Bölüm 119: Ji Ning Yeşimçocuk’la Mücadele Ediyor (Bölüm 3)

avatar
4345 55

Desolate Era - Bölüm 119: Ji Ning Yeşimçocuk’la Mücadele Ediyor (Bölüm 3)



Bölüm 119: Ji Ning Yeşimçocuk’la Mücadele Ediyor (Bölüm 3)

 

“Tak…”

 

Yıldız Kumları devasa Yeşimçocuk’un etrafını kaplıyordu. Yağmur çizgilerine dönüşen altı kılıç ışığı kumları delip geçtiğinde, Yıldız Kumları’nın paramparça olduğunu görebiliyordunuz.

 

Yeşimçocuk kükredi. “Gizlice mi saldırıyorsun?!”

 

Yeşimçocuk aniden avucunu ileriye savurdu. Whooosh. Devasa avuç içleri etrafında adeta koruyucu bir kalkan oluşturmuştu.

 

“Bang! Bang Bang!” Patlama sesleri yankılanıyordu.

 

Altı kılıç ışığı başarıyla durdurulmuştu!

 

“Ne teknik ama.” Mesafedeki Ning yaşananları şaşkın ifadesiyle izliyordu. “Her ne kadar ilahi yeteneği kullandıktan sonra vücudu büyümüş olsa da kolları akılalmaz bir hıza ulaşmış durumda!”

 

“Ji Ning, geber!” Devas Yeşimçocuk ışık hüzmesine dönüşerek Ji Ning’e atıldı.

 

“Hadi.” Ning’in sırtındaki kara kanatlar titremiş ve aynı esnada genç adamın önünde bir kılıç ışığı belirmişti.

 

Boom!

 

Kılıç ışığı uçar uçmaz Yeşimçocuk tarafından yok edilmişti!

 

“Geber.” Devasa Yeşimçocuk Habistanrılar gibi vahşi figürüyle saldırıyordu. İki yumruğu da Ning’e atılmıştı!

 

 Geriye! Geriye! Geriye!

 

Ning Rüzgarkanat Atlatması’nı son raddesine kadar kullanıyordu. Yeşimçocuk hız bakımından üstün olduğu için saldırıları atlatmak için çevikliğine bel bağlaması gerekiyordu. Genç adam geriye çekilmeyi bir türlü başaramamıştı!

 

Eğer kişi uzunca bir süre nehir kenarında yürümeye çalışırsa elbet ayakları ıslanırdı!

 

“Whoosh!” Deva Yeşimçocuk aniden sağa atılarak Ning’e doğru bir yumruk savurdu!

 

Bang! Yağmur suyu etrafa saçılmıştı!

 

Whoosh! Suateş Nilüferi paramparça olmuştu!

 

Ning’in elindeki ikiz kılıçlar aniden yağmur akıntılarına dönüşmüştü. Kılıçlarından fırlayan ışık hüzmeleri zarafetle ve heybetle onlara doğru gelen altın yumruğu karşılıyordu. Bang! Akılalmaz bir patlama… Karşılaşmanın ardından Yeşimçocuk’un yaşadığı hissiyat bambaşkaydı. Devasa adamın yumruğunda yumuşak, şeffaf bir hissiyat belirmişti ve ne yaparsa yapsın yumruğunun bu hissiyatı atlatmasını sağlayamıyordu.

 

“Bang.” Ning metrelerce geriye savrulduğu gibi ellerinde yaralar açılmıştı. Yine de açılan yaralar çabucak kapanıyordu.

 

“Şu güce bak.” Ning yumruğun gücünden sebep şoke olmuştu.

 

Şu anki gücüyle Zifu’nun zirvesinde olan bir Ki Arıtıcısı’nı kolayca öldürebiliyordu ve üstelik Yağmursuyu Kılıç Bölgesi’nin heybetine de sahipti. Bunun yanında, ellerindeki Karakuzey Kılıçları sıradan Ölümlü seviye büyülü hazinelerden daha güçlü silahlardı. Yakın dövüş bağlamında, her ne kadar [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nu kullanan figüründen daha düşük bir güce sahip olsa da muhtemelen hala daha Wanxiang Seviyesi’ndeydi. Buna rağmen, rakibiyle yaptığı karşılaşmada geriye savrulmuştu.

 

“Ölmemiş!” Yeşimçocuk da şaşkına dönmüştü.

 

……….

 

 Devasa Yeşimçocuk Ning’e doğru yumruğunu savurduğunda, manzarayı izleyen Zifu Öğrencileri ve Nong Zidao epey heyecanlanmıştı. Lakin Ning’in yalnızca geriye savrulduğunu ve herhangi bir yara almadığını görür görmez hayal kırıklığı suratlarına fırlamıştı.

 

“Bu nasıl olur?”

 

“Kıdemli öğrenci kardeşimiz Yeşimçocuk Gökyüzü Dönüşümü’nü kullandığına göre savurduğu yumrukların o çocuğu öldürmesi gerekmiyor muydu?”

 

Zifu Öğrencileri korkuyordu.

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim Yeşimçocuk, sana yardım edeceğiz.”

 

Zifu Öğrencileri telaşla kendi tekniklerini kullanmaya başladılar.

 

…….

 

Karşılaşmanın etkisiyle metrelerce geriye savrulan Ning’in suratında vahşi bir ifade belirmişti. Vücudunu sarmalayan yedi yüzden fazla uçan kılıç parlamaya başlamış ve genç adam ilk kez Yeşimçocuk’la yaptığı mücadelede [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun dokuzuncu seviyesini kullanmaya koyulmuştu!

 

Başına giren ağrıların haddi hesabı yoktu!

 

“Git!” Ning’in önündeki kılıç ışığı çabucak yağmur çizgisine dönüştü.

 

“Git! Git! Git! Git!”

 

Ning geriye çekilerek ardı ardına beş kılıç ışığı yolladı. Ardından, hemen duraksamıştı. [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun dokuzuncu seviyesini kullanarak yaptığı beş saldırıdan sonra ruhu artık baskıyı kaldıramayacak raddeye geldiği için genç adam durmuştu.

 

“Geber!” Ning’in gözlerinde vahşi bakışlar yer etmişti.

 

Bu saldırısı en güçlü, en heybetli saldırısıydı ve işe yaramak zorundaydı!

 

“İşe yaramaz.” Sayısız Yıldız Kumu’yla çevrelenen Yeşimçocuk sıradan yağmur damlalarını dikkate almıyordu. Ning’in kontrolündeki ilk kılıç ışığı Yıldız Kumları’nı delip geçtiğinde, devasa Yeşimçocuk o yağmur çizgisine doğru sağlam bir yumruk savurmuştu.

 

BANG!!!

 

 Yeşimçocuk’un devasa figürü sarsılıyordu. Boomboomboom…  Çabucak üç adım geriye çekilerek yeri sarsmıştı.

 

Diğer dört kılıç ışığı hem önünden hem de arkasından saldırıyordu.

 

“Nasıl bu kadar güçlü olabilir?” Yeşimçocuk’un yumruğu, bir önceki karşılaşmadan sebep uyuşmuştu. Lakin, Habistanrılar’ın akılalmaz yenilenme özelliklerine sahip olduğu için korkmuyordu. Vakit kaybetmeden diğer kılıç ışıklarını karşılamaya koyuldu.

 

Bang! Bang!

 

Kılıç ışıklarını her karşıladığında geriye çekilmek zorunda kalıyordu ve bu sebeple çevikliği de etkileniyordu. Dikkati bir anlığına dağıldığında, iki yağmur çizgisi yumruklarını delerek göğsüne doğru atılmıştı. Tak… Yağmur çizgisi devasa Yeşimçocuk’un vücudunu adeta bir yağ parçasıymış gibi kesiyordu. Lakin, buna rağmen Yeşimçocuk’un vücudu heybetli bir dayanıklılığa sahipti. Yağmur çizgileri devasa adamın koruyucu zırhına ulaşır ulaşmaz daha fazla ilerlemeyi başaramamıştı.

 

Tak… Zar zor da olsa Yeşimçocuk’un göğsüne açtıkları geniş yara çabucak kapanmıştı.

 

“Ne!” Ning’in gözleri sonuna kadar açılmış, genç adam şaşkına dönmüştü!

 

Meseleyi artık anlamış sayılırdı.

 

Gökyüzü Dönüşümü adlı ilahi yeteneği aktif eden Yeşimçocuk’un vücudu büyüdüğü için adamın bedenini ikiye ayırmak da zorlaşmıştı. Bunun sebebi adamın vücudunun oldukça kalın bir figüre bürünmüş olmasıydı ve her bir et kas parçası da güçlenmişti. [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun dokuzuncu seviyesi Yeşimçocuk’un vücudunda yalnızca ufak bir yara bırakabilmişti.

 

“Beni yaralayabildin mi?” Yeşimçocuk kükreyerek ileriye atıldı.

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim Yeşimçocuk, sana yardım edeceğiz.”

 

“Ji Ning, ölmeye hazırlan.”

 

Mesafedeki Zifu Öğrencileri çeşit çeşit teknikleriyle Ning’e saldırıyorlardı.

 

“Geri çekilmem lazım.” Ji Ning hızla geriye çekilmeye başladı.

 

Yağmur suyu süzülüyor ve suyun oluşturduğu perdeler büyülü hazineleri, büyülü teknikleri durduruyordu. Zifu Öğrencileri’nin büyülü hazineleri… Yağmur suyunun korumasını bir türlü geçemiyordu! Sadece bu durumdan bile Ning’in “Yağmursuyu Kılıç Bölgesi”nin ne denli heybetli olduğu anlaşılabiliyordu.

 

Yeşimçocuk’sa yağmur perdelerini delerek ilerliyordu.

 

“Geriye.” Ning taktiklerini değiştirdi.

 

 Yağmur suyunu kontrol ederek rakibinin önüne birbiri ardına koruyucu katmanlar yerleştiriyor ve aynı esnada Ning’in kontrol ettiği Suateş Nilüferleri Yeşimçocuk’u sarmalıyordu! Ning’in vücudunu çevreleyen Suateş Nilüferleri… Aslen koruyucu görev gören şeylerdi. Lakin Yeşimçocuk’un vücudunu kaplayan Suateş Nilüferleri adamı bağlamaya yarıyordu!

 

“Parçalan.” Yeşimçocuk Suateş Nilüferi’ni parçaladıktan sonra önüne çıkan su perdelerini delerek Ning’i kovalamaya devam ediyordu.

 

Ning neredeyse bütün konsantrasyonunu yağmur suyunu ve Suateş Nilüferleri’ni kontrol etmek için harcıyordu. Genç adam enerjiye odaklanarak Suateş Nilüferleri oluşturuyor ve bu teknikler rakibini yavaşlatıyordu. Ayrıca durmaksızın beliren su perdeleri de Yeşimçocuk’un hızını akılalmaz bir raddeye kadar yavaşlatıyordu. Herifin Ning’i yakalaması mümkünmüş gibi görünmüyordu.

 

“Tao Bölgesi.” Mesafedeki Nong Zidao’nun gözleri kısılmıştı. “Gerçekten de Tao Bölgesi. Yağmur suyu durmaksızın koruyucu perdeler oluşturuyor… Tao Bölgesi. Sadece on altı yaşında olmasına rağmen Tao Bölgesi’ne adım atabilmiş. Ne canavar ama!”

 

 Daha önce bu konudan emin değildi.

 

Lakin Ning bütün gücüyle Tao Bölgesi’ne odaklanıp sınırsız sayıda yağmur suyuyla koruyucu perdeler oluşturmaya başladığında, Nong Zidao ve Yeşimçocuk gibi geniş tecrübelere sahip iki kişi doğal olarak bunun Tao Bölgesi olduğunu anlamıştı. Eğer Tao Bölgesi olmasaydı, nasıl bu kadar güçlü olabilirdi?

 

Suateş Nilüferleri de durmaksızın açıyordu.

 

 Lakin Yağmur suyuKılıç Bölgesi her yerdeydi. Yağmur suyunun oluşturduğu perdeler Suateş Nilüferi’nden daha zayıftı lakin ortamda sınırsız yağmur suyu vardı!

 

“Eğer yeteneğin varsa benimle direkt dövüş.” Yeşimçocuk kükredi. “Ne yapıyorsun böyle, ufak tekniklerle uğraşıyorsun?!”

 

“Seni yavaşlatarak bağlamak da yetenektir.” Ning gülümsedi. “Ayrıca, seni bağlayarak öldürebileceğimi de biliyor olman lazım.”

 

Yeşimçocuk’un suratı değişti.

 

“Aynen öyle…” Ning, Yeşimçocuk’un suratındaki ifadeyi görmüştü. Hemen aklında gelen düşünce, daha önceki tahmininin doğru çıktığını söylüyordu.

 

Daha önce, direkt dövüştüklerinde Yeşimçocuk akılalmaz bir güç sergilemişti. [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun dokuzuncu seviyesini kullanmış olsa bile rakibi yalnızca üç adım geriye çekilmişti. Öte yandan Yeşimçocuk’un vücudunda açtığı yaralar da çabucak iyileşiyordu. Yine de… Gökler her zaman adildi!

 

 Gökyüzü Dönüşümü adlı ilahi yetenek kişiye güç ve hız kazandırabiliyordu. Kişinin dayanıklılığı bile artıyordu ve boyut bakımından da getirileri büyüktü…

 

Bu kadar avantajı olan bir tekniğin, nasıl olur da hiç dezavantajı olmazdı?

 

Dezavantajı… Harcadığı ilahi güçtü! Gökyüzü Dönüşümü’nü sürdürmek için kişinin akılalmaz miktarda ilahi güç kullanması gerekiyordu.

 

 Ning de “Rüzgarkanat Atlatması” adlı bir ilahi tekniği çalışıyordu. Bu teknik Gökyüzü Dönüşümü’nden farklıydı. Rüzgarkanat Atlatması… Tekniğe odaklıydı! Lakin Gökyüzü Dönüşümü… Kişinin kendi vücuduna bağlıydı!

 

Rüzgarkanat Atlatması uçmak ve atlatmak için oluşturulmuş bir teknikti. Devasa Anka Kuşu’nun olduğu resimler gizemli ve anlaşılması zor sırlar barındırıyordu, ayrıca ilahi gücü de kullanabilen bir teknikti! Ning, Bei Zishan’la mücadele ettiğinde ilahi gücünü kullanarak Rüzgarkanat Atlatması’nı aktif etmişti.

 

Kişi ilahi gücüyle ilahi yeteneği kullandığında, ortaya çıkan güç de on ve hatta yüz katına çıkabiliyordu.

 

Lakin Ning’in “ilahi gücü” henüz Xiantian seviyesindeydi, element enerjisiyse Zifu’nun zirvesindeydi. Element enerjisiyle kanat tipi büyülü hazineyi Rüzgarkanat Atlatması’nın açıklamalarına uygun bir şekilde kullandığında, doğal olarak daha da hızlanabiliyordu.

 

“Gökyüzü Dönüşümü’nü sürdürmek ilahi gücünü resmen emiyor. Bakalım daha ne kadar devam edebileceksin.” Ning kendi kendine düşündü. “Bana gelinceyse, kullandığım güç miktarından bahsetmeye gerek bile yok. Yağmursuyu Kılıç Bölgesi ve Suateş Nilüferi zaten dünyanın gücüyle ortaya çıkıyor.”

 

“Ji Ning!”

 

Yeşimçocuk kükredi. “Elinden gelen tek şey bu adi taktikleri kullanmak demek!”

 

Ning bütün kalbiyle Yağmursuyu Kılıç Bölgesi’ne ve Suateş Nilüferleri’ne odaklanmıştı. Beklendiği gibi Yeşimçocuk ilahi yeteneği sürdürmek için çok miktarda ilahi güç kullanıyordu. Devasa Yeşimçocuk o esnada eski formuna dönmeye de cüret edemiyordu zira eski formuna döndüğü takdirde, muhtemelen Ning’in kılıç ışığı onu yerle bir edecekti.

 

…..

 

Bir saat sonra…

 

Yeşimçocuk’un hayatındaki son saati…

 

Bu saatin içinde, adam duraksamış ve Suateş Nilüferleri ya da yağmur perdeleriyle uğraşmamaya başlamıştı. Saldırı yapmadığı takdirde kullanacağı ilahi güç miktarını da azaltabiliyordu. Lakin… O durunca, Ning kılıç ışığıyla saldırmaya başlamıştı. Ning’in saldırılarından aldığı yaraları iyileştirmek için yine ilahi güç kullanması gerekiyordu.

 

Savaşmamak mümkün değildi, lakin savaşırsa da ölecekti.

 

Nihayetinde ilahi gücün biten Yeşimçocuk’un vücudu eski haline dönmüştü.

 

Şşş…

 

 Yağmur çizgisi aniden bükülerek Yeşimçocuk’un kellesini havaya uçurdu. Geriye kalan ilahi gücü düşünüldüğünde, artık yaralarını iyileştiremeyeceği de anlaşılabiliyordu. Doğal olarak, hayatını yitirmişti.

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim Yeşimçocuk öldü.”

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim Yeşimçocuk!”

 

Diğer Zifu Öğrencileri dehşete düşmüştü lakin Yeraltıyılanı Gökyüzükilit Formasyonu’nda kapana kısıldıkları için kaçacak yerleri yoktu.

 

“Her şey bitti.” Siyah ışık hüzmesinin oluşturduğu kulede, Nong Zidao elini uzatarak Peri Turnası’nın saçlarına dokundu. Suratında acı dolu bir ifade vardı. “Turna, üzgünüm. Kırlangıç Dağı’na yaptığımız bu yolculuğun sonu iyi bitmeyecek. Seni kurtarmaya gücüm yetmez. Efendi köle bağımızı keselim. Umarım Ji Klanı seni bağışlar!” Lafını bitirdikten sonra diğer elinde aniden bir Tao mührü belirdi.

 

Whoosh.

 

Aniden, uzay zaman kırılmış ve Nong Zidao’nun vücudu ortadan kaybolmuştu. Geriye beş Zifu Öğrencisi, Karayılanı ve Peri Turnası kalmıştı…

 

Peri Turnası’nın gözyaşlarına, kuş çığlıkları eşlik ediyordu….

 

……………………..

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44262 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr