Bölüm 121: Yedinci Aşama

avatar
4476 53

Desolate Era - Bölüm 121: Yedinci Aşama



Bölüm 121: Yedinci Aşama

 

“Üstat Xu Li mi?” Nong Zidao şaşkına dönmüştü. Değer gören ve Karejderi Dağı’nda tanınan bir figür olarak, Nong Zidao Üstat Xu’yu gayet iyi biliyordu. Ayrıca Üstat Xu’nun Formasyon Taosu’nda yetenekli olmadığının da farkındaydı. Aslında, ölümsüzlük yoluna adım atan insanların çoğu formasyon konusunda yetenekli değillerdi. Formasyondan ziyade Tao konusundaki bilgilerine, büyülü hazinelerine ya da çeşit çeşit büyülere odaklanıyorlardı.

 

“Üstat Xu Li yola çıkalı ne kadar oldu?” Nong Zidao telaşla sordu.

 

“Çok olmadı, ufak bir kazanda çay demlemeye yetecek kadar süre önce yola çıkmıştı, kıdemli öğrenci kardeşim Zidao.” Dong Fanyu cevapladı.

 

Şaşkına dönen Nong Zidao hemen talimat verdi, “Unutma, eğer buraya başka Zifu Öğrencileri gelirse, onlara Öküzboynuzu Dağı’na gidebileceklerini lakin kesinkes formasyona adım atmamaları gerektiğini söyleyeceksin. O formasyonda, kıdemli öğrenci kardeşimiz Yeşimçocuk can verdi.”

 

“Dediğinizi yapacağım.” Dong Fanyu konuştu.

 

“Tamam.” Nong Zidao’nun daha fazla konuşmayla zaman harcayacak durumu yoktu. Teknesine atladığı gibi tekrardan Öküzboynuzu Dağı’na doğru yola koyulmuştu.

……….

 

Öküzboynuzu Dağı…

 

Ji Dokuzateş ve diğerleri büyük formasyonun dışındaki alanı süzdükleri esnada, büyülü hazineleri de bağlamaya uğraşıyorlardı. Dağın tepesinde olduklarından uzak mesafeleri rahatça görebiliyorlardı.

 

“Nong Zidao’nun dışında buraya gelen bütün Zifu Öğrencileri’ni öldürdük. Ji Klanı’mız bu mücadelede iki Zifu seviye ruh yaratığı bile ele geçirdi.” Ji Dikduran uçan kılıcı bağlarken keyifle söyleniyordu, “Karejderi Dağı’nın Kırlangıç Dağı’ndaki yan oluşumunda zaten çok fazla Zifu Öğrencisi yoktu. Bu kadar insanı kaybettikten sonra mekâna sağlam birinin geleceğini düşünmüyorum.”

 

Evet.” Dokuzateş’te tatminkâr ifadesiyle onaylamıştı.

 

“Ji Klanı’mızın umudu var.” Gölge Nine boğuk sesiyle iç çekti.

 

Mantıken bakıldığında, söyledikleri doğruydu.

 

Büyük Xia Hanedanlığı’nın Kutsal Elçisi iki gün içinde gelecekti. Karejderi Dağı’nın Kırlangıç Dağı’ndaki yan oluşumu bu kadar kısa sürede başka oluşumlara haber salabilecek imkana sahip değildi. Üstelik, en fazla, çevre alanlardan kırk ya da elli Zifu Öğrencisi çağırabilirlerdi ve çağıracakları insanların hiçbiri Yeşimçocuk ya da Nong Zidao gibi figürlerle aşık atabilecek insanlar olmayacaktı! Yeşimçocuk gibi bir figürün can verdiği, Nong Zidao gibi bir formasyon üstadının zar zor kaçabildiği bir bölgeye başka kim girmeye cüret edebilirdi?

 

 Geriye kalan tek çare yaşananları ana tarikata bildirmekti lakin ana tarikat bölgeden çok ama çok uzaktaydı. Büyük ihtimalle, ana tarikat daha bu meseleyi öğrenemeden Ji Klanı Büyük Xia Hanedanlığı’nın korumasına girecekti.

 

“Ji Ning’e sahip olduğumuz için şanslıyız.” Dokuzateş iç çektikten sonra Ji Yichuan’a baktı, “Yichuan. İyi bir oğlun var.”

 

Yichuan gülümsemeden edememişti. Ning gibi bir çocuğa sahip olduğu için nasıl olur da gurur duymazdı?

 

“Bu felaket sona erdiğinde,” Gölge Nine boğuk sesiyle konuştu, “Ji Ning kesinkes Ji Klanı’nı terk ederek dış dünyaya açılacaktır. Canavarca yeteneğini düşünürsek… Büyük güçlere katılabileceğine kesin gözüyle bakabiliriz. Durum böyle olursa, Karejderi Dağı’ndan korkmamıza gerek kalır mı ki?!”

 

“Ji Ning’in sınırsız bir geleceği var!” Ji Dikduran duygusal suratıyla iç çekti.

 

 Bu insanlar Ji Klanı’nın elit ustalarıydı lakin Ji Ning’e kıyasla aralarında… Doldurulması güç bir boşluk vardı.

 

“Biri geliyor.” Dokuzateş aniden kükredi.

 

“Ne?!”

 

 Çok geçmeden grup onlara doğru gelen tekneyi görmüştü. Teknenin üstünde ölümsüzlük yoluna adım atmış kişilerin durduğu seçilebiliyordu.

 

“Kim onlar?”

 

“Daha önce görmemiştim. Bilmiyorum.”

 

“İçlerinden birini tanıyorum. O kısa boylu, yaşlı adam Huan Klanı’ndan… Daha önce tanışmıştık lakin adını bilmiyorum.” Dokuzateş ve diğerleri teknenin üstündeki sekiz Zifu Öğrencisi’ni görebiliyor olsalar da aralarından hiçbirinin ismini bilmiyorlardı. Sadece Dokuzateş gruptan bir kişiyi tanıyabilmişti.

 

Dikduran hemen sordu, “Ne yapacağız? Ji Ning’e haber verelim mi?”

 

“Ji Ning şu anda formasyonun içinde pratik yapıyor.” Dokuzateş başını iki yana salladı, “Üstelik, sadece sekiz kişi gelmiş. Aceleye gerek yok.”

 

……..

 

Uçan tekne zemine indikten sonra kaybolmuştu. Sekiz figür yere adımladı. Hemen yakınlarında, ahşaptan yapılma bir golem duruyordu. Ahşap golemin yeşil ışık hüzmeleriyle parlayan gözleri merakla grubu süzüyordu.

 

“Golem.” Lu Huang konuştu, “Üstat amca, hemen bakacağım.”

 

Lu Huang ileriye atılmış ve ağzını açmıştı lakin o konuşmaya fırsat bulamadan, ahşap golem söylenmişti, “Karejderi Dağı’ndan mı geliyorsunuz?”

 

“Evet.” Lu Huang başını öne salladı. Bu esnada Üstat Xu ve diğerleri de yanına gelmişti. Ahşap golem konuştu, “Efendim Nong Zidao’nun emirlerinden sebep, burada diğer Karejderi Dağı öğrencilerini bekliyordum. Sizlere, efendim Nong Zidao ve Yeşimçocuk’un da içinde bulunduğu on sekiz kişilik grubun formasyona girdiğini haber vermek için buradayım. Grupta toplam on sekiz Zifu Öğrencisi ve iki Zifu seviye ruh yaratığı var.”

 

“Başka bir şey biliyor musun?” Üstat Xu Li sordu.

 

“Bilmiyorum.” Ahşap golem başını iki yana salladı.

 

“Formasyondan çıkan kimseyi gördün mü?” Üstat Xu Li’nin suratı ekşimişti, “Toprağın sarsıldığını hissettin mi?”

 

Ahşap golem cevapladı, “Formasyondan kimse çıkmadı. Daha önce, toprağın birkaç kez sallandığını hissetmiştim lakin artık öyle bir durum yaşanmıyor.”

 

Üstat Xu Li ve diğerlerinin surat ifadeleri değişmişti. Bazı formasyonlar sesi engelleyebiliyordu lakin mücadeleden sebep oluşan titreşimleri engellemek çok ama çok zordu. Bu tür titreşimler toprak aracılığıyla yayılarak dış dünyaya saçılabiliyordu. En azından, Ölümlü seviye formasyonların bu tür etkileri engelleyebildiği daha önce duyulmuş bir şey değildi.

 

“Titreşimlerin yaşanmış olması mücadeleye işaret ediyor lakin daha fazla sarsıntı yaşanmamış ve elde ettiğimiz bilgilere de bakarsak Dong Ziqi’nin de içinde bulunduğu Zifu Öğrencileri’nin hayat tabletleri parçalanmış durumda…” Üstat Xu Li konuştu, “Muhtemelen hepsi can vermiş.”

 

“Üstat, ne yapacağız?” Grup Üstat Xu Li’ye bakıyordu.

 

 Üstat Xu Li’nin yanında gelen yedi Zifu Öğrencisi’nden bazıları ona yolda rastlamış, bazıları da Karejderi Şehri’nde gruba katılmıştı.

 

 Daha önce gelen on sekiz Zifu Öğrencisi ve iki Zifu seviye ruh yaratığı sessizce formasyonda kaybolmuştu.

 

“Öyle kafamıza estiği gibi giremeyiz.” Üstat Xu Li konuştu, “Nong Zidao formasyon konusunda benden bile daha çok şey biliyordu. Yeşimçocuk’sa ilahi yeteneğiyle ve Habistanrı Vücudu’yla akılalmaz bir güce ulaşabiliyordu… İkisi güçlerini birleştirmiş olmalarına rağmen karşımızdaki durumu görüyorsunuz. Ne olursa olsun, bu formasyona rastgele giremeyiz.”

 

 Diğer yedili onayladı.

 

“Bakalım formasyonu zorla parçalayabilecek miyim.” Üstat Xu Li Öküzboynuzu Dağı’na bir bakış attı. Elini havaya savurduğu gibi büyük bir mühür çağırmıştı. Büyük mühür havaya savrularak büyümüş ve nihayetinde üç yüz metre uzunluğa ulamıştı. Oracıkta, Öküzboynuzu Dağı’nın üstünde dikiliyordu.

 

“Aşağı!”

 

Üstat Xu Li mesafeye işaret etti.

 

Aniden dünya renk değiştirmişti. Parlak güneş ışıklarının kaybolmasıyla bölge karanlığa teslim olmuştu. Simsiyah göklerde, sayısız yıldız yer alıyordu ve yıldızların ortasındaki devasa ayı görmek mümkündü. Ayın içinden, akılalmaz büyüklükte bir avuç uzanarak üç yüz metrelik mührü kavradı.

 

Ardından, mührü dağa doğru savurmuştu!

 

Bang!

 

Öküzboynuzu Dağı’nı kaplayan karanlık sise çarpan mührün çıkardığı etki bölgeyi sarsıyordu. Ay ışığından oluşan avuç bir kez daha mührü havaya kaldırmıştı.

 

………….

 

Dokuzateş ve diğerleri dünyanın, Maddeleşme’den sebep değiştiğini görür görmez şaşkına dönmüştü. Parlak güneş ışığı yerini yıldızlı gökyüzüne bırakmıştı.

 

“Wanxiang Üstadı!”

 

…….

 

“Wanxiang Üstadı’nın burada ne işi var? Karejderi Dağı’nın Kırlangıç Dağı’ndaki gücü sadece bir yan oluşumdan ibaret değil mi? Bu tür yan oluşumlarda yalnızca Zifu Öğrencileri yaşıyor. Wanxiang Üstadı’nın ne işi var?” Dikduran’ın gözleri sonuna kadar açılmıştı.

 

 Ji Klanı’nın bütün üyeleri şaşkına dönmüştü!

 

Yaşananlara inanmak istemiyorlardı.

 

“Çabuk, herkes yerine geçsin.” Dokuzateş talimat verdi, “Eğer Wanxiang Üstadı o mührü kullanarak bu formasyonu yok etmeyi düşünüyorsa rüya görüyor demektir! O kadar uzak mesafeden… Wanxiang Üstatları bile en fazla sahip oldukları gücün onda birini sergileyebilirler! Bu güce karşı, Yeraltıyılanı Gökyüzükilit Formasyonu’nu kullanarak kesinkes mücadele edebiliriz.”

 

“Ji Ning’e haber verelim mi?” Gölge Nine sordu.

 

“Gerek yok. Karayılanı, emirlerimi dinleyeceksin ve kuzeye gideceksin.” Dokuzateş konuştu, “Şimdilik Ejderkuyruğu Formasyonu’nu sana emanet edeceğim.”

 

…………

 

“Tamam.” Mavi zırhlı adam cevapladı.

 

 Yaratıklar ilk başlarda yaratık gücüne çalışıyorlardı lakin Zifu’yu oluşturduktan sonra vücutlarındaki enerji de element enerjisine dönüşüyordu. Karayılanı Zifu’nun zirvesindeydi ve element enerjisi Ji Ning’den bile daha güçlüydü!

 

…..

 

“Aşağı!” Uzaktan, Üstat Xu Li tekrar kükredi.

 

Ay ışığının oluşturduğu devasa avuç kavradığı mührü bir kez daha Öküzboynuzu Dağı’na çalmıştı. Lakin bu sefer, ejderhaya benzer bir kükreme duyulmuş ve Ejderkuyruğu gökyüzüne saçılmıştı. Ejderkuyruğunun boyutuna diyecek yoktu ve karanlık formasyondan fırlayan kuyruk direkt olarak mührü karşılamıştı.

 

Bang!

 

Devasa mühür devasa Ejderkuyruğuyla karşılaştı. Kuyruk biraz titrese de yerini korumayı başarmıştı.

 

“Siyah, Ejderkuyruğu mu?” Üstat Xu Li’nin suratı ekşidi, “Ve Maddeleşme’ye dayanabiliyor, öyle mi?”

 

 Büyülü hazineyi bu kadar uzak mesafeden kullanmanın da bazı sıkıntıları oluyordu. Wanxiang Üstatları “İllüzyon Maddeleşmesi”ne bel bağlayarak uzaktan saldırı yapabiliyorlardı lakin doğal olarak yaptıkları bu saldırı, yakın dövüşte ortaya çıkardıkları güçten daha az bir güce sahip oluyordu. Örneğin Üstat Mu Xiao, Bei Zishan’ın kaçmasına engel olmak istediğinde aradaki mesafeye rağmen Maddeleşme’yi kullanarak Bei Zishan’ın böcek vücudunu yakalayabilmişti.

 

“Bu formasyonda neyin nesi böyle?” Üstat Xu Li’nin suratı ekşidi. “Birkaç tane Zifu parçası, formasyona bel bağlayarak Maddeleşme’yi engelleyebiliyor. Bu formasyon…”

 

Bilgi dağarcığına rağmen daha formasyonu bile tanıyamamıştı.

 

Yanında duran yedi Zifu Öğrencisi şaşkın ve gergindi. Karanlık sisten çıkan o Ejderkuyruğu… Ne tür bir formasyona aitti?

…..

 

Dokuzateş ve diğerleri, formasyonun oluşturduğu Yeraltıyılanı’nın gücüyle devasa mühre karşı koymayı bilmişti. Yine de yaptıkları bu iş kolay bir iş değildi.

 

“Ji Ning’in pratiği nasıl geçiyor merak ediyorum… Kritik bir durumda olabilir.” Dokuzateş Ning’i çağırmak istiyordu lakin genç adamın meditasyonunu da bölmeye gönlü el vermiyordu.

 

…………

 

 Formasyonun içinde, karanlık enerji dört bir yana saçılıyordu.

 

Bağdaş kurmuş oturan Ji Ning, kendini tamamıyla Yin Yang dönüşümlerine kaptırmıştı. Sürekli deneyler yapıyor ve kavrayışını geliştiriyordu. Öyle ki, bir süre sonra kendini tamamen meditasyonuna kaptırmıştı. Devasa mührün yarattığı titreşimlerin bile farkına varmamıştı. Dokuzateş ve diğerleriyse genç adamı korumaya devam ediyordu.

 

“Yang olmadan Yin olmaz.”

 

“Yin var olmadan Yang var olamaz.”

 

“Devasa ejderhaların bile pişmanlıkları vardır. Her tepenin ardında, yeni bir vadi yer alır…”

 

“Yin ve Yang, dönüşüm yaşadıkları takdirde sınırsız bir döngüyü oluşturabilir.” Ning aniden meseleyi kavramıştı.

 

Sırtındaki İlahi Güneş Dövmesi ve İlahi Ay Dövmesi aniden parlamaya başladı. Genç adam akılalmaz bir mesafedeki, bahsi geçmeyen ve daha önce varlığını bilmediği sayısız gezegenin ardındaki iki devasa yıldızı hissedebiliyordu. Ay Yıldızı ve Güneş Yıldızı… Devasa yıldızlardan yayılan Gerçeksu ve Gerçekateş ikilisi sonsuz görünen mesafeyi katederek Ning’in vücuduna iniyordu.

 

“Tırırım…” Genç adamın etrafı aniden ateşin ve suyun hüküm sürdüğü bir dünyaya bürünmüştü.

 

Devasa ateş dalgaları ve su dalgaları çiçek Ning’in vücudunu sarmalıyordu. Gerçeksu ve Gerçekateş’in merkez görevi gördüğü çekirdeğin etrafında yer eden ateş su ikilisi manzaraya devasa bir çiçeğin formunu katıyordu. Çiçeğin orta yerinde duran Ning bütün odağını meseleye adıyordu.

 

 Mesafedeki Üstat Xu Li ve Zifu Öğrencileri’nin oluşturduğu grup bile karanlık sisten yükselen devasa çiçek yapraklarını görebiliyorlardı.

 

...........






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr