Chikyuu Tenseisha no Koroshikata - Bölüm 37,5


 

Çevirmen:Ratelnim

Editör:Kurogane / Extacy12

 

‘Miria’yı Quira’dan Euva’ya çevirdim, sonra onu banyoda s*ktim. Rania da dahil oldu. Üçlü yaptık. İkisiyle de ciddi bir niyetim yok. Onlarla fuckbuddy olmayı düşünüyorum. Şimdiki fuckbuddy’lerimin sayısı: 4’

 

Son kahramanlık raporumu yazmayı bitirdim ve kafamı salladım,‘iyi’

 

Yazdığım raporu okuduktan sonra, Rania tiksintiyle “buna ‘iyi’ demek ha … senin tüm varlığın yanlış ve kötü,” dedi.

 

Rania’nın gözlerinin altında kocaman torbalar vardı.

 

Belden aşağısı sallanırken tüm vücudu titriyordu.

 

“Rania, gerçekten yorgun gözüküyorsun”

 

“Sabahtan beri tüm dayanıklılığımı tüketmen senin suçun! Sana ‘yeter artık yeter’ dedikçe sen acımasızca yapmaya devam ettin …. Ve sen nasıl bu kadar enerjik olabiliyorsun? Bir canavar mısın? Bir seks canavarı olduğunu biliyordum ancak fiziksel olarak bu kadar zinde olman beni korkutuyor!”

 

“Şey, sonuçta düzenli antrenman yapıyorum. Ruby’yle ve Liu’yla. Ama sen de baya dayanıklısın, ha Rania?”

 

“Hmph. Tüm gece boyunca shaker çalkalıyorum sonuçta, tabii ki dayanıklıyım”

 

“Rahibeler genelde shaker sallamazlar ve dayanıklılıklarını geliştirmezler …” dedim Rania’nın özel kokteylinden bir yudum alırken.

 

Bu sırada Miria, öğle vaktini geçmiş olmasına rağmen yorgunluktan sesli bir şekilde uyuyordu.

 

Görünüşe göre tüm enerjisini tüketmiştim.

 

Miria’nın dün geceki uygunsuz davranışları en iyisi buydu ….

 

“Her neyse Rania, acele et ve kahramanlık raporumu tanrıçaya Euva’ya gönder lütfen.”

 

“Tabi tabi … şey, Leydi Euva bile olsa senin kötü davranışlarını onaylayacağını sanm...WHOAH TAMAMEN ONAYLIYOR …”

 

Rania kâğıdı yaktığı anda, pek çok altın renkli parçacık havaya uçuştu.

 

Altın rengi tozumsu parçacıklar tüm bedenimi kapladı ve ...

 

*****

… Neredeyim ben.

 

Bu tanımadığım odaya ne zaman gelmiştim.

 

Bu oda bende hiç tanıdıklık uyandırmıyordu.

 

Duvarlarda etnik semboller vardı, yerler tatami’yle kaplıydı ve tavanda bir avize vardı.

 

//ÇN: Tatami

 

Empresyonist tablolar, narin bronz heykeller ve bazı avangart sanat parçaları.

 

Bu yer de neydi…

 

“…odamda her türden şey var”

 

Arkamdan bir ses geldi, arkama döndüm.

 

Gördüğüm şey goth-loli kıyafetler giyen küçük bir kızdı.

 

Gözlerinin altındaki elmas şekilli dövmeler oldukça etkileyiciydi. Ailen görse ağlardı, biliyorsun değil mi.

 

“İyi akşamlar, tatlo Motoki-kun’um. Seni yeniden dirilttiğim dünyada oldukça eğleniyor gibisin öyle değil mi — bu arada Motoki, sen sezgileri kuvvetli birisin, benim kim olduğumu biliyor musun?”

 

“Evet, tabii ki,” kafamı salladım “Um … eski komşum Yocchan’sın, değil mi?”

 

“HAYIR DEĞİLİM! O da kim! Ben tanrıçayım! Seni gözlemekte olan tanrıça, Euva!”

 

“Hayır, şey, bunu biliyordum. Sadece şaka yapmaya çalışıyordum. Peki, tanrıça benden ne istiyor? Lütfen kısa kes.”

 

“Uuh … Kendi yavrum tarafından alay edileceğimi hiç tahmin etmezdim … beni gördüğüne çok da mutlu görünmüyorsun”

 

“Bana hiçbir şey anlatmadan beni alternatif bir dünyaya fırlattın ve şimdi de durduk yerde karşımda beliriyorsun”

 

Diğer yeniden-doğanlar yeniden doğmadan önce kendi tanrıçalarından düzgün açıklamalar ediniyorlardı ve ben olduğum gibi bu dünyaya fırlatılmıştım.

 

Sadece ben.

 

“Şeyyy bu konuda üzgünüm. Senin ruhun cennetten geldiği gün biraz akşamdan kalmaydım ve yüzümü göstermek istemedim. Bu utandırıcıydı bilirsin! Ve her şeyin kendi kendine yoluna girdiğini görmek çok güzel.”

 

“……”

 

“Ah, peki şimdi anlatmamı ister misin?”

 

“ÇOK GEÇ!”

 

Hikaye çoktan yeterince ilerlemişti.

 

“Ima Ima, Motoki. Bu kadar sinirli olma. Neden biraz sohbet etmiyoruz.”

 

Tanrıça Euva öfkemi görmezden geldi ve konuşmaya başladı.

 

“Söylesene Motoki, dünyadaki çeşitlilik çok güzel değil mi? Bu kadar farklı şeylerin olması dünyayı daha ilgi çekici yapıyor. Fikirler, kültürler ve insanlar, tüm bunların çeşit çeşit olması bir hikayenin keyifli olmasını sağlıyor!”

 

“Şey … bu konuda sana katılıyorum.”

 

Çeşitlilik bu kelimeyi seviyordum.

 

“Bunu biliyorum. Erkekler ve kadınlar, minyonlar ve devler, insanlar ve yarı-insanlar ve hayaletler dünyanın lezzetli olması onun bir güveç olması sağlıyor!”

 

//ÇN:Benzetmeye gel :D

 

“Ama biliyorsun ki,” diye devam etti tanrıça “hileli yetenekler taşıyan yeniden-doğanlar bu sevdiğimiz çeşitliliğe zarar veriyorlar. Onların yarı-insanları katletmelerine son vermek istiyorum. Yönetici-tipinden yeniden-doğanların da öyle. Bu dünyayı Dünya’ya benzetmeye çalışmalarından nefret ediyorum. Gerçekten”

 

“Bunu yapıyorlar, öyle değil mi”

 

Bu tanrıçanın düşünceleri korkutucu bir biçimde benimkilere benziyordu.

 

Bunu kabullenmek istemesem de.

 

“Bunu aklında tut, Motoki, senden bu dünyanın çeşitliliğine zarar veren yeniden-doğanları zayıflatmanı ve gerekirse öldürmeni istiyorum! Sıkı çalış, benim dengeleyicim. Sana arka çıkacağım!”

 

Ellerimi sıkıca tuttu ve yüzümün dibine girerek gülümsedi.

 

Bu gülümsemeye bakınca, kendimde olmadan gaza geldiğimi hissettim.

 

“Bu arada Motoki. Yüzeye döndüğünde yapmanı istediğim bir şey var.”

 

*****

Yer yüzüne döndüğümde, tanrıça Euva’nın benden istediği şeyi yapmaya başladım.

 

Düne kadar Miria’nın yönettiği Quira kilisesine gittim.

 

Miria kaçtığından dolayı, kilise tamamen ıssızdı.

 

Şapelin bir köşesinde gizlendim ve insanların gelmesini bekledim.

 

Ve bir saat bekledikten sonra...

 

“İşte buradalar”

 

Bana doğru gelen ayak seslerini duydum.

 

Kasabadaki Quira takipçileri dualarını etmek için gelmişlerdi.

 

Aynayı kullandım ve tanrıça Euvaya dönüştüm.

 

… tabii ki, bir tanrıçaya dönüşmek benden ÇOK şey götürüyordu, ancak bir şekilde buna dayanabiliyordum.

 

“Eep …”

 

Yeni gelmiş olan iki kadın tanrıça Euva’nın yeryüzüne indiğini gördüklerinde korkuyla yutkundular.

 

Konuştum.

 

“Benim ismim Euva! Kız kardeşim Quira bu kasabayı terk etti.Bundan sonra bu kilise ve kasaba bana ait!”

 

Tanrıça Euva yeryüzüne inmişti tüm kasabaya bir telaş hakimdi.

 

Ardından, Euva kilisesi güç kazandı.

 

Diğer taraftan, Quira kilisesinin takipçileri kederliydi.

 

Tanrıçaları kasabayı terk etmiş onları yapayalnız bırakmıştı.

 

Bu şekilde, tanrıça Quira’nın Coura’nın üzerindeki etkisi çok büyük oranda kaybetmişti.

 

….diğer bir deyişle, Yuutarou kendi memleketinde en önemli destekçisini kaybedip zayıflamıştı.

 

//ÇN:Tanrıçayla da sevişir mi acep ilerde :D

 

//ÇN:Böylece 2. ark da bitti arkadaşlar. Bundan sonra fethedilecek 2 karakter kaldı :D

 

&&Motokinin şimdiki planı ne?Suikasta hemen başlayacak mı?Suikast başarılı olacak mı?Miria gerçekleri öğrenebilecek mi?

 

&&Merak ediyorsanız Takipte kalın:)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44371 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr