Bölüm 97: İki Seçenek

avatar
4588 50

Desolate Era - Bölüm 97: İki Seçenek



Bölüm 97: İki Seçenek

 

Dakikalar sonra…

 

Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu’nu hafif bir sis tabakası kaplıyor, tabakayı birbiri ardına yüzen ejderler tamamlıyordu.

 

“Ji Ning, hemen saldırayım deme.”

 

“Denemek istiyorum.” Ning tek bir düşünceyle yedi yüzü aşkın kılıç tipi büyülü hazinelerini çağırdı. Hazineler durmaksızın genç adamın etrafında dönüyor, her biri parlak ve hafif ışık hüzmeleri saçıyordu. Ning’in hemen önünde, çok geçmeden karşı koyulabilecekmiş gibi görünmeyen bir kılıç ışığı belirmişti.

 

[Düşük Bin Kılıç Formasyonu] – Dokuzuncu Seviye!

 

Swish!

 

Göz alan kılıç ışığı direkt olarak Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu’na atıldı ve adeta ejderler böyle bir hamleyi bekliyormuş gibi kılıç ışığını karşılamaya koyulmuşlardı. Taktaktaktaktaktaktaktak… Kılıç ışığı gölgeye benzer ejderlerden birini delip geçtiğinde, eski gücünden eser kalmamış ve çok geçmeden ışık sis bulutuna karışarak kaybolmuştu.

 

Öte yandan…

 

 Işığın deldiği gölgevari ejder çabucak eski haline bürünmüştü.

 

“Nasıl yani…” Ning şaşırmıştı: “Yalnızca tek bir ejderi mi yok edebiliyorum? Ve yaratık neredeyse kaşla göz arasında tekrar eski haline büründü?”

 

Formasyonun içinde duran Dong Ziqi, mesafedeki Ning’e soğuk bir bakış attıktan sonra boğuk sesiyle konuştu: “Ji Klanı’nın dehası olduğun gerçeğini anlayabiliyorum. Yalnızca on altı yaşında olmana rağmen… Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu’ndaki ejderlerden birini parçalayabiliyorsun. Lakin, sahip olduğun ufacık güçle formasyonu alt edebileceğini sakın düşünme.”

 

“Ning, acele etme.” Dokuzateş telaşlıydı: “Bu tarz formasyonlar özellikle de Habistanrı Vücut Geliştirme Ustaları’na karşı büyük avantajlara sahiptir. İçeriye adımını attığın takdirde sekiz ejder tarafından paramparça edileceksin.”

 

“Biliyorum.” Ning onayladı.

 

Her ne kadar Habistanrı Vücut Geliştirme Ustaları, Ki Arıtıcıları’ndan üstün olsalar da… Bu dünyada mutlak gerçek diye bir şey yoktu!

 

 Ki Arıtıcıları’nın içinde de heybetli, akılalmaz figürler bulunuyordu. Örneğin [Düşük Bin Kılıç Formasyonu] bu heybetli figürlerin kullandığı tekniklerden yalnızca biriydi! Öte yandan başka bir örnek vermek gerekirse, zehirli böcekleri kullanarak rakibini sayısız böcek fırtınasına maruz bırakan Ki Arıtıcıları da mevcuttu. Evet, Habistanrı Vücut Geliştirme Ustaları güçlüydü lakin bu yalnızca genel geçer bir düşünceydi. Kişi bazında, yani öznel bağlamda olağanüstü güce ve yeteneğe sahip olan Ki Arıtıcıları bu genel geçer düşünceye birer istisna olarak görülebilirlerdi!

 

“Altımız birleşerek öyle saldıracağız. Bakalım öldürebilecek miyiz.” Dokuzateş’in gözlerinde öldürme isteği dolu ifadeler yer etmişti.

 

Uçan kılıç havaya savruldu!

 

Zehirli böcekler dans etmeye başladı!

 

Kılıç ışığı göklere atıldı!

 

 Kaşla göz arasında dünya sayısız tekniğin ve saldırının altında kalmıştı. Saldırılar Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu’na odaklıydı. Formasyonun içinde duran Ziqi geniş bir kahkaha atmadan edememişti: “Muazzam!” Daha önce sakin ve sessiz gezen sekiz gölgevari ejder, aniden vahşi birer ruh haline bürünerek saldırıları karşılamaya koyulmuşlardı. Kimisi büyülü hazineleri karşılıyor, kimisi saldırılardan sebep parçalansa da tekrar oluşuyordu.

 

 Gölgevari sekiz ejder daire içerisinde, ritmik hareketlerle Ning ve diğerlerinin saldırılarını karşılamakla meşguldü.

 

“Ji Klanı… Korkaklar! Eğer kendinize güveniyorsanız, gelin de formasyonuma girin!” Saldırıların tamamıyla karşılandığını ve savuşturulduğunu gören Dong Ziqi iyiden iyiye kibirlenmişti. “Sayı bakımından üstün olmasaydınız, diğer üç öğrenci kardeşimi öldüremezdiniz! Yetenek bağlamındaysa nasıl olur da bizlere karşı koyabilirsiniz? Eğer gerçekten dövüşmeye başlayacaksak bendeniz Dong Ziqi, hiçbirinizi sağ bırakmayacağım!”

 

Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu’nun dışında Dokuzateş, Gölge Nine, Ah Xing, Yichuan, Dikduran ve Ning şaşkınlıkla dikiliyordu…

 

“Etkileyici.” diye konuştu Dokuzateş. “Her ne kadar Dong Ziqi’nin Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu’nu daha önceden duymuş olsam da ilk kez bu formasyona karşı mücadele ediyorum. Görünüşe göre formasyondaki sekiz ejderin hepsi de Zifu’nun zirvesinde olan yaratıklara eşdeğer güçlere sahip. Tabii sekizi birleşince… Ortaya çıkan güç de olağanüstü oluyor. Eğer gerçekten onları öldürmeye çalışırsak, korkarım ki içimizden iki üç insanı kaybetmeden bunu başarmayız.”

 

“Hayatta risk barındırmayan bir şey var mı ki zaten?” Gölge Nine konuştu: “Gebertelim şu adamı!”

 

“Ji Klanı’mızın az sayıda Zifu Öğrencisi var! Lakin Karejderi Dağı’nın bu konuda kıtlık çekmediğini hepiniz biliyorsunuz. Sırf iki tanesini öldüreceğiz diye hayatımızı kaybetmemize değmez.” Dokuzateş karşı çıktı.

 

Ning mesafedeki Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu’nu izliyordu.

 

Ne yapmalıydı?

 

 Birkaç nefes almaya yetecek kadar bir süre boyunca saldıran genç adam, arada sırada [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nu kullanmış olsa da vücudundaki Ki’nin yarısından fazlasını harcamıştı.

 

“Durun.” Dokuzateş konuştu: “Uzun zamandır birlikte saldırıyor olsak da formasyonu delmeyi başaramadık. Eğer risk almazsak, Dong Ziqi’yi öldürebileceğimizi sanmıyorum. Üstelik, sarmaşıklar da durmaksızın uzuyorlar… Çok geçmeden formasyonun dışına ulaşacaklardır. Unutun gitsin, bu seferlik onları bırakalım.”

 

“Bırakalım mı?” Dikduran kulaklarına inanamıyordu. “Patrik, eğer bu şansı tepersek gelecekte Dong Ziqi diğer Zifu Öğrencileri’yle geldiğinde ne yapacağız”

 

“Aptal.” Dokuzateş öfkeyle kükredi. “Karejderi Dağı’nı parçalamaya falan çalışıyor değiliz ki! Burada… Ji Klanı’nın daha uzun hayatta kalabilmesi için uğraşıyoruz! Büyük Xia Hanedanlığı’ndan gelecek Kutsal Elçi mekâna ulaşana dek dayanmamız gerekiyor! Anlaşmayı imzaladığımızda, meseleyi başarıyla yerine getirmiş olacağız. Şunu sakın unutmayın: Sizlerin hayatı, Dong Ziqi’nin hayatından çok daha önemli! Eğer burada riskleri göze alarak ikisini öldürür ve bu süreçte üç insan kaybedersek… Karejderi Dağı intikam için geldiğinde ne yapacağız? O zaman onları daha ne kadar oyalayabiliriz?”

 

Dikduran meseleyi anlamıştı.

 

 Düşmanı öldürmek ikinci plandaydı. Asıl olay Ji Klanı’nın bu testi, bu felaketi atlatmasıydı.

 

Büyük Xia Hanedanlığı’nın Kutsal Elçi’si gelene dek dayanmaları gerekiyordu! Karejderi Dağı’nın Zifu Öğrencileri’ni öldürmekse ikinci plandaydı. Tabii ki rakip taraftan birkaç Zifu Öğrencisi öldürmek, omuzladıkları baskıyı azaltacaktı lakin bu uğurda kendi adamlarını feda etmek zorunda kalacakları düşünülürse… Buna değmeyeceği de anlaşılabiliyordu.

 

Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu’nun içinde duran Dong Ziqi gergin ve sinirliydi. Eskilerin dediği gibi bir elin nesi var, iki elin sesi var durumu geçerliydi. Karşısında altı Zifu Öğrencisi bulunuyordu ve rakipleri teknik bakımından kesinkes zayıf sayılabilecek bir grup değildi. Daha demin yapılan saldırıları zar zor karşılamıştı. Eğer Ji Klanı üyeleri yasaklı sanatları kullanıp topyekûn mücadeleye tutuşmaya başlarlarsa… Muhtemelen büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacaktı.

 

“Hayatımı kaybedecek olsam bile yanımda onlardan birkaçını da götüreceğim.” diye kendi kendi düşündü Dong Ziqi.

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim Ziqi.” Bağdaş kurmuş oturan, suratında kan namına herhangi bir iz kalmayan Muse aniden gözlerini açtı. Suratında keyifli bir ifade belirmişti: “Sarmaşıklarım aldatıcı formasyonun dışına ulaştı.”

 

Ziqi şaşkına dönmüş ve hemen keyiflenmişti: “Ayrılabilecek miyiz yani?”

 

Eğer yaşamına devam etmek için bir umuda sahip olursa, doğal olarak ölümüne mücadele etmeyi seçmeyecekti!

 

“Formasyondan çıkan sarmaşığın yerini hissedebiliyorum. Yani direkt olarak bu sarmaşığı takip edersek çıkabileceğiz.” Muse çabucak ayağa kalktı: “Kıdemli öğrenci kardeşim Ziqi, Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu’nu hazırla, buradan gidiyoruz.”

 

 Aniden ortaya yeşil bir yaprak çıktı…

 

 Yeşil yaprak genişleyerek metrelerce uzunluğa erişmiş ve Muse ve Ziqi ikilisi yaprağın üstüne atlamıştı. Gölgevari sekiz ejder etraflarını çevreliyordu. Ziqi’nin durmaksızın Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu’nu sürdürdüğü anlaşılabiliyordu.

 

“Gidelim.”

 

Swoosh!

 

 Yeşil yaprak garip zikzak hareketleri yaparak ilerliyordu. Ardından bir sağa, sola, geriye ve sağ çapraza ilerlemeye koyuldu… Hareketleri gerçekten mantık dışıydı. Lakin aslen, yaşanan bu ani değişimler formasyonun onlara uyguladığı “duyu baskısı”ndan kaynaklanıyordu. Dışarıdan sürekli yön değiştiriyormuş gibi görünseler de aslen dış kısma doğru ilerliyorlardı.

 

Swoosh….

 

Yaprağın üstünde duran Muse ve Ziqi aniden mesafedeki ıssız dağ ormanlarıyla karşılaşmışlardı.

 

“Çıktık.”

 

“Çıktık. Çıkmayı başardık.” İkilinin keyiflerine diyecek yoktu. Aldatıcı formasyonda bulundukları süre boyunca kontrolü adeta rakiplerine vermişlerdi. Gerçekten işkence gibi bir tecrübenin ardından temiz havayı solumak insanı mutlu ediyordu.

 

“Ji Klanı!” Ziqi dişlerini sıktı.

 

Muse’un suratında da vahşi bir ifade vardı. “Öğrenci kardeşlerimden üçü burada can verdi! İntikamımızı almayacağız mı sanıyorsunuz?”

 

“Ji Klanı!!!” Dong Ziqi’nin sesi yüzlerce kilometreye yayılıyordu: “Sizleri paramparça edeceğim!”

 

Swoosh!

 

Yeşil yaprak aniden gökyüzüne atılmış, ufukta kaybolmuştu.

 

Kaybolan yaprağın ardından, aldatıcı formasyondan çıkan altı figür seçilebiliyordu. Dokuzateş ve diğer beşli formasyondan çıkmıştı. Dokuzateş başını çevirerek mesafede duran birkaç figürü süzmeye koyuldu. Ardından kükremeye başlamıştı: “Nehiryanı Klanı, Kou Klanı, Karaateş Tarikati…” Lafını bitirir bitirmez birbiri ardına figürler fırlamaya başladı.

 

“Yardımcı olamadığımız için bizi affet.”

 

“Kardeş Dokuzateş, araya girmemiz uygun kaçmazdı.”

 

Sesler yankılanıyordu.

 

 Ardından figürler uçan hazinelerine binerek mekânı terk etmişlerdi. Kırlangıç Dağı’ndaki güçlerin içinde bulunan Zifu Öğrencileri, yaşanan element dalgalarını fark ederek bölgeye adım atmıştı. Her ne kadar Karejderi Dağı’yla Ji Klanı’nın formasyondaki mücadelesine şahitlik edememiş olsalar da sonucu tahmin edebiliyorlardı. Özellikle de Dong Ziqi’nin son sözleri durumu özetlemişti.

 

 Figürlerin ayrılışını izleyen Dokuzateş başını iki yana salladı: “Element madeni muazzam bir derinliğe sahip olduğu için Karejderi Dağı’ndaki diğer Zifu Öğrencileri’nin dikkatini çekecektir. Karaateş Tarikati, Nehiryanı Klanı ve Kou Klanı’nın meseleye karışmak istememelerini anlayabiliyorum.”

 

 Kırlangıç Dağı’nda Ji Klanı, Karaateş Tarikati, Nehiryanı Klanı ve Kou Klanı birbirleriyle ittifak kurmuş olan dört güçken… Onlara karşı koyan Karejderi Dağı ve Demirağaç Klanı vardı.

 

Lakin karşılarında onlarla mücadele eden Karejderi Dağı yalnızca Karejderi Dağı’nın Kırlangıç Dağı’ndaki bir yan oluşumuydu! Lakin bu element madeni… Çok geçmeden Karejderi Dağı Tarikatı’ndan asıl öğrenciler bölgeye saldırmaya geleceklerdi ve bu olaylar yaşandığında… Kou Klanı, Nehiryanı Klanı gibi oluşumlar olası bir sıkıntıda anında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirlerdi! Bu yüzden aralarından biri bile meseleye karışmak istemiyordu.

 

“Patrik, ne yapacağız?” Dikduran konuştu.

 

Ning ve diğerleri Patriğe bakıyordu.

 

Dokuzateş yavaş yavaş konuşmaya başladı: “Bu sefer, Karejderi Dağı’nın Kırlangıç Dağı’ndaki yan oluşumu ciddi kayıplar yaşadı. Zifu Öğrencileri’nden üçünü öldürdük. Kesinkes farklı bölgelerden dost güçler çağıracaklardır. Element madeninin büyüklüğünü düşünürsek, karşımıza gelecek Zifu Öğrencisi sayısının az olacağını düşünmüyorum.”

 

 Ning ve diğerleri onayladı.

 

“Muhtemelen Kırlangıç Dağı’na en yakın olanları davet edeceklerdir ve Zifu Öğrencileri’nin ortalama hızını düşünürsek… En geç iki güne buraya ulaşacaklardır diye tahmin ediyorum.”

 

Dokuzateş konuştu: “İki seçeneğimiz var.”

 

“İlk seçenek…”

 

“Saklanabiliriz.” Dokuzateş konuşuyordu: “Öyle bir saklanırız ki, Karejderi Dağı’ndan gelen Zifu Öğrencileri bizi bulamaz…  Yalnızca birkaç gün saklansak yeterli olacaktır. Kutsal Elçi geldiğindeyse tekrar açığa çıkacağız. Bizler adına bu güvenli bir yol ancak… Ji Klanı’mızda yaşayan sayısız insan tehlikede olacaktır.”

 

“Zifu Öğrencileri bir, bilemedin iki güne buraya ulaşırlar. Bu kadar kısa sürede Ji Klanı’mızdaki yüz binlerce insanı tahliye etmemiz mümkün değil.” Ji Dokuzateş iç çekti: “Tabii ilk seçeneği seçtiğimiz takdirde, bizi bulamayan Karejderi Dağı’nın Zifu Öğrencileri, öfkelerini halkımızdan çıkaracaktır. Kadınlarımızı ve çocuklarımızı köle olarak satacaklarını varsayabiliriz.”

 

 Ning ve diğerlerinin surat ifadeleri değişmişti.

 

Yüz binlerce insan!

 

“İkinci seçenek.” Dokuzateş konuştu: “Bir nokta belirleyip, o noktaya formasyon yerleştirdikten sonra herkese nerede olduğumuzu söyleyeceğiz. Bir nevi Karejderi Dağı’na meydan okuyacağız!”

 

“Karejderi Dağı Tarikatı büyük bir tarikattır. Yani onurlarını ve gururlarını korumalarıyla bilinen o devasa tarikatlardan birine meydan okursak, önceden formasyon oluşturduğumuzu bilseler bile direkt olarak saldıracaklardır. Biz oradayken gidip sıradan ölümlülerle uğraşacaklarını düşünmüyorum. Sonuçta, olur da ölümlüleri katlettikleri dört bir yana yayılırsa Karejderi Dağı’nın namına büyük bir leke sürülür. Lakin saklanırsak ve bu meselenin “suçluları”nı, yani bizleri bulamazlarsa kesinkes Karejderi Dağı’nın heybetini insanlara göstermek için klan üyelerimizi katledeceklerdir!”

 

Ning ve diğerleri onayladı.

 

Doğru ya…

 

Büyük tarikatlar itibarlarına akılalmaz önem veriyorlardı!

 

Eğer grup saklanırsa, o zaman mekâna gelecek Zifu Öğrencileri tarikatın ne denli heybetli ve ne denli rakipsiz olduğunu göstermek için Ji Klanı üyelerini, bir nevi ibret olması için de katledeceklerdi!

 

Lakin Ji Klanı’nın ustaları, formasyon kurarak herkese nerede olduklarını söylerlerse… İşte o zaman Karejderi Dağı gidip ölümlü insanları öldürmeye cesaret edemeyecekti.

 

“Evet, söyleyin bakalım. Ne düşünüyoruz?” Dokuzateş kendi üyelerine sordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44355 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr