Bölüm 675: Dünyayı Yakan Yedi Günahlı Tilki Cehennem Hükümdarı!

On yıl önce…

“Chu Mu bugün çok soylu ve güçlü bir ruh hayvanı hakkında konuşacağız.” Chu Tianmang'ın ayağında ayakkabı yoktu. Pantolonunun paçalarını dizlerine kadar kıvırmıştı ve dibi taşlı nehri geçiyordu.

Yedi yaşındaki Chu Mu da pantolonunun paçalarını kıvırmış, suya giriyordu. Ama çok daha kısa olduğu için nehir kasıklarına kadar geliyordu.

“Nedir bu güçlü ruh hayvanı? Benim olabilir mi?” Chu Mu'nun küçük suratında inatçı bir ifade vardı, nehire yenilmeyecekti...

Ama yine de yumuşak bir taşa basıp suyun içine kapaklandı.

Tam da akıntıya kapılıp gidecekken Chu Tianmang'ın büyük elleri suyun içine uzandı ve sırılsıklam Chu Mu'yu suyun dışına çekti. Çocuğunun sinir dolu yüzünü görünce gülüverdi.

“Onlar cezalı yaratıklardır. Çok küçüksün daha, nehirin gücüne bile dayanamıyorsun. Onları nasıl yakalayacaksın? Bir hapşırıklarıyla seni gökyüzüne fırlatırlar.” Chu Tianmang güldü ve üstünden sular damlayan Chu Mu'yu sırtına aldı.

Chu Mu “Cezalı yaratıklar mı? Neden ki?” diye sordu.

Chu Tianmang gülümseyerek “Doğumları bir günah.” dedi.

“Doğumları günah mı?” Chu Mu'nun kafası daha da karışmıştı. Doğum yeni bir döngünün başlangıcı değil miydi? Neden günahtı ki?

Önceki yaşamlarında çok kötülük yapmış olsalar bile doğduklarında artık bunun bir önemi kalmazdı...

Chu Tianmang “Tüm yaşam biçimlerinin doğal bir düzeni takip etmesi gerekir. Çok sıkı sıralamalar vardır, tüm seviyedeki canlıların gücünü sınırlayan sıralamalar. Ama onlar çok güçlü olduğu için doğumları bile tek başına bir felaket sayılır.” dedi.

Chu Mu, Chu Tianmang'ın sırtında gözlerini kocaman kocaman açmış babasını dinliyordu. Bu konunun ilgisini çektiği belliydi.

“Eski efsanelere göre hayatta yedi günah vardır. Zeki yaratıklar, üstün yaşam formları bu günahlar tarafından kışkırtılırlar. Bu günahlardan biri belirdiğinde sonu gelmeyen bir savaş başlar. Savaşla birlikte ölüm de gelir. Özellikle de büyük türlerde kan nehirleri oluşur, tüm dünyalar karanlığa gömülür...”

“Cesetler ve kan nehirleri ve sayısız harebeler arasından her zaman soylu bir tilki hükümdar belirir. Bu yıkık dünyayı duygusuzca izler...”

“Bu tilki hükümdar yanan dünyanın kaynağıdır, varlığıyla birlikte felaket getirir.”

Chu Mu, çenesini Chu Tianmang'ın geniş omuzlarına yaslamış dinliyordu, gözlerini kırparak sordu, “Felaket alameti bir varlık mı? Türler arası savaşlar, bu türlerin arasındaki çatışmalardan dolayı olmaz mı? Neden bu tilki hükümdar suçlu olsun ki?”

“Hehe, yaşamın sekizinci günahı da budur, kendi problemlerini görmezden gelmek. Hatalı değilsin. Bu hükümdar tilki tüm şeytanlıkların anası değildir, sadece felaketlerin sonunda belirir. Kimse neden belirdiğini bilmez...”

Chu Mu “Sen de mi bilmiyorsun?” diye sordu.

Chu Tianmang güldü ve kafasını salladı, “Kadim zamanlarda insanlar cahilce tüm suçlarını bu tilkilere yüklerdi, yani o yüzden suçlu onlardı. Hatta bazı insanlar güçlü mühürlerle bu hükümdar tilkileri kilitlemeye çalıştılar, suçlarının cezasını ödesin diye... Bu ödeme bin nesil sürecekti.”

Chu Mu hayretler içinde “Bin nesil. Hükümdar tilkinin ömrü insanlardan çok daha uzundur yani bu kim bilir ne kadar sürer...” dedi.

Chu Tianmang “Evet bugün bile bu hükümdar tilkiler cezalarını ödemeye devam eder...” dedi ve sözlerine devam etti, “Ama cezalarını ödedikten sonra bile güçleri mühürlü olsa da hâlâ çok güçlülerdir!”

Chu Mu “Geçen bahsettiğin Çökük Rüzgâr Ejderhası'ndan bile mi güçlü?” diye sordu.

“Çökük Rüzgâr Ejderhası...” Bu ismi duyan Chu Tianmang bir süreliğine daldı gitti.

Acı acı güldükten sonra sözlerine devam etti, “Daha da güçlü! İkisi de hükümdar sırasında olsa da Çökük Rüzgâr Ejderhası'ndan da güçlüdür. Bu tilki hükümdarların kralıdır! Cezasını öderken bile gücü yıkıcı bir güçtür!”

Chu Mu sıkı sıkı Chu Tianmang'ın omuzlarına yapıştı, bu kudretli yaratıkla ilgili daha fazla şey öğrenmek için sabırsızlanıyordu!

Chu Tianmang gülerek “Bu tilkilere Yedi Günahlı Tilki derler! Yedi günahtan gelen yedi farkı güç tipi.”

“Yedi Günahlı Tilki!” Bu ismi duyan Chu Mu etkilenmişti. Bu Yedi Günahlı Tilkiler'i canı gönülden görmek istiyordu.

“Yedi Günahlı Tilkiler'in farklı isimleri vardır. Ama antik hayvan ansiklopedisinde bir tanesi yazar, o da Yedi Günahlı Tilki Cehennem Hükümdarı'dır!”

    ...

    ...

 Ölümsüz Şehri'n üstünde.

Gecenin karanlığı gökyüzünü dalga dalga boyuyordu. Kaotik rüzgârlar Ölümsüz Şehri'ndeki moloz ve kaya parçalarını havalandırıyordu. Molozlar mühürlü şehrin her yerini kaplamıştı.

En güçlü rüzgârlar Kan Canavarı Sunağı toplanma alanında esiyordu!

Toplanma alanından gökyüzüne bakınca sanki yıldızlar yüz metre yukarıdaymış gibi duruyordu. Gökyüzünün bu derece yakınlığı sebebiyle heykel muhafızların hepsi üstlerinde kuvvetli bir rüzgâr baskısı hissediyordu!

Bin heykel muhafız sonsuz bir panik içerisinde düştü. Yüksek seviye hükümdar heykel muhafız bile sunağa bir şeyin inmek üzere olduğunu hissetmişti. Titremeye başladılar ve huzursuzluk içerisinde kükrediler!

“Wuwuwuwuwuwu!”

Mo Xie'nin çığlıkları sanki gökyüzünü bile deliyordu. Gümüş renkli kürkü iblisler gibi dans ediyordu, gümüş gözlerinde parlak alevler vardı!

Göz bebekleri illüzyonun gücüyle doluydu!

Bu gözlere bakan bir dünya görüyordu, yakıp yıkılmak üzere olan bir dünya!

“Yedi Günahlı Tilki Yoz Cehennem Hükümdarı ateşin gücüne hakimdir. İnsanlar onun alevlerine Günah Alevleri der. Beşinci seviye ateş tipi kristallerden az değildir gücü, dünyaları yakabilecek güce sahip olduğu söylenir!”

Chu Mu Mo Xie'yi izliyordu, Chu Tianmang'ın Yedi Günahlı Tilki'yle ilgili anlattığı her şey hafızasında canlanıyordu.

Chu Mu gerçekten de Mo Xie'den çıkan Günah Alevleri'ni görüyordu, beşinci seviye bir ateş kristali, dokuz yeraltı şeytan alevlerinden bile güçlü alevler!

“Yedi Günahlı Tilki! Mo Xie Yedi Günahlı Tilki'ye evriliyor!”

Chu Mu'nun kalbi şiddetle çarpmaya başlamıştı!

Yedi Günahlı Tilki tüm çocukluğu boyunca onun için yüce bir varlıktı. Özellikle de günahlarını temizlemek için bin nesil boyunca cezalandırıldıklarını duyan Chu Mu'nun minik kalbi şok olmuştu!

Bu hayvanlar cezalarını ödedikten sonra bile güçleri mühürlenmiş olmasına rağmen hükümdarların kralıydı! Bunlar ne baskın ne güçlü yaratıklardı!

“Genç efendi... Genç efendi! Küçük tilkiniz... Yine evrim geçiriyor!”

Kaçmamış olan Yaşlı Li'nin sesi Chu Mu'nun zihninde yankılandı!

Yaşlı Li uzun süredir Batı Krallığı'nda gizlenmişti ve bir şeyler öğrenmeyi çok sevdiği için bilgili bir insandı. Chu Mu'nun Şeytani Altı Kuyruklu Alev Şeytanı Tilki'sinin Kraliyet Alevli Dokuz Kuyruklu Cehennem Tilki'sine evrim geçirdiğinin de farkındaydı.

Chu Mu'nun ruh hayvanının tür evrimi geçirmesi büyük bir nimetti. Ne de olsa Mo Xie hükümdar sınıfına ulaşmasa Chu Mu diğer hayvanlarını bu kadar hızlı büyütemezdi.

Gelin görün ki bu tilki tekrar evrim geçiriyordu ve Yaşlı Li hayretler içerisindeydi!

Sürekli Evrim!

Yaşlı Li, Chu Mu'nun tilkisinin çok yetenekli olduğunu biliyordu ama bu tilkinin sürekli evrim geçirebilen bir tilki olduğu aklının ucundan bile geçmezdi!

“Tanrım! Küçük tilki Yedi Günahlı Tilki oluyor! Bu... Bu hükümdar sınıfının en güçlü yaratığı! Dövüş gücü imparator sınıfında!” Yaşlı Li'nin bağırışları iki yüz yaşındaki bu rakunun Yedi Günahlı Tilki karşısında ne kadar şaşkın olduğunu göstermeye yetmiyordu!

Yaşlı Li çok bilge biriydi, tabii ki Yedi Günahlı Tilki'nin hikayelerini biliyordu. Hatta hikayelere göre Yedi Günahlı Tilki'nin kutsal eşyası bulunursa mühürü de bozulurdu ve imparator sınıfını bile bastıracak bir güce ulaşırlardı!

“Yedi Günahlı Tilki kusursuz bir hükümdardır, sahte imparatorlara kafa tutabilir. Beşinci seviye kristal günah alevleriyle birlikte... Dövüş gücü düşük seviye imparator sınıfıyla eşdeğer sayılır! Genç efendi... Genç efendi düşük seviye imparator dövüş gücü... Belki de buradan kurtulabilirsiniz!” Yaşlı Li çıldırmış gibi bağırıyordu!

Yedi Günahlı Tilki, imparator sınıfı, hem de düşük seviye imparator!

Chu Mu bile Mo Xie'nin Yedi Günahlı Tilki Yoz Cehennem Hükümdarı olacağını düşünmemişti, hem de böylesine bir ölüm kalım anında!

Yedi Günahlı Tilki Yoz Cehennem Hükümdarı, bu ruh hayvanı yedi yaşından beri Chu Mu'nun zihnindeki en güçlü varlıktı. Chu Mu birgün böyle bir hayvana sahip olacağını aklından bile geçirmezdi.

Mo Xie'yi şimdi böyle görünce... Chu Mu nasıl hissettiğini tarif bile edemezdi...

Chu Mu'nun siyah gözlerinden aşağı sessiz sessiz bir damla süzülüyordu.

Bu belki bir damlaydı ama ne kadar duygu dolu bir damlaydı!

Chu Mu'nun yanağı bu damlanın yansıttığı ışıkla parlıyordu. Dikkati Mo Xie'de olan Chu Mu bunu fark etmedi. Damla düşerken uzayda garip bir dalgalanma oldu ve gözyaşı kayboldu...

Chu Mu'nun uzay yüzüğünde özel bir şişe içerisinde Ağlayan Anıt gözyaşlarında bir artış oldu.

Chu Mu aslında anıt gözyaşlarının yavaş yavaş arttığını hiç fark etmemişti. Chu Mu'nun ruhu bir ruh hayvanının ruhuna her dokunduğunda artıyordu.

Bağlayıcı Rüzgâr Ruhu'nun hafızasının mahvolduğunu gördüğünde, Beyaz Kâbus'un yüksek seviye hükümdar olduğunu gördüğünde, Zhan Ye'yi ceset dağının tepesinde gördüğünde... Her seferinde Ağlayan Anıt'taki gözyaşları artıyordu.

Ama Mo Xie Yedi Günahlı Tilki'ye evrildiğinde olan artış hepsinden fazlaydı!