Chikyuu Tenseisha no Koroshikata - Bölüm 38


 

Çevirmen:Ratelnim

Editör:Kurogane / Extacy12

 

“Geri döndüm, Liu. … eh, ne yapıyorsun?”

 

Miria’nın ele geçirişini tamamladıktan sonra, uzun zamandır ilk defa hana geri döndüm ve Liu’nun garip bir şey yaptığını gördüm.

 

Liu bir biley taşı kullanarak en sevdiği bıçağını biliyordu.

 

“Oh. Hoş geldin Motoki! Tam doğru zamanda geldin. Tam da bıçağıma bir bir keskinlik testi yapmam gerekiyordu. Sorun yok. Korkacak bir şey yok, sadece seni DEŞECEĞİM ve hiçbir korku ya da acı hissetmeden ölmüş olacaksın~”

 

“Wha, oi … dur …!”

 

Liu’nun süper hızlı alçak tekmesine tepki vermem imkansızdı.

 

Ayaklarım yerden kesildi ve takla atarak yere düştüm.

 

“Peki peki peki, görünüşe göre göklerin altında eşi benzeri bulunmayan bir yeniden-doğan bile ellerime düşebiliyormuş. Ne de olsa bir dahiyim sonuçta. Evet, her şeyde ve her konuda yetenekliyim, öyle değil mi. … erkeğime sahip çıkmak dışında”

 

Liu karnıma sertçe oturdu ve yeni bilediği bıçağını şah damarıma bastırdı.

 

Soğuk çeliğin soğuk dokunuşumu boynumda hissedebiliyordum…

 

“Bekle …! Aniden tüm bunlar da ne! Ben bir şey yapmadım!”

 

Şey, bi’kaç şey yapmış olabilirim.

 

“Yani gerçekten neye sinirlendiğimi anlamıyor musun? Lütfen kalbini dinle. Tüm zamanını kızların göğüslerini okşayarak geçirme, bazen de kendini düşünmelisin, Motoki”

 

“……”

 

Sanırım nereye varmaya çalıştığını biliyorum.

 

Ama, Liu çoktan Miria ile sevişmeme OK verdi, öyle değil mi?

 

“Burayı dinle,” dedi Liu, “görüyorsun, buradaki yasal karın çoktan sana üçüncü kızı almana izin vermişti. Evet, bu konuda sana sinirlenemem. Yasal bir karı hoşgörülü olmalıdır.”

 

“Ancak,” diye devam etti Liu.

 

“Sana dördüncü bir kadın için izin verdiğimi hatırlamıyorum. Miria ve Rania, dört çift meme oldukça heyecan verici olmalı öyle değil mi …? Haksız mıyım, Galaktik Meme İmparatoru?”

 

… Rania ile seviştiğimi bile biliyor.

 

Neden kızlar böyle şeyleri çok hızlı kavramak zorunda.

 

Korkutucu.

 

“… hayır, ama, bu bir anda oldu, elimden bir şey gelmezdi, değil mi?”

 

“OH KAPA ÇENENİ! Böyle şeyleri karına bildirme görevini ihmal ettin! ...ve bunun cezası ölüm”

 

“Lütfen sakinleş Liu-san …” sesimden her türlü nezaket okunabiliyordu.

 

“Kadın avcısı bir penisin üzerine bile bassan kıvırır*, derler. Sanırım sana merhamet edeceğim, nerenden keseceğimi seçmene izin vereceğim. Şah damarı mı, Akciğer Arteri mi yoksa köprücük kemiği arteri mi? Hangisi seni daha mutlu eder?”

 

//* «ÇN: orijinal deyim şu “bir kurtçuğun üstüne bile bassan kıvrılır” anlamı da en düşük canlılar bile ölümden korkar demek.»

 

“Neden arterler hakkında bu kadar şey biliyorsun … aynı zamanda, eğer onları kesersen beni öldürmüş olursun.”

 

“Evet, ölüm cezasının anlamı bu zaten.”

 

Bu kötüydü, bu sefer gerçekten sinirliydi.

 

Ayna yeteneğimi kullanarak kaçabilirdim ancak bu kadın, nereye gidersem gideyim beni izlemeye devam ederdi.

 

… bunun çaresi yoktu, sanırım bunu kullanmam lazımdı.

 

“Liu, göğüs cebimin içine bakar mısın?”

 

“Hm? Bu kadar geç bir vakitte özel bir oyun mu istiyorsun? Ne kadar umutsuz bir adam.”

 

“Hayır, öyle değil … sadece kontrol et.”

 

Liu kaşlarını katsa da yine de elini göğüs cebime uzattı.

 

Sonra içindeki şeyi çıkarttı.

 

….avucu büyüklüğünde bir kutu.

 

“B, bu …!”

 

Liu çekingen bir şekilde kutuyu açtı.

 

“Sana söz verdiğim yüzük”

 

“Gerçekten mi!? Motokilik yapıp anında unuttuğunu düşünmüştüm! Yanlış bir hesap! Mutlu bir yanlış hesaplama!”

 

Liu yatağa atladı ve bacaklarını çılgınca çırptı, “Uhyaa–!”

 

Orta parmak yüzüğünü zorlayarak yüzük parmağına geçirdi ve mest olmuş bir şekilde ona baktı.

 

Böyle yaptığında normal, tatlı bir kız gibiydi.

 

“… beni affedecek misin?”

 

“Geez~ ne diyebilirim ki. Bunun bir gelişme olduğunu söyleyebilirim ancak seni affetmedim. Ben hediyeler alıp kandırabileceğin basit kadınlardan değilim … aaah, safir çok güzeeğğl …”

 

Tanrıçaya şükür, beni tamamen affetmişti.

 

Ayağa kalkıp üzerimdeki tozları silktim.

 

“Bu arada Liu, biraz dışarıya çıkalım. Üstünü değiştir.”

 

“Hmm? Dışarıda mı sevişeceğiz? Geez hiç akıllanmaz mısın Motoki? Daha yeni barıştık.”

 

“Hayır sevişmeyeceğiz! Sadece normal bir biçimde dışarıya çıkıyoruz.”

 

“Eh? Motoki benle seks dışında bir nedenle mi konuşuyor? Böyle bir şey olabilir mi?”

 

“Evet tabii ki!”

 

*****

Liu ile birlikte Coura’nın pazar bölgesine gittik.

 

Sonra bir bar-odasına girdik.

 

Her zamanki ucuz tavernalardan değil, yüksek sınıftan ziyaretçilerin olduğu, kıyafet zorunluluğu olan bir yer.

 

İçerisi genişti, bir ozan şarkı okuyor ve harp çalıyordu, bu da mekanı daha enfes bir hale getiriyordu.

 

Liu ve ben birbirimize dönük vaziyette bir masaya oturduk.

 

“Hm, burası kötü bir yer değil, ama bilirsin ben bir maşrapa birayı tepeye dikebileceğin salaş mekanları tercih ediyorum.”

 

“Gelecek sefer öyle bir yere gideriz her neyse Liu, şunu oku”

 

Liu ya bir broşür verdim.

 

Bröşürün üzerinde şunlar yazıyordu:

 

Lordun kızı Kirishe uğruna bir dövüş!

 

Yuutarou vs Montavo

 

Çok Yakında!

 

“Buda ne?” Liu kafasını eğdi.

 

“Aynı göründüğü gibi. Yakında bir düello olacak. Yuutarou, Montavo denen adama karşı, Marki Coura’nın kızı uğruna dövüşecek.”

 

Söylentilere göre, detaylar şöyleydi:

 

Coura Markisinin tek kızı Kirisha’yla bir soylunun oğlu olan Montavo arasında bir evlilik planlanmıştı.

 

Politik bir evlilik.

 

Ancak Kirisha bu evliliği kesin bir şekilde reddetmişti.

 

Bunu yapmak istemediğini güçlü bir şekilde söylemesine rağmen evlilik işlemleri devam etmekteydi.

 

Tesadüfen Kirisha ile karşılaşmış olan yeniden-doğan Yuutarou, buna bir son vermek istemişti.

 

Yuutarou, Kirisha’nın babasıyla Montavo’nun yaptığı bir konuşmanın arasına dalmış.

 

Ardından, Montavo’yu bir düelloya davet etmişti.

 

“Benimle Kirisha için savaş! Eğer ben kazanırsam onun gitmesine izin vereceksin!”

 

Montavo bu düelloyu kabul etmişti.

 

Eğer ünlü yeniden-doğan Yuutarou’yu herkesin gözleri önünde yenebilirse, bunun kendi şöhretini arttıracağını düşünmüştü.

 

“Eh? Bi’ dakika dur. Neden olay bir anda düelloya dönüştü? Bunun arkasındaki mantığı anlayamadım?”

 

“Bunun çaresi yok, sekizinci sınıfa giden chuuni’ler işlerini düelloyla çözmekten hoşlanırlar. Bunu sorgulamak anlamsız,” Anlamsızca Yuutarou’yu savundum.

 

Chuuni’lere gülemezdim, bunları ben de yaşamıştım.

 

“Hmmm … ama Motoki, Yuutarou’yla savaşacak olan Montavo ne tip bir adam?”

 

“Şu tip bir adam,”Baş parmağımla VIP masasını gösterdim.

 

Sedirde bir adam ve iki yanında duran birer kadın oturuyor.

 

Çerçevesiz bir gözlük takıyordu, üzerindeki “Huysuz soylu” havasını sezebiliyordunuz bu adam Montavo’ydu.

 

“Söylesenize Montavo-sama, böyle bir yerde içiyor olmanız sizin için sorun değil mi? Yakında Yuutarou’yla dövüşeceksiniz, değil mi? Antrenman yapmanız gerekmiyor mu?” diye sordu Montavo’nun yanındaki kızlardan biri.

 

“Antrenman mı? Soylu, süper elit bendenizin böyle bir şey yapmasına hiç gerek yok. Bir yeniden-doğan bile benim seviyeme yetişemez. İkinci-sınıf bir komplo asla benim üstün zekamdan kurtulamaz. Sizin için olabilecek en iyi gösteriyi çıkarmaya çalışacağım!”

 

Gözlüğünü yukarı itti, eliyle jestler. Kıpır kıpır bir adam.

 

“Bu çok kötü Motoki, bu adam tam bir çerez.. O kadar aşırı güçlü bir çerez ki ondan yayılan çerezlik kokusunu buradan hissedebiliyorum. Söylediği her söz bir şaka gibi.”

 

“Gördün, inanılmaz değil mi? Bu aptal Yuutarou ile dövüşecek ...”

 

Montavo’yu göz ucuyla gözlemledim.

 

Değersiz ve anlaşılması kolay bir aptal, ancak...

 

Ancak o Kirisha’yı ele geçirme planım için vaz geçilmez birisiydi.

 

&&Motoki yeni hedefini ele geçerebilecek mi?Motoki bu kadar işe yaramaz olmayı nasıl başarıyor?Neden Yuutarounun sevdiği birine dönüşüp arkadan bıçaklamıyorda böyle uğraşıyor?Motokideki bu abazalık nerden geliyor?Çeviren bu kadar iyi olmayı nasıl başarıyor?

 

&&Merak ediyorsanız Takipte kalın:)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44370 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr