Kebu’nun peşindesin demek?” Baiwei konuştu. “Resmi emrin var mı peki?”

 

“Var.” Hongyi’nin ellerinde siyah bir parşömen belirmişti. Parşömeni açan genç adam kâğıdın içindeki gerekli resmi emri göstermişti. Emirde, aranan suçlu Kebu’nun bulunması ve yakalanması görevinin Xue Hongyi’ye verildiği yazıyordu.

 

Baiwei kâğıda bakar bakmaz bunun gerçek bir emir olduğunu anlamıştı. Hafiften ekşiyen suratıyla Xue Hongyi’ye baktı. Xue Hongyi’nin etkileyici bir figür olduğunu düşünüyordu. Onu görür görmez, Baiwei bu adamın Ji Klanı’ndan intikam almaya gelen bir Karejderi Dağı Öğrencisi olduğunu anlamıştı! Heybetli, kadim bir Yağmurejderi Koruması için Ji Klanı gibi ufacık bir klanı paramparça etmek gayet basitti. Buna rağmen, karşısında duran adam bütün hazırlıklarını tedbirle yapmış ve aldığı resmi emirle olayın üstünü gayet güzel bir şekilde örtmüştü. Planına diyecek yoktu.

 

“Ne yapacağız?” Ji Klanı üyeleri panikliyordu. Ning’se mesafedeki siyah parşömene bakmış, hemen ardından kızıl cübbeli gence bir bakış atmıştı. “Üstat Mu Xiao’nun söylediklerine göre Yağmurejderi Dağı’na yalnızca üst seviye Wanxiang olduğunda katılabilmişti. Sanırım bu kızıl cübbeli gencin de sahip olduğu güç o civarlarda. Ne kadar genç göründüğüne bakarsak… Etkileyici dâhilerden biri olduğunu söyleyebiliriz.”

 

Kişi ne kadar genç görünüyorsa, diğerlerine oluşturabileceği tehdit de bir o kadar fazlaydı. Örneğin, bölgeye beş ila altı yaşlarında bir çocuk gelip Yağmurejderi Korumaları adına buradayım deseydi, işte o zaman durum gerçekten dehşet verici bir hal alabilirdi.

 

………..

 

“Aranan suçluyu yakalamak için resmi bir görevdeyim. Genç efendi, lütfen bu konuda bana yardımcı olun.” Xue Hongyi’nin tavırları daha saygılıydı.

 

“Resmi emrin sadece aranan suçlu, “Kebu”yu bulmaya dayalı olduğunu görüyorum. Ji Klanı’nı yakalaman ya da sorguya çekmenin konuyla bir bağlantısı yok.” Kuzeydağ Baiwei konuştu. “Gitsen iyi olacak.”

 

Bulutun üstünde süzülen Xue Hongyi sinirlenmiş ve kükremişti. “Aranan suçlu, Kebu, Ji Klanı’nda saklanıyor. Yağmurejderi Koruması olarak onu yakalamaya geldim. Yoksa, genç efendi, onu koruyacak mısınız?”

 

Böyle bir durumda Karejderi Dağı’nın itibarı zerre para etmiyordu. Sadece Yağmurejderi Korumaları’nın ismini kullanabilirdi!

 

“Saçmalık!” Baiwei Xue, Hongyi’ye keskin bir bakış attı. “Burada neler olduğundan haberin var mı? Niye geldin? Karejderi Dağı’ndaki üyelerine sor bakalım! Dong Fanyu, çabuk, üstat amcana durumu açıkla.”

 

Dong Fanyu gergindi. “Dong Fanyu.” Kızıl bulutun üstündeki Xue Hongyi, herifin Dong Fanyu olduğunu onaylamıştı. Doğal olarak buraya gelmeden önce Kırlangıç Dağı’ndaki yan oluşumun öğrencilerini ezberlemişti. Daha önce Karajederi Şehri’nden geçtiğinde tek bir Zifu Öğrencisi’yle bile karşılaşmamıştı. “Neler oluyor Fanyu? Sakinsu Marki’nin genç efendisi neden buraya geldi?”

 

 Dong Fanyu konuştu. “Genç efendi, Marki’den buraya elçilik meselesinden sebep geldi. Ji Klanı’yla transfer anlaşması imzalamak istiyor.”

 

“Transfer anlaşması mı?” Xue Hongyi’nin suratı ekşimişti.

 

Kuzeydağ Baiwei geniş bir kahkaha patlattı. “Üstat Xu Li de dahil, diğer öğrenci kardeşlerin burada can verdi zira element madenini zorla almaya çalışmışlardı! Lakin, artık element madeni çoktan Sakinsu Marki’nin kontrolüne geçmiş durumda. Doğal olarak, Ji Klanı’nı koruyacağız.”

 

“Buraya, Ji Klanı’nı tutuklamanı söyleyen resmi bir emirle gelmiş olsan dahi Yağmurejderi Korumaları’nın üst rütbeli şahısları, bu meseleyi Sakinsu Marki’yle konuşmak durumunda kalacaklardı.” Baiwei konuştu. “Bu arada, Karejderi Dağı’ndaki Kadim Taoistler’e benden bir mesaj yolla. Ji Klanı artık Sakinsu Marki’nin koruması altındadır! Yapacakları hareketleri daha iyi düşünsünler!”

 

Bunu duyan Xue Hongyi dişlerini sıkarak konuştu. “Peki.” Xue Hongyi vakit kaybetmeden gökyüzünde kaybolmuştu.

 

Eğer Kuzeydağ Baiwei buraya kişisel sebeplerden gelmiş olsaydı, o zaman Xue Hongyi, Yağmurejderi Koruması olan kimliğiyle meseleyi üstelemeye cüret edebilirdi. Lakin…

 

Gelen insan elçi vasfı altındaydı ve transfer anlaşması imzalamıştı. Yani, bu siyah cübbeli genç efendi o esnada koskoca Sakinsu Marki’ni temsil ediyordu! Eğer Marki spesifik bir grubu koruma altına almaya karar verirse Sakinsu Eyaleti’nin sınırları içindeki hiç kimse bu gruba müdahale etmeye kalkışamazdı! Hatta Ji Klanı’nda aranan bir suçlu saklanıyor olsa bile bu meseleyi önce Sakinsu Marki’yle konuşmak zorunda kalacaklardı. Marki izin vermediği takdirde Yağmurejderi Dağı gerekli tutuklamayı yapamazdı.

 

……….

 

“Teşekkürler, genç efendi.”

 

“Klanımızı kurtardığını için teşekkürler, genç efendi.”

 

Ji Klanı üyeleri gökyüzünde kaybolan kızıl cübbeli genci izliyorlardı. Keyiflerine diyecek yoktu. Daha önce, gelen bu insanın Yağmurejderi Korumaları’ndan biri olduğunu duydukları için şaşırmışlardı…

 

Ning hemen konuştu. “Teşekkürler, genç efendi Baiwei.”

 

“Buraya transfer anlaşması imzalamaya geldim. Güvenliğinizi sağlamak görevlerim dahilindedir.” Baiwei hafifçe gülümsedi. “Xue Hongyi adlı o herif, kendisini Yağmurejderi Koruması olarak tanıtmıştı lakin yerini aklının ucundan bile geçirmemişti! Sakinsu Marki’ne karşı ne cüretle bu kadar kibirli davranabilir? Hmph! Karejderi Dağı paçavraları!”

 

Bunu duyan Ji Klanı üyeleri durumu kıskanmışlardı. Sözler gerçekten kulağa saplanan kılıçlardan farklı değillerdi: Karejderi Dağı paçavraları! Sakinsu Marki’ne göre Karejderi Dağı bölgelerinde bulunan güçlerden yalnızca biriydi. Eğer Marki sinirlenirse koskoca Karejderi Dağı’nı yok etmek hiç de zor olmazdı. Lakin Ji Klanı’na göre Karejderi Dağı devasa bir yaratığı andırıyordu. Öte yandan, Marki bu yaratığı kafese tıkan dünyanın ta kendisi gibiydi!

 

 Uzaktan iki figür yaklaşmaya başladı. Figürler çabucak geminin güvertesine inmişlerdi. Zırhlara kuşanan adamlardan biri konuştu. “Genç efendi, araştırmalarımızı bitirdik. Element madeninin dört bin kilometrelik uzunluğu ve üç yüz kilometrelik genişliği var. Kalite muazzam ve üst seviye element taşlarından da epeyi var.”

 

“Mm.” Baiwei keyifle onayladı. Ardından gülümseyerek Ning ve Dokuzateş ikilisine bakmıştı. “Ji Klanı’nın Patriği Dokuzateş ve Ji Ning, benimle ana salona gelin. Anlaşmayı imzalayacağız.”

 

“Tamam.” Dokuzateş ve Ning ikilisi onayladıktan sonra Baiwei’yi takip etmeye başlamıştı.

 

……….

 

Salondaki masada iki parşömen duruyordu. Parşömenlerdeki yazılar aynıydı transfer anlaşmasının nasıl ayrılacağı, Ji Klanı’nın nasıl korunacağı, her şey detaylı bir şekilde yazılmıştı.

 

“On Bin Kılıç Şehri’nin resmi fermanını çıkar. Fermanı buradaki mühre basın ve isimlerinizi yazın.” Kuzeydağ Baiwei konuştu. “Marki’nin büyük mührü daha önce anlaşmaya basılmıştı. Geriye bir tek sizin mührünüz kaldı yani.”

 

Ning ve Dokuzateş birbirlerine baktıktan sonra hemen gerekli işlemleri yapmaya koyulmuşlardı.

 

“Anlaşmalardan biri sizde, diğeri Marki’de kalacak.” Baiwei gülümsedi.

 

Dokuzateş de gülümsüyordu. “Ji Klanımız bu felaketi atlattıktan sonra yaşamaya devam edebilecek. Madenin %70’i Marki’ye ait olabilir lakin Ji Klanımız için %10 yeterlidir. Geriye kalan %20’yi size sunmak istiyorum, genç efendi. Klanımızı kurtardığınız için teşekkürler.”

 

Dokuzateş neredeyse dört yüz yıldır yaşayan kurnaz, yaşlı bir adamdı. Kurnazlığına diyecek yoktu! Her ne kadar kâğıt üstünde Ji Klanı %30’a sahip olsa da bu sayının arka planda düşürüleceğini biliyordu. Bu yüzden düşürülecek miktarı direkt olarak karşı tarafa sunarak karşı tarafın iyiliğini kazanmak daha mantıklıydı.

 

“Gerek yok.” Baiwei gülümsedi. “Ji Ning’le tanıştığımızda, adeta aramızda eski bir dostluk oluştu. Merak etmeyin. Element madeni payınızdan arka planda herhangi bir kesinti olmayacaktı. Arkadaşıma ait bir şeyi çalmaya kim cüret edebilir?”

 

Arkadaş mı? Ning’in kalbi ısınmıştı. Baiwei konuştu. “Madeni kazmak için birkaç askere talimat vereceğim. Zamanı geldiğinde Ji Klanı’nız maden çıkarma sorumluluğunu üstlenebilir. Çıkardığınız madeni askerlere yollarsınız.”

 

“Tamam.” Dokuzateş onayladı. “Mm.” Baiwei de hafifçe onaylamıştı. Dokuzateş önündeki genç efendinin hala daha Ning’le konuşmak istediğini fark eder fark etmez: “Eğer başka bir mesele yoksa, izninizle…” dedi ve mekânı terk etti.

 

Salonda Ning, Baiwei ve iki hizmetçi kalmıştı.

 

“Ji Ning.” Baiwei konuştu. “Elde ettiğin başarıların haddi hesabı yok. Ji Klanı’nda bile yeteneğinle Xue Hongyi’den çok ama çok üstünsün. Böyle ufak bir yerde fazla takılmanı istemiyorum. Sen… Geniş dünyaya aitsin. Gelecekte, Sakinsu Eyaleti’ndeki akılalmaz figürlerden biri olacaksın.”

 

Ning konuştu. “Genç efendi Baiwei, beni fazla övüyorsunuz. Lakin, dediğiniz gibi yakında maceraya çıkacağım.”

 

“Mm.” Baiwei onayladı. Ning konuşmuştu. “Aklıma takılan bir konu vardı. Genç efendi, acaba Ji Klanı’na nasıl bu kadar çabuk geldiniz? Ortaya çıkan madenin haberleri Marki’ye ulaşana dek epeyi süre geçer diye düşünüyordum.”

 

Eğer Marki gelmemiş olsaydı, muhtemelen Ji Klanı’nın başına gelecek sorunların ardı arkası kesilmeyecekti.

 

“Hahaha…” Baiwei gülümsedi. “Bu element madeninin nasıl oluştuğunu biliyor musun?” Ning başını iki yana salladı. “Ben…”

 

Baiwei gülümsedi. “Bu element madeni, bir sonraki seviyeye geçmek için büyü formasyonu yerleştiren bir Kadim Taoist’in sayesinde ortaya çıktı. Formasyon sınırsız miktardaki element enerjisini çekince doğal olarak madene gebe kaldı. Bu arada Kadim Taoist de Toprak Ölümsüzü olmayı başardı.”

 

“Toprak Ölümsüzü mü?” Ning şaşırmıştı. Yani madenin ortasındaki taş oda Toprak Ölümsüzü’ne aitti… ”Bahsettiğimiz Toprak Ölümsüzü, Ölümsüz Alevejderi diye tanınıyor.” Baiwei konuştu. “Bir sonraki seviyeye geçtikten sonra onu Sakinsu Marki’ne davet eti. Karşılama seremonisinde, kendisi madenin Ji Klanı’nın bölgesinde olduğunu babama söylemişti. Böylece, babamın emirleriyle bu anlaşmayı yapmaya geldim.”

 

Ning meseleyi kavramıştı. Demek Ji Klanı’nın rapor göndermesine gerek yoktu zaten başlı başına Marki bu durumu biliyordu!

 

“Tamam. Meseleyi hallettik. Burada daha fazla kalmayacağım. Kardeş Ji, eğer bir şeye ihtiyacın olursa beni ziyaret edebilirsin. Kesinkes seni iyi karşılayacağıma emin olabilirsin.” Kuzeydağ Baiwei gülümsedi.

 

“Kesinlikle.” Ning cevapladı.

 

……….

 

Öküzboynuzu Dağı. Yeraltıyılanı Gökyüzükilit Formasyonu toplanmıştı. Ji Klanı üyeleri başlarını kaldırarak mesafeye daldılar. Savaş gemisinden geriye yalnızca sekiz Zifu seviye asker kalmıştı.

 

“Ögh.” O esnaya kadar vahşi aurasını kaybetmemiş olan Yichuan aniden zayıf düşmüştü. Suratı solmuş ve adam öksürmeye başlamıştı.

 

“Baba.” Ning başını çevirerek babasına baktı.

 

………..






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr