Bölüm 120: Düşük Işınlanma Tao Mührü

avatar
4321 58

Desolate Era - Bölüm 120: Düşük Işınlanma Tao Mührü



Bölüm 120: Düşük Işınlanma Tao Mührü

 

“Nong Zidao kayıp mı oldu?” Ji Ning’in suratı ekşidi.

 

Diğer beş Zifu Öğrencisi’nden de ses çıkmıyordu... Büyük formasyonun desteğini arkasına alan Ning’in Wanxiang seviyesinde olduğuna şüphe yoktu. Geriye kalan beş kişi kendi formasyonlarını oluşturabilecek durumda bile değillerdi.

 

“Ji Ning, lütfen bizi bağışla.”

 

“Taşıdığım bütün hazineleri alabilirsin. Ayrıca hayatıma karşılık klanım da sana çok sayıda hazine verebilir.”

 

“Ji Ning…”

 

Beşli bütün gururlarını kenara atarak yalvarmaya başlamışlardı.

 

Ning grubu süzdü.

 

“Ji Ning.” Aniden kulaklarında bir ses yankılandı, “İki Zifu grubunu yok ettik lakin Büyük Xia Hanedanlığı’nın gelmesine daha iki gün var… Bu iki günde Karejderi Dağı’ndan daha fazla öğrenci gelebilir. Doğal olarak bu adamları kollayıp gözleyecek durumumuz yok. Öldür hepsini. İki ruh yaratığına boyun eğdirebiliyorsan bu şekilde yap. Eğer direnmeye çalışırlarsa onları da öldür!”

 

Ning onayladı.

 

Patriğin sözleri mantıklıydı.

 

“Gebereceksiniz.” Ning sakin ses tonuyla konuştu.

 

 Vücudunun önünde, göz alan kılıç ışığı çabucak yağmur çizgisine bürünerek gruba ilerlemeye başlamıştı. Hemen ardından bir kılıç ışığı daha belirdi.

 

Kılıç ışıkları [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun sekizinci seviyesine aitti.

 

“Ji Ning. Karejderi Dağı intikamımızı alacaktır.”

 

“Ji Ning, acı içinde öleceksin!”

 

Beşli çılgına dönmüştü. Hepsi sonuna kadar mücadele etmek istiyordu lakin formasyon bile oluşturabilecek durumları yoktu. Her ne kadar güçlü Tao mühürleri fırlatmayı başarabiliyor olsalar da mühürler yağmur perdeleri tarafından anında ortadan kaldırılıyordu. Ning’e zarar vermenin imkânı yoktu.

 

 Çok geçmeden beşi de hayatını kaybetmişti.

 

“Ruh yaratıkları, boyun eğiyor musunuz?” Ning bakışlarıyla Karayılanı ve Peri Turnası’nı süzdü.

 

Karayılanı ve Peri Turnası birbirlerine bakakalmışlardı. Çok geçmeden Karayılanı geniş omuzlu, mavi zırhlı bir adama dönüştü. Öte yandan Peri Turnası beyaz cübbeli kadın formuna bürünmüştü. Mavi zırhlı adam ve beyaz cübbeli kadın diz çökerek konuştu, “Boyun eğmeye razıyız!”

 

Her ne kadar Zifu seviye Yabaniyaratıklar kibirli ve ehlileştirilmesi zor canlılar olsalar da karşılarında iki seçenek kaldığında, ölümün ve yaşamın arasından genelde yaşamı tercih ediyorlardı. Özellikle de rakibin gücü kendilerinden fazlaysa bu durum gerçekleşiyordu.

 

“Beni takip edin.” Ning keskin bir bakış attıktan sonra yağmur damlalarını geri çağırdı. Kaybolan yağmur suyunun ardından ortaya çıkan alev dalgası beş Zifu Öğrencisi’nin cesetlerini küllere çevirmişti. Geriye kalan büyülü hazineler Ning’in ilahi iradesiyle toplandı…

 

“Tamam.” Karayılanı ve Peri Turnası Ning’i takip etmeye başladı.

 

Çok geçmeden karanlık sisi geçerek Ji Dokuzateş’in yanına gelmişlerdi.

 

“Eh?” Ning şaşırmıştı. Hemen önünde, Patrik ve babasının yanında Ji Dikduran, Gölge Nine ve Ah Xing duruyordu.

 

“Gelmelerini ben söyledim.” Dokuzateş gülümsedi, “Zifu Öğrencileri’ni öldürdüğümüze göre şimdilik rakibimiz kalmadı.”

 

“Ji Ning, etkileyici.” Dikduran’ın gözleri parlıyordu.

 

“Etkileyici, etkileyici.” Yaşlı köle Ah Xing’in suratında da keyifli bir ifade vardı.

 

Gölge Nine de gülümsüyordu.

 

Grup keyifliydi.

 

Tabii bunun sebebi, yalnızca birkaç günlük periyotta Karejderi Dağı’nın yalnızca belirli bir sayıda Zifu Öğrencisi çağırabilecek güce sahip olmasıydı… Ana Karejderi Dağ Tarikati’yse çok uzaktaydı. Bu kadar kısa sürede milyonlarca kilometre yol katetmeleri mümkün değildi. On sekiz Zifu Öğrencisi öldürüp iki ruh yaratığını ehlileştirdikten sonra karşılaşacakları tehdit seviyesi de azalmıştı.

 

“Ne yazık ki, Nong Zidao’nun kaçmasına izin verdik.” Patrik Dokuzateş başını iki yana salladı.

 

Patrik, nasıl kaçabildi? Aniden kaybolmuştu, hiç mantıklı değil.” Ning sordu. Gölge Nine ve diğerleri de Patriğe bakıyorlardı. Henüz toplandıkları için durumun detaylarını soracak vakit bulamamışlardı.

 

Dokuzateş başını iki yana salladı, “Ben de bilmiyorum. Öyle bir anda ortadan kayboldu. Formasyonda onun izine rastlayamıyorum. Lakin, ruh yaratığına sorarsak muhtemelen cevabı alabiliriz.”

 

 Ning ve diğerleri hemen meseleye hak vermişti. Doğru ya, herifin ruh yaratığı ellerindeydi.

 

“Peri Turnası.” Dokuzateş beyaz cübbeli kadına baktı, “Nong Zidao nasıl kaçtı?”

 

Beyaz cübbeli kadın saygıyla konuştu, “Önceki efendim formasyonlar konusunda yetenekliydi. Kendisi, ustası tarafından sevilen ve değer gören biri olduğu için ‘Düşük Işınlanma Tao Mührü’nü elde edebilmişti. Bu Tao Mührü’nü kullanarak kişi on bin kilometrelik mesafeyi bir anda katedebiliyor.”

 

“Düşük Işınlanma Tao Mührü mü?” Ning ve diğerleri birbirlerine bakıyorlardı.

 

Ning çabucak bu ismi ezberlerdi. Görünüşe göre yanında taşıdığı “İz Tılsımı”nın asıl adı Düşük Işınlanma Tao Mührü’ydü. İz Tılsımı Batı Vilayeti’ndeki Ji Klanı’nın atası tarafından, şans eseri elde edilmiş bir hazineydi. Toplamda üç tılsım ele geçiren Ji Klanı atası ikisini kullandığı için geriye yalnızca biri kalmıştı. Bu tılsım kişiyi aniden on bin kilometrelik mesafeye ışınlayabiliyordu ve arkasında iz bırakmadığı için buna “İz Tılsımı” deniyordu.

 

“Patrik, ruh yaratıklarıyla ne yapacağız?” Ning Dokuzateş’e baktı. Diğer beşli de ona bakıyordu.

 

“Ji Ning, onları kabul etmeye istekli misin?” Dokuzateş Ning’e sordu.

 

Ning Karayılanı ve Peri Turnası’na baktı. Zifu seviye ruh yaratıkları oldukça değerli yaratıklardı. Sıradan Zifu Öğrencileri’nin bu tür yaratıkları elde etmesi söz konusu bile değildi lakin gerçekte… Ning bu yaratıkları umursamıyordu. Eğer Ning kavrayışına odaklanırsa birkaç saat ya da birkaç gün içinde [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nın yedinci seviyesine geçebilecekti.

 

Birkaç yıl içinde, genç adam Habistanrı eğitiminde, [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nda dokuzuncu seviyeye ulaşabileceğini düşünüyordu! Bu seviyeye ulaştığı takdirde, Zifu seviye ruh yaratıkları pek bir işine yaramayacaktı hatta tam aksine ona ayak bağı bile olabilirlerdi.

 

“Gerek yok.” Ning başını iki yana salladı.

 

“Madem öyle diyorsun…” Dokuzateş onayladı, “O zaman geçici olarak onları ben kabul edeceğim. Bu felaketi atlattıktan sonra meseleyi konuşuruz.”

 

“Tamam.”

 

“Öyle yapalım.”

 

Dikduran, Gölge Nine, Yichuan ve diğerleri onayladı. Şu an için ruh yaratıklarını tartışmanın bir manası yoktu zira felaket henüz sonlanmış değildi.

 

“Yeşimçocuk’tan geriye kalan büyülü hazineler…” Ning elini havaya sallar sallamaz yere çok sayıda büyülü hazine fırladı. “İşinize yarayanları seçebilirsiniz. Uçan kılıç görürseniz… Lütfen onları benim için hazırlayın. Pratik yapacak bir yer bulmam lazım, deminki mücadelede bazı öngörülere eriştim.”

 

“Tamam. Bize bırakabilirsin.” Dokuzateş ve diğerleri tereddüt etmemişti.

 

“Tamam.” Ning çabucak ilerlemeye koyuldu.

 

Karayılanı ve Peri Turnası hayal kırıklığına uğramış sayılabilirlerdi. Gerçeği söylemek gerekirse Ning’in ruh yaratıkları olmayı arzuluyorlardı.

 

İlk olarak, Ning’e nefret duyuyor sayılmazlardı. Örneğin Karayılanı, zamanında Yeşimçocuk tarafından zorla ele geçirilmişti. Her ne kadar Peri Turnası’yla Nong Zidao’nun arasında yakın bir ilişki olsa da Zidao onu terk edip kendi hayatını kurtarmak için kaçtığında, ikilinin arasındaki karmik bağlar da sona ermişti.

 

İkinci olarak, Ning henüz on altı yaşındaydı. Böylesine canavarca bir yeteneğin sınırsız potansiyele sahip olduğu açıktı eğer onun gibi bir efendiyi takip etme şansı bulabilirlerse gelecekte onlar da bu durumdan yararlanabileceklerdi.

 

Ne yazık ki, Ning onları kabul etmemişti.

 

……….

 

 Genç adam bağdaş kurmuş, dağ ormanlarındaki karanlık enerjinin ortasında meditasyon yapıyordu.

 

“Yin ve Yang dönüşerek, birbirlerini sonsuz bir döngüde kovalarlar…” Ning kendi kendine konuştuktan sonra gözlerini kapattı. Daha önce, [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nu incelediği esnada… Dünyadaki bütün Taolar’ın temel bağlamda birbirlerine çok benzeyen kavramlar olduklarını anlamıştı. Formasyonlar, kılıç oyunu, büyü, ilahi yetenekler… Hepsinin merkezinde “Tao” vardı.

 

Tao aynıydı. Sadece, Tao yolları değişiyordu.

 

Ning bu prensibi anladığından… [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nın yedinci seviyesine daha kolay adım atabilecekti.

 

“Yin ve Yang dönüşür!” Ning vücudundaki ilahi gücü aktif etmeye başladı…

 

………

 

Havada, Karejderi Şehri’nden bin kilometre uzaklıkta aniden uzay zaman kırılmış ve yok yerden bir figür ortaya fırlamıştı. Figür Nong Zidao’ya aitti.

 

Nong Zidao’nun gözlerinde acı dolu bir ifade vardı.

 

“Eğer formasyonla karşılaşırsan dikkatli olacaksın. Dikkatli olmak zorundasın.” Nong Zidao hafifçe iç çekti, “Bu en temel prensiptir lakin Karejderi Dağı’nın öğrencileri olarak bu basit prensibi unuttuk…”

 

 Eğer formasyonla karşılaşırsan dikkatli olman gerekir.

 

Bu mantık ölümsüzlük yoluna adım atan her insanın bildiği bir gerçekti.

 

Zira formasyonlar karmaşık ve mucizevi varlıklardı. Kişi formasyonun içinde ne olduğu kesinkes hiçbir zaman anlayamazdı ve formasyona adım atıldığında, bazen kaçmak bile mümkün olmuyordu! Örneğin Wanxiang Üstadı Üstat Mu Xiao, Bei Zishan’ın formasyonda gizlendiğini biliyordu lakin Bei Zishan’ın formasyonu kuran isim olduğunu bildiği için dışarıda sabırla beklemeyi tercih etmişti.

 

 Lakin Karejderi Dağı’nın öğrencileri bu konuda gerçekten rakiplerini epeyi küçümsemişlerdi.

 

Her ne kadar formasyonla karşılaştıkları takdirde dikkatli olmaları gerektiğini biliyor olsalar da Ji Klanı’nı küçümsemeden edememişlerdi. Ji Klanı yerel klan paçavralarından yalnızca biriydi ve daha önceden bu klanın gücünü de test etmişlerdi. Ji Klanı’nın güçlü formasyonlara sahip olmadığını düşünmüşlerdi ve üstelik yanlarında Yeşimçocuk gibi bir üstadın yanında, bir de formasyon üstadı olarak görülen Nong Zidao gelmişti.

 

 Yirmi kişilik Zifu Öğrencisi takımının gücü heybetliydi!

 

(18 Zifu Öğrencisi + 2 ruh yaratığı)

 

Ji Klanı gibi ufacık bir klanı kaşla göz arasında yok edebileceklerini düşünüyorlardı. İşte bu gereğinden fazla öz güvenlerinden dolayı, rakiplerini küçümseyerek formasyona adım atmışlar ve böylece formasyonda kapana kısılmışlardı!

 

Yeşimçocuk… Yeraltıyılanı Gökyüzükilit Formasyonu’nun desteğiyle bile Ning sadece bu adama “denk” bir güce ulaşabilmişti. İlahi gücü tükenen Yeşimçocuk sırf bu sebepten dolayı ölmüştü. Eğer formasyonun dışında mücadele ediyor olsalardı, muhtemelen durumun sıkıntıya girdiğini görünce kaçabilirdi. Lakin formasyonda kaçacak hiçbir yeri yoktu!

 

“Eğer formasyonla karşılaştıysan dikkatli olman gerekir. Lakin formasyona adım atmasaydık… Ji Klanı’nın bizi oyalamasına izin vermiş olmayacak mıydık? Büyük Xia Hanedanlığı’nın Kutsal Elçisi’nin gelişini mi izleyecektik?” Nong Zidao başını iki yana salladıktan sonra iç çekti.

“Formasyonlar… Ji Ning…”

 

“Yeraltıyılanı Gökyüzükilit Formasyonu ve on altı yaşında Tao Bölgesi’ne sahip canavarvari bir yetenek… Yerel, ufacık bir klanda böylesine iki kavramla karşılaştım yani, öyle mi? Öyle adil olmayan bir yenilgi değildi bu!” Nong Zidao’nun ayakları altında bir tekne belirmiş ve adam Karejderi Şehri’ne doğru atılmıştı.

 

“Ne olursa olsun, diğer dostlarımı uyarmam lazım. Muhtemelen buraya gelen birkaç kişi daha vardır.”

 

 Öküzboynuzu Dağı’na giden Zifu Öğrencileri’nden geriye bir tek Nong Zidao kalmıştı.

 

Eğer yeni gelenleri uyarmazsa muhtemelen ana tarikat gelecekte bu meseleyi incelediğinde, Nong Zidao suçlu bulunacaktı.

 

………

 

Dakikalar sonra.

 

Mesafede bir şehir belirdi.

 

“Eh?” Teknesini süren Nong Zidao şehrin üstündeki insanları görmüştü.

 

 Gördüğü insan grubu akılalmaz bir hızda ilerliyordu.

 

“Dong Fanyu?” Nong Zidao hemen bu herifi tanımıştı.

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim Zidao.” Dong Fanyu, Nong Zidao’yu görür görmez konuştu, “Kıdemli öğrenci kardeşim Zidao, kıdemli öğrenci kardeşim Yeşimçocuk’la birlikte Öküzboynuzu Dağı’na gittiğinizi duymuştum. Neden buraya geldiniz? Ayrıca… Öküzboynuzu Dağı’na giden insanların hayat tabletleri parçalanmış durumda. Dong Klanı’nın Patriği, Dong Ziqi’nin hayat tableti bile parçalandı. Öküzboynuzu Dağı’nda neler oluyor?”

 

Nong Zidao başını iki yana salladı, “Kendimden utanıyorum. Benim dışımda Öküzboynuzu Dağı’na giden öğrenci kardeşlerimin hepsi can verdi.”

 

“Ne? Öldüler mi?!” Dong Fanyu şoke olmuştu, “O kadar öğrenci kardeşimiz, hepsi…”

 

“Benim dışımda hepsi öldü.” Nong Zidao iç çekti. “Sizi uyarmak için geldim. Öküzboynuzu Dağı çok tehlikeli ne yaparsanız yapın, lakin sakın oraya girmeyin.”

 

Dong Fanyu telaşla konuştu, “Girmeyelim mi? Lakin daha demin Wanxiang Üstadı Üstat Xu Li, bizzat yanında Zifu Öğrencileri’ni alarak Öküzboynuzu Dağı’na doğru yola çıkmıştı.”






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44353 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr